Eğer mekanın varsa eylemin de vardır

Duran Boz ve Köksal Alver’in editörlüğünde hazırlanan “Mekân Hikâyeleri” yakın dönem edebiyat tarihimize yön veren yer ve Cahit Zarifoğlu, Ali Haydar Haksal gibi isimlerin geçmişine odaklanıyor. Alver, “Mekan, bir hafıza kurumudur. Eğer mekanın varsa eylemin de vardır” dedi.

Eğer mekanın varsa eylemin de vardır

İz Yayıncılık’tan çıkan Mekân Hikâyeleri’nde meydan, kitapçı, pasaj, dergi bürosu, çarşılarda geçen hayatlardan parçalar bulunuyor. Yakın dönem Türk edebiyatından kimi yazar küçük bir yazıhaneyi yazmış kimi geniş kitabevlerini kimiyse çay bahçelerini. Hepsinin buluştuğu nokta ise birlikte hareket gücü. Mekan ve olayların anlatıldığı metinlerde şehir, hayat, düşünce, tarih, duygu, medeniyet hakkında da ipuçları veriliyor. Büyük Doğu, Diriliş, Edebiyat, Mavera, Yedi İklim, Hece dergileri hakkında ayrıntılar var. Editörlüğünü Duran Boz ve Köksal Alver’in yaptığı çalışmada Arif Ay, N. Ahmet Özalp, Aykut Ertuğrul, Akif Hasan Kaya, Asım Öz, Ali Ayçil, Şakir Kurtulmuş, Ali Emre, Mehmet Narlı, Selçuk Küpçük, Hayrettin Orhanoğlu, Mustafa Çiftci gibi isimlerin metinleri bulunuyor.

BİRLİK RUHU SOMUTLAŞIR

Edebiyat ve fikriyat alanında birlikte yol yürümenin mekana gerek duyduğuna değinen Köksal Alver, “Mekan insanın düşüncesini, eylemlerini, dünya görüşünü, inançlarını an be an takip eder, kaydeder, yansıtır. Bir hafıza kurumudur. Mekan, kişilere bir aidiyet, bağlılık, birliktelik duygusu verir; ortak bir eylem etrafında toplanan insanlar mekanın ruhunda birlikteliklerini somutlaştırırlar” dedi.

Cahit Zarifoğlu ve Rasim Özdenören Mavera dergisinin yeni sayısını hazırlıyor.

Cümlelerdeki kalp çarpıntısı

Mekan Hikayeleri’nde en çok dergi yazıhanelerinin olduğunu belirten Duran Boz, “Düşünce, dergilerde düşlenir. Okurun beğenisini kazananlar gündem konusu olurken beğeniye konu olmayanlar da unutulur gider. Edebiyatın, düşünce tarihinin doğuranı olduğu göz önüne alınmalıdır. Bir cümlenin sıcaklığından bir kitabın oluşumuna kadarki bütün süreçler toplamı aynı anda aynı yerde yaşanır.” Adı Maraş’la özdeşleşen Boz, “Necip Fazıl ve Sezai Karakoç’un Maraş’a yönelik anılarının kökeninde direniş ruhunun ışıması görülür” diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Özellikle Nuri Pakdil, Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt, Cahit Zarifoğlu, Alaeddin Özdenören, M. Akif İnan, Osman Sarı, Âtıf Bedir gibi yazar ve şairlerin yazdıklarında söz konusu ruhtan yansıyan hikâyeler örülür. Hikâyelere konu olan insanların kalp çarpıntıları hissedilir cümleler arasında.”

Merkez de bir taşra da

Köksal Alver, edebiyattaki merkez taşra ayrımı hakkında ise şunları söyledi: “Taşrayı ve merkezi, özellikle edebiyat, sanat ve düşünce tarihi bakımından öne çıkaran husus, gerekli mekanlara sahip olup olmama durumudur. Bu durum farklılık gösterse de esas aynıdır. Mekan kurmak düşünce, sanat ve edebiyat mekanlarında konaklamak bir geleneğe ait olmanın, yeni şeyler söylemenin gereğidir.”


KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ