‘Çocuğun tansiyonu mu olur?’ demeyin

Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Gayaz Akçurin, “Çocukların tansiyonu mutlaka ölçülmelidir” dedi. Çocuklarda yüksek tansiyon belirtisinin baş dönmesi, özellikle sabahları baş ağrısı, görme bozuklukları, kulak çınlaması, bulantı, bayılmalar ve gelişmenin duraklaması şeklinde belirtiler gösterdiğini kaydeden Prof. Dr. Akçurin, bu çocukların beyin kanaması riski altında yaşadığına dikkati çekti.

‘Çocuğun tansiyonu mu olur?’ demeyin

Son yıllarda çocuklardaki ani ölümlerin nedeni ‘kalp krizi’ olarak tanımlansa da özellikle sol kalp ile aort damarındaki daralma, buna bağlı yüksek kan basıncı ve kalp yetmezliğinden kaynaklanıyor. Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Gayaz Akçurin yeni doğan bebekte tansiyon ölçülmediğini belirterek, “Çocuklarda yüksek tansiyon eşittir hastalık demektir” dedi. Çocuklar için üretilen özel tansiyon cihazları ile yeni doğan dahil, çocukların tansiyonlarının ölçülebildiğini aktaran Prof. Dr. Akçurin, “Yaşa, cinsiyete, ağırlığa göre çocuklarda tansiyonun kaç olması gerektiğiyle ilgili grafiklerimiz var. Çocukların tansiyonu mutlaka ölçülmeli” diye konuştu.

Beyin kanaması riski altında

Bu konuda çocuk hekimlerine büyük iş düştüğünü vurgulayan Prof. Dr. Akçurin şunları söyledi:

“Belki çocuk hekimleri bizim çocuklara ayırdığımız kadar süre ayıramayabilir ama şüphelendiği çocukta da tansiyonu ölçmemesi teknik olarak hatadır. Çocuklarda yüksek tansiyon belirtisi baş dönmesi, özellikle sabahları baş ağrısı, görme bozuklukları, kulak çınlaması, bulantı, bayılmalar ve gelişmenin duraklaması şeklinde belirtiler gösterebilir. Bu çocuklar beyin kanaması riski altında yaşıyor.”

Her 7 kişiden 1’i tansiyon hastası

Tansiyon dünyanın en büyük sağlık sorunu olmaya devam ediyor. Yüksek tansiyon konusunda geniş bir araştırma yaparak kamuoyuyla paylaşan “The Lancet” dünya genelinde 1 milyar 130 milyon kişinin tansiyon hastası olduğunu ve her yıl yüksek tansiyon yüzünden 7,5 milyon insanın hayatını kaybettiğini duyurdu. Araştırmada yüksek tansiyonun Batı ülkelerinin hastalığı olmadığına değinilen araştırmada 1975 yılı ile günümüz arasında tansiyon hastalarının iki katına çıktığı belirtildi. Özellikle son 40 yılda hasta sayısının iki katına çıkması hastalığın yayılmasının boyutlarını ortaya koydu.Geçmişte zengin hastalığı olarak bilinen ve daha fazla Batılı ülkelerin hastalığı olarak kabul edilen yüksek tansiyonu artık dünyanın her yerinde görmenin mümkün olduğunu belirten Londra Imperial College araştırma görevlisi Majid Ezzati, 1975 yılında dünya genelinde 600 milyon olan yüksek tansiyon hastası sayısının 1 milyar 130 milyona ulaşmasının beslenme alışkanlığının değişerek hazır gıdaların tüketilmesi ve toplumun hareketsizliklerinden kaynaklandığını belirtti. Çin’de 226 milyon yüksek tansiyon hastası tespit edilirken bu sayısı Hindistan’da 119 milyona olarak belirlendi.Avrupa’da her dört erkekten birinin, kadınların ise üçte birinin yüksek tansiyon hastası olduğu belirtilen araştırmada en çok tansiyon hastasında artışın Macaristan, Slovenya ve Litvanya’da görüldüğü kaydedildi. 1975 yılından bu yana Almanya, Avustralya, Kanada ve Japonya gibi ülkelerde görülen tansiyon hastalığında düşüş yaşandığı bildirildi.Dünya Sağlık Örgütü ciddi artış gösteren yüksek tansiyon hastalığına karşı sağlıklı beslenme ve hareket etmeyi ve mümkün mertebe tuz kullanımını azaltmayı tavsiye etti. Araştırmanın 200 ülkede 19 milyondan fazla kişinin üzerinde yapıldığı ve araştırma için bin 500 uzmanın çalıştığı açıklandı.

Göz tansiyonu kör edebilir

Medical Park İzmir Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mucize Yararcan, ailesinde göz tansiyonu olan bireylerin risk altında bulunduğunu ifade etti. Erken tanı ile görme kaybının önüne geçilebildiğini dile getiren Yararcan, hastalığın göz damlası, lazer ve cerrahi yöntemlerle tedavi edildiğini anlattı. Op. Dr. Mucize Yararcan, “Göz siniri hücrelerinin zarar görmesiyle oluşan glokom genellikle 40 yaş üzeri kişilerde görülür. Diyabet, yüksek tansiyon, yüksek miyop veya hipermetropluk durumu ile sigara içenler risk altındadır. Gözün içinde sürekli bir sıvı bulunmaktadır. Bunun boşaltılmasından sorumlu kanallar ya daralır ya kapanır. Biriken sıvı yavaş yavaş gözbebeklerine basınç yapar” dedi.Hastalık fark edilmiyorGlokomun bazen baş ağrısı ile kendini gösterebildiğini kaydeden Op. Dr. Yararcan, “Hastalığa yakalanan kişi göz sinirlerindeki sorunu fark edemez. Çünkü göz zorlukla da olsa görme işlemini bir süre daha devam ettirir. Hasarı geri döndürmek imkansız olduğu için erken tanı çok önemli. Özellikle 40 yaş üzerindeki kişiler yılda bir kez göz tansiyonlarını ölçtürmeli” dedi.Körlük riski varMedical Park İzmir Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mucize Yararcan sözlerini şöyle sürdürdü:“Özellikle göz çevresinde ve başta şiddetli ağrıya neden olarak kendini gösteren göz tansiyonunun hızlı şekilde tedavi edilmesi gerekmektedir. Bilgisayarlı görme alanı muayeneleri ve göz siniri tomografileri çekilerek göz hasarının tespiti yapılmalıdır. Glokom tedavi edilmezse körlükle sonuçlanır. Birçok yöntemle göz için basıncını etkili şekilde düşürüp hastalığı kontrol altında tutabiliyoruz. Hastalığın geri dönüşü olmadığı için kontrollerin ihmal edilmemesi gerekiyor.”

Fark edilmeyince ölümlere ‘kalp krizi’ deniyor

Yüksek tansiyonu fark edilmemiş çocukların ani ölümlerinde genellikle ‘kalp krizi’ denildiğini söyleyen Prof.Dr. Akçurin, “Bizim anladığımız anlamda kalp krizi koroner ani tıkanmadır. Çocuklardaki kalp krizi denilen ölümler kalp krizi değil ani ölümdür. Çoğunluğu da yüksek tansiyondan kaynaklanır” dedi.

Yüksek tansiyonun kaçınılmaz şekilde gözlerde, böbreklerde ve beyinde hasara neden olabildiğini de sözlerine ekleyen Prof.Dr. Akçurin, “Erişkin tansiyonlarına esansiyel, yani sebebi bilinmeyen diyoruz. Ancak çocuklardaki tansiyonlarda çok büyük olasılıkla ya kalp ya böbrekte sorun vardır. Yüksek tansiyonlu bir çocuğun çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Yüksek tansiyonlu çocukların sayısı giderek yükseliyor ve yüksek tansiyon artık yeni doğanda bile fark ediliyor” diye konuştu.

Sporcu çocuklara dikkat!

Erişkinlerde kalp krizinin kalbi besleyen damarlarda ani tıkanma ve kalbin kas yapısının oksijensiz kalması sonucu kalbin pompa gücünü kaybetmesiyle ortaya çıktığını belirten Prof.Dr. Akçurin, genç sporculardaki ölüm nedeninin ise şah damarındaki darlıktan kaynaklandığını söyledi. Genellikle doğuştan gelen bir anomali olan bu durumda özellikle spor yapan çocuklara çok dikkat edilmesi gerektiğine dikkati çeken Prof.Dr. Akçurin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çocuklarda spor izni belki de vurgulanması gereken en önemli konu. Hangi çocuk hangi yoğunlukta spor yapabilir? Buna doğru karar vermek lazım. Spor yapan çocukların mutlaka kardiyolojik tetkiklerden geçirilmesi gerekir. Lisans verilirken de bu tetkikler önemli. Mesela bir EKG çekildiğinde risk azaltılmış oluyor. Dikkatli yapılmayan antrenmanlar ‘atlet’ kalbi dediğimiz kalpte kalınlaşmaya neden oluyor. Çocuk sporcu olduğu için çok yoğun antrenman yapıyor. Bu durumda kalp yoğun basınca karşı çalıştıkça kalp kası hipertrofik kardiyomiyopati oluyor. Bir süre sonra da kalp pompa gücünü kaybettiği için bu çocuklar sahada kalıyor.”

Çocuklarda üfürüm çok yaygın

Son zamanlarda çocuk hekimlerinin dikkati ile kalpte üfürüm açısından ciddi bir farkındalık oluştuğunu da anlatan Prof. Dr. Akçurin şöyle konuştu:

“Üfürümü olan çocukta anatomik problem mi yoksa kapakta hasar mı var bu belirleniyor. Çocuklarda üfürüm çok yaygın. 5-15 yaş grubundaki çocuklarda üfürüm görülme oranının yüzde 7 ile 10 arasında olduğu tahmin ediliyor. Üfürüm kanın fışkırıyor olması demektir. Yani üfürüm fıskiyeden suyun fışkırdığı anda çıkardığı sestir. Her kalp kasıldığında kanı bir sonraki boşluğa doğru fışkırtırken üfürüm oluşturur. Ama üfürüm bu kapaklarda hasar varsa da oluşur, ya da delikten fışkıran kanda da üfürüm vardır. Hastalar ultrasonda değerlendirildiğinde en önemli şey kapaklarda hasar var mı? Kalpte üfürüm oluşturan bir delik var mı? Varsa çocuğu ne kadar etkilemiş? Benim öyle çocuklarım var ki kalbinde deliği var ama pehlivan gibi. Üfürüme takılmamak lazım ama dikkat de edilmesi lazımdır. Takip etmek gerekir. Ancak üfürümü değil çocuğu takip etmek gerekir.”

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ