Genel Başkan Kılıçdaroğlu: Askerlerimiz Irak halkının güvencesi için Başika’da

Genel Başkan Kılıçdaroğlu: Askerlerimiz Irak halkının güvencesi için Başika’da

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda, Hakkari Şemdinli’deki terör saldırısında şehit olan askerlerin isimlerini tek tek okuyarak, her zaman teröre karşı olduklarını söyledi.

Genelkurmay Başkanlığının açıklamasına göre son bir aydaki şehit sayısının 88 olduğunu vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin 2002’de terörsüz bir Türkiye devraldığını, ancak şimdi ülkenin bir terör batağının içinde olduğunu ileri sürdü.

AK Parti teşkilatına başsağlığı

PKK’lı teröristlerin AK Parti’nin Van Özalp İlçe Başkan Yardımcısı Aydın Muştu ile Diyarbakır Dicle İlçe Başkanı Deryan Aktert’i öldürdüğünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Başta Binali Yıldırım olmak üzere AK Parti’nin bütün camiasına CHP Grubundan başsağlığı dileklerimizi gönderiyoruz. Teröre karşıyız, kimden gelirse gelsin. Dolayısıyla Dicle İlçe Başkanının hayatını kaybetmesi de hepimizin ortak derdidir. Birlikte mücadele etmek hepimizin ortak görevidir.”

“Sizin isteğiniz üzerine Başika’ya geldik”

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin, Musul‘daki gelişmelere ilişkin son derece dikkatli bir dil kullanması gerektiğini belirtti.

Dış politikanın iç politika malzemesi yapılamayacağının, kullanılan dile çok dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Merkezi Irak yönetimine CHP’nin Genel Başkanı olarak seslenmek istiyorum; Irak’ın toprak bütünlüğünü her dönem savunduk, savunmaya devam edeceğiz. Irak’ın kaderini Irak halkının belirlemesi gerektiğini söyledik, söylemeye devam edeceğiz. ‘Ortak kültürümüz, tarihimiz var’ dedik, söylemeye de devam edeceğiz. Başika’da bizim askerlemizin bulunması sıradan bir olay değildir. Irak halkının güvencesi için Başika‘da bizim askerlerimiz bulunuyor. Dolayısıyla buradan size ulaşan bazı söylemlerin iticiliğine kapılıp Başika’daki askerlerimizin Irak’ı terk etmesini istemeyiniz. Onlar aynı zamanda sizin güvenceniz. Elbette ki Irak’ın iç sorunu bittikten sonra elbette ki askerlerimiz geriye çekilecektir. Ama biz Musul’da, Kerkük’te ve diğer Irak bölgelerinde terörün ayıklanmasını ve IŞİD’in o bölgeden çıkmasını istiyoruz. Bize bir görev düştü, evet sizin isteğiniz üzerine oraya geldik ve dolayısıyla görevimizi yapmaya izin veriniz. Biz Irak halkıyla dost olmaya ve dostluğumuzu sürdürmeye kararlıyız.”

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin bir Dışişleri Bakanı olduğunu, dışişleriyle ilgili bir konuda bu bakanın konuşması gerektiğini, Dışişleri Bakanı yoksa sorumluluğun Başbakanda olduğunu ve onun konuşması gerektiğini ifade etti.

“Şeytan değilim”

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan tarafından kendisi hakkında dava açıldığına değinerek, “İnternet sitelerine düşen bir haber vardı; benim hakkımda da 2 yıl 8 aylık bir dava açılmış, savcı iddianame düzenlemiş. 2 yıl 8 ay değil, 2 bin 800 yıllık iddianame düzenlemezsen adam değilsin. Sanıyorlar ki korkacağız.” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, suçun şahsi olmaktan çıkarılarak, kolektif suç haline getirildiğini, kişi suçlanırken, eşinin, çocuklarının da suçlandığını söyledi.

“Bütün aile aç kalacak” denildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, “Bütün aile aç kalır mı, yoksulluğa, açlığa mahkum etmek dünyanın neresinde var? Bütün o mazlumlara, bütün o çocukların tamamına sahip çıkacağım, sözüm sözdür. Hapishaneler tıka basa dolu, ciddi işkence, kötü muamele iddiaları var.” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım’a bu tür iddiaları söylediğini anlatan Kılıçdaroğlu, Anadolu Ajansının görüntülerini hatırlattı. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun cezaevi alt komisyonu, cezaevlerini gezsin, işkence, kötü muamele olup olmadığına baksınlar. Yoksa, rapor yazsınlar. Siz de başbakan olarak raporu alın, ‘Kapı gibi rapor var, bu raporun altında her partiden milletvekili imzası var. Hapishanelerde işkence ve kötü muamele yoktur.’ deyin.  Ama bunu yapamıyorlar, cesaret edemiyorlar. Çünkü hapishanelerde işkence de kötü muamele de var. Ben bunu söylemeyeceğim de kim söyleyecek. Askerlerin yaptığı 12 Eylül darbe sonrasında, darbecilerin en çok korktuğu işkence iddialarıydı. Bütün hapishaneleri açarlar, dışarıdan gelenler, hapishaneleri işkence var mı yok mu diye gezerdi. 3 yatakta 7-8 kişinin yattığı koğuşlar var. Diyorlar ki, ‘Ey Kılıçdaroğlu Yenikapı ruhu ne oldu?’ Ben bunların tamamını Yenikapı’da anlattım. Demek ki sen beni dinlememişsin. Ben insan haklarını, demokrasiyi, özgürlükleri, mazlumun hakkını savunuyorum. Benim inancıma göre zalime teslim olmayız. Zulmün karşısında susan dilsiz şeytandır. Ben şeytan değilim, şeytan sensin.”

AA

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ