İşgalci yerleşim terörü: İsrail durmuyor

İsrail Gazze’de binlerce insani öldürüp, yüz binlerce insanı açlığa mahkum ederken Filistin’in diğer parçası Batı Şeria’da da boş durmuyor. Netanyahu hükümeti, İsrailli işgalcileri yerleştirmek için 3 bin 500 konut daha eklenmesine izin verdi. Geçmişten bu güne işgal terörü İsrail’in yayılma politikası oldu.

İşgalci yerleşim terörü: İsrail durmuyor


KAYNAK: TRT Haber

Tel Aviv yönetimi, özellikle Batı Şeria ve Kudüs’te Filistinlilerin çoğunlukta olduğu bölgelere İsrailli işgalcileri yerleştirme politikası izliyor. Öyle ki bu işgalciler, İsrail ordusu ve polisinin de desteğiyle Filistinlilere saldırıyor, zeytin bahçelerini tahrip ediyor, araçlara ırkçı yazılar yazıyor.

Yapılanların tek bir amacı var: Yıldırmak.

Yüzyıllardır aynı topraklarda, aynı evlerde yaşayan Filistinlileri göçe zorlamak, mutlak bir kontrol sağlamak.

İsrail bu konuda o kadar pervasız ki Gazze’de yaptığı katliamlara ve dünyadan gelen tepkilere aldırış dahi etmiyor. 3 bin 500 yeni işgalci konutunun inşasına onay verilmesi, hem ABD’den hem de Avrupa Birliği’nden tepkiler aldı ancak bu İsrail’i yine durdurmadı.

Peki, İsrailli işgalcilerin yerleşim terörü ne anlama geliyor? Ne zaman yapımlarına başlandı? Şu an sayıları ne kadar?

Gelin kısa bir tarih yolculuğuna çıkarak İsrailli işgalcilerin kurduğu yerleşimlere yakından bakalım…

İsrailli işgalciler

Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Filistin’e yoğun bir şekilde göç eden Yahudiler, bir süre sonra bölgenin asıl sahibi Araplarla çatışmalara girmeye başladı.

İngiliz işgaliyle güçlenen Yahudi varlığı, askeri ve siyasi alandaki örgütlenmelerle devlet olma yolunda ilerlerken BM Genel Kurulu’nun 29 Kasım 1947’de Filistin topraklarının Yahudiler ve Araplar arasında bölünmesine yönelik planı ve İsrail’in 1948’de bağımsızlık ilanı, büyük bir çatışma dalgası başlattı.

İsrail, komşu Arap devletleriyle arasında başlayan savaşlarda topraklarını genişletti. Arap ülkelerinin İsrail’e karşı üstünlük kuramaması ileriki yıllarda da devam etti. Askeri gücü elinde bulunduran İsrail, topraklarını genişletmeyi sürdürdü.

“6 Gün Savaşları” olarak da bilinen Haziran 1967’de İsrail’in komşu Arap ülkelerine (Mısır, Suriye ve Ürdün) saldırmasıyla başlayan savaş sonucunda İsrail, Mısır’dan Sina Yarımadası ve Gazze Şeridi’ni, Suriye’den de Golan Tepeleri’ni alırken, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ü de işgal etti.

(İsrail savaş uçakları, 1967'de komşu Arap devletlerinin hava gücünü ani bir saldırı ile yok etti. Fotoğraf: Reuters)[(İsrail savaş uçakları, 1967’de komşu Arap devletlerinin hava gücünü ani bir saldırı ile yok etti. Fotoğraf: Reuters)]

İşte 6 Gün Savaşları, daha sonraki yıllarda da büyüyerek devam ederek İsrailli işgalciler sorununun başlangıç noktasını oluşturdu. Her ne kadar savaş öncesi İsrailli işgalciler Filistin topraklarında varlık gösteriyor olsa da yerleşimle işgal devletin izlediği bir politikaya dönüştü.

Savaş sonrasında “Toprağa karşı barış” politikası izleyen İsrail, işgal ettiği Filistin topraklarıyla ilgili bazı sözler verse de işgal yerleşimi politikasını sistematik olarak uygulamaya devam etti.

Yüz binlerce İsrailli işgalci, öbek öbek Filistinlilerin yaşadığı topraklara yerleştirilmeye başlandı. İlk işgaller, Batı Şeria’da Beytüllahim kenti civarında Kfar Etzion yerleşim biriminin yeniden inşa edilmesiyle görüldü.

Bölge ülkeleriyle ilişkilere bağlı olarak bazen duraksasa da bu politikayla, 1972 sonuna gelindiğinde, Batı Şeria’da bin 200 ve Doğu Kudüs’te ise 8 bin 600 işgalci bulunuyordu.

İşgalci yerleşim terörü: İsrail durmuyor

Adım adım işgal tarihi

Sol eğilimli İşçi Partisi yönetimindeki İsrail hükümeti, 1967-1977 yıllarındaki süreçte Doğu Kudüs ve çevresi ile Batı Şeria’nın doğusundaki Ölü Deniz (Lut Gölü) etrafında yoğun bir işgal yerleşimi için inşa programı başlattı.

İşçi Partisi’nden yönetimi devralarak hükümeti kuran aşırı sağcı Likud Partisi de 1977-1987 yılları arasındaki süreçte, işgalci yerleşim yeri programını aralıksız şekilde sürdürerek, Batı Şeria çevresinde yaşayan Yahudi sayısını bir milyona ulaştırmayı hedefledi.

İşgalci yerleşim terörü: İsrail durmuyor

1990’da dönemin İsrail hükümeti, 1967 sınırlarını kabul etmediğini duyurarak, Batı Şeria’da Yahudi işgalci yerleşim alanları inşa etme planına hız verdi. Bu süreçte İsrail hükümeti, bölgedeki yasa dışı Yahudi işgalci yerleşim birimlerinin birbirleriyle ve diğer İsrail kentleriyle ulaşımını sağlamak üzere Batı Şeria’nın iç bölgelerinden geçen “güvenli” yollar inşa etti.

Eski İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un 1996’da “Batı Şeria’nın her tarafında yerleşim birimi inşa etme” çağrısıyla, işgalci yerleşim yerleri doğrudan Batı Şeria’nın iç bölgelerinde de inşa edilmeye başlandı.

266 İsrailli işgalci yerleşim birimi bulunuyor

Batı Şeria’nın güneyindeki Kefar Atsiyon işgalci yerleşim birimi, İsrail’in 1967’de Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ü işgal etmesinin hemen ardından kurduğu ilk Yahudi işgalci yerleşim birimi olarak kabul ediliyor.

İşgal altındaki Doğu Kudüs’te 13, Batı Şeria’da 253 yasa dışı işgalci birim bulunuyor.

Yahudi işgali karşıtlığıyla bilinen İsrailli sivil toplum kuruluşu “Barış Şimdi” hareketine göre, işgalci yerleşim birimleri Batı Şeria’nın yüz ölçümünün yüzde 13’üne tekabül ediyor.

(Ünlü sivil Yahudi işgalcilerden Moshe Levinger ve bir Filistinli, El-Halil, 1997. Fotoğraf: Reuters)[(Ünlü sivil Yahudi işgalcilerden Moshe Levinger ve bir Filistinli, El-Halil, 1997. Fotoğraf: Reuters)]

650 bin İsrailli işgalci yaşıyor

İsrail’in Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ü işgal ettiği 1967’de, bölgede tek bir Yahudi işgalci bile bulunmazken, bugün 230 bini Doğu Kudüs’te olmak üzere 650 bin Yahudi işgalci yaşıyor.

Filistin’in bağımsızlık vesikasının ilan edildiği 1988’de Batı Şeria’daki işgalci yerleşimci sayısı 66 bin 500 iken, İsrail ile Filistin arasındaki Oslo Barış Antlaşması’nın imzalandığı 1993’te bu sayı 116 bin 300’e ulaştı.

ABD’nin Camp David kasabasında İsrail sorununa çözüm arayışları amacıyla tarafların bir araya geldiği 2000’de ise Batı Şeria’daki Yahudi işgalci sayısı 184 bini bulmuştu.

İsrailli işgalci terörü

Batı Şeria’da işgal ettikleri bölgede yaşayan İsrailli işgalciler, Filistinlilere yönelik saldırılar düzenliyor. Filistinlileri yıldırmaya yönelik izlenen politikanın bir parçası olan bu saldırılar, Filistinlilerin evlerini, araçlarını, tarlalarını hedef alıyor.

Öyle ki, işgalciler Filistinlilerin evlerini ateşe vererek onlarca masum insanın ölmesine neden oldu. Genellikle İsrail polisi korumasında hareket eden işgalciler içerisinden, son yıllarda saldırıları sistematik olarak gerçekleştiren örgütler de doğdu.

“Bedel Ödetme” adlı örgüt bunlardan bir tanesi.

Filistinlilere ait mülkleri hedef alan saldırılarla gündeme gelen radikal Yahudi örgüt “Bedel Ödetme”, işgal altındaki Doğu Kudüs ve Batı Şeria’nın yanı sıra İsrail’deki Filistin köy ve beldelerinde de benzer saldırılar gerçekleştiriyor.

(İsrail askerleri ve yasadışı Yahudi yerleşim yerleri. Fotoğraf: AA)[(İsrail askerleri ve yasadışı Yahudi yerleşim yerleri. Fotoğraf: AA)]

Gazze’deki Yahudi işgal birimleri

İsrail, Gazze’de 1968’de birçok stratejik noktada Yahudi işgalcilere yerleşim birimi inşa etmeye başladı. Gazze Şeridi’nde 23 bin metrekarelik alan üzerinde 19  işgalci yerleşim birimi yapan Tel Aviv, bu yerleri “güvenli alan” adı altında ilhak etti.

Gazze’de yükselen silahlı direnişle beraber 2003’te dönemin İsrail Başbakanı Şaron, ilk defa bölgedeki işgal alanlarının boşaltılmasını öngören “Ayrım Planı”nı gündeme getirdi.

İşgalci yerleşim terörü: İsrail durmuyor

Bölgede büyük bir silahlı direnişle karşı karşıya kalan İsrail, 15 Haziran 2005’te Gazze Şeridi’ndeki yasa dışı Yahudi işgal yerleşimlerini boşalttıktan sonra yıkarak Gazze’den çekilmek zorunda kaldı.

Kim, nasıl bakıyor? 

Filistinlilere göre, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki işgal yerleşimleri, sıradan yerleşim alanlarından çok, yolları, üniversiteleri, okulları ve sağlık kuruluşlarının olduğu komple bir sömürge sistemi haline geldi.

Uluslararası camiaya göre de İsrail’in Filistin toprakları üzerinde inşa ettiği Yahudi işgal yerleri “yasa dışı” olup, taraflar arasında barışı tesis edecek iki devletli çözüme giden yoldaki en büyük engellerden biri.

ABD, işgal edilen yerleri ‘Orta Doğu barışına engel olan bir unsur’ olarak görüyor ancak “yasa dışı bir faaliyet” olarak kabul etmiyor.

İsrail, kulak tıkadığı Yahudi işgal birimlerinin inşa edilmemesi çağrılarını, “Yahudilerin Batı Şeria’dan tamamen çıkarılmaları” olarak değerlendiriyor. Bunu “etnik temizlik” yapma çağrıları şeklinde nitelendiriyor.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Filistin topraklarında inşa edilen işgal yerleşimlerinin, iki devletli çözüme giden yoldaki “en büyük engel” olduğunu belirterek, söz konusu alanların bölgede adil ve kalıcı bir barışa ulaşma ihtimalini zayıflattığını vurguluyor.

İsrail, 26 Şubat 2023’te Ürdün’ün Akabe kentinde, 19 Mart 2023’te de Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde, Filistin, Ürdün, ABD ve Mısır’ın katılımıyla düzenlenen toplantılarda, işgal faaliyetlerini bir süreliğine durdurmayı kabul etmişti.

İsrail’in verdiği sözlere rağmen, 2023’te işgal faaliyetleri, son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.

İsrail’in 1967’de işgal ettiği Doğu Kudüs’teki hakimiyeti ve burada inşa ettiği Yahudi işgal birimleri, uluslararası hukuka göre yasa dışı kabul ediliyor.

İşgal altındaki Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da yapılan Yahudi işgal mahallelerinde Yahudi olmayanların yaşaması da yasak.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ