En ulu kubbe

25 Ocak 2018 Perşembe 13:25

Devlet-i Âlîye’ye İstanbul’dan önce başkentlik yapan Edirne’deki Selimiye Camii dünyanın gelmiş geçmiş en büyük ve dahi mimarlarından Mimar Sinan’ın eseridir. O güne kadar dünyanın en büyük kubbesi tam 30.5 metre çapında olan Ayasofyadır. Merhum Sinan, 80-90 yaşlarındayken “ustalık eserim” dediği Selimiye’nin kubbesini bir metre daha büyütüyor. Hem de yan destek yarım kubbeler olmadan. 

Dikkatinizi çekeriz günümüzde bu yaşlarda insanlar Alzheimer oluyor, yani bunamakta..

Tevazuu ile ünlü Merhum Sinan, Tezkiret-ül Bünyan adlı eserinde ilk defa Selimiye ile Ayasofya’yı karşılaştırır ve onu geçtiğini söyler. 90’lık mü’mindeki hedefe azme bakar mısınız!

İhtişamlı görüntüsüyle ziyaretçilerini kendine hayran bırakan Selimiye Camii’nin yapımı yaklaşık 15.000 kişinin çalışmasıyla 6 senede tamamlanmıştır.

Yine dikkatinizi çekeriz, 2013’de temeli atılan muhteşem Çamlıca Camii, devrimizin çimentosu, demiri, devasa vinçleri, kanyonları, dozerleri ile ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın teşvikiyle geceli gündüzlü çalışılarak ancak 5 yılda; bu haziranda ibadete açılabilecek.

6000 MÜCAHİD..

Selimiye Camii’nde kubbe Mimar Sinan’ın mesleğinde ulaştığı doruk noktalarından birini temsil eder. Böylesi geniş bir kubbeye sahip olmasına rağmen kubbeyi destekleyen 8 sütûnun iç mekânı bölmesine izin verilmemiştir.

Ordumuz Avrupa seferlerine çıktığında Selimiye’de mola verir 6.000 mücahid hûşû ile alnını secdeye koyarmış.

Caminin dört köşesinde yer alan ve her biri üç şerefeli olan minareleri ise kendi türleri içinde dünyanın en zarifleri arasında. Şaşkınlık uyandıracak bir mimari başarı ile çok uzun olmalarına rağmen olabilecek en ince biçimde yapılmışlar ve hatta iki tanesine şerefelere çıkarken birbirleriyle kesişmeyen üç farklı merdiven yerleştirilmiş.

Başka bir anlatımla aynı minareye iki kişi aynı anda çıkıyor ama farklı merdivenlerden birbirlerini göremeyerek farklı şerefeye ulaşıyor..
Selimiye Camii, mimarisi yanında döneminin en gözde örnekleri arasında yer alan İznik çinileri, usta hattatların eseri olan kalem işleri, ahşap ve sedef süslemeleri, mermer işçiliğinin şaheseri olarak gösterilen minber ve mihrabı ile de eşsiz bir anıt..

Cami ile birlikte külliyeyi meydana getiren yapılardan Dar-ül Kurra Medresesi günümüzde Vakıf Müzesi.. Dar-ül Hadis Medresesi ise Türk ve İslam Eserleri Müzesi’dir..

KAYNAK : yeniakit