Asıl sanat suyun kendisinde!

Sanat hayatına Türkiye’de devam eden Alman Silvia Bener, suyun mana dünyasına dair eserler üreten bir sanatçı… Bener’in bu eserleri ise bugünlerde “Yüzeyin Ötesinde: Su” adlı sergi ile Kale Tasarım ve Sanat Merkezinde (KTSM) sanatseverlerle buluşuyor. Biz de 19 senedir Türkiye’de sanat üreten Bener’le konuştuk…

> Türkiye’deki sanat maceranız nasıl başladı?

Batı’da, özellikle ’ta sanat, pazara yönelik yapılıyordu. Burada ise çok farklı bir kültür gördüm; Türkiye’de maneviyat ve derinlik vardı. Bu yüzden burada yaşamaya karar verdim.

> Suya olan alakanızın temelinde ne var?

Tabiata bağlı bir insanım. Almanya’da 10da evrenin var oluşunu anlamak ve bunu ın diline çevirmek için uğraşıyordum. Bu yüzden su üzerine araştırmalar yaptım. Türkiye’ye geldikten sonra ise, karşıma ebru sanatı çıktı. Ebrudaki unsurlar, doğadakilere çok benziyordu. Bütün bunların su üzerinde gerçekleşmesine çok şaşırdım. Öte yandan Türkiye’de su, kültür içerisinde çok önemli bir rol oynuyor. İnsanların suya karşı büyük bir saygısı var. Mesela burada yağmur yağınca insanlar seviniyor. Hâlbuki Avrupa’da tam tersidir.

> Suyu aynı zamanda hayatın kökeniyle de özdeşleştiriyorsunuz…

Suya hem bilim tarafından hem de mistik yönden bakıyorum; içerisinde çok gizemler var. Bilim adamları bile hâlâ suyu tam olarak anlatamıyorlar. Su ile aynı şartlar altında, aynı deneyi yaptıklarında farklı sonuçlar aldıklarını söylüyorlar.

> “Aqua Materia” adlı teknik de geliştirdiniz. Bunu anlatır mısınız?

Bu, ebru sanatındaki imkânları görüp çalışmaya başlamamla ortaya çıktı. Daha çok araştırmacı gibi hareket ederek ebrudan farklı bir teknik oluşturdum. Tabii, yine su ve boya kullanıyorum. Suyla uğraştığınız zaman size bir rahatlık veriyor. Bedenimizdeki su ile tekne içindeki senkron hâlinde hareket ediyor.

> Son serginiz “Yüzeyin Ötesinde: Su”da neye odaklandınız?

Bu sergide insanları düşündürmek, suya farklı bir cepheden bakmalarını sağlamak istiyorum. Bu yüzden mekân içerisinde bütün duyulara hitap eden eserler var.