Batı’daki uygulamayla uyumlu

Müftülere nikah kıyma yetkisi laiklik tartışmasına çekilmek istense de dünya gerçekleri tersini söylüyor. Batı’nın en laik ülkelerinde din görevlileri nikah kıyıyor.

Batı’daki uygulamayla uyumlu

Müftülere nikah kıyma yetkisi laiklik tartışmasına çekilmek istense de dünya gerçekleri tersini söylüyor. Batı’nın en laik ülkelerinde din görevlileri nikah kıyıyor. Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Adnan Küçük, tartışmayı Türkiye ve dünya örnekleriyle karşılaştırarak değerlendirdi.

Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç Adnan Küçük, ”Bir anda belli çevreler, bu tasarıya karşı laiklik elden gidiyor, bu tasarı laikliğe aykırı, rejim çatırdıyor kabilinden feryat etmeye başladılar. Bazı feminist kadın dernekleri, bunun küçük yaştaki çocukların evlendirilmesi yolunu açacağını belirterek konuyu tamamen mecrasında saptırma yönüne gittiler’ diyerek, gerçeklerinse tam tersi olduğunu söyledi. Küçük, ‘Burada yapılacak nikâh, gizli kapaklı olmayacak; bilakis resmi ve kamunun bilgisine açık olarak yapılacak. Tam tersine, bu usulle küçük yaşta birisinin nikâhının kıyılması imkansızdır; çünkü bir belediye başkanının yaptığı araştırma ve incelemenin tamamı burada da yapılacaktır. Bir müftünün bu işi yapabilmesi mümkün değildir. Yapılan işlemler tamamen resmi işlemlerdir; nüfus idaresini alakadar eden, nüfus cüzdanının değiştirilmesini icap eden yönleri vardır. Yani bir belediye başkanının küçük birisinin nikahını kıyması ne kadar imkânsızsa, müftününki de o kadar imkânsızdır” diye konuştu.

BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI GİBİ

Genellikle iki tür laiklik olduğuna dikkat çeken Küçük, şunları söyledi: ”Birisi laikçilik temelli otoriter militan laiklik. Diğeri demokratik laikliktir. Otoriter militan laiklikte, laiklik, bir devletin din ve vicdan hürriyetinin alanına müdahalesi en üst düzeye kadar çıkabilir. Pozitivist temelde toplumun yukarıdan aşağıya dönüştürülmesini; bu yolla dinin toplumsal ve kamusal hayattan uzaklaştırılmasını, hatta mümkünse bireysel hayattan dışlanmasını da amaçlar. Topluma ve bireylere, “çağdaş hayat” şeklinde tanımladığı bir hayat tarzını dayatır. Başörtüsü yasağının arkasında da bu anlayış vardı. Anayasa Mahkemesi (AYM), başörtüsünü çağdaş hayat tarzına aykırı bularak, başörtüsünü serbest hale getiren kanunu iptal etmiştir. Otoriter militan laiklikte, öngörülen çağdaş hayat tarzı ile çeliştiği ölçüde, din ve vicdan hürriyetinin alanı en üs düzeye varıncaya kadar daraltılabilir. Hatta bunlara göre, dini cemaatler, tarikatlar, dergahlar, Kur’an Kursları vd. de laiklikle çelişmektedir. Demokratik laikliğe göre ise, başkalarına zarar vermediği ve kamu düzenini bozmadığı ölçüde din ve vicdan hürriyetinin alanı maksimum düzeyde koruma altındadır. Herkes bireysel olarak dilediği inancı benimser ve gereklerini yerine getirir. Bu laiklikte, temel ölçüt, dini pratiklerin ve kuralların herkes için uyulması zorunlu kurallar haline getirilmemesidir. Mesela, başörtüsünün, namaz kılmanın, oruç tutmanın herkes için zorunlu hale getirilmesi laiklikle çelişir. Bunların serbest bırakılması ise laiklikle uyumludur. Çünkü zorlama yoktur, bir hürriyetin kullanılmasına müsaade etme vardır”

İŞTE LAİK ÜLKELER VE NİKAH KIYAN DİN GÖREV

Demokratik laik Batılı ülkelerdeki din görevlilerine nikah kıyma yetkisi bulunduğuna ve bunun tartışma konusu yapılmadığa dikkat çeken Küçük, ”Batı’da bu örnekleri çoğaltabilmek mümkündür. Bu ülkelerde de demokratik laiklik vardır. Ama toplumda mevcut olan dini hassasiyetlere cevap vermek, din hürriyetini kullanılmasını kolaylaştırmak amacıyla dini nikâha resmi nikâh gibi geçerlilik tanınmıştır. Şayet, dini nikâh herkese zorunlu kılınsa idi işte o zaman laiklik ihlal edilmiş olurdu. Türkiye’de de müftülerin nikah kıyma konusunda yetkili kılınması demokratik laiklikle çelişmediği gibi Batı’daki uygulamalarla da uyumludur” diye konuştu. Küçük, şu örnekleri verdi:

– Yunanistan’da 1982 yılında (L 1250) kabul edilen bir kanunla, dini nikâhın (Kilise Nikâhi) da sivil nikâh gibi aynı derecede geçerli olduğu kabul edilmiştir.

– İngiltere’de Seküler usullerle yapılan resmi nikâh yanında, Hıristiyan, Yahudi, Müslüman ve diğer dinlerin kendi usullerine uygun olarak kendi ibadethanelerinde (Kilise, şapel, Cami, Havra vb.) yaptıkları dini nikâhlar da resmi nikâh gibi geçerli kabul edilmektedir

– Danimarka’da 1969 yılından sonra, dini gruplara, resmi olarak geçerli sonuçlar doğurmak üzere dinî nikâh törenleri düzenleme yetkisi verilmiştir.

– İtalya’da 1929 Tarihli Lateran Andlaşmasıyla, Katolik dinî nikâhının da, medeni nikâhla birlikte geçerliği kabul edildi.

– İspanya’da 3 Ocak 1979’da İspanya Devleti ile Vatikan arasında uluslar arası nitelikte yapılan bir anlaşma kapsamında kilise nikâhının medeni nikâhla eşdeğerde sayılması kabul edildi. *Polonya’da da 1992 yılında imzalanan ve 1997 yılında parlamento tarafından onaylanan andlaşmaya göre Katolik Kilisesinin dini nikâh kıyma yetkisi mevcuttur. Bu yetki, 24.07.1998 Tarihli Medeni Kanunda yapılan değişiklikle devlet tarafından tanınan diğer bazı dini cemaatlere de, tanınmıştır.

KAYNAK : STAR GAZETESİ

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ