Savaşın ortasında sanat

Suriye’de Doğu Guta bölgesindeki Duma ilçesine yıllardır düşen mermi çekirdeği, füze ve bombaların artık mühimmatlarını toplayan Ebu Ali lakaplı Mustafa Ramazan bunlarla süs eşyası yapıyor. İşe başlamadan önce projelerini çizen Ramazan, kendi atölyesinde topladığı kullanılmış askeri mühimmatı imkanı dahilinde sanata çeviriyor.

Savaşın ortasında sanat

Suriye’de rejim güçlerinin kuşatması altında yer alan başkent Şam’ın Doğu Guta bölgesindeki Duma ilçesine yıllardır düşen mermi çekirdeği, füze ve bombaların artık mühimmatlarını toplayan Ebu Ali lakaplı Mustafa Ramazan bunlarla süs eşyası yapıyor.

Beşşar Esed rejimi 4 yıla yakın süredir kuşatma altında tuttuğu Duma’da yaşayan Ramazan’ın evinde çok sayıda artık mühimmat, patlamamış havan topu, füze ve roket kapsülleri görülüyor.

İşe başlamadan önce projelerini çizen Ramazan, kendi atölyesinde topladığı kullanılmış askeri mühimmatı imkanı dahilinde sanata çeviriyor.

Füze ve bombaların artık mühimmatlarını toplayan Ebu Ali lakaplı Mustafa Ramazan bunlarla süs eşyası yapıyor.n
Duma sakinlerinden Ramazan, “ölüm makineleri” olarak adlandırdığı bu mühimmatı süs eşyasına çevirme hikayesini AA muhabirine anlattı. Bölgedeki çatışmalarda kullanılan havan toplarından keman, mermi çekirdeklerinden palmiye ağacı ve çiçek yapan Ramazan, hurma ağacının yaprakları için Kalaşnikof AK-47 silahının mermi çekirdeklerini kullandığını söyledi.

Bölgede binlerce artık mühimmat olsa da her an hedef altında olan Duma’da savaş mühimmatlarını toplamanın kolay olmadığını belirten Ramazan, hurma ağacının yapımının biraz zaman aldığını ifade etti.

“Ölüm makinelerinden sanat yapıyorum”

Kullanılan savaş mühimmatından şamdan ve avize de yaptığını dile getiren Ramazan, ”İşe başlamadan önce unutmamak için projemi kağıda çiziyorum. Hurma ağacını yapmadan önce yaprak kısımlarını yaptım. Ölüm makinelerinden sanat yapıyorum. Çocuklar da artık mühimmatla oynayarak kendilerine göre şekiller yapıyor.” dedi.

”Amacım Suriye halkının mesajını dünyaya duyurmaktır. Suriye halkının barışı istediğini söylemek istiyorum.

Kullanılmış savaş mühimmatını 4 yıldan bu yana süs eşyasına dönüştürdüğünü, evinin bir köşesinde bu eşyalardan küçük bir müze açtığını kaydeden Ramazan, ”Amacım Suriye halkının mesajını dünyaya duyurmaktır. Suriye halkının barışı istediğini söylemek istiyorum.” diye konuştu.

25 yıldır otelde kalıyor

İzmir’de Kemeraltı Çarşısı ve Oteller Sokağı’ndaki çok sayıda asırlık otel, kenti kısa süreli ziyaret edenlerin yanı sıra çeşitli nedenlerle yalnız yaşayan kişilere de ev sahipliği yapıyor.Asırlık otellerde yıllardır kalanlardan biri de İhsan Adnan Ercan… Kentin köklü otelleri arasında yer alan ve filmlere de sahne olan 112 yıllık Yeni Şükran Oteli’nde 25’inci yılını dolduran 60 yaşındaki Ercan, yıllardır aynı odada kalıyor. Ercan, yaptığı açıklamada, otelde yaşamanın evde yaşamaktan daha huzurlu olduğunu savundu.Eşiyle tartışınca geldiEşiyle tartıştıktan sonra geldiği otelin yeni evi haline geldiğini anlatan Ercan, otele geçtikten sonra boşandığı eşi ile 3 çocuğunu yıllardır görmediğini söyledi. Eve çıkmak için iki kez denemede bulunduğunu ancak dışarıdaki hayata uyum sağlayamadığını, oteldeki aile ortamını bulamadığını dile getiren Ercan, ilk eve çıkma denemesinde hayatına kurallar getirmeye çalışan ev sahibiyle anlaşamadığını, ikinci denemesinde de ev arkadaşının evden ayrılmasıyla yalnız kaldığını belirterek, şöyle konuştu:”Eve çıktığım arkadaşım kira, elektrik ve su faturalarını ödemeden ortadan kaybolunca tekrar otele döndüm ve o günden sonra Yeni Şükran Oteli’den ne olursa olsun ayrılmamaya karar verdim. 25 yıldır aynı odada kalıyorum. Artık farklı bir hayat düşünemiyorum. Bin 300 lira emekli aylığımın 900 lirasını otele ödüyorum. Otelde evdeki gibi kira, elektrik, su parası yok.Burası çok huzurlu, insanlar huzurlu. Benim gibi uzun süredir kalan 7 kişi var. Onlarla bir aileyiz. Dışarıda boğuluyorum, karmaşa var ama burada huzur var. Hiç yalnızlık hissetmiyorum.”Huzurevinde kalmayı hiç düşünmediğini kaydeden Ercan, otelde kalanların her sabah birlikte kahvaltı ettiğini, işi olanların iş yerlerine gittiğini, kendisinin de Kemeraltı Çarşısı’nda yürüyüşe çıktığını, kalan zamanlarda da odasında televizyon seyrettiğini anlattı.

“Her Filistinli müezzin olur ve ezanı okur”

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa’yı makamında kabul etti.Görmez, kabulde yaptığı konuşmada, Filistin davasının daha önemli bir hale geldiğini belirterek, iki yıl önce gerçekleştirdiği ziyaretinde Kudüs Toplantısına katıldığını ve Halil kentinde sadece Mescid-i Aksa’nın değil peygamberlerin de hapsedildiğine şahit olduğunu ifade etti. Gazze’de son saldırılarda 80’i aşkın caminin yok edildiğini, bunların dokuzunun yeniden inşasını tamamladıklarını bildiren Görmez, bu vesileyle hayırseverlere teşekkür etti.”Müslümanların varlığını tanımamak manasına gelir”Görmez, “Kudüs’te ezanı yasaklamaya kalkışmak, Kudüs’teki İslam’ın ve Müslümanların varlığını tanımamak manasına gelir. Bizim için İstanbul’un ezansız kalması bizi ne kadar üzer ve bize ne kadar ağır gelirse, Kabe’nin ezansız kalması bir Müslümanı ne kadar üzerse, Kudüs’ün ezansız kalması bizi o kadar üzer.” değerlendirmesinde bulundu.İsrail parlamentosundaki yasama komisyonu, ezanın hoparlörlerden okunmasının yasaklanmasına ilişkin yasa tasarısını onayladı.Ezanın sadece namaz vakitlerini bildiren bir çağrı olmadığını kaydeden Görmez, aynı zamanda İslam’ın şiarı, İslam’ın ve Müslümanların bir beldede varlığının simgesi, inanç özgürlüklerini ilgilendiren çok önemli bir ilke olduğunun altını çizdi.Görmez şöyle devam etti:”Kudüs’teki ezan yasağı, sadece bizim peygamberimizi ve onun dünyaya getirdiği değerleri tanımamak değil, Hazreti İbrahim’in, Hazreti Musa’nın, Hazreti İsa’nın dünyaya getirdiği değerlere de karşı çıkmak olur. İnsan özgürlüğünün önemli bir parçasıdır. Bu özgürlükler yasaklarla ortadan kalkmaz. Siz Kudüs’te müezzinlere ezanı yasaklarsanız her Filistinli müezzin olur. Her vakit daha önce sadece müezzinler ezan okuyordu, böyle bir yasak getirirseniz o zaman her Filistinli müezzin olur ve ezanı okur. Ezana gürültü kirliliği olarak bakmak, Müslümanların inancını aşağılamak manasına gelir. Bir an önce tekrar aklı selimin hakim olarak bu yanlışlıktan vazgeçilmesini umut ediyorum.”Bu yasağa ilişkin Başkanlık olarak bir girişimlerinin olup olmayacağına yönelik bir soruya Görmez, “Elbette bütün barışçıl yollarla elimizden gelen her türlü gayreti sarf etmeliyiz. Ben aklıselimin buna izin vermeyeceğini düşünüyorum.” diye cevap verdi.”Tüm bunlara rağmen elimizi barış için herkese uzatacağız”Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa ise Türkiye ile Filistin arasındaki ilişkilerin bütün yönleriyle gelişmiş olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.Filistin’de şu anki duruma bakıldığında geleceğin açık bir şekilde görülmediğine dikkati çeken Mustafa, İsrail’in bu durumu fırsat bilerek “faşist kanunlar” çıkardığını ifade etti.Mustafa, ezanın hoparlörlerden okunmasının yasaklanmasına ilişkin yasa tasarısı ve yerleşimlerin önünü açan kanuna atıfta bulunarak, “Tüm bunlara rağmen elimizi barış için herkese uzatacağız. Hedefimiz olan bağımsız ve özgür, başkenti Kudüs olan Filistin devleti için elimizden gelen her şeyi yapacağız.” diye konuştu. Video: \”Ezan’ı yasaklarsanız, her Filistinli müezzin olur\” İsrail’de ‘ezan yasağı’ tasarısı onaylandı Aksa İmamı: İşgalcilerin yasağına uymayacağız Video: İsrail’e ezan tepkisi: Kudüs’te herkes ezan okudu

Evin altından tarihi mağara çıktı

Gaziantepli girişimci Cengiz Zorkirişçi, aldığı tarihi Antep evini restore ettirdi. Evi aldıktan sonra evin altında büyük bir mağara bulunduğu söylentilerine kayıtsız kalmayan Zorkirişci, tüm arama çabalarına rağmen mağarayı ait bir işarete ulaşamadı. Başlayan restore çalışmaları kapsamında evin önündeki bahçeyi kazan Zırkirişçi, toprağın altında mağaranın girişinin olduğunu anladı. Toprağı tamamen temizledikleri zaman alt kata inen merdivenleri bulan Zorkirişci, yaptığı araştırmalar sonucunda mağaranın tarihini henüz bilmediklerini ifade etti.Evin yaklaşık 150 yıllık olduğunu, mağaranın da 2 asır önce oluşmuş olabileceğini belirten genç girişimci, mağaranın su sarnıcı ya da kiler olarak kullanılmış olabileceğini ifade etti. Mağaranın tarihini araştırdıklarını belirten Zorkirişçi, olanları ise şöyle anlattı:”Burayı aldığımız kadın bu evin altında mağara olduğu söyleniyor ama bulamadık, kar yağdığında bahçenin bir bölümünde kar tutmuyor, burada olduğunu tahmin ediyoruz dedi. Burayı restore ederken bahçede toprak bir ekinlik vardı. Önce burayı kaldırdık. Altında 2-3 metre toprak doldurulmuş boşluğa ulaştık. Bu toprakları kaldırınca merdiven gördük, daha sonra bir duvar çıktı karşımıza duvarı kaldırınca baktık ki mağara söylentileri doğru çıktı. Bu mağaranın ne için kullanıldığını bilmiyoruz” dedi.Zorkirişçi, tarihi bina ile birlikte mağarayı da restore ederek, turizme kazandıracaklarını ifade etti.Köpekleri sahiplendi, evi yenilendi Şempanze ‘Can’ zürafa ve fillerin tahtını elinden aldı


KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ