Külliyenyalan

Başbakan Yıldırım, ‘Türkiye’deki Alman menşeli şirketlere
soruşturma’ iddialarını yalanladı. Yıldırım, “Bu külliyen yalandır,
böyle bir şey yok. O şirketler, Alman sahibi olmakla birer Türk
şirketidir. Kimisinin yarım asırdan beri geçmişi vardır. Yatırımcıları
tedirginliğe itecek açıklamalardan uzak durulması lazım” dedi.

Külliyenyalan

Başbakan Binali Yıldırım, ‘Türkiye’de 68 Alman menşeli şirkete soruşturma başlatıldığı’ yönündeki iddialara cevap vererek, “Bu külliyen yalandır, böyle bir şey yok. O şirketler, Alman sahibi olmakla birer Türk şirketidir. Kimisinin yarım asırdan beri geçmişi vardır. O bakımdan burada iş yapan yatırımcıları tedirginliğe itecek bu tür açıklamalardan uzak durulması lazım. İşin esası çok net, herhangi bir araştırma, soruşturma yok” dedi. Cuma namazını Mamak Yeni Merkez Camii’nde kılan Yıldırım, namaz sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı.

EZELİ STRATEJİK ORTAK

‘Almanya ile yaşanan gerilime’ ilişkin soruya Yıldırım, “Türkiye ile Almanya ezeli stratejik ortaktır. AZaman zaman iç siyasetten kaynaklanan mülahazalarla ilişkilerde gerginleşme olabiliyor. Benim çağrım, teenni ile hareket etmektir. İlişkilerin zarar görmesinin Almanya’ya da Türkiye’ye de yararı yok. Aramızdaki en büyük anlaşmazlıkların başında Almanya’da gerek PKK gerek FETÖ terör örgütünün sempatizanlarının, terör örgütü mensuplarının çok geniş alan bulması ve ülkemiz aleyhinde faaliyetlerini sürdürmesi.” cevabını verdi.

KONUŞARAK ÇÖZELİM

Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Herhangi bir araştırma, soruşturma yok. Türkiye güvenli bir ülkedir. Almanya ne kadar güvenliyse Türkiye’ye de o kadar güvenlidir. Bunun çaresi de birlikte terörün üzerine gitmek, terörle korkutmak değil. Alman yetkililere sesleniyorum, daha sakin daha teenni ile hareket edelim, aramızdaki bütün meseleleri konuşarak, görüşerek çözebileceğimize inanıyoruz.”

Gücünüz yetmez

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Hiçbir Alman şirketiyle ilgili başlattığımız soruşturma yok, hepsi yalan. Türkiye’yi karalamaya gücünüz yetmez. Bu tür şeylerle bizi korkutmaya gücünüz hiç yetmez” dedi. Büyükada’daki tutuklamaların ardından Berlin’in Türkiye’de yatırımı bulunan şirketlere soruşturma başlatıldığı iddialarını yalanlayan Erdoğan, Almanya’nın önce sakladığı teröristlerin hesabını vermesini isteyerek, “PKK’nın polis koruması altında gösteri yapmasına müsaade eden Almanya, bunu neyle izah edecek? Onun için Almanya kendine çekidüzen vermeli” ifadesini kullandı.ŞİRKETLERE SORUŞTURMA YOKErdoğan’ın açıklaması özetle şöyle: “Ben, Milli İstihbarat Teşkilatımı, İçişleri Bakanımı aradım ve kendilerine sordum: ‘şu ana kadar Alman şirketleriyle ilgili başlattığınız herhangi bir soruşturma, araştırma var mı? Dün arkadaşlarımdan aldığım cevap şudur: ‘Hiçbir Alman şirketiyle ilgili başlattığımız bir soruşturma, araştırma yok, hepsi yalan…’ Almanya bizi tehditlerle korkutamaz.BİZİ KORKUTMAYA GÜCÜNÜZ YETMEZAlman dostlarıma, tüm dünyaya şunu hatırlatmak istiyorum: Türkiye’yi karalamaya gücünüz yetmez. Bu tür şeylerle de bizi korkutmaya gücünüz hiç yetmez. Biz bugüne kadar Türkiye’de faaliyet gösteren Alman şirketlerini nasıl güvence altında çalıştırdıysak bundan sonra da aynı şekilde güvence altında çalıştırmaya devam ederiz. Ekranlarda sürekli yayınlanan ve AB’nin yasak koyduğu PKK’yı kendi caddelerinde Alman polisinin koruması altında gösteri yapmasına müsaade eden Almanya bunu ne ile izah edecek? PKK ALMAN KORUMASI ALTINDAAlmanya kendine çekidüzen vermelidir, bizi de asla bu tehditlerle ürkütemez. Kendi yargıları ne kadar bağımsızsa bizim yargımız onlardan daha bağımsızdır. Biz çadır devleti değiliz, kabile devleti de değiliz. Biz bin yıllara baliğ bir devletiz. Bunlar böyle bir çalışma yürütmediğine göre bu iddia sadece uluslararası şirketlerin kafasını karıştırmaya, ülkemizi karalamaya yönelik bühtandan ibarettir. Esasen Almanya kökenli şirketler ülkemizde en rahat çalıştığımız, en güzel işleri yaptığımız kuruluşlar arasında özel bir yere sahiptir. ALMAN ŞİRKETLERİNE BASKI KURULUYORKara propagandayla ülkemizde son 15 yılda 9 milyar dolara yakın yatırım yapan Alman şirketleri üzerinde baskı kurmaya çalışıldığı ortadadır. Yatırımcıların tamamı gibi Alman şirketlerine de ülkemizin kapıları ve milletimizin gönlü sonuna kadar açıktır. Alman Dışişleri tarafından ülkemizin ‘seyahat için güvensiz olduğu’ olduğu yönündeki uyarıyı da son derece yersiz ve kasıtlı bulduğumu belirtmek isterim. Ülkeler, dedikodularda yönetilemez. Demokrasiyi benimsemiş bir Türkiye’ye kimse bu tür kara lekeleri çalamaz. Herkesi ülkelerin egemenlik haklarıyla ilgili ilkelere saygı göstermeye davet ediyorum.”Zalime boyun eğmeyizAfrika’da Sağlık Kongresi’nin gala yemeğinde konuşan Erdoğan, İsrail’in Kudüs’te uyguladığı devlet terörüne sert tepki gösterdi. Erdoğan yapılan zulme asla katlanamayacaklarını vurguladı. Önceki akşam İsrail Cumhurbaşkanı Rivlin’i aradığını hatırlatan Erdoğan, şunları ifade etti: “Yarın cuma, lütfen bu işe müdahale edin dedim. Bu insanlar ibadet için gidiyorlar, bunlara terörist diyemezsiniz. Türkiye’de biz Sinagog’a, Havra’ya giden bir Yahudiye asla terörist yakıştırması yapmadık. Siz bunu nasıl yaparsınız dedim. Metal dedektör arasında onları sokma, arama, bunlar olacak iş değil. Ne kadar ısrar ettiysek ‘Elimizden geleni yapmaya gayret edeceğiz’ dediler ama bugün maalesef böyle bir müdahalede bulundular. Biz her türlü iletişimi herkesle yapalım ama hakkımıza da haklarımıza da sahip çıkalım. Kim olursa olsun. Biz, zalim hükümdarlar karşısında susmayı zulüm addediyoruz. Buna asla katlanamayız.”ALMAN BAKAN NE DEMİŞTİ?Almanya Ekonomi Bakanı Brigitte Zypries, Türkiye’deki mevcut siyasi iklim nedeniyle Alman şirketlerin Türkiye’de yatırım yapmalarının çok zor olduğunu söylemişti. Zypries açıklamasında “Saygın Alman şirketleri bir anda ‘kara listeye’ alınır ve terör destekçisi olarak nitelendirilirse bu Türkiye’de yeni iş ve yatırım yapmayı aşırı zor hale getiren bir iklim anlamına gelir” ifadesini kullanmıştı.

Savunma şantajı işe yaramaz

Ancak Türkiye için bu konu artık etkili bir şantaj olmaktan çıkmış durumda. 2010-2015 yılları arasında 8 kez Alman ambargosuyla karşılaşan, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ise 10’dan fazla savunma ambargosu gören Türkiye uzunca bir süredir alternatif üretiyor. Altay motoru için yeni projelerde önemli ilerleme kaydedildi ve eş zamanlı olarak Altay tankının seri üretim süreci hızlandırılıyor. Son dönemde Türkiye ile Almanya üçüncü ülkelerde ortak üretim projelerini gündemine almıştı. Dolayısıyla ambargo Alman ekonomisi de kaybettirecek.6 AYDA 11 KEZ AMBARGO UYGULADIAlmanya ile Türkiye arasındaki gerilim bir kez daha savunma ambargolarını gündeme getirdi. Alman hükümetinin 2010-2015 arasında kimi savunma malzemelerinin Türkiye’ye ihracatına 8 kez izin vermediği, 2016 Kasım-2017 Mart ayları arasında ise tam 11 kez ihracat engelinde bulunduğu ortaya çıkmıştı.TANK TEKNOLOJİSİ İÇİN SORUN YOKAncak TSK’ya bu ambargonun etkisi ise kısıtlı kaldı. Olası ambargo ihtimallerine karşı Fırat Kalkanı’nda Leopard tank yerine ağırlıklı olarak M48 ve M60 tankları tercih edildi. Bugün Almanya’dan tank parçaları gelmese de hurdaya ayrılan tanklardan parça teminiyle tankların sıfır ayarında onarımı yapılarak TSK’nın ihtiyaçlarının karşılanabileceği ifade ediliyor. Türkiye bir yandan da milli tankını TSK envanterine katmaya hazırlanıyor. Altay tankında Alman motor üreticisiyle anlaşmanın iptali ardından hızla alternatif arayışına girildi. Altay’a yeni motor Ukrayna’dan bulundu. Hemen ardından da seri üretim için teklif çağrısına çıkıldı. BMC, Otokar ve FNSS’e davet gönderildi. Tekliflerin alınması süreci de hızlandırıldı.Savaş gemisi ve denizaltı teknolojisi kritik önemdeAltay’da motor sorunu çözülürken, Fırtına obüslerin Alman motorları da endişe kaynağıydı. Aselsan ve MKE, zırhlı araçların motor sıkıntısını çözen bir hamle yaptı.Tekerlekli zırhlı araçlar için motor üretildi. Yine TÜMOSAN da milli dizel motoru üreterek milli zırhlı araç Pars’a taktı. Halen tekerlekli araçlarda kullanılan her iki motorun da paletli araçlara rahatlıkla uyarlanabileceği belirtiliyor. Almanya ambargoları ise çoğunlukla silah ve mühimmatta uygulanıyor. Yerli silah ve mühimmat üretimiyle bu sorun da aşıldı. Uzun yıllar TSK’nın kullandığı Alman HK-33 ve G-3 piyade tüfeklerinin yerini Milli Piyade Tüfeği aldı. Mehmetçik bugün terörle mücadelede MPT-76’ları kullanıyor. Türkiye için Alman savunma ürünlerine karşı en hazırlıksız bulunulan alan ise deniz araçları. Savaş gemileri ve denizaltılara Almanya bağımlılığı sürüyor. Halen MİLGEM’in güç sistemleri Alman menşeili. Gölcük’te yapımı devam eden 6 adet denizaltı projesi ise şu anda Almanya ile Türkiye arasındaki en büyük proje olarak gösteriliyor.

Türkiye’yi karşıt ülke statüsüne aldı

Almanya’nın iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatının (BfV) Başkanı Hans-Georg Maassen, Türkiye’yi sadece partner olarak değil, “Almanya’daki etki operasyonlarından dolayı bir karşıt olarak da gördüklerini” söyledi. Maassen, Spiegel dergisine yaptığı açıklamada, Türk istihbarat elemanlarının kısmen statülere aykırı bir şekilde hareket ettiklerini ileri sürdü. DARBE BAŞARISIZ OLUNCA DEĞİŞTİLERAlmanya’daki Türk toplumuna yönelik yoğun etkileme girişimi olduğunu ileri süren Maassen, bunu endişeyle karşıladıklarını kaydetti. Maassen, “Türkiye’yi en son geçen yılki darbe girişiminin ardından ve Türk iç politikasındaki değişimden sonra istihbarat servisi olarak sadece partner olarak değil, Almanya’daki etki operasyonları açısından da karşıt olarak görüyoruz” ifadesini kullandı.Gücünüz yetmez

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ