Şii liderden Esed’e istifa et çağrısı

Irak’ta Şii lider Mukteda es-Sadr, Beşşar Esed’e görevi bırakma çağrısı yaptı. Sadr yaptığı açıklamada “Esed’in iktidardan vazgeçip görevinden istifa etmesi insaflı olur” dedi.

Şii liderden Esed’e istifa et çağrısı

Irak’ta Şii lider Mukteda es-Sadr, Esed’e “görevini bırakma ve halka kendi geleceğini tayin etme fırsatı verme” çağrısında bulundu.

Sadr, yaptığı yazılı açıklamada, “Beşşar Esed’in Suriye’nin çıkarı doğrultusunda hareket ederek ülkeyi savaş belasından ve teröristlerin kontrolüne geçmekten kurtarmak için iktidardan vazgeçip görevinden istifa etmesi insaflı olur.” ifadesini kullandı.

“ABD’nin Suriye’ye askeri müdahalesi faydasızdır.” diyen Sadr, “Irak’ta DEAŞ’e saldırdığını ilan etti ancak terör hala topraklarımızda bulunuyor. Buradaki müdahalesi asla faydalı olmamıştır. ABD, barışın öncüsü olmak istiyorsa diyaloğu desteklemeli. Filistin, Burma, Bahreyn ve diğer yerlerdeki halkı kurtarmalı.”
Herkese “Suriye’deki askerlerini çekmeleri” çağrısı yapan Sadr, ülkenin geleceğini Suriye halkının belirlemesi gerektiğini vurguladı.

Haley: Suriye’de daha fazlasını yapmaya hazırız

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), ABD’nin Suriye rejimine ait hava üssünü vurması nedeniyle acil toplandı.ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley, Konsey’de yaptığı konuşmada, Esed rejiminin 6 yıl boyunca yüzbinlerce kişiyi öldürdüğünü, milyonlarca kişinin yerinden edilmesine neden olduğunu, uluslararası hukuku ve BMGK kararlarını ihlal ettiğini söyledi.”ABD artık buna seyirci kalmayacak”BM raporlarının Suriye reijiminin kendi halkına karşı birçok kez kimyasal silah kullandığını ortaya koyduğunu hatırlatan Haley şöyle konuştu:”Esed’in Rusya’nın desteğini alacağını ve sorumlu tutulmayacağını bildiği için kimyasal saldırılar düzenlemeye devam etti ama bu dün gece bu değişti. Kimyasal silahlar kullanıldığında ABD artık buna seyirci kalmayacak. Ölümcül kimyasal silahların yayılmasını ve kullanılmasını önlemek, ABD’nin ulusal güvenliği için hayati önem taşıyor.””Daha fazlasını yapmaya hazırız”Artık yeter demenin ve harekete geçmenin zamanı geldiğini ifade eden Haley, “Dün gece çok ölçülü bir adım attık, daha fazlasını yapmaya hazırız ama umuyoruz gerek kalmaz.” diye konuştu.”Esed’i caydırmak için gerekliydi”Fransa’nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Francois Delattre ise “Esed’in bedeli ne olursa olsun kendisine karşı çıkanları yok etmeye çalıştığını söyledi.ABD’nin askeri müdahalesinin “meşru” olduğunu değerlendirmesinde bulunan Delattre, “Müdahale Esed’i caydırmak için gerekliydi.” dedi.”Savaş suçlarının sonuçları olur”İngiltere’nin BM Daimi Temsilcisi Matthew Rycroft ise Beşşar Esed’in İdlib’de “vahşetin tanımını” yeniden yapabileceğini gösterdiğini belirterek “İngiltere ABD’nin hava saldırısını destekliyor çünkü savaş suçlarının sonuçları olur.” ifadesini kullandı.”Esed tüm zamanların en büyük savaş suçlusudur.” ifadesini kullanan Rycroft, ABD’nin hava saldırısının işlenen suçlarla orantılı olduğunu savundu.Esed rejimine destek veren Rusya’yı da eleştiren Rycroft, “Rusya belki savaş suçlusunu desteklemenin sonuçları hakkında ciddi bir ders aldı: aşağılanma.” diye konuştu.Rusya’nın “Esed’in hayal edebileceği her şeyi” verdiğini anlatan Rycroft, Esed’in de bunun karşılığında daha fazla savaş suçu işlediğini dile getirdi.Rycroft, Rusya’yı “başarısız” olan stratejisinden vazgeçmeye de çağırarak Rusya’nın BMGK’daki her vetosunun Suriye halkının daha fazla acılar çekmesine neden olduğunu söyledi.Kendisinden önce söz alan Bolivya temsilcisini de ABD’nin operasyonuna Esed’in sivil katliamlarından daha fazla tepki gösterdiği eleştirisi getiren Rycroft, “BM Şartını bu kadar önemsiyorsanız uluslararası hukuku defalarca ihlal eden diktatörü niye koruyorsunuz?” diye sordu.Bolivya’nın BM Daimi Temsilcisi Sacha Sergio Llorentty Soliz konuşmasında ABD’nin operasyonunun uluslararası hukuk ve BM Şartı’nın ihlali olduğunu savunmuştu.”Saldırının bölge halkı için korkunç sonuçları olabilir”Rusya’nın BM Daimi Temsilci Yardımcısı Vladimir Safronkov da konuşmasında ABD’nin askeri operasyonunu “uluslararası hukukun açık ihlali ve saldırı” olarak nitelendirdi.”ABD’nin gayrı meşru eylemini kınıyoruz.” diyen Safronkov, “Bu eylemin bölgesel ve uluslararası istikrara yönelik ciddi sonuçları olabilir.” ifadesini kullandı.ABD’nin kimyasal silah saldırısı konusunda “masumiyet karinesini” gözardı ettiğini de kaydeden Safronkov, “Kendi yolunuza gittiğinizde bunun bölge halkı için korkunç sonuçları olabilir.” diye konuştu.Safronkov ABD’nin saldırısının “terörizmi güçlendirdiğini” de savunarak “Tekrar tekrar söylüyorum: Suriye silahlı kuvvetleri ülkede terörizmle savaşan ana kuruluştur. Teröristlerle kim savaşacak? Bu yasa dışı silahlı gruplar mı?” diye sordu.Saldırının “teröristlere moral verdiğini” de söyleyen Safronkov, bunun Cenevre’deki diplomatik sürece de zarar verdiğini iddia etti.Medvedev: ABD ile çatışmaya ramak kaldı5 başlıkta ABD’nin Suriye operasyonuABD’nin Suriye operasyonunda soru işaretleri

Erdoğan’dan katliamda ailesini kaybeden Yusuf’a ziyaret

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beşşar Esed rejiminin Suriye’nin İdlib kentinde düzenlediği kimyasal katliamda 9 aylık Aya ve Ahmed isimli ikiz bebeklerini, eşini ve ailesinden 13 üyeyi kaybeden Suriyeli Abdülhamid el-Yusuf ile görüştü.Galeri: Katliamda ailesini kaybeden Suriyeli’yi ziyaret etti Erdoğan, İtfaiye Meydanı’nda düzenlenen toplu açılış töreninin ardından, Adana’daki toplu açılış törenine katılmak üzere Hatay Havalimanı’na geçti.Burada, Beşşar Esed rejiminin İdlib’de düzenlediği kimyasal silah saldırısında 9 aylık Aya ve Ahmed isimli ikiz bebeklerini, eşini ve ailesinden 13 üyeyi kaybeden Suriyeli Abdülhamid el-Yusuf ile görüştü.Erdoğan’ı alnından öptüErdoğan, aileye başsağlığı dileklerini ilettirken, Abdülhamid el-Yusuf da teşekkür ettiği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı alnından öptü.

‘Ölümlerden Esed sorumludur’

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Suriye rejiminin İdlib’de kimyasal silah kullanımına ilişkin, “Bugün bu ölümlerden Esed ve yönetimi sorumludur. Birinci derecede failidir. Ama bu insanlık dramını durdurma güç ve kuvveti elinde olup da durdurmayanlar da Esed kadar bu işten mesuldur.” dedi.Bozdağ, halk oylaması çalışmaları kapsamında, Sincan’daki Lale Güngörmüşler Konağı’nda vatandaşlarla bir araya geldi.Suriye’de Esed’in bütün dünyanın gözü önünde kimyasal silah kullandığını belirten Bekir Bozdağ, “İnsan hakları, hukuk devleti, insan hakları evrensel beyannamesi diye konuşan çevrelere diyorum ki yaşam hakkından daha büyük bir insan hakkı ve temel hak var mı, yok mu? Yok.” diye konuştu. Şu anda Esed yönetiminin Suriye’de insanlara yaşam hakkı tanımadığını ifade eden Bozdağ, dün Adana’da yapılan otopsi sonucunda kimyasal silah kullanıldığının bilimsel olarak tespit edildiğine işaret etti.Bütün dünyanın bu olup bitenler karşısında ayağa kalkması ve insanlık düşmanına, insanlığı yok eden Esed’e ve yönetimine karşı tavır koyması gerektiğini ifade eden Bozdağ, dün ABD Başkanı Donald Trump’ın bir saldırı talimatı verdiğini ve bu çerçevede füzelerin atıldığını belirtti.Bozdağ, şöyle devam etti:”Ama arkası geldi mi? Henüz gelmedi. Esed daha önce de kimyasal silah kullanmıştı ve o zaman da ‘kırmızı çizgi’ denilmişti. Çizgi aşıldı, bir şey yapılmadı. Şimdi de bir iki saldırı yapıldı ama arkası geldi mi? Henüz gelmedi. Umarız, dileriz ki bunun arkası gelsin ve oradaki kan, gözyaşı dursun. Bugün bu ölümlerden Esed ve yönetimi sorumludur. Birinci derecede failidir. Ama bu insanlık dramını durdurma güç ve kuvveti elinde olup da durdurmayanlar da Esed kadar bu işten mesuldur. BM Güvenlik Konseyi, uluslararası örgütler ve ülkeler bu yangını söndürebilecek güç ve kuvvete sahiptir. Ama hiç kimse bu yangını söndürmek için üzerine düşeni yapmıyor. İnsanlar ölürken ‘siyasi çözüm’ diye masalarda oturup, bol bol konuşmalar yapılıyor. Önce şu ölümleri bir durdurun, yangını bir söndürün, çatışmayı bir bitirin de sonra oturun ne kadar siyasi görüşme yapıyorsanız, o kadar yapın. Yangın devam ederken, insanlar cayır cayır yanarken, kimyasal silah kullanılarak çoluk-çocuk, kadın herkes öldürülürken masa başında oturup konuşma vakti değildir. İnsanları ölümden kurtarma vaktidir. Öldüren Esed’e ‘dur’ deme vaktidir. Ama maalesef ne kurtarmak ne de durdurmak için harekete geçen var.””Bu insanlık dramını hep beraber durduralım”Türkiye’nin hakkın, hukukun, vicdanın ve insanlığın sesi olduğunun altını çizen Bozdağ, bu insanlık dramı durdurulmadığı sürece Ortadoğu’da da ve dünyanın başka yerlerinde de huzur ve güvenin olmayacağını söyledi. Bozdağ, “Gelin beraber bu zulme son verelim ve bu insanlık dramını hep beraber durduralım.” dedi.İnsanlar ölürken ve haksız yere öldürülürken hala hesap yapanların büyük bir sorumluluk altında olduğunu belirten Bozdağ, şunları söyledi:”Rusya’nın da Amerika’nın da Avrupa’nın da İran’ın da başka ülkelerin de yaşanan bu ölümlerden dolayı sorumluluğu vardır. Bunu bir kez daha hatırlatıyorum. ‘İnsanlık ölmedi’ demek için, insanlığı öldürmek isteyen Esed’e karşı birlikte hareket etmek ve onu durdurmak lazım. Avrupa’dan, Türkiye’de bir şey olduğu zaman, ‘insan hakları hak, hukuk, adalet’ diye konuşan bir sürü komiser, hükümet yetkilisi var. Suriye’de kimyasal silah kullanılıyor. Bunun karşısında kaçının sesini duydunuz? Bir defa konuşuyorlar. Bir cılız ses veya bir adım atıyorlar, arkasından ikincisi ya da üçüncüsü yok. Ama teröristlerin ve terör örgütlerinin hakkı, hukuku söz konusu olunca herkes ayağa kalkıyor. Masum insanların teröristler kadar hakkı, hukuku, yaşama hakkı yok mu? Niye onlar için aynı şekilde bir duyarlılık ortaya koymuyorsunuz? Bunların adaleti de öyle bir adalet.””Avrupa’nın ve Amerika’nın tuzu kuru”Bozdağ, Türkiye’nin her daim insanlığın onurunu koruyan, hakkı, hukuku, adaleti ayakta tutan, herkesi yaşatmayı esas alan bir anlayışı benimsediğini ve bu anlayışın gereğini yaptığını kaydetti.Suriye’de yaşanan bu olayların Türkiye’yi etkilememesinin mümkün olmadığını vurgulayan Bozdağ, “Avrupa’nın, Amerika’nın tuzu kuru, vicdanları da kurumuş. Ama biz öyle değiliz.” açıklamasında bulundu.Türkiye’nin Suriye ile 910 kilometre sınırı olduğunu anımsatan Bozdağ, sınırın iki halk arasındaki akrabalığa vurgu yaptı.Bozdağ, “Amca, dayı, hala, teyze çocukları. Dindaş ve soydaş. Bütün bunlar var ve oradaki duman bize geliyor, ateş bize geliyor, feryat figan edenler bize geliyor. Biz kulağımızı tıkayamayız, gözümüzü kapayamayız.” ifadesini kullandı.”Doğru bir adım attık”Türkiye’nin bugün PKK, FETÖ ve DHKP-C ve 10 civarında terör örgütüyle mücadele eden dünyadaki tek ülke olduğuna dikkati çeken Bozdağ, “Onun için ‘cumhurbaşkanlığı sistemi’ diyoruz.” dedi.Bozdağ, bugün yaşananların, bu ülke topraklarında istikrarsızlığı tarihe havale edecek zayıf iktidarlar dönemini kapatacak ve Türkiye’nin bu topraklarda daima güçlü bir biçimde varlığını sağlayacak yeni bir düzen kurmaya zorladığını belirtti.Artık Türkiye’nin istikrarsızlık yaşamaması, yeni sorunlarla karşı karşıya kalmaması için bu büyük reformun yapılması zaruretinin hasıl olduğunu vurgulayan Bozdağ, doğru bir adım attıklarını anlattı.Bu adım atıldıktan sonra Avrupa’nın ve terör örgütlerinin ayağa kalktığını ifade eden Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:”Biz 16 Nisan’da Almanya veya Hollanda’nın hükümet sistemini değiştirmek için mi oy kullanacağız? Hayır. Peki Almanya, Hollanda ve diğer bazı batılı ülkelere ne oluyor da kendi hükümet sistemleri Türkler tarafından değiştirilecekmiş gibi bir telaş ve korku içindeler. Hep beraber taraf oluyorlar, ‘hayır çıksın’ diye uğraş veriyorlar. Memleketlerinde Türkler, Türkçe konuşmasın diye her türlü baskıyı yapanlar, yasağı koyanlar şimdi televizyonlarında Türkçe programlar yapıyorlar, gazetelerine Türkçe manşetler atıyorlar. Türkleri etkilemek ve bu sistem değişikliğine engel olmak için bunu yapıyorlar. Ben de diyorum ki, size ne, size ne oluyor?”Batının bazı ülkeleri ve bilimum terör örgütlerinin güçlü bir Türkiye istemedikleri için karşı olduklarını belirten Bozdağ, bu ülkelerin, “Türkiye terörle mücadeleye enerjisini harcasın ve sıkıştıkça da bizim kapımıza gelsin, biz onlara lütfen yardım edelim bizim dediğimiz gibi dursun” amacında olduklarını vurguladı.Bozdağ, “Böyle bir Türkiye’yi hayal edenlere diyorum ki; boş yerine böyle hayallere artık kapılmayın, bu hayaller 16 Nisan’da kabusa inşallah dönecektir. Bu millet kendi rotasını, kendi istikbalini, kendi kaderini kendi belirleyecektir. Terör örgütlerinin ve bazı batılı ülkelerin çizdiği bir rotada Türk milletinin yürümeyeceğini, yürütülemeyeceğini herkes 16 Nisan’da bir kez daha öğrenmiş olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.Bozdağ, yeni sistemin, hükümeti doğrudan seçme hakkını Türk halkına verdiğine işaret ederek, adında “halk” olan CHP’nin bu düzenlemeye karşı çıktığını söyledi. Bozdağ, “İktidarı kuran da değiştiren de yıkan da millet olacaktır.” diye konuştu.Bu sistemde “operasyon yaparak iktidar düşürme” devrinin kapandığını ifade eden Bozdağ, iktidarı sandıkta halkın vereceğini ve milletvekili transferleriyle iktidar değişikliği yapılamayacağını söyledi.”Tek patron Türk milleti”Tek patronunun Türk milleti olduğunu vurgulayan Bozdağ, “Ne medya ne sermaye ne başka güçler ne Türkiye’yi kukla haline getirmek isteyen şer güçler ve kirli odaklar Türkiye’nin iktidarı hakkında karar veremeyecektir. Tek seçici, tek belirleyici, tek patron Türk milleti olacaktır.” değerlendirmesini yaptı.Her şeyi Anayasa Mahkemesine götüren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu değişikliği götürmediğine dikkati çeken Bozdağ, “Neden? Size muhtaç olduğu için götürmedi.” diye konuştu.Kılıçdaroğlu’nun rahmetli Necmettin Erbakan’ı anma törenine giderek, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun yanına oturduğunu ve dua ettiğini kaydeden Bozdağ, şunları kaydetti:”Allah razı olsun, Allah duasını kabul etsin. Bir şey demiyoruz ama eğer Saadet Partililerin oyuna ihtiyacı olmasaydı Kılıçdaroğlu’nu o toplantıya hiçbir güç gönderebilir miydi? Hele Erbakan Hocaya dua ettirebilir miydi? Bakın bu değişiklik, büyük bir değişimi yaptı, oraya gönderdi ve dua etti. Şimdi diyor ki; ‘Tayyip Bey’i seven çok. AK Partili seviyor, CHP’li seviyor, MHP’li seviyor. Hatta CHP’lilerde hesap ettiğimizden fazla seviyorlar. O zaman halk oylamasına kadar Tayyip Bey’i incitecek bir laf söylemeyin onu sevenlerden hayır verecekler olur da onu incitirseniz üzülür ve evet verir. 16 Nisan akşamına kadar saygı üslubu orucu tutun.’ Öyle bir oruç tutuyorlar. Amaç ne? Tayyip Bey’i sevdiklerine sandıkta boğdurmak. Şark kurnazlığı yapıyor. Sayın Kılıçdaroğlu, bu millet Tayyip Erdoğan’ı otomatik silahlara ve darbecilere, teröristlere yedirmedi de senin şark kurnazlığına mı yedirecek. Allah’ın izniyle milletimiz buna izin vermeyecektir.”Bozdağ, programının ardından, avukatlarla bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Katil Esed devlet terörü uyguluyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana’da açılış töreninde konuştu.Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar:15 Temmuz’da 249 şehidimiz var. Bu ülke bu vatan o alçaklara teslim edilmedi. Bundan sonra da edilemeyecek.Terör örgütlerinin kökünü kurutacağız. Artık sivri siniklerle değil, doğrudan bataklıklarla uğraşıyoruz.Tarihimizin en büyük mücadelesini yürütüyoruz. Dağ taş her yerdeyiz. Teröristlere göz açtırmıyoruz ve açtırmayacağız.Kendi güvenliğimizi kendimiz sağlarızTürkiye’nin Suriye ve Irak’ta verdiği mücadele o ülkelerin içişlerine karışmak için değil, biz kendi güvenliğimiz için çabalıyoruz. Türkiye, kendi güvenliğini kendisi sağlayacak imkanlara sahiptir.Katil Esed devlet terörü uyguluyorBu adam katil Esed’dir. Bu adam devlet terörü uyguluyor. Neredeyse 1 milyona yakın insanı bu katil Esed öldürdü.İdam konusu16 Nisan aynı zamanda idam ile ilgili yasal düzenlemenin gündeme geleceği bir gündür. Meclis’ten geçtiği an ben idamı onaylarım. Şehitlerimizin katillerini affetme imkanımız yok. Bu yüzden 16 Nisan kırılma noktası.Muhtarlıkları da kapatacakmışız. Cumhurbaşkanı nasıl seçilerek geliyorsa muhtar da seçilerek geliyor. Yasa, kararnamenin üzerindedir.

Arap dünyası ‘İdlib katliamına’ sessiz kaldı

Arap dünyasının, İdlib’in Han Şeyhun beldesine Suriye rejimi tarafından düzenlenen ve aralarında onlarca çocuğun bulunduğu yaklaşık 100 sivilin ölümüyle sonuçlanan kimyasal silah saldırısı karşısındaki tepkisizliği dikkati çekti.Arap ve İslam dünyasının tanınan vaizlerinden Suudi Arabistanlı Selman el-Avde, konuya dair yaptığı açıklamada, Arap dünyasının ve uluslararası toplumun, İdlib’deki katliama sessiz kaldığını belirtti.Suudi Arabistanlı din adamı Avde, “Bu korkunç katliamın benzerleri ve daha kötüsü, Suriye’de geçtiğimiz yıllarda defalarca gerçekleşti. Başta Birleşmiş Milletler(BM) olmak üzere Arap dünyası ve diğer ülkeler sadece izlediler. Bazıları kınama yayınlamakla yetindi.” dedi.Katliamı gerçekleştirenlere yönelik caydırıcı bir yaptırım uygulanmaması durumunda, aynı kişilerin yeni katliamlar yapabileceğini savunan Avde, Arap halkının, sosyal medyada ve birçok ortamda tepkilerini dile getirdiğini ancak siyasetçilerin ve toplumun önde gelen isimlerinin sessiz kaldığını söyledi.”Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” “İdlib’de yaşanan katliama sessiz kalmak, bu katliama ortak olmaktır” ifadesini kullanan Avde sözlerini şöyle sürdürdü:”Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Arap siyasetçiler, yazarlar, düşünürler, toplumun önde gelen isimleri, İdlib’de yaşanan katliama yüksek sesle karşı çıkmalı ve bu tepkilerin diri kalmasını sağlamalıdırlar. Tepkiler uzun süre devam etmelidir ki İran ve Rusya tarafından desteklenen bu katliamlar herkes tarafından bilinsin.”İdlib saldırısına en yüksek tepki Türkiye’denLübnanlı milletvekili Prof. Dr. İmad el-Hut da Arap halkının İdlib’de gerçekleşen saldırıya tepkili olduğunu ancak Suriye’de defalarca gerçekleşen bu saldırıların kanıksanması nedeniyle tepkilerin yüksek sesle dile getirilmediğini savundu.Arap dünyasındaki farklı etnik kimlik ve düşüncedeki grupların, halkın ortak bir tepkiyi yüksek sesle dile getirmesine çoğu zaman engel olduğunu vurgulayan Hut, şunları söyledi:”Arap dünyasının önde gelen isimleri bu katliama tepki göstermeli. Bazı Arap ülkeleri de yönetimleri nedeniyle yeterli tepkiyi göstermiyor. Örnek olarak Mısır’da, darbe ile yönetime gelen rejim, Suriye’de yaşanan katliamlara yönelik kendi tepkisizliğini halka aktarmaya çalışıyor. Bu çaba ile de kendi varlığını meşrulaştırmayı ve halka kabul ettirmeyi amaçlıyor.”İslam ülkeleri arasında en yüksek tepkiyi Türkiye’nin verdiğini aktaran Hut, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İdlib’deki katliam konusunda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i aramasının önemli olduğunu sözlerine ekledi.”Han Şeyhun katliamı, rejimin işlediği katliamlar dizisinin bir parçasıdır”Dış müdahalelerin, Suriye’deki krizin artmasına neden olduğunu ifade eden gazeteci yazar Ali el-Emin ise özellikle “İran’ın Suriye politikası ve uygulamaları” nedeniyle bazı Arap ülkelerinin Suriye’ye olan ilgisinin azaldığını belirtti.Arap dünyasının ve uluslararası toplumun sessizliğinin, Suriye’de işlenen insanlık suçlarının sıradan görülmesine neden olduğunu söyleyen Emin, “Esed rejimi ve müttefiklerinin umursamadan modern Arap tarihinde eşi görülmemiş şekilde yıkıma, tehcire ve iğrenç katliamlara imza atmasının sebebi belki de Arap dünyasının bu sessizliğidir.” ifadelerini kullandı.Emin, sözlerine şöyle tamamladı:”Han Şeyhun katliamı Esed rejiminin işlemeye devam ettiği katliamlar dizisinin sadece bir parçasıdır. Burada üzücü olan ise Arapların gösterdiği tepkisizliktir. Arap dünyasının, bu suçu kınaması ve buna ilişkin açıklamaları yeterli değildir. Arap dünyasının, Suriye’de ve Arap bölgesinde bu tarz saldırıları durdurabilecek ortak bir güce ihtiyacı var. Bu güç ve birliktelik sağlanmadan, bu tür katliamlar durdurulamaz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Olumlu ama yeterli değil

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hatay’da toplu açılış töreninde konuştu.Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:Çocukların kimyasal silahlarla nasıl katledildiğini gördünüz değil mi? Yüreğimizi dağladı. Allah onların ailelerine sabırlar verdin. Kimyasal silah saldırısında yaralananları vakit bulursam ziyaret edeceğim. Çocukların katledildiği dünyada kimsenin kendini huzur ve güvende hissetmeye hakkı yoktur. Herkesin bulunduğu yeri gözden geçirmesi gerekir. Suriye’de yaşananlar DAEŞ kılıfına sığmayacak kadar açıktır. Rejimin, rejim tarafından desteklenen terör örgütlerinin gerçekleştirdiği saldırıların hiçbir meşruiyeti kalmamıştır. Unutulmamalıdır ki Suriye’de ve Irak’ta katledilenlerle birlikte insanlığın ortak vicdanı da ölüyor.Olumlu ama yeterli değilO devlet terör estirenleri alınan ahlar yerinden indirecektir. Bu zamanın çok da uzak olmadığına inanıyorum. ABD’nin olumlu açıklamaları ve girişimleri olmuştur. Biz de destek vereceğimizi ifade etmiştik. Suriye’nin hava üssü bu gece vuruldu. Esed rejiminin savaş suçlarına karşı yapılan bu adımı olumlu bulduğumuz buradan ifade etmek istiyorum ama yeterli değil.Yeterli mi? Hayır. Sadece mazlum Suriye halkını korumaya yönelik olarak ciddi netice alınan adımların atılması gerekmektedir. Terörden arındırılmış güvenli bölge oluşturulmasının ne kadar gerekli olduğunu ifade ediyoruz. ABD’nin İdlib saldırısına karşı yaptığı aktif tutumun bir başlangıç olmasını diliyorum. Uluslararası toplum “doğru söylüyorsunuz” dediler ama bu konuda adım atmadılar. Şimdi bölgede insanlık suçu işleyen tüm terör örgütlerini durdurma imkanının bulunduğunu vurgulamak istiyorum.Suriye’deki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bize düşen görevin elimizdeki imkanları sonuna kadar mazlumların yanında yer almak olduğunu biliyoruz. Katliamlar son bulsun diye çalışıp çabalıyoruz. Suriye halkı karar versin diyoruz. İdlib’deki gibi katliamlardan kaçarak 3 milyon Suriye’liye kapımızı da gönlümüzü de soframızı da biz açtık. DAEŞ’in ülkemizi hedef almasının sebebi bizi Suriyeli vatandaşlara kapımızı açmamız değil mi? Reyhanlı saldırısı niye yapıldı? Cerablus, Rai operasyonunu niye gerçekleştirmek zorunda kaldık? Bizi tehdit edenlere yazıklar olsun! Türkiye kardeşlerinin can güvenliğini kendisi gibi görmektedir, siyasi hesabı yoktur ve olmayacaktır.”Çözüm yönetim sistemini değiştirmek”Büyük devlet olmak için büyük millet olmak lazım. Siz kendinizi 15 Temmuz’da ispat ettiniz. Türkiye’nin demokrasisine burun kıvıranlara, demokrasiye nasıl sahip çıkılacağını gösterdik.Şimdi sıra milletimizin büyüklüğüne layık bir devlet olmaya geldi. Koalisyonlar yüzünden çok büyük kayıplara uğradık. Türkiye son yıllarda olduğu gibi istikrarlı bir yönetime sahip bulunsaydı diğerleriyle aynı civarda bir milli gelire ulaşacaktı. Büyük devlet olmamızın önündeki en büyük engel istikrarın korunamamasıdır. Çözüm ortada. Çözüm sorunun kaynağı olan yönetim sistemini değiştirmek. Mesela Güney Kore bu teşhisi bizden çok önce yapmış, 1980’lerde yönetim sistemini değiştirmiştir. Portekiz de 1970’lerin sonuna doğru iki partili sistemle istikrarı yakalamıştır. Fransa’da istikrarsızlığı yarı başkanlıkla aşmıştır. Peki biz neden istikrarsızlık üreten bir sistemde ısrar ediyoruz. Çünkü Türkiye’yi darbelerle, krizlerle dizayn etmek isteyenler böyle istediler.Hatay’a 21 katrilyonluk yatırımHataya 21 katrilyon yatırım yaptık. Hatay dış ticaret hacmi itibarıyla ülkemizin 11. şehri haline geldi. Eğitim, sağlık, ulaşım, toplu konutta yapılan yatırımların en yakın şahidi Hataylılardır. İskenderun’da 600 yataklı, Dörtyol’da 400 yataklı devlet hastanesi yapılıyor. Bir de yapılmakta olan dev şehir hastanesi var. Bu benim aşkım. Bu yola çıktığımızda Türkiye’yi büyükşehirlerde şehir hastaneleriyle donatacağız dedik. Bunlardan bir tanesi de Hatay’a yapılıyor.Bugün burada toplam yatırım bedeli 530 trilyon olan 114 projenin toplu açılışını yapacağız. 750 yataklı Devlet Hastanesi, 150 yataklı Kırıkhan Devlet Hastanesi de bulunuyor.Amanos Tüneli ve bağlantılı yol projeleri inşallah bu yıl yatırım programına alınıyor. Hatay bölgemizin en önemli havalimanına sahip. Sanayi kuruluşlarının demiryolu ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir yük merkezi için proje çalışmaları sürüyor.”Biz İzmir’den denize dökenlerden değiliz”Kandil hayır diyor mu, İmralı hayır diyor mu, Pensilvanya’daki Feto hayır diyor mu? Şimdi bunlar hayır diyorsa şöyle bir söz var: Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Bir de sevgililer sevgilisi peygamberimizin bir sözü var: Kişi sevdikleriyle beraberdir diyor. Şimdi siz onlarla madem ki beraber aynı yoldasınız ne güzel? Ama Kılıçdaroğlu ne diyor? Bunlar hayır diyenlere terörist diyor. Bak Kandil’deki, İmralı’daki, Pensilvanya’daki terörist. Fakat biz burada bir uyarı yapmak durumundayız. Yoksa biz sandığa giden herkese hangi oyu verirse versin anlayışla karşılarız. Biz İzmir’den denize dökenlerden değiliz. Biz onlar gibi yapmayız. Biz onlara inşallah güzel bir demokrasi müzesi kuracağız. Orada bazı objelerle birlikte onları tarihe emanet edeceğiz. Farkımız bu.”Her şeyi yalan!”Bölücü terör örgütü tüm imkanlarını seferber etmiş hayır kampanyası yapıyor. Bölücü terör örgütünün güdümündeki parti bizim Rabiamızdan rahatsız olmuşlar. Biz 80 milyon tek millet, tek bayrak değil miyiz? Bizim bayrağımızın dışında asılan paçavraları asla kabul etmeyiz. Pensilvanya da rahatsız. Bir kısım Batı bunlara destek veriyor. Kılıçdaroğlu “ben idama evet” diyorum diyor. Bakalım göreceğiz. Parlamentoya geldiğinde ben bunu onaylarım.Kılıçdaroğlu çıkmış “Bu darbe girişimini örtbas etmek istiyorlar”diyor. Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu kendinde misin? O hainleri cezaevine tıkan kim? Biziz. Şu anda yargılama süreci devam ediyor. Sen yargılamayı bizden mi bekliyorsun? Sen ki, 15 Temmuz gecesi, ben 1.30’da İstanbul’a indim. Bana dediler ki, “11.30’da buradaydı” dediler. Ben de “Nerede buralarda mı?” dedim. “Ayrıldı” dediler. Şimdi diyor ki, “Cumhurbaşkanı söyleseydi gelirdim” dedi. Ben haberi facetime’den verdim. Sen de bu milletin ferdi olarak bekleseydin. Ne yaptı Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine gitti. “Darbe yapıldığında ilk tankın üzerine ben çıkarım” diyordu. Herşeyi yalan. Şimdi de eline bazı kağıtlar tutuşturuyorlar. Onunla ilgili de şu şöyleydi, bu şöyleydi diyor. MİT açıklamayı yaptı, bu kişilerin bizim teşkilatımızda alakası yok dedi. 16 Nisan Türkiye’nin ve Türk milletinin bir beka meselesidir. Ana muhalefet partisinin yalan rüzgarı belki ilk zamanlar kafaları bulandırmıştı. Ama gerçek yeni sistemin ne olup, ne olmadığı ortaya çıktı. Parlamentoda 600 kişi olacak. Bu 600 kişinin içinde 18-24 kişi olacak. Bunlar bedelli askerliğe tabi tutulabilir. Sadece erkekler değil, kızlarımız da bu haktan istifade edecek. Bunlar askerliği yapmayabilir. İcabında bedelli askerliğe de tabi tutulabilir. Kılıçdaroğlu’nun derdi başka. Ben gençlerimle iftihar ediyorum. Bu tuzağa bu oyuna gelmiyoruz değil mi? Gençler daha çok çalışacağız.Kılıçdaroğlu dürüst ol, dersini çalış ama çalışmamış ki! Kılıçdaroğlu diyor ki, Parlamentonun soru önergesi verme yetkisi yok. Kardeşim biz yazılı önerge vermeyi getiriyoruz. Yazılı önerge verilir, ilgili Bakan ya da Bakanlık yazılı cevabını verir. buna benzer yalanlar. Ama benim milletim bunları tabii ki yutmayacak. 16 Nisan’da milletim bağımsızlığına sahip çıkacak.Galeri: Cumhurbaşkanı Erdoğan Hatay’da

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ