Maliye Bakanlığı 100 Hazine avukatı alacak

Maliye Bakanlığı, Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatında yer alan Muhakemat Müdürlükleri ve Hazine avukatlıklarında çalıştırılmak üzere yazılı ve sözlü sınav ile 100 Hazine avukatı alacak.

Maliye Bakanlığı 100 Hazine avukatı alacak

Maliye Bakanlığı, Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü Merkez ve Taşra teşkilatında yer alan Muhakemat Müdürlükleri ve Hazine avukatlıklarında çalıştırılmak üzere yazılı ve sözlü sınav ile 100 Hazine avukatı alınacağını duyurdu. Bugünkü Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre Hazine Avukatlığı Giriş Sınavına, KPSS (B) Grubu kadrolar için yapılan Mayıs 2016 tarihli Kamu Personel Seçme Sınavından KPSSP3 puan türünden 70 veya üzeri puan almış olan adaylar başvuruda bulunabilecek. Atama yapılacak kadro sayısının en fazla beş katı kadar aday, giriş sınavının yazılı bölümüne çağrılacak. Sınava katılabilecek adaylara ilişkin liste, puanı en yüksek adaydan başlamak suretiyle düzenlenecek. KPSSP3 puan türü itibarıyla en son adayın aldığı puanla aynı puana sahip adaylar da yazılı sınava çağrılacak.

Yazılı sınavda başarılı olanlardan en yüksek puan alan adaydan başlanarak, atama yapılacak kadro sayısının en fazla iki katı kadar aday sözlü sınava çağrılacak. Son sıradaki adayla aynı puanı alan adaylar da sözlü sınava çağrılacak.

Sınav tarihleri ve yeri

Giriş sınavının yazılı bölümü 19 Şubat 2017 Pazar günü saat 10:00’da Ankara’da yapılacak. Giriş sınavının yazılı bölümüne katılmaya hak kazanan adaylar ile bunların sınava giriş yerleri ve saati; Maliye Bakanlığı (www.maliye.gov.tr) veBaşhukukMüşavirliği veMuhakematGenel Müdürlüğü (www.bahum.gov.tr) internet sayfalarında sınavdan en az 10 gün önce ilan edilecek. Adaylara ayrıca sınava giriş belgesi gönderilmeyecek. Adayların Sınava giriş belgeleriniBaşhukukMüşavirliği veMuhakematGenel Müdürlüğü (www.bahum.gov.tr) internet adresindeki ‘BAHUM Sınav Sistemi’ üzerinden temin etmeleri gerekiyor.

Yazılı sınavda başarılı olanların listeleri Maliye Bakanlığı (www.maliye.gov.tr) veBaşhukukMüşavirliği veMuhakematGenel Müdürlüğü (www.bahum.gov.tr) internet sayfalarında duyurulacak ve yazılı sınavda başarılı olanlara, sözlü sınavın yeri, günü ve saatine ilişkin yazı, sınav tarihinden en az yirmi gün önce gönderilecek.

Sınava başvuru şartları

Giriş sınavına katılmak isteyenlerde son başvuru tarihi 20 Ocak /2017 olarak belirlendi. Adaylarda şu şartlar aranacak: “657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinde belirtilen genel şartları taşımak, Hukuk fakültelerinden ya da bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilmiş yurt dışındaki Yükseköğretim Kurumlarından mezun olmak, Avukatlık ruhsatını haiz olmak, KPSS (B) Grubu kadrolar için yapılan22/05/2016tarihli Kamu Personel Seçme Sınavından KPSSP3 puan türünden 70 veya üzeri puan almış olmak, Başvuruyu süresi içerisinde yapmış olmak”.

Sınav başvurusu

Maliye Bakanlığı, başvuruların 9 Ocak 2017 tarihinde başlayıp 20 Ocak 2017 tarihinde saat 17:30’da sona ereceğini açıkladı.

2 liralık borca 3 liralık ihtarname

Şahin, 2015 genel seçimi öncesi belirli bir merkezin talimatıyla hükümete karşı bir cephe oluşturmak adına vergi daireleri aracılığıyla vatandaşa baskı yapıldığını, bugün de bu baskıların bankalar aracılığıyla uygulandığını savundu. Bankaların 1-2 liralık alacaklarını bile tahsil edebilmek için ilginç yollara başvurduklarını dile getiren Şahin, gelen tüketici şikayetlerinden ihtarname göndermek için borçtan daha çok posta parası ödendiğinin ortaya çaktığını söyledi.Şahin, bir bankanın taşıt kredisi kullanan tüketiciye 2 liralık borcu için 3,14 lira kargo ücreti ödeyerek ihtarname gönderdiğini ve 60 bin liralık aracına rehin koyduğunu belirterek, “Hukukta usül ekonomisi diye bir şey var. Masumiyet karinesi neyse usül ekonomisi de odur. 2 liralık bir alacak için 6 lira harcamak, uğraşmak, uğraştırmak insanların psikolojisini bozar. Bunun için hukukçu ya da Ekonomist olmaya da gerek yok. İlkokul çocuğuna sorsanız, ‘hayır harcamam, en fazla ulaşma yolunu seçerim’ der.” ifadelerini kullandı.”Tefeciliğin de ötesinde bu”Şahin, bankaların kredi kartı kullanan tüketicileri belirli bir miktarın üzerindeki alışverişlerinden sonra arayarak bu harcamalarını faiz karşılığı taksitlendirmeyi teklif ettiğini dile getirerek, şöyle konuştu:”Çağrı merkezleriniz var, imkanınız var, eğer 2 liralık alacağınız varsa arayıp tüketiciye söyleyebilirsiniz. Hayır, bu yapılmayıp bu kadar kağıt israfı, zaman israfı, kargo gönderme ve tüketicinin psikolojisini bozma işini neden yaparsınız. Burada bir mantık var mı? Bunu banka değil de başka bir işletme yaparsa batar. Burada kesinlikle kasıt var, kötü niyet var, hukuku kullanma var, insanları bunu unutmasını sağlayarak hukuktan para kazanma düşüncesi var. Dosyalar açılması, icra masrafları, avukat parası vesaire. İnsanların ekonomisi bozulur mu bu şekilde, tabi ki bozulur. Çünkü 5 liralık bir borç 10 liraya, 15 liraya, 20 liraya çıkabiliyor. Biz burada kesinlikle kasıt arıyoruz. Sayın Başbakanımızın geçtiğimiz günlerde bankalara yönelik bir sözü vardı, ‘Tefecilik yapmayı bırakın’. Hakikaten tefeciliğin de ötesinde bu. Bu, toplumdaki dengeyi bozmak adına yapılan bir işlemdir.””Bankalar bu tarz işlemleri bir ilkokul çocuğuna danışsın”Şahin, bankaların kuruşlu kredi ödemelerini özellikle ayarladığını düşündüğünü öne sürerek, şunları anlattı: “2 bin 222 lira 22 kuruş taksit ödemesi var. 22 kuruş tedavülde yok. Bunu unutabilirsiniz. Hatırlatması gereken kim, bankalar. Sizi zırt pırt arayıp da ‘şunu ister misiniz, bunu ister misiniz’ diye soran bankaların ’10 ayda 22 kuruş borcunuz birikmiş, onu da yatırır mısınız?’ demesi lazım fakat demiyor. Niyeti iyi değil çünkü. Tüketicilerin kuruşlu taksitleri varsa buna dikkat etmelerini ve 1 lira fazla yatırmalarını tavsiye ediyorum. Bankaya borçlu kalmasınlar. Çünkü 1 kuruş için, 1 lira için 60 bin liralık araca rehin konabilir. Tüketicinin o an başı dertte olabilir, ihmal edebilir, hastadır. 60 bin liralık araç satışa çıkartılır. 2 liralık borç için 2 bin lira masraf yapılır. Yazık. Bu, usül ekonomisine uymaz. Bankaların mutlaka bu tarz işlemlerde bir ilkokul çocuğuna danışmaları lazım. Bunu yapalım mı yapmayalım mı karlı mı oluruz yoksa zarar mı ederiz? diye.”

Tüm çalışanları sevindirecek yıllık izin kararı

Avrupa Birliği bünyesindeki en yüksek mahkeme olma özelliği taşıyan Avrupa Adalet Divanı kararına göre AB sınırları içinde, ofiste değil de sahada çalışılan işlerde işe gidip gelme süreleri çalışma süresi olarak sayılacak. Ayrıca, yıllık izni sırasında rahatsızlanan çalışanın hasta olduğu günler izin olarak sayılmayacak. Kararların ortaya çıkmasındaki temel sebep ise İspanya’daki bir güvenlik sistemi şirketi ile çalışanı arasında geçen bir dava. AAD kararını değerlendiren avukat Cevat Kazma, çıkan kararın Türkiye’yi de bağladığını ve uygulanmak zorunda olduğunu açıkladı. AAD’nın aldığı kararların Türkiye’deki mahkemeler açısından bağlayıcı olduğunu belirten Avukat Cevat Kazma, alınan kararlarla birlikte, pazarlama ve satış temsilcileri, elektrik ustası, gaz tesisatçısı, bakım görevlisi gibi meslekleri yapan kişilerin işe gidiş geliş saatlerinin çalışma süresinden sayılacağını ifade etti. Diğer önemli bir karar ise yıllık izin dönemleriyle ilgili. Avukat Cevat Kazma, yıllık izni sırasında rahatsızlanan çalışanların hasta olduğu gün sayısının bundan böyle yıllık izin günlerinden düşmeyeceğini belirtti. Çalışanlar o günleri dilerse izinlerine ekleyebilecek ya da daha sonra kullanabilecek.

Türk hukuk tarihinde bir ilk

Bir önceki elektrik faturası 34 lira gelen Doğdu, ekim ayı faturasında enerji bedelinin 27 lira 33 kuruş, aktif kalemin 297 lira 32 kuruş, dağıtım bedelinin 113 lira 63 kuruş, enerji fonunun 3 lira 25 kuruş, TRT payının 6 lira 49 kuruş ve BTV tutarının da 16 lira 23 kuruş olarak görünmesi üzerine avukatı aracılığıyla Bakırköy Tüketici Mahkemesi’ne başvurdu.Avukat Ümüt Mike, Bakırköy Tüketici Mahkemesi’ne müvekkili Mehmet Doğdu adına ihtiyati tedbir talepli menfi tespit davası açtı. Dilekçede, enerji bedeli olarak görünen 27 lira 33 kuruşluk tutara itiraz olmadığı belirtilerek, itirazın kalan tutara olduğu, faturanın hatalı ve yanlış olabileceği düşünülerek elektrik idaresi ile görüşüldüğü ancak sonuç alınmadığı bildirildi.Manevi tazminat talebinde bulunulduAvukat Mike, dilekçesinde, müvekkili Mehmet Doğdu’nun ödemesi gereken tutarın yeniden hesaplanması gerektiğini, elektrik idaresinin yaygın uygulamasının faturanın ödenmemesi durumunda hemen elektriğin kesilmesi olduğunu anlatarak, idare ile aralarındaki itilaf çözülene kadar müvekkilinin elektriğinin kesilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve müvekkilinin faturada tahakkuk ettirilen 547 lira 80 kuruşluk borcunun da olmadığının tespitine karar verilmesini istedi.Avukat Mike, aynı mahkemeye ayrıca dağıtım şirketinden 4 bin lira manevi tazminat talebinde de bulundu.2.4 milyon tüketici ‘serbest’ takılıyor! Tedbir kararı verildiBakırköy 4.Tüketici Mahkemesi hakimi Aslı Tanrıverdi, 14 Ekim 2016 tarihli kararı ile son ödeme günü 17 Ekim 2016 olan 547 lira 80 kuruşluk faturanın ödenmemesi durumunda davacının elektriğinin kesilmemesine, kesilmiş ise tekrar bağlanması için ihtiyati tedbir kararı verdi.Polis memuru Mehmet Doğdu’nun avukatı Ümit Mike, karar üzerine yaptığı açıklamada, faturanın tahakkuk ettirildiği dönemde müvekkilinin evde dahi olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:”Müvekkilimin ailesi memlekette. Bir önceki fatura 34 lira. Bahsettiğimiz fatura 27 lira ama 547 lira tahakkuk ettiriliyor. Aktif kullanım bedeli, dağıtım bedeli adı altında 547 liraya tamamlanmış. Bu fatura tahakkuk ettirildikten sonra hiç vakit kaybetmeden tüketici mahkemesine tedbir talepli olarak başvurduk. Tedbiren durdurma kararı talebinde bulunduk. Ve belki de Türk hukuk tarihinde ilk kez henüz fatura tarihi, vadesi gelmeden mahkeme tedbir kararı verdi, son ödeme tarihinden önce, ödeme tarihi gelmeden mahkeme talebimizi haklı görerek tedbir kararı verdi. Tedbir, ödenmez ise yargılama sonuna kadar elektriğin kesilmemesi, şayet enerji kesintisi varsa bir an önce açılmasını içeriyor.”Avukat Mike, dağıtım şirketinin genel uygulamasının önce fatura ödemesi, sonra dava açılması olduğunu anlatarak, ”Biz ise son ödeme tarihi gelmeden tedbir talepli davamızı açtık, mahkeme haklılığımızı tespit edip tedbir kararı verdi. Şirket bu tür uygulamalarıyla insan sağlığıyla da oynuyor. Müvekkil şeker hastası, kalp hastası ve tansiyon hastası. Faturayı görünce hem eşiyle tartışıyor hem de hastalık sebebiyle fenalaşıyor. Zaten bizim de acil olarak mahkemeye başvurmamızın sebebi budur’ diye konuştu.8,5 milyon TL’lik yatırım 17 şirket TMSF’ye devredildi

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ