Dışişleri’nden Almanya’ya iltica tepkisi

Dışişleri Bakanlığı, Almanya’nın iltica başvurularını kabul etmesini esefle karşıladığını, bu kararla darbeci zihniyete kucak açıldığını ifade etti.

Dışişleri’nden Almanya’ya iltica tepkisi

Almanya’nın iltica başvurularını kabul etmesine Ankara’dan tepki geldi.

Dışişleri Bakanlığı’nca FETÖ bağlantılı bazı eski askeri personelin iltica başvurularının Almanya tarafından kabul edilmesinin esefle karşılandığı belirtilerek, “Darbecilerin FETÖ bağlantılarını gösteren tüm kanıtlar ortadayken, Almanya’nın bu kararı, müttefiklik ruhuyla bağdaşmayan ve ülkelerimiz arasındaki çok boyutlu ilişkileri zedeleyen bir adım teşkil etmektedir. Alman makamları bu kararla, demokratik ilke ve değerler ile müttefikliğin gereklerini gözardı ederek, darbeci zihniyete müsamaha göstermiş ve kucak açmıştır” denildi.

Dışişleri Bakanlığı’nın konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklama, şöyle:

“15 Temmuz hain darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ’yle bağlantılı bazı eski askeri personelin iltica başvurularının Almanya tarafından kabul edilmesini esefle karşılıyoruz. Darbecilerin FETÖ bağlantılarını gösteren tüm kanıtlar ortadayken, Almanya’nın bu kararı, müttefiklik ruhuyla bağdaşmayan ve ülkelerimiz arasındaki çok boyutlu ilişkileri zedeleyen bir adım teşkil etmektedir.

Alman makamları bu kararla, demokratik ilke ve değerler ile müttefikliğin gereklerini gözardı ederek, darbeci zihniyete müsamaha göstermiş ve kucak açmıştır. Almanya’nın, ilişkilerimizin köklü niteliğine ve güvenlik ve savunma alanındaki işbirliğimizin ruhuna aykırı olan bu kararını gözden geçirmesini ve ülkemizin, FETÖ dahil dünyanın en tehlikeli terör örgütleriyle eşzamanlı olarak yürütmekte olduğu mücadeleye gereken desteği vermesini bekliyoruz”

FETÖ gösteriyor Almanya arıyor

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı din görevlilerinin ülkedeki FETÖ’cüler hakkında casusluk yaptığını iddia eden Almanya, bir skandala daha imza attı. Federal Başsavcılık, Kuzey Ren-Vestfalya ve Rheinland-Pfalz eyaletlerindeki DİTİB camilerinde görev yapan 4 imamın evinde, “casusluk faaliyeti yürüttükleri” iddiasıyla arama yaptı. Aramalarla ilgili açıklama yapan Federal Başsavcılık, arama kararının federal mahkeme tarafından çıkarıldığını ve aramalarda casusluk iddialarıyla ilgili daha fazla kanıt toplamayı amaçladıklarını belirtti. Evlerinde arama yapılan imamlar, FETÖ hakkında topladıkları bilgileri Türkiye’nin Köln Başkonsolosluğuna iletmekle suçlanıyor.HEDEF SAPTIRIYORLAR15 Temmuz sonrası Diyanet İşleri Başkanlığı’nın talimatları doğrultusunda, FETÖ’nün İslam’ı temsil etmediğini söyleyen ve FETÖ’nün Türkiye’deki ve yurt dışındaki faaliyetlerine karşı Müslümanları uyaran DİTİB imamları hakkında başlatılan soruşturmalarda yol göstericilerin FETÖ üyeleri olduğu ortaya çıktı. Darbe girişimi sonrası Almanya’ya kaçan 7 FETÖ’cünün ihbarları sonrası başlatılan aramalarda hiçbir delil bulunamadı. KRV eyalet hükümeti yetkilileri de DİTİB’in Almanya’da casusluk faaliyetleri yürüttüğüne ilişkin somut bir delil olmadığı yönünde açıklamalarda bulunmuştu. KRV İçişleri Bakanı Ralf Jaeger, 9 Şubat’ta Eyalet Meclisinde bu tespiti destekleyen bir konuşma yapmıştı.HİÇBİR İMAM YAPMAZDiyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ise, iddialara ilişkin Alman medyasına yaptığı açıklamada, “Din görevlilerinin yahut DİTİB’in kendi vatandaşlarımızı, Müslümanları FETÖ ve DEAŞ gibi örgütlerin yanlış düşüncelerinden koruma reflekslerini, çabalarını ve gayretlerini casusluk olarak adlandırmak akıldan uzak bir şeydir. Hiçbir din görevlisi, kendi cemaatinden herhangi birisinin mahrem hayatıyla ilgili hiçbir bilgiyi paylaşmaz, paylaşamaz. Bu suçlamaları kabul etmek mümkün değildir” ifadesini kullanmıştı.ALMANYA’DA DEĞİLLERÖte yandan evleri aranan din görevlilerinin, hafta sonu Almanya’dan döndüğü ve Diyanet tarafından Türkiye’nin farklı yerlerinde görevlendirildiği öğrenildi. Almanya’yı terk eden imamların yerine yeni imamlar görevlendirildi. Aranılan evlerin bir kısmında yeni görevlendirilen imamlar yaşarken, bir kısmının henüz boş olduğu belirlendi. Avusturya’da da harekete geçtilerAlmanya’da FETÖ’nün yönlendirmesiyle başlatılan ‘casusluk soruşturması’ndan sonra, Türkiye karşıtlığını Avrupa’da en açık şekli ile dışa vuran Avusturya’nın da benzer bir soruşturma için harekete geçtiği ortaya çıktı. 2001 yılından beri her platformda FETÖ’nün sözcülüğü yapan Yeşiller Partisi Milletvekili Peter Pilz’in konuyla ilgili asılsız iddialarını topladığı 34 sayfalık raporu Avusturya makamlarına sunduğu ve yetkililerin raporu incelemeye aldığı öğrenildi. Avusturya-Türk İslam Birliği’nin (ATİB) ve görevlilerinin ülkede casusluk yaptığı iddialarının yer aldığı rapor Bakanlar Kurulu toplantısında ele alındı. Avusturyalı siyasi kaynaklar ise, FETÖ’ye bağlı derneklerin ülkenin en büyük İslami cemaat yapılanması Avusturya İslam Cemaatindeki (İGGİÖ) gücünü kaybetmesi ve ATİB’in bu kurum içinde güçlenmesi ile birlikte FETÖ’cülerin Avusturya’da güç kaybettiği ve bu yüzden devlet içindeki kanallarını devreye sokarak güç kazanmaya çalıştığını belirtiyorlar. Her türlü mesnetten yoksunTBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, DİTİB imamlarının evlerinde yapılan aramalara ilişkin yazılı açıklama yaptı. “DİTİB imamlarının evlerinde yapılan aramalar her türlü mesnetten yoksundur” diyen Yeneroğlu “Bu aramalar sözde ‘ajanlık’ ithamlarının bir dini cemaati yıldırma aracı olarak kullanıldığını çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Siyasi motivasyona dayanan bu tarz girişimlerle hedeflenen şey, DİTİB’in köşeye sıkıştırılması, kendi kaderini tayin hakkının elinden alınması ve Türkiye’den bütünüyle koparılmasıdır” değerlendirmesinde bulundu.

Alman vakıfları incelensin

Türkiye aleyhtarı her girişimin arkasından Alman vakıfları çıkıyor. Avrupa’da FETÖ, PKK ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin hamiliğini yapan Almanya, bir yandan teröristleri Türk güvenlik birimlerine karşı korurken diğer yandan ajan vakıfları eliyle Türkiye’nin her yanında faaliyet gösteriyor. Türkiye’de resmi olarak faaliyet gösteren 22 yabancı vakıftan çoğu Almanlara ait ve terör gruplarının birçok eyleminde bu vakıfların olması dikkat çekiyor.SAVAŞI ONLAR BAŞLATTI15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olmasıyla birlikte maskesi düşen ve Türkiye’ye karşı açıktan tavır alan Almanya, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) görevlisi imamlara yönelik ‘casusluk’ suçlamasıyla başlattığı istihbarat savaşını da tırmandırdı. Alman istihbarat kurumu BND’nin şefi Bruno Kahl’ın, “15 Temmuz’un arkasında FETÖ’nün olduğuna ikna olmadım” şeklindeki sözlerinin ardından, BND’nin bu ülkedeki FETÖ’cüleri MİT’e karşı uyardığının ortaya çıkması bardağı iyice taşırdı. Bu ülkedeki teröristlerin iadesi için MİT’in dosya verdiği Alman makamları, FETÖ’cüleri iade etmek yerine onları “İzleniyorsunuz, adres değiştirin” şeklinde uyarmayı, ardından da MİT hakkında soruşturma açmayı tercih etti. İki ülke arasındaki tüm istihbarat anlaşmalarını rafa kaldıran bu hareket, gözleri BND’nin Türkiye’deki faaliyetlerine çevirdi. BÜYÜK DARBE İNECEKTürkiye’de cirit atan vakıfları aracılığıyla bir yandan terör örgütlerine milyonlarca dolar akıtan, bir yandan da 16 Nisan referandumunda ‘hayır’ çıkması için her şeyini ortaya koyan Almanya’nın, asıl darbeyi halkoylamasında çıkacak ‘evet’ sonrası yiyeceği belirtiliyor. Referandum sürecinin son bulmasının ardından Almanya’nın Türkiye’deki tüm ilişkileri mercek altına alınacak. Almanya’daki Türk imamların evlerine baskın düzenleyen BND’ye karşı güvenlik birimleri, sahadaki etki ajanlarına karşı operasyonlara başlayacak. Başta vakıflar olmak üzere, terör örgütlerini fonlayan örtülü istihbarat kurumlarına büyük darbe indirilecek.PROJE ÜSTÜNE PROJEHer biri, Türkiye’deki farklı ayrıştırma konularında uzmanlaşan istihbarat vakıfları terör örgütlerine her türlü desteği veriyor. Bu kurumların bazısı yalnızca FETÖ üyelerine destekle uğraşırken, bazısının uzmanlık alanı ise PKK oluyor. Alman istihbaratının sadece 2015’te PKK’ya bağlı derneklere aktardığı rakamın 32 milyon avro olduğu belirtiliyor. Suriye sınır hattı boyunca PKK bağlantılı bir eylem grubu oluşturmaya da çalışan Alman istihbaratı, sığınmacılara yönelik Arapça yayın yapan 4 gazete ile bir de radyoya destek veriyor. Bazı vakıflar da sadece mezhep konusuna yoğunlaşmış durumda. Hem gurbetçiler içindeki hem de Türkiye’deki Alevi vatandaşlar üzerine projeler geliştiren BND, 90’lı yıllardan buyana altyapısını oluşturmaya çalıştığı “Ali’siz Alevilik” fikrinin propagandasını yapıyor. Mezhep kavgasını körüklemek için Almanya’nın sadece 2015’te harcadığı paranın 15 milyon avro olduğu belirtiliyor.Gezici hendekçi ‘hayır’cıTürkiye’deki Alman ajanlarının yoğunluğu, yaşanan birçok olayda kendini gösterdi. 2015 Eylül’ünde İstanbul’da polis ile sığınmacılar arasında yaşanan arbedede gözaltına alınan 5 kişiden 2’si ajan çıkmış, şüpheli Fransız ve Alman’ın 2013 Haziran’ında başlayan Gezi olaylarında da çeşitli grupları provoke ettiği belirlenmişti. 16 Nisan referandumu öncesi Türk bakanlara ‘evet’ için konuşma yapmalarına izin vermeyen Almanya, Türkiye topraklarında ise ‘hayır’ı finanse ediyor. Mart ayı başında Friedrich Naumann Vakfı’nın ev sahipliği yaptığı toplantıda 16 Nisan Anayasa Değişikliği Referandumu öncesinde ‘hayır’ propagandası yapıldığı ortaya çıkmıştı.MAYIN MAKİNELERİTürkiye’de kaos ve karmaşa yaratmayı amaçlayan birçok olayın perde arkasında rol oynayan vakıflar, Gezi olaylarının yanısıra PKK’nın hendek kazıp barikat kurma eylemlerinde, hatta Artvin-Cerattepe olaylarında da başrolde bulundu. Yerel yönetimlere altyapı çalışmaları için kredi sağlayan ‘Kauf-W’ adlı ‘yardım’ kurumu, HDP’ye bağlı belediyelere iş makineleri alımında aracılık etti. Bu makineler daha sonra PKK’nın mayın döşeme ‘iş’lerinde kullanıldı. PKK’nın çukur ve hendeklerinde parmağı olduğu ortaya çıkan ve gözaltına alınan 5 Alman uyruklu ajan, operasyonlar sırasında tutuklanmıştı. CIA’nın Konrad’ı çok etkiliKültürel anlamda Türkiye’nin bölünmesi, istikrarsızlaşması alanında ‘uzmanlaşan’ Konrad Adenaur Vakfı, ismini, ABD ajanı olduğu İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki dönemde İngilizler tarafından açıklanan Konrad Adenauer’dan alıyor. Adenauer, Alman Hıristiyan Demokrat hareketinin kurucusu ve CIA’in bu partide yuvalandığı biliniyor. Adenauer, 1931-1933 yılları arasında Deutsche Kolonialgesellschaft (Alman Sömürgecilik Derneği) Başkan Yardımcılığını yaparken, bu bile Alman vakıflarının Türkiye’deki işlevini anlatmaya yeterli görülüyor. Bu vakıf, birtakım etkinliklerle yerel basını kontrol ediyor, medya gücünü kullanmak için gazetecilere ‘ödül’ adı altında rüşvet de dağıtıyor.Çoğu BND ajanıTürkiye NATO’ya üye olduktan sonra piyasaya çıkan Alman vakıfları arasında Conrad Edenauer Vakfı, Friedrich Ebert Vakfı, Heinrich Böll Vakfı gibi önemli kuruluşlar var. Türkiye’de etkin faaliyet gösteren bu vakıflar sık sık ‘ajanlık’ iddialarının muhatabı oldu. Sahadaki ‘vakıf personeli’ kanalıyla her bölgeden bilgi toplayan bu kurumlar, Anadolu’nun kültürel kodlarında ayrışmaya yol açacak her unsuru terör örgütlerine jurnalledi. PKK, DHKP-C, MLKP, Ermeni diasporası ve Ezidilere istihbarat bilgisi servis ederek tahrip etmek istediği alanlarda bu örgütlere mühimmat taşıyan Alman vakıfları, arazide görevli elemanlarıyla suçlamaların odağına yerleşti. Alman vakıfları olarak bilinen kuruluşların Alman istihbarat servisi BND tarafından kontrol edildiği ve vakıflarda görev alanların neredeyse tamamının BND elemanı olduğu belirtiliyor. Vakıfların finansmanı Alman federal bütçesinin örtülü ödeneğinden karşılanıyor. Vakıflar, elde ettikleri bu bütçeyi, Türkiye’de menfaatleri doğrultusunda kullanmak istedikleri STK’ları fonlamak için kullanıyor. Türkiye’deki her bir vakıf, Almanya’daki mevcut siyasi partilerin de birer yan kuruluşu olarak çalışıyor. Erdoğan uyarmıştıCumhurbaşkanı Erdoğan, 2011 yılında bazı Alman vakıflarının BDP ve BDP’li belediyeler üzerinden PKK’ya para aktardığını söylemişti. KCK operasyonlarında belediye yöneticilerinin gözaltına alındığını belirten Erdoğan, bölgeye gönderilen paranın yatırıma dönüşmediğine dikkat çekmişti. Alman vakıflarının belediyeler ile kredi sözleşmesi yaptığını söyleyen Erdoğan “Hangi müteahhitlerle iş yapmaları gerektiğini söylüyorlar. Bu yolla resmen PKK’ya para gönderiyor o vakıflar” demişti.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ