Yaşayan bir tarih müzesi: Şanlıurfa

Kutsal metinlerde ve tarihi belgelerde geçen pek çok önemli olaya da ev sahipliği yapan Şanlıurfa, baştan sona bir tarih müzesi olarak anılmayı hak ediyor. Şanlıurfa ‘peygamberler şehri’ olarak da anılıyor. Hz. İbrahim’in Urfa’da Nemrut’a karşı direndiği söylenir. Başka peygamberlerin de yolu Urfa’dan geçmiştir. Hz. Yakup’tan Hz. İsa’nın şehri kutsadığı rivayetlerine kadar… Şanlıurfa’da insanlık tarihinin en eski yapısı ve tapınağı olarak kabul edilen Göbeklitepe de bulunuyor.

İLK DURAK BALIKLIGÖL

Şanlıurfa’ya gittiğinizde ilk durağınız Balıklıgöl olabilir. Burada Urfa’nın havasını dinlenerek soluma fırsatı bulup, kutsal geçmişe giriş yapabilirsiniz. Aynzeliha ve Halil-Ür Rahman Gölleri’nden meydana gelen Balıklıgöl, Şanlıurfa şehir merkezinin güneybatısında yer alıyor. Bu iki göl ve içindeki balıklar kutsal kabul ediliyor. Göllerin çevresinde görebileceğiniz çok sayıda tarihi eser de bulunuyor. Oldukça canlı olan Kapalıçarşı etrafında gelişen kent merkezinde muhteşem güzelliğe sahip eski yapılara rastlamak mümkün. Selahaddin Eyyubi Camii de görmeniz gereken yerler arasında. Şanlıurfa’da Vali Fuat Bey Caddesi’nde bulunan caminin bulunduğu yerde Piskopos Nona tarafından 457 yılında yaptırılan Aziz Yohannes Kilisesi bulunuyordu. Selahattin Eyyubi döneminde bu kilisenin üzerine 900-1250 yılları arasında Selahattin Eyyubi Camisi yapılmış. Ayrıca Ulucami de rotamızın en önemli duraklarından…

73.800 ESER SERGİLENİYOR

Tarihi mekanları gezerken muhakkak Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi’ni görmek gerekiyor. Halihazırda Türkiye’nin en büyük müzesi olan mekan içerisinde 73.800 arkeolojik ve etnografik eser bulunuyor. Haleplibahçe’de bulunan müze kompleksinin içerisinde Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik, Tunç ve Demir çağlarından tarihi eserler yer alıyor. Bu eserler içerisinde dünyanın bilinen en eski heykeli olan Balıklıgöl Heykeli, Göbeklitepe ve Nevali Çori’ye ait tarihi eserler bulunuyor.

HALFETİ’DE TEKNE TURU

Halfeti, tarihi taş evleri ve doğal güzellikleriyle Şanlıurfa’ya giden turistlerin en çok ilgisini çeken yerlerin başında geliyor. Ziyaretçiler büyük bölümü sular altında kalan ve ‘batık kent’ olarak nitelendirilen Savaşan Köyü’nü düzenlenen tekne turlarıyla geziyor.

DAMAĞINIZ DA ŞENLENECEK

Şanlıurfa gastronomik açıdan da oldukça dikkat çekici bir şehir. Kebaplarıyla, çiğ köftesiyle ve başka pek çok yöresel lezzetiyle damağınızı şenlendirecek bir kent. Muhtemelen fazlaca doldurduğunuz midenizi biraz dinlendirmek için üzerine Gümrük Han’da güzel bir kahve içmenizi tavsiye ederiz.

TARİHİN SIFIR NOKTASI GÖBEKLİTEPE

HİÇ kuşkusuz M.Ö. 11 bin yıllarına uzanan tarihiyle Göbeklitepe’ye özel bir yer ayırmamız gerekiyor. Tam olarak ne amaçla inşa edildikleri bilinmeyen ancak tapınak olduğu iddia edilen Göbeklitepe yapıları, insanlık tarihinde inşa edilmiş ilk büyük yapılar olarak biliniyor. Yerleşik hayata geçişin öncesine tarihlenen bu yapılar tarihe bakış açısını da değiştirdi. Tarihi ve kazılarda ortaya çıkarılan anıtsal mimari, Göbeklitepe’yi eşsiz ve özel yapıyor. Bu bağlamda UNESCO tarafından 2011’de Dünya Mirası geçici listesine alındı ve 2018’de kalıcı listeye girdi. Göbeklitepe’deki dikili taşların benzerlerinin bulunduğu Karahantepe’deki kazı çalışmaları da heyecan yaratıyor. Buradaki buluntuların tarihinin daha da eskiye dayanıyor olma ihtimali bulunuyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Muhtemelen dünyada tekrar ses getiren yeni bir keşfimiz olacak” demişti.

‘HARRAN EVLERİ’Nİ MUTLAKA GÖRÜN

Adı 4 bin yıldır değişmeden gelen ve binlerce yıl önceki anlaşmalarda bile bahsedilen Harran da, Şanlıurfa’ya gidince mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. Harran, dünyanın ilk bilim merkezlerinden biri olarak biliniyor. Bu kapsamda dünyada kurulan ilk üniversite olan Harran Üniversitesi de buradadır. Moğol istilasında yıkılan Harran Üniversitesi’nin harabeleriyle tarihi Harran evleri oldukça dikkat çekici yerler. Ayrıca ‘Güneydoğu’nun saklı cenneti’ olarak anılan Halfeti de rotanızda yer almalı.

KAYNAK : AKŞAM GAZETESİ