Cumhurbaşkanı Erdoğan: Verdiğim mücadele 15 Temmuz’da anlaşıldı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “17-25 Aralık darbe girişimi sonrasında gösterdiğim net duruşun önemi ancak 15 Temmuz’da silahlı darbeye teşebbüs edildiğinde anlaşıldı. Eş dost ahbap bile bizi anlamamıştı” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Verdiğim mücadele 15 Temmuz’da anlaşıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye’yi Fetullahçı Terör Örgütü eliyle esir etmek, Suriye’de, Libya’da, Irak’ta, Afganistan’da yaşanan o acı görüntüleri burada tekrarlamak isteyenlere milletimiz tarihi bir ders vermiştir.” dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) üyeleri ile istişare toplantısında bir araya geldi.

TİM üyelerine, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, sadece ve sadece milletin evi olduğu için saldırıya uğrayan, önünde 6 kardeşimizin şehit olduğu, onlarca vatandaşımızın yaralandığı bu gazi mekana hoşgeldiniz” diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10 Ağustos’un 2014’te yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci yıl dönümü olduğunu hatırlattı.

“Cumhur ile başkanını aracısız olarak sandıkta buluşturan” millete bir kez daha teşekkür eden Erdoğan, şöyle devam etti:

“10 Ağustos 2014 tarihinde yüzde 52’lik bir oy oranıyla şahsımı cumhurbaşkanlığı görevine layık gören milletime şükranlarımı sunuyorum. Seçim sonuçlarının belli olmasından sonra tüm Türkiye’nin, tüm milletin cumhurbaşkanı olarak üretimi en iyi şekilde yönetmenin ve temsil etmenin mücadelesini verdik. Anayasanın verdiği yetkileri ülkemin ve milletin çıkarları doğrultusunda sonuna kadar kullanmaktan asla çekinmedim. Gerektiğinde Bakanlar Kurulunu topladım, gerektiğinde 7 Haziran sonrasında olduğu gibi seçimlerin yenilenmesi kararını aldım, seçim hükümeti kurdum, ülkenin ihtiyacı olduğunu gördüğüm her alanda, her konuda düşüncelerimi ifade etmekten, tavrımı ortaya koymaktan kesinlikle geri durmadım.”

Hiçbir zaman “Kim ne der?” diye düşünmediğini belirten Erdoğan, sadece ülke ve millet çıkarlarını gözeterek, doğru olduğunu düşündüğü her konuda sonuna kadar mücadele ettiğini bildirdi.

– “Eş, dost, ahbap bile anlamadı…”

Başbakanlığı döneminde 17-25 Aralık darbe girişimi karşısında gösterdiği net duruşun öneminin ancak 15 Temmuz silahlı darbeye teşebbüsle anlaşıldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, o ana kadar maalesef birçok eş, dost, ahbabın bile kendilerini anlamadığını ifade etti.

“Ne zaman ki bu olay gerçekleşti, 15 Temmuz’da bu olay ortaya çıktı, şimdi birçok kesim anladığını ortaya koymaya başladı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşadıkları her önemli konuyu özellikle “yol arkadaşım” dediği ihracatçılarla paylaştığını aktardı.

Erdoğan, hiçbir talebi geri çevirmeden, TİM’le de TOBB’la da bir araya geldiğini belirterek, “Çünkü bu ülkeyi biz beraber ayağa kaldıracaktık, buna inanıyordum. İş dünyası diri olmazsa, iş dünyası güçlü olmazsa ülkemizin de diri olması mümkün değildi.” diye konuştu.

– Rusya ziyareti

Bugün de son gelişmeleri TİM üyeleriyle değerlendireceklerine işaret eden Erdoğan, 9 aylık aradan ve birçok girişimden sonra Rusya’ya ziyaret gerçekleştirdiklerini hatırlattı.

İki taraftan 10’ar kişinin katılımıyla dar kapsamlı bir iş adamları toplantısı gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, “Orada Sayın Başkan Putin ile bir araya gelerek bu toplantıyı da gerçekleştirdik. İnanıyorum ki çok kısa zamanda Rusya ile olan bu ekonomik ilişkileri süratle giderecek, inşallah en kısa zamanda da bunu aşma fırsatını bulacağız.” ifadesini kullandı.

TİM üyeleriyle en son haziran ayı başında TİM Genel Kurulunda bir araya geldiklerini, o zaman gündemde Almanya Parlamentosundaki sözde Ermeni soykırımı kararı ve AB ile ilişkiler olduğunu vurgulayan Erdoğan, şu açıklamaları yaptı:

“Bugün tarihimizin en alçak, en hain, en sinsi darbe girişimine, asker elbisesi giymiş teröristlerin saldırısına, daha önemlisi bir işgal teşebbüsüne maruz kaldığımız 15 Temmuz hadisesi sebebiyle birlikteyiz. 15 Temmuz nasıl karanlık bir gece olarak başladıysa, 16 Temmuz sabahı da istiklalimize ve istikbalimize dair ümitlerimizi tazelediğimiz aydınlık bir gün olarak doğdu. Milletimiz, kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla yaşlısıyla, her siyasi görüşten, her meşrepten insanıyla 15 Temmuz gecesi, silahların, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına büyük bir inanç ve kararlılıkla dikilmiştir. Bu millet büyük bir millet, bu millet güçlü bir millet. Bu millet, ürkek, korkak, kaçak bir millet değil. Kaçaklar belli, onlar şu anda kaçtılar, biz de kovalıyoruz. Bunu da bir intikam hırsıyla yapmadığımızı da söyleyeyim. Bunu da hukuk, adalet çerçevesinde yapıyoruz, yapacağız. Çünkü biz 240 şehidimizin, 2 bin 195 gazimizin kanını yerde bırakamayız, bırakırsak bunun hesabını veremeyiz.”

– “O güvenceyi vermemiz lazım…”-

“Bir millet eğer yöneticisine, idarecisine güvenemezse, o milletin hali ne olur?” diye soran Erdoğan, “O güvenceyi bizim kendilerine vermemiz için bizim kovalamamız lazım.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu girişim sırasında en yakın mesai arkadaşını kaybettiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Aslında kaybolmadı. O, arzu ettiği çok yüce bir makama ulaştı. Ama çok sevdiğim, pırlanta gibi 16-17 yaşındaki yavrusu da o makama yürüdü. Şimdi bütün bunlar bize sadece her ikisini değil, yanında 238 kardeşimi ve bunun yanında da 2 bin 195 yaralımızı, kimisinin kolu, kimisinin ayağı kopuk, kimisi belden aşağı, belden yukarı mermiler almış, bu kardeşlerimizi gazi olarak ziyaretlerimizde gördükçe sorumluluğumuzun ne kadar büyük olduğunu anlıyorum. Aksi takdirde bir vurdumduymazlık olur ki bu bize zaten hiçbir zaman yakışmadı, yakışmaz.

Onun için bu işin adalet çerçevesinde, hukuk içinde hesabını soracağız. 15 Temmuz gecesi ülkemizde Malazgirt’ten Söğüt’e, İstanbul’un fethinden Çanakkale’ye kadar şanlı tarihimiz adeta yeniden canlanmış, asırlar öncesinin kahramanları milletimizin sinesinde can bulmuştur. Türkiye’yi Fetullahçı Terör Örgütü eliyle esir etmek, Suriye’de, Libya’da, Irak’ta, Afganistan’da yaşanan o acı görüntüleri burada tekrarlamak isteyenlere milletimiz tarihi bir ders vermiştir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

TANIDIĞINIZ FETÖ’CÜLERİ İFŞA EDİN

Eskiden herkes para çeker, markete gider, eve kapanırdı. Milletimiz adeta festivale dönüştürdü. 16 Temmuz’da TİM’in Panama ve Guatemala’ya gidecek heyetin bu ziyareti iptal etmemesini ben çok önemli görüyorum. Yurt dışındaki tüm muhataplarınıza bu darbe girişiminin gerçek yüzünü, FETÖ’nün tüm dünya için bir tehdit olduğunu anlatmanızdır. Hatta o camiadan dostlarınız olabilir, arkadaşlarınız olabilir. Ben diyorum ki, bunu da ifşa etmeniz lazım. Şikayetçi sıfatıyla bunları bildirmeniz lazım. Herkesi emniyet, istiharat bilemeyebilir, işte adam kaçabiliyor. Her yere girmişler, tam virüs. Fırsatını bulduğu anda kaçıp gidebiliyor, diyelim ki TSK, diyelim ki emniyet. Oradaki imamlık görevini siviller vasıtasıyla yürüttüler. Bu adımları sinsice attılar. Öyle tahsil mahsil bunlarda çok önemli değil. Sinsi, şeytani bir kafa yapısı önemli. Ülkesine ve milletine acımayana bizim acıma hakkımız yoktur. Her zaman söylediğim gibi, zalime merhamet, mazluma eziyettir. Mazluma haksızlıktır. FETÖ mensuplarının başını, tıpkı PKK mensupları gibi, DAİŞ mensupları gibi demokrasi ve hukuktan taviz vermeden ezmekte kararlıyız.

FETÖ’CÜLERİ TEMİZLEMEMİZ LAZIM

FETÖ’yü Silahlı Kuvvetleriyle, yargısıyla bürokrasiden nasıl kazıyorsak, iş dünyasından da temizlememiz lazım. Bazıları akıl veriyor, Batı’dan. “Binlerce insanı atıyorsunuz, bu bizi endişeye sevk ediyor.” Kendileri bunu çok çok farklı yaptılar. Doğu Almanya var. 10 bin, 50 bin, 100 bin, 200 bin, biz bunu yapacağız.

Bu örgüte giden her kuruş, millete sıkılan bir kurşundur. Ülkem ve milletim adına bu örgütü tüm mensuplarıyla temizleyeceğiniz konusunda size güveniyorum.

Finans sektöründe bazı engellemelerin vesaire olduğuna dair bilgiler edindim. Bu konularda konuşmak suretiyle, ama kamu bankaları ama özel sektör bankaları, bunu eğer fırsata dönüştürmeye kalkarlarsa, kusura bakmasınlar biz de devlet olarak üzerimize ne düşerse onun gereğini yaparız ve onlar da ondan sonra kapımızı kolay kolay açamazlar, çalamazlar. Zaten milletin parasıyla çalışıyorsunuz. Milletin parasıyla çalıştığınız böyle bir dönemde eğer kalkıp da bu ülkede yatırımcımızın önünü açmaz, onu daha da daraltır ve hemen basit bir olayda geriye çağırma gibi bir anlayışın, mantığın içerisine girerse kusura bakmasınlar, açık ve net söylüyorum, ben bunu ‘ihanet’ diye değerlendiririm.

MALİ DİSİPLİNDEN TAVİZ VERMEDİK

Mali disiplinden asla taviz vermedik ve vermeyeceğiz. Bankacılık sektörümüz güçlü ama gücünü böyle bir dönemde fırsata dönüştürmeye kalkarsa onlar da karşısında bizi bulacaktır.

YENİKAPI DÜNYAYA MESAJDIR

5 milyon insanın orada toplanması cumhuriyet tarihinin ilkidir. Bu dayanışma sadece ülkeme değil, tüm dünyaya bir mesajdır. Buradan demokrasimizin yeni kapısı açılmıştır. Buradan milletimizin bu 21. asrın geleceğine yönelik yeni kapıları açılmıştır ve dünyaya da “Bizi iyi okuyun, anlayın” denmiştir. Sağdan, soldan duyduğunuz dedikodularla Türk milletini değerlendiremezsiniz denmiştir. Ülkemizi ve milletimizi çökertmek için oynanan bu oyun, son dönemin en önemli dayanışmasına yol açmıştır. Bir musibet bin nasihatten evladır. Emin olun, onlar bu kadarını beklemiyordu. Bu millet mermiyi, bombayı görünce kaçacaklar, meydan onlara kalcak sanıyorlardı.

BÜYÜK TÜRKİYE TABLOSU ORTAYA ÇIKTI

Farklı meşrep ve ideoloji sahibi kesimlerin bu ortamda birbirine gireceğini sanıyorlar ama ezber bozuldu, tam aksi oldu. Bir büyük Türkiye tablosu ortaya çıktı. Bilmiyorum, TBMM’yi gezme şansınız oldu mu? Parlamenter demokrasi bombalandı. Yeniden bir gazilik unvanına Meclis kavuştu. 100 kadar milletvekili gitti oturum yaptı. İşte bu. Biz bu güzel tabloyu sonuna kadar muhafaza etmekte, bunun için üzerimize düşenleri yerine getirmek zorundayız. O gece darbelerin karşısına dikilen her kardeşimizin, Yenikapı’yı dolduran milyonların vebalinin üzerimizde olduğunu biliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.

FİNANS SEKTÖRÜNÜ FAİZ KONUSUNDA BİRAZ SIKIŞTIRACAĞIZ

Ekonomimizi inşallah yatırım, istikrar, ihracat gibi yapılar üzerinde büyütmek, yapısal reformları sürdürmekte kararlıyız. Mali disiplinden asla taviz vermedik, vermeyeceğiz. Hep söylüyorum, sadece faiz oranları konusunda bankacılarla benim aramda anlaşmazlığımız var. Hele bu dönemde. Kardeşim, sürümden kazanacaksınız. Ekonominin prensipleri, kaideleri orada farklı, bizde farklı mı ya? Bu şekilde milleti aldatmanın, girişimcimizi aldatmanın bir faydası yok. Karınca şeyi gibi, incik büncük bir sözleşme getiriyorlar, siz de onu imzalatıyorsunuz. Bir an önce parayı alayım diyorsunuz, onda da bir an önce alamıyorsunuz ha. Finans sektörünü kusura bakmasınlar, bu konuda biraz sıkıştıracağız. Ülkemizin bu döneminde kredi vermekten imtina etmek şöyle dursun, uyduruk bahanelerle kredileri çağıran bankalara kendilerine yeni bir saf seçmişlerdir.

 

KAYNAK : http://mobil.star.com.tr/mobildetay.asp?Newsid=1132655

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ