Roman gibi festival

Bu yıl 36’ncısı düzenlenen İstanbul Film Festivali tüm hızıyla sürüyor. 15 Nisan’da sona erecek festival boyunca dünyadan ve Türkiye’den 21 bölümde 61 ülkeden toplam 203 film gösterilecek. Bu yılki programda öne çıkan ise edebiyat uyarlamaları. Zira bir çok film, yazarların yaşam öykülerinden ve romanlarından esinle beyazperdeye aktarılıyor. Neler mi var? İşte edebiyatseverlerin kaçırmaması gereken filmlerden bazıları…

ÖYKÜ TADINDA YAPIMLAR

Festival hem çağdaş hem klasik edebiyatın en güzel örneklerinden oluşan seçkiyi seyirciye sunuyor. Başyapıtlar arasında Guy de Maupassant’ın 1883 tarihli ilk romanından uyarlanan “Bir Yaşam” öne çıkanlardan. “Bir Yaşam”, aristokrat Jeanne’ın hayatının 27 yılını takip eden bir dönem filmi. “Elleri Olmayan Kız” ise Grimm masallarından esinle çekilen bir yapım. Orson Welles’in kariyerinin en iyi filmi olarak nitelediği Shakespeare uyarlaması olan 1969 yapımı olan “Geceyarısında Çanlar” ise restore edilmiş haliyle seyircinin karşında.

SANATORYUMDA BİR YAZAR

Yaralı Kalpler ise Romen yazar Max Blecher’ın otobiyografik romanından sinemaya uyarlanmış bir yapım. Sanatoryumda geçen film, büyük acılar çeken hastaların sanatoryumdaki aile bağlarını, ilişkilerini, özellikle de yaşamın ne kadar güçlü olduğunu vurguluyor. Alejandro Jodorowsky’nin çektiği Sonsuz Şiir ise ailesinden ayrılarak kendini 1940’lı yılların Santiago’sunda bohem bir hayatın içine bırakan Alejandro’nun, dönemin önemli şairleriyle, şiirin büyüsüyle tanışmasını anlatıyor.

ÇOK SATANLAR DA VAR

Fransız yazar Maylis de Kerangal’in 25 dile çevrilen romanını “Yaşayan Onarmak”ın uyarlaması olan “Kesişen Hayatlar” ise festivalin çarpıcı yapımlarından. Filmde bir kaza sonucu hayatını kaybeden 17 yaşındaki Simon’un bağladığı hayatlar ele alınıyor. Birbirine bağlanan üç hikayede yönetmen gencin ailesine, ve hayatta kalmak için kalp nakline ihtiyaç duyan bir anneye odaklanıyor. Filmler ve seanslar hakkında detaylı bilgi film.iksv.org adresinden edinilebilir.

SÜRGÜN YILLARINI ANLATIYOR

Festival programı açıklandığı andan itibaren merakla beklenen yapımlardan bir diğeri ise “Şafak Sökmeden.” Dünyaca ünlü Avusturyalı yazar Stefan Zweig’in öyküsünden yolaçıkan filmde Nazi baskısından kaçan yazarın Buenos Aires, New York ve Brezilya arasında geçen sürgün yıllarını anlatıyor. Film aynı zamanda Avusturya’nın Oscar adayıydı.

KAYNAK : Yenişafak