Surlar restore edilecek

Roma, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yapan Bursa’nın İznik ilçesindeki 2 bin yıllık surların restorasyonuna başlandı. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak İstanbul Kapı restorasyonu için yaklaşık 4,5 milyon lira harcanacak ve etap etap tüm kapı, sur ve kuleler aslına uygun olarak yeniden kent siluetindeki yerini alacak.

Surlar restore edilecek

Bursa Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, toplam 4 bin 970 metre ile Türkiye’nin en uzun ikinci suru olan 12 tali kapısı ve 10-15 metre aralıklarla yapılmış 114 kulesi bulunan İznik surlarının en gösterişli kapısı olan İstanbul Kapı, restorasyonla olumsuz müdahalelerden arındırılarak, aslına uygun olarak korunacak.

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak İstanbul Kapı restorasyonu için yaklaşık 4,5 milyon lira harcanacak ve etap etap tüm kapı, sur ve kuleler aslına uygun olarak yeniden kent siluetindeki yerini alacak.

Yüzyıllar boyu pek çok kuşatma, doğal afet ve müdahale sonucunda değişimler geçirerek, günümüze ulaşan İznik surlarının en karakteristik bölümlerinden İstanbul Kapı, restorasyonun ardından tüm bu medeniyetlerin izlerini gelecek kuşaklara aktaran özgün bir eser haline gelecek.

Maliyeti 4,5 milyon lira

Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, restorasyon çalışmalarının başlaması nedeniyle düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Roma, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinin tüm izlerini taşıyan, Bursa’dan önce başkent olan İznik’te tarihi bir gün yaşadıklarını belirtti.

UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne aday olan İznik’te çalışmalara hız verdiklerini aktaran Altepe, şunları kaydetti:

“Göl içindeki bin 800 yıllık bazilikadan çini fırınlarına, Roma tiyatrosundan Yeşil Cami’ye kadar tüm tarihi eserler üzerinde çalışıyoruz. Bir sur içi kenti olan İznik’te surların ayağa kaldırılması yıllardır konuşuluyordu. Onu yapmak da bizlere nasip oldu. Çalışmaları İstanbul Kapı’dan başlatıyoruz. Yaklaşık 4,5 milyon lira harcayacağımız ilk etap çalışmalarının ardından tüm kapı, sur ve kuleler birer birer özgün kimliğine kavuşacak.”

100 yıl sonra ordaydık

Birinci Dünya Savaşı’nın en kanlı cephelerinden biri olan Çanakkale’nin destanı, savaş meydanında yazılmıştı. Bu destanın bütün dünyaya duyurulması için oluşturulan İlim Heyeti Çanakkale’ye gitmiş ve buradaki izlenimlerini kaleme almıştı. Bu çalışma daha sonra ise kitap haline getirilmişti. Geçtiğimiz yıllar 100 yıl önce toplanan İlim Heyeti’ni yad etmek üzere Suriye, Mısır, Azarbeycan ve Balkan ülkelerinden gelen 21 yazar, akademisyenlerle yeni bir İlim Heyeti oluşturuldu ve Çanakkale’ye bir gezi düzenlendi. Bu ziyaretten sonra İlim Heyeti Çanakkale’de şehit olan dedeleriyla ilgili duygu yüklü metinler kaleme aldılar. İslam coğrafyasından davet edilen İlim Heyeti’nin yazdığı bu metinler Yazarlar Birliği Yayınları tarafından “100 Yıl Sonra İlim Heyeti Çanakkale’de” adıyla kitaplaştı. Kitap Arapça ve Türkçe olarak yayınlandı.BİR NEVİ GÜNAH ÇIKARMAÇanakkale seyahatinin öncülerinden Türkiye Yazarlar Birliği Şeref Başkanı Mehmet Doğan, “Kitapta Türkiye’ye yönelik ümitlere şahit oluyoruz. Heyetteki herkes, 100 yıl sonra Türkiye’nin oynaması gereken lider rolün altını çiziyor. Bilhassa Arap aleminden gelenler 100 yıl önce sağlanan birliğin yeniden tesis edilmesini elzem görüyorlar” değerlendirmesini yaptı. 100 YIL ÖNCE KİMLER VARDIDirenişi dünyaya duyurmak için 1915 yılında kurulan İlim Heyeti’nde Suriye, Lübnan ve Filistin’den toplanan gazeteci, yazar, din adamı ve alimlerin yanı sıra Ömer Seyfettin, Hamdullah Suphi, Ali Canip, Enis Behiç gibi isimler bulunuyordu. 30 kişilik heyet, savaşı sıcağı sıcağına hissederek gözlemler yapmış ve aldıkları notlar “İlmî Heyetin İstanbul ve Çanakkale’ye Seyahati” adıyla Beyrut’ta kitap haline gelmişti. Geçmişi örnek almalıyız“100 Yıl Sonra İlim Heyeti Çanakkale’de” çalışmasında yer alan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğretim üyesi Suriyeli Yrd. Doç. Dr. Salem Khalaf, Müslüman askerlerin yaralı düşman askerlerine yardım etmesini, savaş ahlâkı konusunda örnek olabileceğini belirterek “Bu yiğit asker örneğiyle nesillerin ahlâkını ve ruhunu nasıl tekrar diriltebiliriz? Bizim halkımızın durumu ortada. Her biri düşüncesiz şekilde birbiriyle savaşıyor. Bundan dolayı bugün insanlığımızı kurtaracak olan şey, o devrin ruhunu tekrar diriltmektir” ifadelerini kullanıyor.Zulüm devam ediyorFilistin Birzeit Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Doç. Dr. Nashat Aqtash, ‘Çanakkale 1915 Savaşının Yüzüncü Yıldönümünde İslam’ın İnsanlığı ve Batı’nın Zulmü’ başlıklı yazısında “Çanakkale Savaşı, bugün Filistin savaşında, Suriye’nin yakılmasında ve Irak’ın yıkımına neden olan Batı zulmünün, mazlumlara karşı önyargılı olduğunu, zalimi desteklediğini hem geçmişte hem de şu an görüyoruz. Çanakkale Savaşı, askerliğin anlamı ve ahlâkı açısından da ders vermiştir. Büyük bir savaşın, tarihi bir destanın hatırasını ve adaletin zulme karşı zaferini anarken, işgalcilerin zulmü hâlâ devam etmektedir” diyor.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ