Sınırımızı biz koruruz

Türkiye’yi terör koridoruyla çevrelemek isteyen ABD, kendini Meksika sınırında sanmaya başladı. PKK/PYD’ye ağır silahlar gönderen Pentagon, Ankara’yı oyalamak için şimdi de şu yalana sarıldı: “PYD’ye karşı sınırda güvenceniz biziz”

Sınırımızı biz koruruz

Türkiye’yi kuşatma planı çerçevesinde Suriye’de PKK’ya her türlü yardımı yapan ABD’nin Ankara’yı oyalama amaçlı trajikomik taktiklerine bir yenisi daha eklendi. DEAŞ’ın elindeki Rakka’ya operasyon yapılacağı bahanesiyle PKK/PYD’ye ağır silah yağdıran Pentagon, terör örgütünün sınırdaki tehditlerine karşı ‘Türkiye’yi koruyacakları’ yalanına sarıldı. Ankara’ya ‘sınırınızda güvence biziz’ mesajı vermeye çalışan Washington’un şimdiki taktiğinin temel amacı, teröristleri olası bir TSK operasyonundan korumak. Amerikan kamuoyuna yansıyan bilgilere göre Beyaz Saray, Türkiye’nin endişelerine karşı özetle şu ‘güvenceleri’ sundu:

İŞTE YENİ OYALAMA PLANI

*Rakka Operasyonu’nda Türkiye devre dışında bırakılmış değil. Operasyon sonrasında bölgenin istikrara kavuşması için Türkiye’nin sağlayabileceği katkılara ilişkin görüşmelerimizi sürdürmek istiyoruz.

*Suriye Demokratik Güçleri (SDG) içinde Arap unsurların güçlendirilmesine öncelik veriyoruz. Rakka’nın, DEAŞ’tan kurtarıldıktan sonra yerel Arap unsurların yönetimine bırakılması gerektiği konusunda aynı düşüncedeyiz.

*ABD Türkiye’ye yönelebilecek ek güvenlik risklerinin önlenmesi ve NATO müttefiki Türkiye’nin korunması hedefine bağlıdır. Türkiye’nin güney sınırının güvenliği için Ankara ile yakın işbirliğinde olacağız. Türkiye Avrupa’nın güney sınırıdır, yakın irtibatta olacağız.

*PYD/YPG’ye silah yardımı kapsamında Türkiye’nin tüm endişelerini gidermeye hazırız. Verilecek destek sınırlı ve kayıt altında olacak, Amerikan askerleri tarafından denetlenecek. Silahlar adım adım dağıtılacak, olası yanlış kullanımda durdurulacak.

Başbakan ABD’li Savunma Bakanı ile görüştü

Başbakan Binali Yıldırım, ABD Savunma Bakanı Jim Mattis’i kabul etti.Başbakanlık kaynaklarından alınan bilgiye göre, Başbakan Yıldırım, İngiltere ve Birleşmiş Milletler’in (BM) ev sahipliğinde düzenlenen Somali Konferansı için bulunduğu Londra’da ABD Savunma Bakanı Mattis ile görüştü.İngiltere Dışişleri Bakanlığının Lancaster House yerleşkesinde basına kapalı gerçekleştirilen görüşme 30 dakika sürdü.ABD taahhüdü yinelediReuters’ın haberine göre Pentagon’dan görüşmeyle ilgili yapılan açıklamada, Mattis’in Yıldırım’a NATO müttefiki Türkiye’yi koruma konusundaki bağlılığını vurguladığı bildirildi.İkilinin Somali konferansı için gittiği Londra’da yaklaşık yarım saat süren toplantı, ABD’nin Salı günü YPG’ye silah gönderme kararını duyurmasından bu yana gerçekleştirilen en yüksek seviyeli toplantı oldu.Başbakan Yıldırım İngiliz mevkidaşı ile görüştüBaşbakan Yıldırım İngiltere’ye gitti

SERİ NUMARALARINI VERİN

ABD’nin güvence olarak getirdiği bu tezler Türkiye’yi tatmin etmekten hayli uzak kaldı. Her dönem silah yardımlarına karşı çıkan Türkiye, PYD/YPG güçlerine verilen silahların Türkiye’ye yönelik kullanıldığını belgeleriyle kanıtlamış ancak ‘O silahlara DEAŞ el koymuştu’ gibi bahanelerle karşı karşıya kalmıştı. Bu doğrultuda verilen teminatların somut hale getirilmesi gerektiği belirtiliyor. Yetkililer, “İlle de bu silahların verilmesinde ısrarcılarsa ve bu silahların Türkiye’ye yönelmeyeceğine yönelik verdikleri güvencelerde samimilerse, YPG’ye verilen silahların miktarı, cinsi ve seri numaralarını paylaşmalılar. Bunun dışındaki güvenceler kabul edilemez” diyor.

CONİ’YE İHTİYACIMIZ YOK

ABD’nin ‘güvence’lerinin Türkiye-Suriye sınır hattını da kapsayacak şekilde geniş tutulması da dikkat çekici bulunuyor. Bu durum, Türkiye’nin olası operasyon hazırlıklarını engelleme girişimi olarak değerlendiriliyor. Askeri kaynaklar, “TSK gibi büyük bir güce sahibiz. Sınırlarımızı biz koruruz. Kimsenin güvencesine ihtiyacımız yok” diyor. Halen Türkiye’nin sınırda teyakkuz halinde beklettiği TSK gücüne karşı ABD askerinin başta Kamışlı ve Kobani olmak üzere Suriye kuzeyinde, sınır hattından 2-3 kilometre içeride zırhlı araçlarıyla birlikte nöbet tuttuğu biliniyor.

Obama’nın mirasçısı

ABD’nin son kararı, Donald Trump’ın başkanlık söylemleri bakımından da çelişkili bulunuyor. PYD/YPG’ye silah yardımı kararı Obama politikalarının devamı olarak algılanırken, Suriye’nin bölünmesine giden yolda da önemli bir işaret olarak görülüyor. ABD’ye, “Bu silah yardımları, Rakka Operasyonu’ndan sonra ne olacak?” sorusunun net bir şekilde sorulması gerektiğine dikkat çekilirken, son dönemde Suriye kuzeyindeki gelişmelere bakıldığında silah yardımları, PYD/YPG’li komando eğitimleri, askeri tesisler ve altyapıların hazırlanmasıyla birlikte YPG’nin bu bölgedeki kontrol edebilecek düzenli ve legal bir birlik haline getirilmeye çalışıldığı kaydediliyor.

Yanlıştan bir an önce dönülmeli

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kuveyt ziyareti dönüşünde uçakta önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle ABD’nin PKK’ya ağır silah verme kararını sert bir dille eleştiren Erdoğan, gündeme ilişkin sorulara cevap verdi.Fransa’da Emmanuel Macron cumhurbaşkanı oldu. Siz de kendisini tebrik ettiniz. İzleniminiz nedir? Hem de Türkiye AB ilişkileri bu süreçte nasıl bir seyir izler?Doğrusu olumlu bir havada geçti telefon konuşmamız. Birbirimizi tanımıyoruz. Ekranlardan tanıyoruz, medyadan takip ediyoruz. Görüşmede bıraktığı izlenim bende olumluydu. Şu an önümüzde Brüksel var orada bir arada olacağız. Ardından G20 var, orada da görüşeceğiz. NATO’da bir araya gelmeyi kendisi teklif etti, ‘Brüksel’de baş başa görüşürsek memnun olurum’ dedi. Bana göre, AK Parti biliyorsunuz, Türkiye’de ilk defa ne sağ ne sol, tam tersine merkez siyasetle çıkmış bir partidir. Şu anda Macron’un da merkez siyaseti temsil ediyorum diye çıkması bir şeylere işaret ediyor. Dünya artık artık sağ sol savrulmasını değil, merkezci bir tespiti yapmış durumda. Biz merkez siyaset dediğimiz zaman bazı köşe yazarları bizimle dalga geçiyor. (Fransız düşünür ve felsefeciler) Jean Jacques Rousseau’dan bu yana Montesquie’den bu yana böyle bir siyaset olmadı muhafazakar demokraside, nereden çıkardınız bunu diyenler vardı. BUNUN ÜZERİNE ÇALIŞINAcaba bunlar şimdi ne diyor? Biz muhafazakar demokrasi olarak çıktık, o düşünürlerden böyle bir şey görmemiş olabilirsiniz biz de siyaset literatürüne, bilimine böyle bir kavramı getirdik. Şimdi size düşen bunun üzerine çalışmaktır. Neticede Türkiye’de bu anlayış 14-15 yıldır hamdolsun iktidarda. Demek ki millet bu anlayışı kabullendi, beğendi. Milletimize en ideal hizmeti vermek için de büyük gayretler sarf ettik. Buna da devam edeceğiz. Şunu da söyleyeyim, eksiklerimiz yok mudur mutlaka vardır. Bu eksiklikleri görerek, gidererek, ülkemizi çok daha olumlu istikamette birlik beraberlik içinde bir yere taşımamız lazım. Çünkü Türkiye üzerinde oyunların oynandığı bir ülkedir. Türkiye’nin kalkınmasını, güçlenmesini hazmedemeyenler dünyada çok fazla. O silahların hedefi TürkiyeBİRBİRİMİZİ ANLAMAYA MECBURUZDolayısıyla bizim gerekirse her şeyden önce kendi göbeğimizi kendimiz kesebilmemiz lazım. Başka bunun çaresi yok. Gerektiğinde önleyici tedbirleri biz kendimiz alacağız. Kendimiz alamazsak bunlar bizim için her an sıkıntıdır. PYD-YPG’yi düşünün, bir bakıyorsunuz NATO’da beraber olduğumuz ülkeler bunlarla işbirliği yapıyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. NATO’da sizinle beraber olan biziz, terör örgütü beraber değil. “Ama YPG-PYD’nin Türkiye’ye zarar vermesini istemeyiz” (ABD Savunma Bakanı Jim Mattis) diyorlar. Lafla olmuyor ki! Bu, PYD ile PKK arasındaki ilişkiyi tespit edememenizin alametidir. Tüm bunları, NATO zirvesinde de tabii ki A’den Z’ye gündeme getireceğiz, Bunları ABD ziyaretimde konuşacağız. Konuşmak durumundayız. Çünkü birbirimizi anlamaya mecburuz. BEDELİNİ AĞIR ÖDÜYORLARŞu Ortadoğu’da Türkiye’siz bir karar verilmesi düşünülemez. Eğer Türkiye’nin fikrine müracaat etmeden birileri karar alıyorsa bunun bedelini aslında ağır ödüyorlar. Hem ekonomik olarak hem de insan kaybı olarak ödüyorlar. Bir de huzuru yok ediyorlar. Şu anda bölgede huzur var mı? Irak’ta var mı huzur? Yok. Suriye’ye var mı? Yok. Geç Filistin’e, orada da yok. O anlayışla olmaz. Bu nedenle süratle bunu halletmemiz gerekir. İşte Suriye sınırımız 911 kilometre, Irak sınırımız 350 kilometre. Öyleyse Türkiye ile ne yapabiliriz diye düşünmeleri gerekir; buna göre adım atmaları gerekir diye düşünüyorum.Suriye milligüvenlikmeselesiBELİRLEYİCİ OLAN BİZİM GÖRÜŞMEMİZBir ön heyet (Hakan Fidan, Hulusi Akar ve İbrahim Kalın) sizin temaslarınızdan önce Amerika’ya gidip görüşmelere başladı. Beklentileriniz ne durumda? ABD’nin YPG’ye bakışı ve FETÖ’ye bakışı hakkında neler söyleyeceksiniz?Arkadaşlarımızla ben bugün yarın görüşeceğim. O görüşmeler benim için nihai görüşmeler değildir. Nihai görüşme benim yapacağım görüşmelerdir. Bunlar ön görüşmeydi. Hangi ölçekte geçti, nasıl geçti vs. bunları dinledikten sonra, inşallah bizim Sayın Donald Trump ile yapacağımız görüşmedir asıl belirleyici olan. Diğerleri bana göredir belirleyici değildir. Sayın Başkan ile yapılacak görüşmenin neticelere göre, adeta ben peşrev gibi görüyorum. Arkadaşları tabii ki dinleyeceğiz ancak bizim bizzat karar verici ile yapacağımız görüşmemiz belirleyici olacaktır. ADRESİ YANLIŞ GÖSTERMİŞCHP’de Muharrem İnce, Fikri Sağlar, Deniz Baykal, Selin Sayek Böke gibi isimlerin başını çektiği parti içi bir muhalefetin kazan kaldırması söz konusu. Kemal Kılıçdaroğlu’ndan “Saray CHP’nin içini karıştırıyor” gibi bir açıklama geldi… Orasının adı saray değil, Külliye! Dedikleri, külliyen yalan. Bizim kendi işimiz gücümüz var. O işlerle ne yapacağız. Maalesef adresi yanlış göstermiş. 21 Mayıs’tan sonraki süreç nasıl gelişecek? Bakanlar değişecek mi?Geçen de anlatmıştım, doğmamış çocuğa don biçilmez. Bir kere doğum gerçekleşsin inşallah. 21’inden sonra zaten her şeyimizi duyacaksınız, takip edeceksiniz. Başbakan olunca 100 günlük bir proje açıklamıştım. Şimdi inşallah yine kongrenin ardından da, tabii ki bir yol haritası açıklarız.Adı 100 gün mü olacak?(Gülerek yanıt veriyor) Benzer… Yani 100 olmaz da belki 6 ay olur…Ekonomimizin temeli sağlamReferandum bitti. Yeni sistemin ilk ayağı da, yani partili cumhurbaşkanlığı başlamış oldu. Önümüzde 2 yıl süre var. Bu dönemde ekonominin yeniden atağa geçmesi konusunda ne tavsiyeleriniz olabilir? Aslında piyasalarda canlanma kendini şu anda ciddi manada hissettirdi. 21 Mayıs’ta malum kongremiz var. Bununla birlikte bu sürecin çok daha hızlanacağı inancındayım. Türkiye aslında ekonomik olarak sıkıntılar yaşayan bir ülke değil; bunlar bir anlamda dünya ekonomisinin yaşadığı med-cezir hareketi gibidir. Gelir geçer. Yeter ki sizin ayaklarınız yere sağlam bassın. Türkiye ekonomisi artık o geçmişteki gibi bir ekonomi değil. Artık yere sağlam basan bir ekonomik yapıya sahibiz. Hem devlet hem özel sektör olarak bunu yakaladık. Şimdi biz tırmanma sürecini farklı şekilde yakalayalım istiyoruz. Başta finans sektörü olmak üzere ki -onlar bile soru işaretleriyle dolu dönemi geride bıraktı – girişimcilere yatırımcılara kapılar açan ve yaklaşımlar içindeler. Aksi halde finans sektörü biliyor ki kendisi için de bunlar olumsuz şekilde dönecektir. Bu bakımdan bizim finans sektörüyle girişimci arasındaki bağı güçlendirmemiz, zaten sıçrama için büyük önem arz ediyor. Kuveyt’teki yatırımda Türk bankaları teminat mektuplarıyla yerini aldı. Bu onlara o gücü vermiş oldu. Aynı şey Türkiye’deki yatırımlar için de geçerli. Çok miktarda ve farklı şekilde göreceğiz. Küresel sermayenin de Türkiye’ye girişinin arttığını göreceğiz. Bundan en küçük tereddütüm yok. İşadamlarımız ve bakan arkadaşlarımızın yapacakları ziyaretlerle ülkemize yatırımcı girişini sağlayacaklarına, küresel sermayenin de Türkiye’de yatırımlarının arttığına hep birlikte şahit olacağız. Kuveyt’te mührümüz olacakKuveyt’e 4.4 milyar dolarlık terminal projesi vesilesiyle geldiğini belirten Erdoğan, şunları söyledi: “İlk planda söz konusu terminalin 6 yılda tamamlanması öngörülmüştü. Fakat Limak süreyi kısaltarak 4 yılda bitirme sözünü verdi. Temenni ederiz ki, bu havalimanıyla birlikte burada Türkiye’nin bir mührü olmuş olur. Bunun yanında Kuveyt makamlarıyla yaptığımız görüşmede de ikili ticaret hacmimizi 5 milyar dolara çıkarma teklifimiz oldu. Gerek savunma sanayii gerek ekonomi ve dış ticarette kırmızı ve beyaz ette, gıdada birçok şeyi beraber yapma kararlılığımız oluştu. Savunma sanayiine yönelik belli adımlar olabilir. Korvet, fırkateyn yapımı ve gemi inşaasında Türkiye’nin bilgi ve deneyimini paylaşma fırsatımız oldu” dedi.

Güvenmiyoruz

ABD’nin son kararıyla birlikte Türk ve ABD askeri arasında uzun süredir devam eden işbirliği de rafa kalktı. ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford, 1 Ağustos 2016, 6 Kasım 2016, 6 Aralık 2016, 6 Ocak 2016 ve 17 Şubat 2017 tarihlerinde olmak üzere Türkiye’yi 5 kez ziyaret etmiş, Ankara ve İncirlik’teki temaslarda ABD’nin YPG’yi silahlandırma girişimleri masaya yatırılmıştı. Askeri kaynaklar, tüm bu çalışmaların ABD yönetimince dikkate alınmadığı düşünüldüğünde sözkonusu skandal kararı ‘siyasi bir hamle’ olarak değerlendiriyor. Buradan da hareketle bugün askeri açıdan verilen teminatların da güven vermekten uzak olduğu belirtiliyor.

Müdahale hakkıdoğdu

Askeri kaynaklar, ABD’nin teröristleri destekleme iradesinin bir yönüyle Türkiye’ye, silahlarla güçlendirilen Suriye PKK’sına müdahale hakkı doğurduğuna işaret ediyor. BMGK 51. Madde gereği meşru müdafaa kapsamında sınır ötesinden gelen her tacize misliyle mukabele eden Türkiye’nin müdahale hakkı ve haklılığı, terörist kabul ettiği örgütün silahlandırılmasıyla birlikte uluslararası kamuoyunda artmış durumda. Sınır hattından PYD/YPG’nin ağır silahlarla herhangi bir atışı, DEAŞ’a karşı Fırat Kalkanı Harekâtı’nda olduğu gibi, somut bir müdahale gerekçesi sayılabilecek. Beyaz Saray’ın silah yardımı kararının Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve MİT Müsteşarı’nın temaslarının hemen ardından ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 16-17 Mayıs’ta gerçekleşecek ABD ziyareti öncesinde gerçekleşmesi de dikkat çekici bulunuyor. Kararın zamanlaması, Türkiye’nin haklı tezleri karşısında köşeye sıkışan ABD’nin, ‘YPG’ye olan desteğini hiçbir şekilde kesmeyeceğinin’ net mesajı olarak görülüyor.

Rus bayraklı teröristler

Fırat Kalkanı Harekâtı sonrası Özgür Suriye Ordusu’nun kontrol ettiği Azez-Bab- Cerablus üçgeninin batısında Ruslar, doğusunda ise ABD boy gösteriyor. Hatay’ın güneyindeki Afrin’de terör örgütü PKK/PYD’liler, sınırın sıfır noktasına Rus bayrağı çekti. Sınır hattında hareketliliğe neden olan gelişme sonrası hudut hattındaki askerler geniş güvenlik önlemleri aldı. Yerel kaynaklar, Rus bayrağının bölgeyi işgali altında tutan terör örgütü PKK’yı koruma amaçlı asıldığını söylüyor.

Suriye milli güvenlik meselesi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, resmi ziyarette bulunan Sierra Leone Cumhurbaşkanı Ernest Bai Koroma’yı törenle karşıladı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde baş başa ve heyetler arası görüşmenin ardından iki lider ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda, ABD’nin PKK’ya ağır silah yardımına sert tepki gösterdi. Erdoğan, özetle şunları söyledi:Suriye’de altı yıldır devam eden, yıkıcı ve istikrarsız hale getiren bir iç savaş yaşanıyor. DAEŞ, El Kaide ve YPG/PYD gibi terör örgütlerinin Suriye’deki kaosu fırsata çevirmeye çalıştıklarını görüyoruz. Başından beri tavrımızı demokrasiden, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasında koyduk. Katliamlara tepkisiz kalmadık. Zira sınırımız 911 kilometre.UZUN SÜRE SABRETTİKBu terör eylemlerine karşı uzun zaman sabrettik. Belli bir noktadan sonra sabrın sonu geldi ve atılması gereken adımları atmaya başladık. 3 milyon Suriyeliye kapısını açan Türkiye oldu. 25 milyar dolar yatırım sayılabilecek adımlar attık. Terör örgütleri arasında ayrım yapılmaması gerektiğini, iyi terörist kötü terörist ayrımına gidilemeyeceğini ortaya koymaya çalıştık. Suriye’deki cinayet şebekelerine karşı kararlı mücadele yürüttük. Fırat Kalkanı harekatı bu tavrımızın en somut örneği.O silahların hedefi TürkiyeBÖLGEYİ TEHLİKEYE ATARBu harekat DEAŞ’la mücadele için başka bir terör örgütüne ihtiyaç olunmadığını ispat etmiştir. DEAŞ terör örgütü ile mücadele bir başka terör örgütü ile yürütülmemelidir. Böyle bir adım Suriye’nin ve bölgenin güvenliğini tehlikeye atacaktır. Suriye ve Irak’ta her gelişme bizim açıdan milli güvenlik meselesidir. Müttefiklerimizin bizim yanımızda yer almaya devam edeceklerini umuyoruz.TEMENNİM YANLIŞTAN DÖNÜLÜR16 Mayıs’ta Trump ile yapacağımız görüşmelerle ifade edeceğim. Aynı şekilde 25 Mayıs’ta Brüksel’de toplanacak zirve ile müttefiklerimizle konuyu masaya yatıracağız. Temenni ederim ki, şu ana kadar ortaya konulan, ifade edilen bazı gerçeklerden Amerika’ya gitmeden bir an önce dönülmüş olur. Çünkü bu olayları yaşayan biziz. Bu açıklamaları yapanların bu olaylarla yakından uzaktan alakası yok.AKLI SELİM İLE ÇÖZÜLMELİBiz Suriye’nin bölünmesine karşı olduğumuzu söyledik. Bundan sonraki süreçte bunun aklı selim ile çözülmesinden yana olduğumuzu temenni ediyorum. Suriye’de ne oluyor, Irak’ta ne oluyor, onlar bilmiyor, ama biz bunu yaşıyoruz. Bugüne kadar şehitlerimiz oldu. Onların tüm ailelerini güvenlik altına almak için bu mücadeleyi veren biziz. Temenni ediyorum ki yanlıştan bir an önce dönülür.Video: Erdoğan’dan ABD’ye uyarıCumhurbaşkanı Erdoğan: Temenni ederim ki ABD bazı gerçeklerden döner

Aynı terane

Suriye ve Irak’ta PKK’nın bağımlısı haline gelen ABD, bir yandan Türkiye’ye bağlılık mesajı vermeyi sürdürüyor. Başbakan Binali Yıldırım ile İngiltere ve BM ev sahipliğinde düzenlenen Somali Konferansı için gittiği Londra’da görüşen ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, Yıldırım ile görüşmesini “dürüst, şeffaf ve faydalı” olarak değerlendirdi. Mattis “PKK’ya hiçbir zaman silah vermediklerini, hiçbir zaman da vermeyeceklerini” ileri sürdü. Görüşmeyle ilgili Pentagon’dan yapılan açıklamada da “Mattis, ABD’nin NATO müttefikini korumaya olan bağlığını teyit etti” ifadelerini kullanıldı.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ