İşte Yunan adaleti! Türk’e hapis, Yunan’a beraat

İskeçe Milletvekili Hüseyin Zeybek’in İskeçe’de yayın yapan Mahitis gazetesi sahibi Panos Papadopulos aleyhine açtığı dava Savcının, ‘yalan haber’ suçlaması nedeniyle cezalandırılması talebine rağmen beraatla sonuçlandı.

İşte Yunan adaleti! Türk’e hapis, Yunan’a beraat

Askerlik görevini yaptığı sırada hayatını kaybeden Gökçepınarlı Ahmet Katunlu’nun köyündeki cenaze töreninde yaşandığı iddia edilen olaylarda milletvekili Zeybek ve beraberindekilerin “tabut üzerindeki Yunanistan bayrağını alıp attığı ve orduyu cenazeden uzaklaştırdığı”nı iddia eden haberler üzerine, Zeybek’in Papadopulos aleyhine açtığı dava üç duruşma sonucunda tamamlandı.

Savcının, Mahitis gazetesi sahibi Panos Papadopulos’un bayrakla ilgili haberlerinin yalan olduğunun anlaşıldığını söyleyip “iftira” suçlamasından ceza almamasını ancak “yalan haber” suçlamasından ceza almasını talep etmesine rağmen, mahkeme Panos Papadopulos’un beraatine karar verdi. Azınlık basını söz konusu olduğunda hapis cezalarını vermekte oldukça cömert davranan Yunanistan mahkemeleri, davalı Yunanlı bir gazeteci olunca, savcının “yalan haber” suçlamasını kabul etmesine rağmen hakimin beraat kararı vermesi duruşmayı izleyenleri şoke ettiği gibi akıllarda soru işaretlerine neden oldu.

 

 

AVUKAT GUNARİS: HABER TAMAMEN YALANLARLA DOLUDUR”

Hüseyin Zeybek’in avukatı Kostas Gunaris, Mahitis gazetesi sahibi Papadopulos’un haberinin tamamen yalan ve kışkırtıcı olduğunu belirterek, bunun açıkça ispatlandığını söyledi. Gunaris, Yunan bayrağına en ufak bir saygısızlık yapılmadığının cenazeye katılan askeri yetkililer tarafından da net bir şekilde yazılı olarak beyan edildiğini hatırlatarak, Papadopulos’un “iftira” ve “yalan haber” suçlamalarından ceza almasını talep etti.

Son olarak konuşan Panos Papadopulos’un avukatı Liça Mihailidu ise gazete haberinde dile getirilen olayların yaşandığını iddia ederek, “Mahkemenin bu olayların yaşandığına dair şüphesi olmamalıdır” diye konuştu. Papadopos’un çeşitli kaynaklardan elde ettiği bilgiler ışığında haberi yazdığını ile süren Mihailidu, Mahitis gazetesi sahibinin beraatini istedi.

HÜSEYİN ZEYBEK: BU KARAR APAÇIK BİR ÇİFTE STANDART

Mahkeme kararını değerlendiren İskeçe Milletvekili Hüseyin Zeybek, söz konusu kararın kendisi, davayı takip edenler ve çalışma arkadaşları üzerinde şok etkisi yaptığını söyledi. İfade özgürlüğü söz konusu olduğunda Mahitis gazetesine gösterilen aşırı hoşgörünün azınlık gazetelerimizden Gündem ile Millet gazetelerine gösterilmediğini vurgulayan milletvekili Zeybek, “Bunun ne yazık ki çifte standart olduğunu apaçık görüyoruz” dedi.

Milletvekili Zeybek şunları söyledi:

“Gökçepınar köyünde bir gencimizi kaybetmiştik. Tabii ki vatani hizmetini yapan bu gencimizi ebediyete uğurlamak adına köye gittik ve cenazeye katıldık. Ancak birileri bu cenaze töreninde adeta olay yaratmak istedi. Cenazenin nasıl olacağına, nasıl bir tören yapılacağına dair ayrıntılar aile ile askeri yetkililer arasında anlaşılmış. Sonuçta cenaze töreni askeri tören birliğinin katılımıyla, bayrağın en önde yer almasıyla, tören subayının yer almasıyla, gönderilen çelenklerin askerler tarafından taşınmasıyla, mezarlıkta kaybettiğimiz gencimiz için askerler tarafından havaya ateş edilmesiyle ve törende yer alan bayrağın gencin babasına teslim edilmesiyle normal bir şekilde tamamlandı.

Bu anlamda bir sorun yaşanmadı. Ve cenaze töreninden çok az bir süre sonra Mahitis gazetesi öyle bir haber yayınladı ki en başta beni ve tüm azınlığımızı ve önde gelenleri itham altında bıraktı. Bizim bayrağı tabutun üzerinden alıp attığımızı, orduyu cenazeden kovduğumuzu ve olay yarattığımızı iddia etti.

Haber ‘Gökçepınar’da Türk darbesi’ başlığıyla duyuruldu. İnsanın okuduğu zaman tepki göstermemesi imkansız bir haberdi. Bizi, yani azınlık toplumunu bayrak düşmanı, bu ülkeye düşman bir topluluk olarak göstermeye dönük provokatif ve yalanlarla dolu bir haber. Bu haber kısa bir sürede yayıldı ve Yunanistan genelinde bir çok gazete ve web sitesinde yayınlandı.

Ben de bu gazete sahibine dava açtım. İki kez davayı ertelediler. Dava bu kez görüşüldü. Tam üç duruşma yapıldı. Çarşamba günü de sonuç açıklandı. Savcı mütalaasında Papadopulos tarafından yayınlanan haberin yalan olduğunun anlaşıldığını dile getirdi. Ve Papadopulos’un ‘yalan haber’den suçlu bulunmasını istedi.

Buna rağmen hakim Papadopulos’a beraat kararı verdi. Gerçekten çok şaşkınız. Adaletin zarar gördüğüne inanıyorum. Kışkırtıcı, iftira ve yalanlarla dolu, üstelik bizleri ülke genelinde hedef haline getiren bir haber – yorum cezasız bırakıldı.”

ADALETTE ÇİFTE STANDART OLUR MU? 

Okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirildiği dönemde, Şahin Türk Azınlık İlkokulunda yaşanan kayıt problemi sebebiyle meydana gelen protesto olaylarından sonra Millet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Cengiz Ömer haksız bir şekilde hapse çarptırılmıştı.

Söz konusu olayları değerlendirdiği ve Batı Trakya Türklerinin bu konuda çift dilli azınlık anaokulu talebinde ısrar etmesi gerektiğini dile getirdiği yazısında, hakkında suç duyurusunda bulunulmuş, yargılandığı davada yazdığı yazı olaylardan sonra olmasına rağmen bu yazının olayların müsebbibi olduğu iddiasında bulunulmuştu. Ancak hakkındaki iddialar mahkemede ispat olunmamasına rağmen, savcı Cengiz Ömer’in bu yazıyı kötü niyetle yazdığına kanaat getirdiğini belirterek cezalandırılmasını talep etmiş ve savcının “Bu yazıyı kötü niyetle yazdığına inanıyorum” şeklindeki kanaatiyle Cengiz Ömer hapis cezasına çarptırılmıştı.

“TÜRK KARŞITI YORGO MEHMET’E KARŞI OLUNCA HER ZAMAN HAKLIDIR”

Hukukun sabit ve somut deliller ile hüküm verme ilkesiyle bağdaşmayan bir şekilde Türk Azınlık mensubu gazetecilere ceza yağdırılan mahkemelerde kanaat ve zanna dayanan zorlama yorumlarla siyasi ve yanlı bir tutum sergilendiği, suçu sabit olan Türk Azınlık karşıtı Yunan gazetecilerin aklanmasıyla anlaşılmaktadır.

Azınlığın milli kimliğinin inkarı, eğitim, din ve vakıf idaresi alanında haklarının ihlali, kamuda ayrımcılık halen devam etmektedir. Devletin politikasına hizmet edenler haksız da olsa haklı, Türk Azınlık karşıtları ise kesin haklı bulunuyor. Yani Türk Azınlık karşıtı bir gazeteci Azınlığı karalayan yalan haber yaptığında her halükârda haklıdır. Ama bu yalan haberler karşısında hakkını arayan Türk Azınlık insanı her zaman suçludur.

Bu adalet anlayışına göre; Yorgo Mehmet’e karşı olunca haksız da olsa haklıdır. Mehmet ise haklı da olsa Mehmet olduğu için suçludur. Yani Mehmet’in en büyük suçu Türk olmaktır. Daha doğrusu Türk Azınlık Haklarını savunan bir Mehmet olmaktır.

KAYNAK : Haber7

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ