Mehmet Görmez: Beni kahretti

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez, Kutlu Doğum Haftası’yla ilgili tartışmalara ilişkin, “Tam da biz 100 bin personelimizle, 100 ilahiyat fakültesiyle, 15 Temmuz’da bu ülkeye yönelen işgal, ihanet, darbe teşebbüsünden sonra toplumsal güvenimizi örmeye çalışırken Diyanet’in, devleti ve milletiyle 28 yıl ortaya koyduğu tüm hayırlı çalışmaların o menhus yapıya mal edilmesi beni kahretmiştir.” dedi.

Mehmet Görmez: Beni kahretti

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Gaziantep Üniversitesi Mavera Kongre ve Sanat Merkezi’nde “Hazreti Peygamber ve Güven Toplumu” konulu sempozyumda, Kutlu Doğum Haftası’nın sadece sokaklarda ve meydanlarda değil, her yıl Türkiye’nin bir ilinde belirlenen temayla kutlandığını söyledi.

Türkiye’nin dört bir yanında Hazreti Muhammed’in hayatını toplumun tüm kesimlerine anlatmak için çabaladıklarını belirten Görmez, 100 bin personelle 15 Temmuz’da yara alan toplumsal güvenin inşası için seferber olduklarını vurguladı.

Milletin, toplumun hem 15 Temmuz’dan sonra yaşadığı o kırılmalar ve parçalanmalar hem de o güven bunalımını tedavi etmek için her şeyi geride bırakarak kardeşler topluluğu olarak “Yeniden nasıl eman toplumu olabiliriz?” diye çırpındıklarına işaret eden Görmez, şunları dile getirdi:

“Kabul etmek mümkün değil”

“Bir de baktık ki bir düşünce karşımıza çıktı: ‘Sizin bu yaptığınız doğru değil.’ dediler. Bunu da 28 Şubat sürecinde bu haftayı ‘irtica’ olarak adlandıran düşünceyi savunanlar tarafından değil. Bunu, 27 Nisan bildirisinin konusu Kutlu Doğum oldu… Kutlu Doğum, aynı zamanda iktidar partisinin kapatılma gerekçeleri arasında üç sayfayı işgal etti. Bunu şimdiye kadar bu şekilde eleştirenler tarafından değil, dini tarihin ve hayatın dışında tutarak, dini istikrarın peşinde koşan, dini sahih usulüne uygun olarak anlamaktan uzak kardeşlerimiz tarafından gündeme getirildi. Tam da biz 100 bin personelimizle, 100 ilahiyat fakültesiyle, 15 Temmuz’da bu ülkeye yönelen işgal, ihanet, darbe teşebbüsünden sonra toplumsal güvenimizi örmeye çalışırken Diyanet’in, devleti ve milletiyle 28 yıl ortaya koyduğu tüm hayırlı çalışmaların o menhus yapıya mal edilmesi beni kahretmiştir. Bunu kabul etmek mümkün değildir.”

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Gaziantep Üniversitesi Mavera Kongre ve Sanat Merkezi’nde konuştu.

“Tüm haftalar Hazreti Muhammed’e feda olsun”

Mehmet Görmez, Kutlu Doğum Haftası’yla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığını hedef alan tartışmaları bu topraklarda yaşayan hiçbir müminin kabul etmesinin mümkün olmadığını vurguladı.

“Bunların topluma verdiği zararı tamir ederken bu yapı, bir yerlere sızarak 28 yıllık devlet ve milletle yaptığımız bu güzelliği, başkasının eliyle kendisine mal etmek gibi kötülüğü yapmaya başladı bu topluma.” diyen Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Üzülerek belirtiyorum, çok daha kötü bir şey oldu. Başka bir iddia çıktı: Buna ‘Bidattır, hurafedir.’ dediler. Gırtlağa kadar bidat ve hurafeye batmış düşünce tarafından, düşünceler tarafından bunun ifade edilmiş olması da çok daha üzücüdür. Bu milletin çocuklarına, Peygamber Efendimizin hayatını, güzelliklerini, ‘El Emin’ vasfını anlatmak, hangi düşünceye göre bidat ve hurafe olarak değerlendirilir? 20 sene önce bazı yerlerde bizim dahlimizin olmadığı fotoğrafları koyarak bu nezih toplantıların hepsinin sanki o kötü müsamerelerle topluma takdim edildiğini anlatmaya çalıştılar sosyal medya üzerinden. ‘Neden bunu güneş takvimine göre yapıyorsunuz da ay takvimine göre yapmıyorsunuz?’ Bunu da dedim ki: Tüm haftalar Hazreti Muhammed’e feda olsun, tüm günler feda olsun, tüm takvimler feda olsun. Dolayısıyla değerli kardeşlerim, ilim cehalete tabi olmaz, herkes bunu bilsin. Cehalet, ilme tabi olmak zorundadır, yanlış düşünceler hikmete tabi olmak zorundadır. Hikmet, yanlış ideolojilerin peşinden gitmez.”

Etkinliklerde İslam dininin samimiyet ve dinin ihlas olduğunu vurguladıklarına dikkati çeken Görmez, “Daha önceki senelerde tüm dünyada insanlık onuru ayaklar altına alındığı için Hazreti Peygamber ve insan konusu üzerinde durduk. Geçen sene Hazreti Peygamber, tevhit ve vahdet üzerinde durduk. Tevhit ve vahdetin vurgusunu yaptık. Bu sene ise ‘Hazreti Peygamber ve güven toplumu’ konusunu seçtik. Neden güven toplumu? İçinde yaşadığımız insanlık aleminde küresel ölçekte güven bulanımı yaşıyoruz.” diye konuştu.

“İman olmadan eman olmaz”

Görmez, her bireyin başına birer polis dikerek güvenlik toplumu oluşturulamayacağını ifade ederek, çarşı ve pazarlara, dükkanlara ve her yere kameralar döşemekle tek başına güvenliğin sağlanamayacağını anlattı.

“İnsanlar, sağında ve solunda var olan ilahi kameraları yok saydıkça siz istediğiniz kadar onları takip etmek için kameralar döşeyin, güven toplumunu oluşturamazsınız.” diyen Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İman olmadan eman olmaz. İman toplumu olmadan, eman toplumu kurulamaz. Emin Peygamber’in, emin ümmeti olmadan güven toplumunu inşa edemeyiz. Küresel ölçekte insanlar güven bulanımı yaşadığı için bu tema üzerinde durduk. 15 Temmuz ihanet, işgal ve darbe girişiminde yara alan toplumsal güvenimizi yeniden nasıl inşa edebiliriz, bunun çalışmasını yapıyoruz. Kardeş kardeşe, komşu komşuya güvenemiyor. Baba oğula güvenemiyor. Biz bu güveni nasıl inşa edebiliriz? Asıl amacımız, 15 Temmuz’dan sonra kaybolan güven toplumunu yeniden nasıl inşa edebiliriz, bunun gayesindeyiz.”

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, dini istikrarın ne kadar önemli olduğunu Suriye’de yaşananların gösterdiğini dile getirerek, “Tüm Suriye, Irak’ta yaşananlar bize haykırıyor: ‘Ey Türkiye, umut bağladığımız güzel ülke, aman dini istikrarınızı kaybetmeyin. Aman dini istikrarınızı kaybetmeyin.’ diyor. ‘Aman din güvenliğinizi yitirmeyin. Eğer din güvenliğinizi kaybederseniz, dini istikrarınız kaybolursa siyasi istikrarınız da kaybolur, ekonomik istikrarınız da kaybolur, can ve mal, namus ve nesil emniyetiniz kaybolur.’ Doğrusu bizim bu akademik çalışmada üzerinde en çok durduğumuz konu budur.” değerlendirmesinde bulundu.

Görmez: Peygamberimizin el-emin vasfını yeniden hatırlatalım istedik

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Kutlu Doğum Programı’ndaki konuşmasının başında Hazreti Peygamber’e selam ve salat getirdi.Görmez, Kutlu Doğum Haftası’nın ezelden beri milletin kalbinde var olan Resulullah sevgisi ve muhabbetinin 30 yıldır bu topraklarda ve yurt dışındaki millet varlığında kendilerini anmaktan anlamaya götüren bir gelenek olarak başladığını söyledi.Bu çığırı başlatanlara teşekkür eden Görmez, şöyle konuştu:”Bu yıl Kutlu Doğum Haftası’nın başlığı Hz Peygamber ve Güven Toplumu. İstedik ki güven bunalımı yaşayan bütün insanlık ailesine bütün dünyaya ve bütün kainata sevgili Peygamberimizin el-emin vasfını yeniden hatırlatalım. İnsanlığın yegane güven mercisi ve sığınağı olan el-Mü’min olan Rabbimizi yeniden hatırlatalım. İstedik ki insanın hırsları ve tamahlarıyla dejenere edilen ve ifsad edilen kainatın ve dünyanın insana emanet olduğunu Allah’ın emaneti olduğunu yeniden hatırlatalım. İstedik ki emanı kaybeden iman beldelerine, selamı kaybeden İslam beldelerine, İslam’ın o değişmez o beş büyük hakikatini beş büyük emniyetini, akıl, can, mal, namus, nesil ve din güvenliği emniyetini yeniden hatırlatalım.”Görmez, 15 Temmuz’da işgal ve darbe teşebbüsünde kaybolan ve zedelenen toplumsal güveni yeniden inşa etmek istediklerini aktararak, “15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra yara alan din güvenliğimizi… Bütün güvenliklerimizin temeli olan din güvenliğimizi, iman güvenliğimizi yeniden ayağa kaldıralım istedik.” dedi.Allah’ın isimlerinden birinin de el-Mü’min olduğunu dile getiren Görmez, “güvenilir” sıfatının Cebrail’den Hazreti Peygamber’e kadar olan sürecini anlattı.”İman bir güven sözleşmesi”Görmez, imanın el-Mü’min Allah ile mümin olan kul arasında bir güven sözleşmesi olduğuna vurgu yaparak, şöyle konuştu:”Mümin olan kul, el-Mü’min olan Rabbine güvendikçe, Rabbimiz mümin olan kulu bütün korkulardan emin kılar. Kur’an-ı Kerim’in 13 yerinde ‘Onlara korku yoktur. Onlara hüzün yoktur.’ derken Rabbimiz, kendisine güvenen emin ve veli kullarını kast ediyor. Mümin olan kul el-Mü’min olan Rabbine güvendikçe iman ve eman buluşur. Hazreti Yunus denizin karanlığında balığın karnında onun için emindi. Hazreti İbrahim ateşe atıldığında ateşlerin içinde emindi. Kalbinde zerre kadar endişe ve korku yoktu. Hazreti Yusuf, kuyuda da emindi zindanda da emindi. Hazreti Musa düşmanlarının yanında emindi. Hazreti İsa annenin kucağında emindi. Hazreti Muhammed Mustafa Hira’da, Sevr’de ve Hicret esnasında yine emindi.”Cumhurbaşkanı Erdoğan: Zalimlere karşı sesimizi yükselteceğizGaleri: Cumhurbaşkanı Erdoğan Kutlu Doğum programına katıldı

‘Kutlu doğum bidat değil’

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, yaptığı açıklamada, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun mütalaasını dikkate alarak Kutlu Doğum Haftası’nın bu şekilde idrak edildiğini belirterek, “Yani bu asla Mevlit Kandiline alternatif bir kandil değil, Mevlit Kandiline alternatif bir gece veya bir hafta değil, bu haftaya alternatif bir hafta değil.” diye konuştu.Prof. Dr. Görmez, Kutlu Doğum Haftası’na yönelik son tartışmalar üzerine şunları söyledi:”Allah aşkına, bu kardeşlerimize, hocalarımıza soruyorum ben, yüzbinlerce gencimizin siyer okumasına nasıl bidat dersiniz? Sevgili Peygamberimizin bir hafta boyunca dünyanın her tarafında Emin vasfının anlatılmasına hangi akla hizmet ederek bidat denir, böyle bir şey kabul edilebilir mi? Bu bidat kavramı bilhassa son yıllarda coğrafyamızı kasıp kavuran yanlış bir Selefilik anlayışının meydana getirdiği bir düşüncedir. Biz yapılan işin Allah’ın kitabına, Resulü Ekremin sünnetine uygun olup olmadığına bakarız. Biz onun İslam’ın temel ilkeleri ışığında insanlığa faydalı olup olmadığına bakarız. Dolayısıyla Mevlit Kandilimizi idrak ederiz, mevlidi şerifimizi en güzel bir şekilde okuruz, o gece yine en güzel bir şekilde idrak ederiz. Ama Resulü Ekrem Aleyhisselamın mesajını toplumun bütün kesimlerine taşımak için de bu haftayı idrak etmeye devam ederiz.”Diyanetten Kutlu Doğum Haftası açıklamasıKutlu Doğum Haftası’nı Diyanet başkanı başlattıBugün ortaya çıkan tartışmanın hem kendisini hem de bu süre içerisinde görev yapan Diyanet İşleri Başkanlarını rencide ettiğini, çok yaraladığını ifade eden Görmez, “Çünkü bir bühtandır, bir iftiradır. Bu 15 Temmuz gecesinde salalarıyla o ihaneti ve o darbeyi bastıran bütün Diyanet camiasına atılabilecek en kötü iftiralardan bir tanesidir. Bunu kabul etmemiz asla mümkün değildir.” dedi.FETÖ liderinin doğumuyla hiçbir ilgisi olmadığını, şu anda sadece hapishanede olan bir köşe yazarının yazdığı yalan yanlış bir yazının bu konuda delil gösterildiğini aktaran Görmez, “Diyanet burada, Diyanet İşleri Başkanı burada… Hadi bugünkü Diyanet İşleri Başkanına eğer bir rezerviniz varsa, tarih boyunca görev yapmış bütün Diyanet İşleri başkanlarımız burada, bu haftayı başlatan Diyanet İşleri Başkanı hayatta. o Başkanın zamanında toplantıya katılan bütün ilim adamları hayatta” şeklinde konuştu.’Akıl tutulması’Prof. Dr. Görmez, bütün bunları bir tarafa bırakarak, bunların hepsine sormadan, hiçbirisiyle konuşmadan, sadece bir köşe yazarının yalan-yanlış bir beyanına dayanarak bu haftanın onlar tarafından icat edildiğini, daha da vahimi, o ihaneti bu topluma yapan insanın doğum gününü kutlamak için bunu kullandıklarını, Diyanet’i de bu yönden emellerine alet ettiklerini iddia etmeyi bir akıl tutulmasıyla, bir idrak tutulmasıyla izah edebileceğini belirterek, bunu kabul etmenin asla mümkün olmayacağını söyledi.Ramazan ayına ilişkin de benzer tartışmalar için ise Görmez, “Bu maalesef ayrıca bir cehalet. Çünkü Ramazan ayı dediğimiz ibadet Allah’ın emrettiği bir ibadet, vaktini Allah belirlemiş, namaz vakitlerinin vaktini Cenabı Hakk belirlemiş. Mevlit Kandili ise Resulü Ekrem’in vefatından 3 asır sonra Müslümanların başlattığı güzel bir çığır, güzel bir gelenek. Dolayısıyla bunu onunla, bayramla, Cuma’yla, Ramazan’la, benzeterek, siz o zaman neden bunu hicriye göre idrak etmiyorsunuz, miladiye göre idrak ediyorsunuz demek, bu maalesef bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor.Bunu siz Nisan ayında da yaparsanız, Mayıs ayında da yaparsanız, Haziran’da da yaparsınız. Sabitlenmesinin sebebi, toplumun bütün kesimlerine ulaşmak” değerlendirmesinde bulundu.’Zerre kadar şüphe kalmasın’Resulü Ekrem’in hayatının okullarda seçmeli ders olması ne kadar önemliyse, bu haftanın da Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından kutlanması, idrak edilmesi o kadar önemli olduğunu vurgulayan Görmez, bundan vazgeçmeyi doğru bulmayacaklarının altını çizdi.Şüphesi olan vatandaşların sorularını Din İşleri Yüksek Kurulu uzmanlarının cevaplayacağını bildiren Görmez, şöyle devam etti:”Hiçbir kardeşimizin kalbinde zerre kadar bir şüphe, bir endişe kalmasın. Bu haftanın dinen bidat olarak adlandırılması asla doğru değildir. Resulü Ekrem Aleyhisselamın hayatını anlatmak, çocuklara siyer okumak, siyer okutmak hiç kimse bunu bidat olarak adlandırılamaz. Bugün gündeme getirilen, yani 28 Nisan bildirilerinin yapmadığını, bugün dindar, muhafazakar geçinen bazı kardeşlerimizin yanlış bilgiye dayanarak yapmış olması bizi çok çok üzdü; bunu tekrar tekrar ifade etmek istiyorum.”15 Temmuz hain darbe girişiminin toplumsal güvene verdiği zarara işaret eden Görmez, “Toplumun, bilhassa genç kuşakların dine güveni yok oldu, dine güveni yara aldı. Biz Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bunu tedavi etmekte yetersiz kalıyoruz. Büyük çabalarımız, gayretlerimiz olduğu halde gerçekten şu anda arkadaşlarımızın tamamı, 100 bini aşkın personelimizle seferber olmuş vaziyette yeniden o güvenin, kardeşin kardeşe güvendiği, dostun dosta güvendiği, komşunun komşuya güvendiği o güven toplumunu inşa etmeliyiz.” dedi.Her şeyi kirletmeye çalıştıkları gibi bu haftayı da kirletiyorlarHaberleri yapanlara ve yayınlara da seslenen Görmez, özür dilemeleri gerektiğini söyleyerek şunları kaydetti:”O yayınlarda bir ara bunu sulandırmak için dinin her boyutunu, hayatın her alanını, her kurumu, her müesseseyi kirletmeye kalkıştıkları gibi, bu haftayı da kirletmeye kalktıkları doğrudur. Sonradan her yere nüfuz etmeye, sızmaya çalıştıkları gibi, bu haftaya da sızmaya ve nüfuz etmeye çalıştıkları doğrudur ve bu haftayı teşviş etmek için, kötülemek için bazı kötü örnekler de ortaya koydukları doğrudur. Ancak, bugünkü yayında o kötü örnekleri Diyanet yapıyormuş ve yaptırıyormuş gibi manşete koyup, ön sayfaya koyup üzerine bu itham ve iftirayı yazmak, hakikaten o kardeşlerimize asla yakışmamıştır, bunu derhal telafi etmelerini bekliyorum. Yarın en az o boyutta, biz hata ettik, milletimizden, Resulü Ekrem Aleyhisselamın sevgisi ve aşkıyla kalpleri dolu olan kardeşlerimize biz haksızlık yaptık diyerek ondan vazgeçeceklerini umut ediyorum doğrusu.”Haberde açıklaması bulunan hadis hocasının 28 senedir toplantılara katıldığını belirten Görmez, “Bizzat katılan bir hocamız olduğu halde, bütün bu toplantılara konuşmacı olarak katıldığı halde, bu iddianın içerisinde bir hadis hocasının da yer almış olması, yine bir hadis hocası olarak da beni çok üzmüştür, onu tekrar ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.Pazar günü Miraç Kandili’nin idrak edileceğini hatırlatan Görmez, Miracın ümmetin miracına yeniden vesile olması, insanlığın miracına vesile olması için dua etti. “Bu haftadaki güzellikleri sakın bu topluma en büyük ihaneti yapan yapıya lütfen mal etmeyin” çağrısında bulunan Görmez, sosyal medyada yazılanlardan vazgeçilmesini ve yeni bir başlangıç yapılmasını istedi.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ