SSB Başkanı İsmail Demir: Bizim, 750 civarı projemiz var

Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, 24 TV’de yayınlanan Murat Çiçek ile Yüz Yüze programında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Demir; “Savunma sanayiinde yapamayacağımız bir şey yok. Bizim, 750 civarı projemiz var” ifadelerine yer verdi.

SSB Başkanı İsmail Demir: Bizim, 750 civarı projemiz var

Türkiye’nin Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde başlattığı Pençe Kılıç Hava Harekatı’nda kullanılan yerli ve milli silahlar savunma sanayiinin önemini bir kez daha ortaya koydu. Terör hedeflerini tam isabetle vuran yerli mühimmatlar harekata adeta damgasını vurdu.

24 TV canlı yayınına konuk olan SSB Başkanı İsmail Demir savunma sanayii ile ilgili son gelişmeleri Murat Çiçek’le Yüz Yüze’de anlattı.

İsmail Demir’in açıklamalarından öne çıkanlar:

Pençe Kılıç’ta kullanılan mühimmatlar Türkiye’nin ürettiği mühimmatlar mı?

Envanterde bulunan mühimmatlar kullanılıyor. Tabii ki ağırlıklı olarak yerli mühimmatlar. Envanterimizde yıllardır zamanla temin edilmiş çeşitli mühimmatlar da var. Onlar da kullanılıyordur. Tekraren envanterimiz depolarımız zamanla alınan mühimmatlar olduğu için onlarla da operasyon yapılması gayet tabii.

MÜHİMMATTA DIŞA BAĞIMLILIĞIMIZ YOK

Her alanda kendimize yeten bir ülke olmak mecburiyetimiz var. Bu sadece savunma değil, gıdada da tahılda da durum böyle. Parasını verdiğimiz ortağı olduğumuz F-35 projesinden bizi çıkardılar. Bu anlamda savunma sanayinde belli bir oran var mı bağımlılık noktasında?

Şu anda mühimmat olarak bir bağımlılığımız yok. Her türlü mühimmatı üretebilecek durumdayız. Giderek mühimmatlarımızı daha geliştirmek ve hassaslaştırmak noktasında çalışmalar devam ediyor. Çünkü çok geniş mühimmat çeşidi var. Bunların birçoğunda üretimlerimiz devam ediyor. Gerek patlayıcılar gerek mühimmatın kendisi, bombalar, füzeler… Çok çeşitli bir envanterimiz var. Çeşitlendirmeye de devam ediyoruz. Pratik olarak yüzde 100 diyebiliriz. Gelişmenin sonu yok tabii ki. Siz bir mühimmatı yapıyorsunuz ama başkasında bir adım iyisi var. Onu tekrar yapmaya çalışıyorsunuz. Acil ihtiyaç noktasında adet olarak yeterli olmayabilir artırmanız gerekebilir. Bunlar hep gelişen dinamik şartların gereği. Teknoloji olarak sorarsanız bir eksiğimiz yok.

SAVUNMA SANAYİİ ENVANTERİ

Mühimmatın kullanılacağı silahlar ve toplar vs. bunlardan bahsediyorsanız onlarda da çok geniş bir yerli kullanımımız var. Tabii orada da tabi gelişmenin sonu yok. Çeşitli kalibre mühimmatlar zaten envantere girmeye devam ediyor. Geçmişte kullandıklarımızın haricinde, ‘şu anda şu silaha ihtiyacımız var veya şu platformda şunu yapmak istiyoruz’ dediğimizde yapamayacağımız bir şey yok. Pratik olarak veya teknoloji gerekiyorsa hemen kolları sıvayıp onları da bir an önce envantere eklemek veya geliştirmekle ilgili de bir sıkıntımız yok.

SAMP-T HAVA SAVUNMA SİSTEMİ

SAMP-T dediğimiz bir savunma sistemi var. Bununla ilgili son gelişmeler nedir?

Biz 2015’te çok detaylı görüşmeler yaptık. Malum EUROSAM denilen bir konsorsiyum var. O zamanki modelde bu konsorsiyuma bizim şirketlerimizin de dahil olması ve bunun çatısında bir savunma sistemi üretilmesi konuşuluyordu ve onun da safhaları vardı. Çok cüzi bir miktar önce Türkiye’de hazır bulundurmak ve daha sonra belirli sistemlerin ilave edilerek daha iyi adım adım iyileştirilmiş bir sistemin üretilmesi bu üretim safhasında Türkiye’nin yavaş yavaş dahil olması gibi uzunca bir yol haritamız vardı. Türkiye’de bulunması konusundaki adım olmadı.

Daha sonra satış ve doğrudan satış konusu biraz daha önceliklendirmeye başlayınca bizim daha çok işbirliği modelimiz çok yürümedi. 2018’de tamamlama çalışması yapalım dedik. 3 ülke daha iyi bir sistem geliştirmek üzere ihtiyaç doğrultusunda ortak bir çalışma yapsınlar… Bu çalışma için bir ortak zemin bulundu ve bir anlaşma imzalandı. Bu çalışma yürüdü. En dahil olduğumuz yer burası. O çalışmada nihayet diğer tarafların teknik bazı konulara takılmasıyla ve imza sürecinin uzamasıyla birlikte biraz uzadı ama nihayetlendi. Şimdi geldiğimiz aşamada bakacağız.

SİPER FÜZESİ İLK TESTİNİ GEÇTİ

Bakacağız derken 2015’te konuştuğumuz zaman Türkiye’nin bir hava savunma füzesi yoktu ama şimdi bizim HİSAR A+ ve SİPER projemizle beraber birkaç gün önce yaptığımız testle 100 km’yi geçen bir menzile ulaştık. 2015’te konuştuğumuz sistemin bir benzeri şu anda elimizde var. Ancak, tabii giderek daha yüksek irtifa daha uzun menzil ve daha uzak mesafeden atılan balistik füzeleri korumayla ilgili sürekli kabiliyet geliştirmek gerekiyor. Çünkü daha uzak mesafeden atılmak demek uzaydan sizin hava sahanıza gelen çok daha hızlı durdurulması zor olan sistemlerden bahsediyoruz.

Hem EUROSAM hem de bizlerin böyle bir sisteme ihtiyacımız var. Onlar da 2015’ten beri çalıştılar ve belirli bir ilerleme kaydettiler. Şu an konuştuğumuz konu SAMP-T dediğimiz sistemin daha iyileştirilmiş, daha uzun menzili ve irtifası olan yüksek irtifa balistik füze karşılama kabiliyeti olan bir sistemin hayata geçirilmesi konusu. Onların attıkları bizden daha iyi olabildikleri yerler var, bizim de katılabileceğimiz konular var. Böylece bir araya gelir isek yine daha ileri iyi sistemleri geliştirmekle ilgili bir çalışma yapabiliriz.

Belki S-400 veya Patriot’un daha ilerisine versiyonlarına erişecek bir sistemi beraber yapmak üzere konuşuyoruz. Onlar da 2015’ten bu yana belirli bir ilerleme kat ettiler. Bu yolculuğa beraber çıkabiliriz mümkün bu. Biz açık çek veriyoruz. Oturduğumuz zaman bunları rahatlıkla konuşabiliriz. Bunlar teknik konular, bir araya gelindiğinde nasıl bir yol haritası konulacak onu görüşeceğiz. Bununla ilgili çalışmalar yapılır.

Bizim birbirinden farklı 3 hava savunma sistemimiz olacak doğru mudur?

Şöyle tanımlayalım. Hava savunma sistemi kademeli bir yapıdır. Kademe kademe hava savunma sisteminiz olması lazım. Çeşitli irtifa ve menzillerde, değişik tehditlere cevap verebilen katmanlı bir hava savunma sistemi diyoruz biz buna. Mesela balistik füzeyi karşılamaya göre tasarlanmış bir hava savunma sistemiyle bir drone vurmanız zor olabilir.

Uzun menzilli yüksek irtifalı bir hava savunma sistemi koyduğunuzda yanına bir de alçak irtifa ve düşük menzil hava savunma sistemiyle o hava savunma sistemini korunabiliyor. Hatırlarsınız Körfez’de drone saldırılarıyla yapılan bazı olayları… O halde diyoruz ki kademeli hava savunma sistemimizi kurmak zorundayız. Biz şu anda basamak basamak inşa ediyoruz. Şu anda erişmemiz gereken daha uzun menzil ve daha yüksek irtifa diye bir kavram var. Bu da ta uzayda vurmaya kadar giden bir süreci kapsıyor. Bu bir yolculuk ve basamak basamak giden bir yolculuk.

Eurosam’ın da çalışmaları durdurmayıp devam ettiği konu bu. Onlar da daha yüksek irtifa daha uzun menzille atılan uzayda daha dünyaya girmeden vurabileceği kabiliyetlere sahip sistemleri geliştirmekle ilgili çalışıyorlar. Bunun radarla ilgili çeşitli kabiliyetleri olur, attığınız roketlerin arayıcı başlıkları, motorları bunların kabiliyetleri manevra kabiliyetleri vuruş kabiliyetleri hassasiyetleri vs. Bu bir yarış siz savunma sistemini geliştirdikçe karşıdan saldıran sistemde de kabiliyetler oluyor. Bu sürekli bir teknoloji yarışı.

SÜPER LİGE DOĞRU GİDİYORUZ

Savunma sanayi olarak kaçıncı kategorideyiz?

Süper Lig’de değiliz ama bir alt ligin üst kademelerinde Süper lige doğru gidiyoruz. Tabii teknoloji çok geniş bir spektrum. Bunu özellikle vurgulamak gerekiyor. Savunma sanayinde tek başına iyi olmak diye bir şey yok. Teknoloji yol haritanız sanayi ekosisteminiz ilmi alt yapınız bilimsel kabiliyetleriniz, AR-GE kabiliyetleriniz toptan belirli bir seviyeye doğru yükseltilmesi gerekiyor.

Böylelikle hem teknolojinin diğer alanlarında hem de savunma sanayinde iyi olabilirsiniz. Savunma Sanayinin Türkiye açısından özelliği ne, Sayın Cumhurbaşkanımızın çok net koyduğu iradeyle biz bu konuda dışa bağımlılığı bitireceğiz ve gücümüzü buraya konsantre edeceğiz. Dışarı muhtaç olmamak her sektörde bizim amacımız ama savunma bunun başında geliyor. Ticari olan sektörlerde size şunu vermeyeceğim, bunu vermeyeceğim diye bir şey yok.

Oradan olmuyorsa başka yerden alıyorsunuz. Ama savunma sanayi sektörü ve savunma sektörleri değil artı diğer alanlarda da kolayca alabiliyor olsak bile bahsettiğimiz sistemin ihtiyaçlarımıza teknoloji gelişimine destek vermelidir ve yerli kullanmaya, yerli ve milli konusunda hassas olmaya ihtiyacı var. Bu toptan kalkınma hareketimizin eğer küresel güç Türkiye’den bahsediyorsak bunların toptan düşünülmesi gerekiyor.

Ayrıntılar geliyor..

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ