Cuntacı generalden ‘polis karşınıza çıkarsa sıkın’ emri

FETÖ’nün darbe girişimi sırasında, Polatlı’daki 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığındaki olaylara ilişkin görülen davada savunma yapan sanık eski Üsteğmen Yusuf Aydoğan​, eski Tugay Komutanı Tuğgeneral Murat Aygün’ün polise ateş etmeleri için emir verdiğini anlattı.

Cuntacı generalden ‘polis karşınıza çıkarsa sıkın’ emri

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara’nın Polatlı ilçesindeki 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığındaki olaylara ilişkin görülen davada savunma yapan sanık eski Üsteğmen Yusuf Aydoğan, eski Tugay Komutanı Tuğgeneral Murat Aygün’ün intikal sırasında karşılarına polisin çıkması halinde onlara ateş etmeleri için emir verdiğini söyledi.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü duruşma salonunda görülen dava, sanık savunmalarıyla devam ediyor.

Duruşmanın öğleden önceki bölümünde eski 58. Topçu Tugayı Komutanı Tuğgeneral Murat Aygün’ün emri ile 15 Temmuz gecesi, AŞTİ kavşağını ele geçirmek ve kontrolü sağlamak için görevlendirilen eski Üsteğmen Yusuf Aydoğan ile komutasındaki askerler savunma yaptı.

Birlik komutanı Yüzbaşı İsmail Dumlupınar’ın kendisine 15 Temmuz’da gece eğitimi yapılacağını, ilerleyen saatler ise Aygün’ün bataryaları denetleyebileceğini söylediğini aktaran sanık Aydoğan, bu emir üzerine hazırlık yapmaya başladığını ifade etti.

Bu sırada tugay harekat merkezinden Aygün’ün komutasında icra edilecek toplantıya katılmak için haber geldiğini aktaran Aydoğan, burada bütün birlik komutanlarına sözde görev listeleri dağıtıldığını belirtti.

Kendisine verilen listedeki askerlerle AŞTİ kavşağının güvenliğinin sağlanması için Aygün’den emir aldığını anlatan Aydoğan, “Benimle birlikte sözde görev listesinde 15 kişi vardı. Bu askerler farklı birlikte görev yapıyorlardı. Karma olarak hazırlanan bir listeydi. AŞTİ’ye neden gideceğimiz konusunda fikrim yoktu.” dedi.

Tugaydaki sorumluluğu nedeniyle böyle bir göreve uygun olmadığını birlik komutanı Yüzbaşı Dumlupınar’a illettiğini, onun da kendisine, “Neden serzenişte bulunuyorsun, nizamiye kapısına kadar gider gelirsiniz” dediğini bildiren Aydoğan, emir üzerine teçhizatlarını almaya gittiğinde kantindeki televizyonda İstanbul’da boğaz köprüsünün jandarma tarafından tutulduğunu gördüğünü ifade etti.

Bunun üzerine Ankara’da olası bir terör saldırısına karşı güvenlik önlemi almak için gideceklerini düşündüğünü savunan Aydoğan, hazırlıklarını tamamladıktan sonra araçlarla çıkmak için nizamiyeye geldiklerini kaydetti.

Burada eski Tugay Komutan Yardımcısı Albay Serhat Selçuk Pesek’in kendisine, “Yolunuz açık olsun, polis görürseniz durmayın devam edin” dediğini, bu emir karşısında şaşkınlık yaşadığını öne süren Aydoğan, kendilerinden önce çıkan askeri konvoyu takip etmeye başladıklarını kaydetti.

Polatlı çıkışından sonra Yapracık yokuşuna geldiklerinde harekat merkezinde görevli Yüzbaşı Alper Doğan’ın kendisini arayarak telefonu Tugay Komutanı Aygün’e verdiğini belirten Aydoğan, “Tugay komutanı bana telefonda ‘Oğlum ülke genelinde sıkıyönetim ilan edildi, haberin var mı?’ dedikten sonra telefonu kapattı. Köprülerin askerler tarafından kapatılması haberini bu gelişmeyle birleştirince olağanüstü bir durum yaşanıyordu.” ifadelerini kullandı.

Konvoyun durduğu yerde vatandaşların yanlarına gelerek telefonlarından darbe girişimiyle ilgili görüntüleri kendilerine izlettirdiği belirten Aydoğan, kanunsuz bir işin içine çekilmek istendiklerinin farkına varmaya başladığını iddia etti.

İlerleyen saatlerden Yüzbaşı Alper Doğan’ın kendisini bir kez daha arayarak, Aygün’ün kanunsuz emirlerini aktarmaya başladığını anlatan Aydoğan şöyle devam etti:

“Alper yüzbaşı, ‘tugay komutanının emridir’ diyerek, ‘Silah kullanma emriniz var, polis karşınıza çıkarsa sıkın’ dedi. Şaşkınlığım iyice arttı, bu kanunsuz emri uygulamayacağımı söyledim. Araçtan inip diğer birlik komutanlarına gidip durumu anlattım. Onlara da aynı emir iletilmiş. Üsteğmen Naci Kozan ile Yarbay Mustafa Kemal Biber’in yanına giderek, ‘Komutanım bize böyle bir emir veriliyor, kesinlikle uygulamıyorum.’ dedim. O da sakin olmamız gerektiğini, bu durumu Binbaşı Cafer Öncel ile görüştüklerini söyledi.”

Bu diyalogdan sonra komutasındaki araçlara dönmek için emir verdiğini ancak trafik yoğunluğu ve vatandaşların izin vermemesi nedeniyle birliğe gidemediklerini dile getiren Aydoğan, sabah saatlerinde bulundukları yere gelen bir trafik polisine tutanak karşılığında silahlarını teslim ettiklerini anlattı.

FETÖ ile bağlantısının olmadığını, ByLock gibi programları da kullanmadığını öne süren sanık Aydoğan tahliyesini talep etti.

Sanıklardan Mehmet Karagül, Ahmet Karakuş, Deniz Güleçyüz, Hacı Ali Tota ve Ahmet Yenilmez de savunma yaptı.

Duruşmaya öğle arası verildi.

Akyüz’ün aracından ölüm planı çıktı!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ’cü kalkışmaya ilişkin dördüncü iddianameyi de tamamladı. Ankara’nın Polatlı ilçe sınırlarında konuşlu “58. Topçu Tugayı” ve “Topçu ve Füze Okul Komutanlığı”ndaki darbe faaliyetlerine ilişkin dikkat çekici ayrıntıların yer aldığı iddianamede, 15 Temmuz öncesi gerçekleştirilen darbe toplantıları da anlatıldı. Kursiyer astsubay ve kursiyer uzman çavuşların da aralarında bulunduğu 330 şüphelinin 3’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi. POLATLI AYAĞINI 4’Ü KOORDİNE ETTİAnkara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede, eski Polatlı Topçu ve Füze Okulu Komutanı Tümgeneral Osman Ünlü, eski Polatlı 58. Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral Murat Aygün, Topçu ve Füze Okul Komutanlığı Öğrenci ve Kurslar Tabur Komutanı Yarbay Abdulkerim Ceyhan ve Kara Kuvvetleri Harekat Başkanlığı Teşkilat Şube Müdürlüğünde görevli Kurmay Albay Bilal Akyüz yönetici olarak yer alırken, kalkışmanın Polatlı ayağının koordinesinde bu 4 ismin görevli olduğu belirtildi. ANKARA’YI İŞGAL TOPLANTISIİddianamede, şüpheli Bilal Akyüz’ün 11 Temmuz günü saat 11.30 sıralarında Polatlı 58. Topçu Tugayı’na gittiği ve şüpheli Murat Aygün ile yüz yüze görüştüğü ve Ankara’ya gönderilecek birliklerle ilgili harita üzerinde çalışma yaptıkları kaydedildi. Akyüz’ün bu görüşmeden sonra da Ankara Keçiören’in Altınpak semtinde bulunan bir evde saat 18.00 sıralarında Tuğgeneral Ali Kalyoncu, Ejder Yıldırım, Ertuğrul Terzi, Murat Yanık, Savaş Kapaklı, Muzaffer Düzenli’nin bulunduğu darbe toplantısına katıldığı ifade edildi. Bu toplantıda da cuntacıların “yönetime el koyacağız” şeklinde konuşmaların yaptığını, daha sonra da harita üzerinde Ankara’yı ikiye bölerek Mamak 27. Mekanize Tugayı ile Etimesgut Zırhlı Birliklerin nereleri kontrol altına alacağını planladıklarına dikkat çekildi. KARA KUVVETLERİ TEMSİLCİSİYMİŞİstanbul’da olmasına rağmen darbe faaliyetlerini ve kara birliklerini organize etmek için kalkışmanın olduğu hafta başında Ankara’ya gelen Akyüz’ün 15 Temmuz gecesi “Kara Kuvvetleri temsilcisi” olarak Akıncı Üssü’nde bulunduğu belirtildi. Akyüz’ün burada, genel emniyeti sağlamak üzere birlikleri sevk etmek, alanda faaliyette bulunan Kara Kuvvetlerine sızmış örgüt mensupları ile Hava Kuvvetlerine sızmış örgüt unsurları arasında irtibatı sağlama gibi görevler de üstlendiği kaydedildi. HİÇ CANLI OLMAYACAK…Akyüz’ün Akıncı Üssü’nde park edilmiş aracında ele geçirilenler de iddianameye girdi. Bunların arasında, teröristbaşı Gülen’in “Bir kırık dilekçe” isimli kitabı ile bir tane Arapça yazılı küçük kitap, Türkçe yazılı Nasr duası yazılı kağıt, mobil meteryallere ait imajın yanı sıra TÜRKSAT ve TİB’in ele geçirilmesi planına ilişkin not ve personel listesinin hazırlanmasına ilişkin notlar da yer alıyor. Akyüz’ün aracından çıkan Kur’an-ı Kerim’in arasında bulunan bir not ise cuntacıların korkunç planını gözler önüne serdi. El yazısıyla kaleme alınmış notta, “-İl/ilçe belediye başkan…Hiç canlı olmayacak Belki de-Başbakan da” ifadeleri yer alıyor. Söz konusu not, cuntacıların karşıt gördükleri siyasetçileri öldürmeyi bile planladıklarını ortaya koydu. İddianamede, bu nota ilişkin, “Darbeye teşebbüs öncesinde şüpheli Bilal Akyüz’ün katıldığı bir toplantının yapıldığı ve bu toplantıda, darbenin başarılı olması halinde örgütün ceza uygulamalarına ilişkin kararlar alındığı anlaşılmaktadır” ifadesi kullanıldı. GEREKİRSE SİLAH KULLANIN!İddianamede, Şüpheli Oğuz Serdar Özgür ile Abdülkerim Ceyhan’ın emirleri doğrultusunda 48 kursiyer uzman çavuşun silah, teçhizat ve mühimmat aldıkları belirtildi. Özgür’ün, “Türkiye’nin durumu karışık, hazırlanmamız gerekir” dediği, Ceyhan’ın ise, “Siz Türk askerisiniz, size güveniyorum, gerekirse silah kullanacaksınız, sıkacaksınız” şeklinde konuşmalarla Uzman Çavuş birliğini motive ettiği kaydedildi. Bu konuşmaların ardından ikilinin öncülüğündeki birliğin 3 adet unimorg marka askeri araca binip Polatlı Merkez Camiine ezan/salaların susturulması için kışladan çıktıkları belirtildi.GENERAL BAKANI ARAMIŞBirliklere “Ateş edin, uçaklar alçak uçuş yapsın” talimatları veren Tuğgeneral Ali Kalyoncu’nun darbenin başarısızlığa uğramasının ardından çark ettiği ortaya çıktı. Kalyoncu’nun 02.57’de eski Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ı aradığı ve darbecilere karşı olduğunu iddia ettiği, TRT’de açıklama yapabileceğini ifade ettiği aktarıldı. Kendisini aklamaya çalışmışCuntacı Osman Ünlü’nün darbe girişimi gecesi TRT’ye bağlanması da iddianamede yer aldı. Ünlü’nün Tijen Karakaş’ın canlı yayın programına bağlanarak, “Silahlı Kuvvetlerimizin onurlu bir Generali olarak konuşuyorum. Ben bu girişimi tasvip ve kabul etmiyorum. Bu gücün sözüm ona bazı görevlendirmeleri var bu görevlendirmeleri de kabul etmiyorum” dediği tespit edildi. Polis durdurursa vurun!Ankara’ya gidecek birliklerin çıkışlarını takip etmek için 2 Nolu nizamiyeye giden ve çıkış yapan araçları durduran Murat Aygün’ün “Polis durdurursa durmuyorsunuz, ateş etme yetkiniz var, asla durmak yok görev yerinize gidiyorsunuz, ateş edene ateş ediyorsunuz, önünüze kim çıkarsa vurun, polis durdurursa kimse durmasın ve gerekirse çatışın, haydi aslanlarım” şeklinde sözler söylediği de iddianamede yer aldı. Darbe menüleri de varmışCuntacı general Murat Aygün’ün karargah bölük komutanı şüpheli Emrah Aslanbaş’a içerisinde kavurma, ekmek, bisküvi, meyve suyu, su, topkek, gofret gibi yiyeceklerin olduğu 200 paket kumanya hazırlaması yönünde talimat verdiği belirtilen iddianamede, kumanyaların saat 21:30’da hazır edildiği ancak parası ödenmediği için kalkışmada yer alan cuntacı askerlere dağıtımın yapılmadığı bildirildi.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ