Bebeğin bağışıklığı normal doğumla güçleniyor

Normal doğumla dünyaya gelen bebeklerin bağışıklık sisteminin daha güçlü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yakup Arslan, “Normal doğum sırasında bebek doğum kanalından geçerken ağız yolu ile annenin bağırsak florasını almaktadır. Bu sayede bebeğin bağışıklık sistemi güçlenmekte, ileri yaşlarda enfeksiyonlara, obezite ve kansere daha az yakalanmaktadırlar” dedi.

Bebeğin bağışıklığı normal doğumla güçleniyor

“Tıbbi Endikasyon Dışı Sezaryenlerin Önlenmesi Sempozyum ve Çalıştayı” Trabzon’da yapıldı. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yakup Arslan, İl Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından bir otelde “tabii ki normal doğum” sloganı ile düzenlenen etkinlikteki konuşmasında, normal doğumun anne ve bebek sağlığı üzerine bir çok faydası olduğunu söyledi.

Sezaryenin, tıbbi zorunluluk halinde yapılması gereken bir uygulama olduğunu belirten Yakup Arslan, “Bu durumda yapılması gereken, zamanın ve gebeliğin hem anne hem de bebek için neler getirdiğine bakmaktır. Bunun için de herhangi bir fikirde ısrarcı olmadan sakin ve kontrollü hareket edilmeli. Normal doğum sadece bebek açısından değil, anne sağlığı açısından da önem taşımaktadır” diye konuştu.

İlerleyen yaşlarda obezite ve kanserden koruyor

Aynı zamanda fakültenin Yenidoğan Bilim Dalı Başkanı da olan Prof. Dr. Arslan, normal doğumun, bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Normal doğum sırasında bebek doğum kanalından geçerken ağız yolu ile annenin bağırsak florasını almaktadır. Bu sayede bebeğin bağışıklık sistemi güçlenmekte, ileri yaşlarda enfeksiyonlara, obezite ve kansere daha az yakalanmaktadırlar. Normal doğumlarda bebekte solunum sıkıntısı da daha az yaşanmaktadır.”
Gereksiz her sezaryene ‘2 bin lira’ ceza

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, sezaryen oranı yüzde 80’in üzerinde hastaneler olduğunu belirterek, “Gereksiz bir sezaryen yapılmışsa, bu bizim mevzuatımıza, annenin, bebeğin hakkına tecavüz eden bir durum olduğu için biz o hastaneye mevzuatımızdaki para cezalarını uygulayacağız. Şu anda sezaryen başına 2 bin liraya yakın bir ceza var. Gerekirse ‘bu hastane kendi fonksiyonunu normal icra etmiyor’ diye farklı cezalar şeklinde de uygulayabiliriz” dedi. Anne ve bebek sağlığını korumak içinAkdağ, yaptığı açıklamada, “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nın yeni döneminde, sezaryen oranlarının azaltılması ve normal doğumu teşvik için çalışmalar yürüteceklerini söyledi. Bu kapsamda sezaryen doğum oranları yüksek olan hastaneler için çeşitli yaptırımların uygulanacağını bildiren Bakan Akdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:”Sezaryen doğum oranları yüksek olan hastaneler için ‘ceza’ kelimesini kullanmak istemiyorum. Konumuz özel hastane, üniversite hastanesi ya da Sağlık Bakanlığı hastanesi de değil. Hastanelerin hepsi bizim hastanelerimiz, hepsi vatandaşlarımıza hizmet eden hastaneler. Sezaryenle ilgili ülke programımızda gereksiz sezaryenleri önleme ile ilgili bir amacımız var. Annelerimizin sağlığını korumak, yavrularımızın, bebeklerimizin sağlığını korumak istiyoruz.” Sezaryenin ihtiyaç olduğunda hayat kurtarıcı olduğuna işaret eden Recep Akdağ, ihtiyaç olmadan yapıldığında, bebekle ilgili zararları olduğunu dile getirdi. Akdağ, bilimsel gerçeklerle de bunu mevzuat altına aldıklarını vurguladı. Sezaryeni yapan ekip takibe alınacakSezaryen oranı yüzde 80’in üzerinde hastaneler olduğunu ifade eden Bakan Akdağ, şunları kaydetti:”Neredeyse bütün doğumlarını sezaryen ile yapan ekipler var. Biz sezaryen oranı yüksek diye hiç kimseye ceza vermek niyetinde değiliz ama sezaryen oranı yüksek olan hastaneleri incelemeye alacağız. Kim inceleyecek? Konunun uzmanı olan, bilirkişi vasfı olan bilim heyetleri, bilim insanları değerlendirecekler. Gereksiz bir sezaryen yapılmışsa, bu bizim mevzuatımıza, annenin, bebeğin hakkına tecavüz eden bir durum olduğu için biz o hastaneye mevzuatımızdaki para cezalarını uygulayacağız. Şu anda sezaryen başına 2 bin liraya yakın bir ceza var. Gerekirse ‘bu hastane kendi fonksiyonunu normal icra etmiyor’ diye farklı cezalar şeklinde de uygulayabiliriz.O kadar yüksek sezaryen oranları varsa, gereksiz sezaryen oranı da yüksekse, o zaman biz oradaki ekibi eğitime alacağız. Bizim ilgili kanunumuzda da bu var. Bu eğitimi alırken de sayılara bakarak bunu yapmayacağız. Bilim insanları ‘evet burada bir eğitime ihtiyaç var’ diyecek. Biz de onları eğitime alacağız, aksi takdirde mesleklerini yapmalarına müsaade etmeyeceğiz.”‘Sezaryen’de bıçak kemiğe dayandı, ağır yaptırımlar geliyor Bakanlık sezaryen çılgınlığına ‘Dur’ diyecek

‘Asıl olan müdahalesiz normal doğumdur’

Emine Erdoğan, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığına (TÜSEB) bağlı Türkiye Anne, Çocuk ve Ergen Sağlığı Enstitüsünce düzenlenen “Doğum Şekli Tercihinin Multidisipliner İrdelenmesi Çalıştayı”ndaki konuşmasında, her şeyin sentetik hale geldiği bir zamanda, gittikçe doğallıktan uzaklaşılan bir konuda toplumu aydınlatma gayretinde olunduğunu söyledi.İnsanın doğumunun tüm yönleriyle ele alınması gerektiğini, ruh ve beden sağlığı yerinde insanlardan oluşan bir toplumun, her şeyin başı olduğunu belirten Emine Erdoğan, bunun için yapılması gerekenin, hayat yolculuğuna ilk adımını atan bir evladın dünyaya gelişine layıkıyla hazırlanmak olduğunu ifade etti. Emine Erdoğan, doğumun dünyanın en büyük mucizesi olduğunu, her kadının bu mucizeyi yaşamak istediğini vurguladı.’Sezaryen zorunlu sebeplerle yapılırsa hayat kurtarıcıdır’Bilimsel gelişmelerin, bu mucizenin bilinmeyen yönlerini de öğrettiğini kaydeden Emine Erdoğan, doğum sürecinde anne ve çocuk arasında çok özel bir bağın tesis edildiğinin bilindiğini söyledi. Son yıllarda bu sürecin, çeşitli müdahalelerin konusu haline geldiğine işaret eden Emine Erdoğan, “Bir hayat kurtarma ameliyatı olarak bilinen sezaryen, maalesef tercih edilebilir bir doğum şeklini almıştır. Oysa asıl olan müdahalesiz normal doğumdur. Sezaryen, zorunlu sebeplerle ve doğru zamanda yapıldığında elbette hayat kurtarıcıdır fakat ne yazık ki ülkemizde bu sınırlar fazlasıyla aşılmıştır.” diye konuştu.Emine Erdoğan, Türkiye’de sezaryen ile doğum oranının yüzde 53 olarak ifade edildiğini dile getirerek, her ne kadar bireysel ve sosyal durumlara bağlı olsa da Dünya Sağlık Örgütünün yüzde 15 rakamını, “Makul sezaryen oranı” şeklinde açıkladığını hatırlattı.Gereksiz her sezaryene ‘2 bin lira’ ceza Çocukların yarısı sezaryen ile doğuyorTürkiye’de her iki çocuktan birinin sezaryen ile dünyaya geldiğini belirten Emine Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:”Oysa şartlar elveriyorsa normal doğum, bebek için en iyi sağlık güvencesidir. Sayısız faydaları da vardır, mesela anne sütünün gelmesini sağlayan hormonal yapıyı tetikler. Uzmanlar, normal doğum ve anne sütünün, hayat boyu sağlık rotamızı belirlediğini söylüyorlar. O halde, neden çocuklarımızı hayata yenilgiyle başlatıyoruz? Kadınlarımızı normal doğum mucizesini yaşamaktan, çocuklarımızı da yaşam boyu sağlıklarını etkileyecek faydalardan mahrum ediyoruz?Ne yazık ki sezaryen, pratik, çabuk ve ağrısız bir doğum şekli olarak tanıtılmaktadır. Elbette bu, kadınlarımıza görünüşte daha konforlu, planlanabilir bir imkan gibi gelebilir fakat zaruret olmadıkça bu tercihler bize daha büyük bedeller ödetmektedir. Bu konuda çok yönlü bir bilinç devrimine ihtiyacımız var.”‘Hastanelerin iş birliği çok önemli’Emine Erdoğan, yeni doğan bir yavrunun ilk ihtiyacının, annesinin sıcaklığı ve kokusu olduğunu vurgulayarak, emzirme döneminin bu süreci çok daha beslediğini ve geliştirdiğini ifade etti.Anne sütünün zenginliğini başka hiçbir besinin veremeyeceğini dile getiren Emine Erdoğan, “Sanayi toplumunun şartlarına yenik düşmeyecek, insani modeller geliştirmemiz gerekir. Biliyorsunuz devletimiz, çalışan kadınlarımız için çok önemli düzenlemeler yaptı. Doğum ve süt izni, esnek çalışma saatleri, kreş imkanları, evlat sahibi olan kadınlarımızın hayatını büyük ölçüde kolaylaştırdı” diye konuştu.Emine Erdoğan, doğal yaşam tercihleri konusunda toplumsal algıları dönüştürecek bir seferberlik yaparak öze dönülmesi gerektiğini belirterek, bu seferberliğin doğum şeklinden başlatılması çağrısında bulundu.Bakanlık sezaryen çılgınlığına ‘Dur’ diyecek Doktorlara seslendi Salonda bulunan doktorlara da seslenen Emine Erdoğan, “Toplumun sizlerin rehberliğine ihtiyacı var. Bilim insanları olarak kadınlarımıza, sezaryenin bir talep konusu değil, zorunluluk gereği olabileceğini lütfen anlatın. Suda doğum, nefes egzersizleri, akupunktur gibi doğumu kolaylaştıran uygulamalarla onları doğal yöntemler konusunda cesaretlendirin.” diye konuştu.Bu noktada kamu, üniversite ve özel hastanelerin iş birliğinin çok önemli olduğuna işaret eden Emine Erdoğan, kadınların müdahalesiz doğum konusundaki korkularını gidermenin sağlık profesyonellerinin çabasıyla mümkün olabileceğini söyledi. Emine Erdoğan, yıllık doğum sayısı 4 bin 500 üzeri olan hastanelerden, sezaryen oranı en düşük 9 devlet hastanesinin doğumhane klinik şefi ebelerine ve gebe okulu sorumlularına üstün hizmet plaketi verdi.Çalıştayda, Başbakan Binali Yıldırım’ın eşi Semiha Yıldırım, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, TÜSEB’e bağlı Türkiye Anne, Çocuk ve Ergen Sağlığı Enstitüsü Başkanı Esma Sarıkaya, eski Başbakan ve AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu’nun yanı sıra sağlık sektöründen temsilciler de hazır bulundu.’Sezaryen’de bıçak kemiğe dayandı, ağır yaptırımlar geliyor

Kadın doğum asistanlarına normal doğum takibi

Sağlık Bakanlığı, sezaryen oranlarını azaltmak için kadın doğum asistanlarını yakın takibe alacak. Tıpta Uzmanlık Kurulu’nun (TUK) aldığı karar doğrultusunda, yılda 80 normal, 40 zorlu doğum yaptıramayan kadın doğum asistanlarına “uzmanlık” verilmeyecek.Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı İrfan Şencan yaptığı açıklamada, Türkiye’nin OECD ülkelerine göre sezaryen oranı en yüksek ülke olduğunu belirterek 100 doğumdan 53,5’inin sezaryenle olduğunu söyledi.Kadın doğum asistanlarının yeterli sayıda normal doğum görmeden uzman olduğuna dikkati çeken Şencan, eğitim veren kurumlarda bile yılda 100’den az normal doğum gerçekleştiğini aktardı. Şencan, “Böyle bir yerde bir kadın doğum uzmanı yetişemez. Hekimlerimiz sorunlu vakalara müdahale etmekten çekiniyorlar çünkü yeterli sayıda doğum görmüyorlar” dedi.Zorlu doğumlarla baş edemeyip sezaryene başvuruyorlarTUK’un geçen yıl kadın doğum uzmanlık eğitimine ilişkin “Her asistan için yıllık 80 normal doğum, 40 zorlu doğum yönetme” şeklinde karar aldığını anımsatan Şencan, şöyle devam etti:”TUK’un geçen yıl aldığı kararı sıkı bir şekilde takip edeceğiz. Buna uymayan yerler var. Buralar ya buna uyacak şekilde asistan eğitimini sağlayacak ya da asistan alamayacak. Zorlu doğumların başka yere havale edilmesiyle anne ölümlerine de zemin hazırlanıyor. Anne ölümünü azaltmak için uygulanan bir program. Zorlu doğumlarla başa çıkma eksikliği sezaryene yönlendiriyor. Geçen yıl uzmanlığını almış, bu şartlara uymayanları da eğitim programlarına alacağız”Sezaryen normal doğuma bir alternatif değil Hiçbir uzman sezaryeni savunamazŞencan, 1970’de kurulan bir tıp fakültesinin kadın doğum kliniğinde bir yılda 58 normal doğum gerçekleştiğine işaret ederek şunları söyledi:”Orada en az 10 asistan vardır. Bu asistanların 4 yıl içinde bin 200 normal doğum yaptırması lazım. Bu klinikte yılda 300’den aşağı doğum takip ediliyorsa orada asistan yetişemez. Bunlar sadece sezaryen doktoru oluyor. Kadın doğum uzmanları, kadın doğumla ilgili eğitimin standardını belirleyen, TUK Müfredat Oluşturma Komisyonu bunu böyle belirledi. TUK’ta da onaylandı. Bu sene bunların takibine başlıyoruz. ‘Üniversitede sen bu doğumları hoca nezaretinde yaptırmadıysan burada uzmanlık eğitimini tamamlayamazsın’ diyeceğiz. Biz, bunu hoş gördüğümüzde zorlu doğumla başa çıkamayan kadın doğum uzmanı oluyor. Sezaryen doğum yapan, kadın doğum uzmanı oluyor. Hem anne kaybediyoruz hem de sezaryen oranları yüzde 70’e çıkıyor. ‘Sezaryen yasaktır’ gibi bir kavram asla savunmuyoruz. OECD ülkelerine baktığımızda, birinci sırada biz varız. 100 doğumdan 53,5’i sezaryen. Bize en yakın olanlar yüzde 37. Buralarda da son yıllarda düşüş var, bizim gibi yüksek olan yok. Yüksekliği bizim gibi artan hiçbir ülke yok. Hiçbir uzman sezaryeni savunamaz.”Normal doğumun ücreti artıyorNormal doğum ve zorlu doğumda tecrübesi az olan kadın doğum uzmanlarının deneyimlerinin eksik olduğunu ifade eden Şencan, hekimlerin ve anne adaylarının da doğumu kendi fizyolojik şartlarından çıkararak tamamen kendi kontrolleri altına almaya çalıştıklarını söyledi. Şencan, şöyle konuştu:”SGK ile görüşmelerimiz tamamlanmak üzere. Normal doğum ücretlerini yüzde 30-40 oranında artıracağız. Burada devletin hastanelere ödediği normal doğum ücretleri artırılacak. Sezaryeni değiştirmiyoruz. Yeni düzenlemede, normal doğumu sezaryenden daha yukarı çekeceğiz. Normal doğum uzun süre takip gerektiren bir durum. Dolayısıyla normal doğumun daha fazla olması gerekiyor. Bakanlığımız, bu konuda kararlı SGK da bunu destekliyor. Normal doğumda devletin ödediği para artmış olacak”Hekimlere sezaryen mektubu ‘Ebelerin bile eksiklikleri olduğunu gördük’Ebeler için de bir düzenleme yapılacağını anlatan Şencan, “Ebelerin de en az 40 doğumu aktif takip etmiş olması gerekiyor. Ebelerin birçoğu, özellikle özel liselerden mezun olanların, büyük üniversitelerden mezun olan ebelerin bile 40 doğumu takip etme konusunda eksiklikleri olduğunu gördük” diye konuştu. Şencan, ebelerin eğitimlerinin de güçlendirileceğini vurgulayarak şunları kaydetti:”Kendi kurumumuzda çalışan ebelerin de eksiklikleri giderilecek. Hem kadın doğum asistanlarının hem de ebelerin eğitim sürecinde doğumla ilgili birikimini, zorlu vakayla başa çıkma birikimini artıracağız. Bunun için yasal alt yapı zaten var. Bu sene onların denetiminin peşindeyiz.”

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ