Doğudan batıya trafik için en uygun hat: Türkiye

Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru anlaşmasının uygulanabilirliği tartışılırken, uzmanlar bölgede jeostratejik konumuyla öne çıkan Türkiye’nin sürecin parçası olması gerektiğini belirtiyor.

Doğudan batıya trafik için en uygun hat: Türkiye


AA

Hindistan’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen G20 Liderler Zirvesi’nde, Hindistan’ı Orta Doğu ve Avrupa’ya bağlayacak ticaretin artırılmasına, enerji kaynaklarının sağlanmasına ve dijital bağlantının geliştirilmesine yardımcı olacak bir demir yolu ve denizcilik projesi olan IMEC’e yönelik Hindistan, ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Fransa, Almanya, İtalya ve Avrupa Birliği arasında Mutabakat Zaptı (MoU) imzalandı.

Uzmanlar, daha istikrarlı ve müreffeh bir Orta Doğu’ya, kıtalar ve medeniyetler arasında yeşil ve dijital bir köprü olması, elektrik ve hidrojen ihracatı için boru ve nakil hatlarının genişletilmesine katkı sunması beklenen koridorun hayata geçirilmesi durumunda Türkiye’nin bu anlaşmaya olası ortaklığını değerlendirdi.

Körfez Çalışmaları Araştırmacısı Dr. Betül Doğan Akkaş, söz konusu projenin Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ni anımsattığını ancak bir enerji, veri ve çevre dostu kaynak aktarımı vadetmesi nedeniyle bundan ayrıldığını söyledi.

Doğudan batıya trafik için en uygun hat: Türkiye

Projede monarşilerin amacının ABD ile yakınlık kurmak olabileceğini belirten Akkaş, BAE ve Suudi Arabistan için bunun bir denge projesi olabileceğine dikkati çekti.

Doğu Akdeniz’de devam eden rekabette Türkiye’den değil Yunanistan ve İtalya’dan geçen bir plan yaparak, ilişkiler iyileştiği halde Ankara’nın plana dahil edilmediği bir denklem kurgulandığını belirten Akkaş, “Türkiye’nin özellikle enerji yolları ve kıta sahanlığı üzerinden Doğu Akdeniz’de süren siyasi ve ekonomik rekabeti bu koridorla bir farklı aşamaya geçebilir. Böyle bir temenni olduğu söylenmedi fakat Türkiye’nin projeye dahil olması hem Doğu Akdeniz rekabetini yumuşatabilir hem de Ankara-Körfez ilişkilerini güçlendirir. Projedeki potansiyel değişiklikler büyük bölgesel sonuçlar doğurabilir.” değerlendirmesinde bulundu.

Akkaş, bu koridorun “ne kadar gerçekçi olacağı” sorusunun da önemine işaret ederek, “Projenin liman ayakları ekonomik sonuçları açısından daha olumlu karşılanabilir fakat yine de Hindistan koridoru özellikle Körfez devletlerinin dahil olduğu kısımda vadettiği projeksiyonu ortaya çıkaramayabilir.” dedi.

“Türkiye’nin masada olmayışı çözülmesi gereken konulardan biri”

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Maliye Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı da IMEC’in temel amaçları arasında Hindistan, BAE, Suudi Arabistan, Ürdün, İsrail ve Avrupa arasında mal ve hizmetlerin transit geçişi için mevcut deniz ve kara yolu taşımacılığı rotalarını tamamlayacak güvenilir ve ekonomik bir demir yolu ağı sunmak, yeni yatırımları teşvik ederek ekonomik büyümeyi desteklemek, temiz enerji gelişimini ve ihracatını kolaylaştırmak ve gıda güvenliği ile tedarik zincirlerini güçlendirmek olduğunu söyledi.

IMEC’in Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi ile benzer hedefleri bulunduğuna dikkati çeken Çomaklı, şunları kaydetti:

“Her iki projenin de gelişmekte olan ülkeler için bazı zorlukları var. Projenin başarılı şekilde uygulanabilmesi için ülkeler arasında koordinasyon gerektiren altyapı projeleri, jeopolitik engeller, mali taahhütler ve diplomatik müzakerelerin halledilmesi gerekir. Türkiye, IMEC projesinin mevcut haliyle kendisini devre dışı bırakmasına karşı çıkmakta ve kendi ticaret koridorlarını teşvik etmektedir. Türkiye bölgesel güç ve ticaret, enerji koridorları bakımından jeostratejik bir konumda, üstelik Avrupa pazarında da önemli bir yere sahip. Bu nedenle bölgedeki kilit ülke Türkiye’nin masada olmayışı da çözülmesi gereken konulardan biridir.”

“Türkiye anlaşmaya ortak olmak isteyebilir”

Kudüs İbrani Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Yonatan Freeman da planlanan koridorun, Avrupa ve Asya kıtalarını birbirine bağlayan ilgili bölgelerin ekonomik ve siyasi önemini artırma potansiyeline sahip olduğunu söyledi.

Freeman, anlaşmanın, İsrail’i Suudi Arabistan ile Müslüman ve Arap dünyasındaki diğer ülkelere daha da yakınlaştırabileceği gibi, Rusya ve Çin’e karşı bir koalisyon olarak görülere, İsrail’in bu ülkelerle ilişkilerini etkileyebileceği değerlendirmesinde bulundu.

Bu anlaşmanın, seyahat eden gemilerdeki artış nedeniyle Akdeniz ve diğer yerlerdeki yakın suların korunması konusunda NATO’nun çalışmalarını destekleyebileceğini vurgulayan Freeman, “Konu güvenlik olunca, Türkiye NATO üyeliği nedeniyle bu misyonların daha fazlasında yer almış olabilir. Türkiye bu anlaşma sayesinde ekonomik anlamda yeni fırsatlara sahip olabilir ve gelecekte bu anlaşmaya ortak olmak isteyebilir.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’dan koridor değerlendirmesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yaptığı açıklamada, “Türkiyesiz bir koridor olmaz. Türkiye, önemli bir üretim ve ticaret üssü. Doğudan batıya trafik için en uygun hat Türkiye üzerinden geçmek durumunda.” demişti.

Anlaşmanın detayları

IMEC, Hindistan’ı Batı Asya/Orta Doğu’ya bağlayan doğu koridoru ve Batı Asya/Orta Doğu’yu Avrupa’ya bağlayan kuzey koridoru olmak üzere iki ayrı koridordan oluşacak.

Hindistan’dan BAE’ye uzanacak, ardından Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail’i geçerek Avrupa’ya bağlanacak koridorun Hindistan’dan yüklenen malların İsrail ve Yunanistan limanları üzerinden Avrupa’ya daha hızlı gönderilmesi de projede öngörülüyor.

AB, 2022’de Çin’in Kuşak ve Yol girişimine alternatif olarak oluşturulan Küresel Geçit planına göre, gelişmekte olan ülkelerin altyapı yatırımlarına 2027’ye kadar 300 milyar avroluk kaynak sağlayacağını duyurmuştu.

Proje hayata geçirilirse, Hindistan ile Avrupa arasındaki ürün ticaretinde kullanılan mevcut güzergah yaklaşık yüzde 40 kısalmış olacak.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ