Kalp krizi önceden tespit edildi

Kalp krizi, özellikle risk çerçevesinde bulunanlar için oldukça korkutucu bir vakadır. Ancak yapılan bir araştırmadan çıkan sonuçlarla kalp krizi geçirme riskinin yapılan bir kan testiyle ortaya çıkabileceğini gösterdi. Araştırmada kalp hastalığı geçmişi bulunmayan 3 bin 300 erkek hasta incelendi. Uzmanlar, kalp krizi yaşanmadan tehlikeli faktörlerin ortadan kaldırılması gerektiğini kaydetti.

Kalp krizi önceden tespit edildi

Birleşik Krallık’taki Edinburgh ve Glasgow üniversitelerinden uzmanlar, kalp krizi geçirdiğinden şüphelenilen kişilere uygulanan troponin testini, kolesterol seviyesi yüksek fakat kalp hastalığı geçmişi bulunmayan sağlıklı 3 bin 300 erkeğe uyguladı.

Kalp kası hasar görünce ortaya çıkan troponin proteinini ölçen testte, sonuçları yüksek çıkan bireylerin gelecek 15 yılda kalp krizi geçirme veya kalp hastalıklarından ölme ihtimallerinin yüksek olduğu tespit edildi. Bu arada risk altında olduğu belirlenen bireylere, yüksek kolesterol düzeylerini düşürmek için kullanılan statinler verilerek kanlarındaki troponin seviyesinin düşürülebildiği saptandı.

Araştırma ekibinden Profesör Nicholas Mills, kadınların da dahil olduğu denek gruplarıyla çalışmalarını geliştireceklerini belirtti.

Basit belirtiler hayati tehlike taşıyabilir

Servergazi Devlet Hastanesi Kardiyoloji Uz. Dr. Sara Çetin Şanlıalp, kalp krizine yönelik bilgiler verdi. Kalp krizinin en önemli belirtisinin göğüste oluşan ağrı olduğunu, bu ağrının 20 dakikadan uzun süren ağırlık ve basınç gibi hissedildiğini anlatan Dr. Şanlıalp, yaşlı hasta, kadınlarda, diyabet hastalarında nefes darlığı, bayılma, bulantı-kusma, halsizlik şeklinde görülebileceğini belirtti. Mide rahatsızlığıyla gelen hastaların kalp krizi geçiriyor olabileceği ihtimalinin değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Dr. Şanlıalp, şöyle dedi: “Kalp krizinin en kötü belirtisi ise ritim bozukluğuna bağlı gelişen ani kalp durmasıdır. Vücutta fazla olan kötü kolesterol ve kalsiyumun damarlarda çökmesiyle kolesterol plakları oluşmakta ve bu damarları daraltmaktadır. Eğer plaklar herhangi bir nedenle kırılacak olursa beyaz kan hücrelerinin etkisiyle kalp damarlarını tam tıkayarak yani pıhtı oluşturarak kalp krizine neden olabilir. Bu en kötü kalp krizi şeklidir ve hasta hemen acil servise getirilmelidir. Eğer plaklar damarları zamanla yavaş yavaş daraltıyorsa hasta fiziksel ya da duygusal stres anında sadece göğüs ağrısı çeker. Hastaya bu dönemde teşhis konulursa hiç vakit kaybetmeden hasta tıbbi tedavi ya da anjiyografi ile tedavi edilir.” 1 saat kalbi durmuştu, hayata geri döndü Kötü diş kalbi bozar Pasif içicilik de riski artırıyor Sigara içmek, kolesterol bakımından zengin beslenmek, obezite, yüksek tansiyon, diyabet hastalığı ve yüksek kolesterolün kalp krizini tetiklediğini ve bu etmenlere dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Dr. Şanlıalp, kalp krizinden korunma yollarını, şu şekilde sıraladı: “Erkeklerde 40 yaşından, kadınlarda ise 50 yaşından sonra ya da menopoz sonrası risk faktörleri taranmalıdır. Sigara içmek kalp damar hastalıkları için güçlü ve bağımsız bir risk faktörüdür. Pasif içicilik de yine risk artırmaktadır. Doymuş yağ asitleri yerine doymamış yağlar tercih edilmeli, günlük tuz alımı 5-6 gram ile kısıtlanmalıdır. İşlenmiş gıdalardan uzak kalınmalı, lifli ve kepekli besinler tüketilmelidir. Günde 200 gr sebze ve meyve tüketilmeli, haftada 2 kez balık yenmelidir.”

Kesik kesik nefes alanlar dikkat

Kardiyoloji Bölümü Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sağlam, kalp yetmezliği hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu. Sağlam, “Görülme oranı her geçen gün artan kalp yetmezliği, önlemi alınmadığı takdirde ani ölüm sebebi olabiliyor. Ayaklarda şişme, nefes alıp vermede zorluk gibi belirtilerle kendini gösteren kalp yetmezliği, saat başı kalp kasının zayıflaması olarak biliniyor. Fakat ritim bozukluğuna bağlı kalbin olağandan hızlı çalışması gibi farklı durumlarda da görülebilir” dedi.Hastalığın sol kalpte görüldüğünde durumun akciğerlere, sağ kalpte ise karaciğere ve vücudun boyun, bacak gibi diğer bölgelerine de yansıyabileceğini belirten Sağlam,”Yaşam kalitesini azaltan kalp yetmezliği, kalbin vücudun dokularının ihtiyaçlarını gidermeye yetecek düzeyde kanı pompalayamaması ya da zorla sağlaması durumudur. Hasta daha önce kolay bir şekilde yürüdüğü yolu bir süre sonra zorla yürümeye başlaması, merdiven veya rampa çıkarken nefes darlığı yaşaması, düz yastıkta yatamaması, daha ileri durumlarda sağ kalp yetmezliği de başladıysa bacaklarda ve bel bölgesinde şişme meydana gelmesi kalp yetmezliği belirtilerini göstermektedir” şeklinde konuştu.Kalp tedavisinde devrim ‘Yüksek tansiyonunuzu kontrol altına alın’Kalp yetmezliğinin altında yatan en önemli ve riskli durumların kalp damar tıkanıklığı, kalp kapakçık hastalıkları, yüksek tansiyon hastalığı ve kalp krizleri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sağlam, “Kalp krizine bağlı ölü doku meydana gelmişse kalp yetmezliği geriye dönebilen bir durum değildir. Fakat damar tıkanıklığına bağlı kalp krizi oluşturmayacak düzeyde darlıklar varsa bu darlıklar açılarak kalp yetmezliği tedavi edilebilmektedir. Devamlı kalbin hızlı çalışması ritm bozukluğu yaratarak kalp yetmezliğine sebep olabilirken, hız kontrolü sağlandığında yine hastalık tedavi edilebilmektedir. Hastanın fizik muayene ve şikayetlerine göre tanı konulabilmektedir. Kalp yetmezliği tanısı hastanın hiçbir şikayeti olmadan da check-up ile yapılan tetkiklerle de ortaya çıkabilmektedir. Tanı yöntemlerinde akciğer filmi, elektrokardiyografi (EKG) ve en birinci olarak görülen kalp ultrasonunda (ekokardiyografi) kalbin kasılma gücü ölçülerek, kasılma zayıfsa kalp yetmezliği tanısı konulabilmektedir. Ekokardiyografi ile kalp kasının gücü ve fonksiyonları ayrıntılı olarak incelenebilmektedir” ifadelerini kullandı.Kalbiniz için bunları sofranızdan eksik etmeyin Erken tanı ile iyileşme oranı artıyorHastalığın erken tanı ile iyileşebileceğine vurgu yapan Prof. Dr. Sağlam “Kalp yetmezliğinde genel olarak erken tanı ve düzenli tedavi oldukça büyük önem taşımaktadır. Kalp yetmezliği tedavi ile seyri normalleşebilen ve hayati riski minimum seviyeye indirgenebilen bir hastalıktır. Erken evrede tanısı konulmuş olan hastalıkta düzelebilme şansı yüksektir. Fakat tanısı çok geç konulmuş kalp yetmezliğinde kalbe verdiği zarar oranına göre iyileşme sağlanabiliyor. Sol kalp yetmezliğine bağlı olarak sağ kalp yetmezliği meydana geldiğinde, sol kalp yetmezliği için uygulanan tedavi yöntemi uygulanabilmektedir. Fakat hastanın sol kalbi korunmuş akciğer hastalığına bağlı sağ kalp yetmezliği gelişmişse tedavi yöntemi farklılaşabilmektedir. Ödem ve su atıcı tedavi yöntemi uygulanmakla birlikte sağ kalp yetmezliğine yol açan akciğer hastalığının tedavisi ve kalp hızının ayarlanması gibi tedaviler gerektirebilir.Kalp hastası olan bir kişi mutlaka tuzdan fakir beslenme tarzını benimsemelidir. Tedavi sonrası kişinin tuzlu olarak zeytin, turşu peynir gibi tansiyonda yükselmeye ve kalbin ön iş yükünde artmaya bağlı olarak kalp yetmezliğini yeniden meydana getirebilmektedir. Sigara ve alkol kullanımının kesinlikle bırakılması, aşırı kilo varsa dengeli beslenme ile kilo verilmeli ve sıvı alımı vücuttaki ödemden dolayı kısıtlanmalıdır. Hasta kişilerin tedavi sonrası hafif tempoda, yorulmayacak şekilde egzersiz yapması da önerilmektedir” şeklinde konuştu.

Faktörleri ortadan kaldırmak lazım

“Troponin testi, doktorlara gizli kalp hastalığı riski taşıyan fakat görünürde sağlıklı olan bireylerin tespit ve önleyici tedavisinde yardımcı olacağından önem teşkil ediyor.” diyen Mills, kalp hastalıklarının tedavisinde en etkin yolun ilk etapta hastalık riskinin ortadan kaldırılması olduğunu kaydetti. Mills, sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite, sigara kullanmama, kilo kontrolü, dengeli tansiyon gibi faktörlerin önemine işaret etti.

Ekipten Profesör David Newby da, troponinin kalp sağlığı barometresi gibi görev yaptığını kaydederek, “Yükselmesi kötü çünkü hastalık riski artıyor. Düşmesi ise kalp sağlığı açısından oldukça olumlu.” ifadesini kullandı. Araştırmanın sonuçları “American College of Cardiology” dergisinde yayımlandı.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ