Antidepresan düşmanı: Akupunktur

Yaklaşık 5 bin yıldır Çin’de etkin bir tedavi yöntemi olarak kullanılan akupunkturun 100’den fazla hastalıkta olumlu sonuç verdiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Selin Baran, “Psikiyatrik akupunktur antidepresan kullanımını azaltan güçlü bir tedavi şeklidir” dedi. Baran, akupunktur tedavisinin, idrar kaçırma, kısırlık, kabızlık, reflü, kusma gibi birçok hastalığın tedavisinde de kullanıldığını söyledi.

Antidepresan düşmanı: Akupunktur

Türkiye’nin antidepresan kullanımında dünyada 5. sırada olduğunu, dünyada kadınların erkeklerden 2 kat daha fazla antidepresan kullandığını bildiren Yrd. Doç. Dr. Selin Baran, akupunkturun vücudun çeşitli noktalarına çok ince uçlu özel iğneler batırılarak yapılan bir tedavi şekli olduğunu aktardı.

Birçok hastalığa şifa oluyor

Yaklaşık 5 bin yıldır Çin’de etkin bir tedavi yöntemi olarak kullanılan akupunktur tedavisinin 100’den fazla hastalıkta olumlu sonuç verdiğini WHO’nun da (Dünya Sağlık Örgütü) onayladığını dile getiren Baran, şunları kaydetti:

“Sigara, alkol, uyuşturucu bağımlılığı, depresyon, uyku bozuklukları, kronik yorgunluk sendromu, huzursuz bacak sendromu, yeme bozuklukları, konsantrasyon bozukluğu, dikkat eksikliği, travma sonrası stres bozukluğu, anksiyete (kaygı), stres, obsesif kompulsif bozukluk, psikojenik ağrılar, şizofreni ilk akla gelenler. Baş ağrısı, migren, trigeminal nevralji (yüz ağrısı), yüz felci, meniere hastalığı, vertigo (baş dönmesi), inme, sinir sıkışmaları gibi nörolojik rahatsızlıklar, bel ağrısı, boyun ağrısı, diz ağrısı (gonartroz), sırt ağrısı, tenisçi dirseği, karpal tünel sendromu, omuz ve el bileği ağrıları, fibromyalji ağrıları için de akupunktur etkin bir tedavi şekli.

Bunun dışında; gece altını ıslatma, idrar kaçırma, nörojenik mesane, adet düzensizliği, ağrılı adet görme, kadın ve erkek kısırlığı ve menapoz gibi idrar yolları ve genital sistem hastalıkları, astım, bronşit, alerjik rinit, sinüzit, gribal enfeksiyon, ses kısıklığı gibi solunum sistemi hastalıkları, kabızlık, ishal, gastrit, ülser, bulantı, kusma, reflü gibi mide, bağırsak sistem hastalıkları, insüline bağımsız tip2 şeker hastalığı, aşırı terleme gibi hormonal bozukluklar, kulak çınlaması, vertigo (baş dönmesi) gibi kulak burun boğaz hastalıkları da akupunktur ile tedavi edilebilen hastalıklardan”

Akupunktur tüp bebekte başarıyı arttırıyor

Akupunkturun tüp bebekte başarıyı arttırdığını söyleyen Dr. Murat Topoğlu,”Normalde tüp bebek olasılığı 35 yaş ve altında yüzde 32, 35-37 yaşlarında yüzde 27, 38-39 yaşlarda yüzde 20, 40-42 yaşlarda ise yüzde 13 olurken, akupunktur tedavisiyle birlikte 35 yaş altı tüp bebek tedavisinde başarı oranı yüzde 60-65’lere çıkıyor” dedi.Yumurta kalitesi ve akupunktur tedavisinin birbiryle ilişkili olduğunu söyleyen Dr. Topoğlu şunları kaydetti:”Yumurtaların artmasına neden olur. Yumurtaların kalitesinin artmasına neden olur, Otonom sinir sistemimiz üzerinden hormonsal dengenin oluşmasına ve yumurta kalitesinin de artmasına katkıda bulunmaktadır. Bu araştırmalar akupunktur tedavisi gören anne adaylarının hamile kalma ve bu hamileliği sürdürme oranlarının daha yüksek olduğunu göstermektedir”Nasıl uygulanır?Akupunktur ve aşılamanın vücutta salgıladığı hormonlardan ve uygulanma şeklinden bahseden Dr. Topoğlu konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Tüm vücutta, beta-endorfin denen bir kimyasal maddenin salgılanması artmaktadır. Bu artış ile GnRH (gonadotropin releasing) vücut büyüme hormonunun salınımını artırır. Bu da dolaylı olarak vücudun ürettiği steroid ve gonadotropin hormonlarının salgılanması artmaktadır. Ek olarak, akupunktur uygulaması sonrasında, uterusa (rahime) olan kan akımı artar, Rahim iç duvarının (endometrium) olgunlaşmasını sağlar ve sonuç olarak rahimde gebeliğin oluşmasını kolaylaştıran koşullar sağlanır. Akupunktur tedavisi, endometrium olarak adlandırılan rahim içerisindeki bu tabakanın yeterli kalınlığa ulaşmasına katkıda bulunur. Akupunktur, ruhsal durum üzerine de dengeleyici bir etki yaptığından dolayı; ruhsal stres de büyük oranda ortadan kalkar. Böylece tüp bebek uygulaması öncesinde ve sonrasında, akupunktur tedavisi gören anne adaylarının başarı şansı; akupunktur tedavisi görmeyenlere göre daha fazla artmaktadır. Akupunktur endometriumun yeterli olgunluğa ulaşmasına katkıda bulunur. Akupunktur düzenleyici etkisi ile anne adayının strese karşı dayanıklılığını arttırır. Böylece tüp bebek uygulaması öncesinde ve sonrasında akupunktur tedavisi gören anne adaylarının başarı şansı akupunktur tedavisi görmeyenlere oranla daha artmaktadır. Tedavilere ideal olan yumurtalıkların uyarılmasından 3 ay önce haftada bir kez seans uygulanmasına başlanmasıdır. Yumurtalıkların uyarılması için verilen ilaçların yan etkisini de azaltır. İlaçların etkisini artırarak yumurtaların fazla olmasını ve de olgun olmasına yardımcı olmasını sağlar. Aşılama yapılıncaya kadar haftada 4 kez toplam 10-15 seans uygulanır. Sonra sonuç beklenir. Tedavi 30 dakika sürer. İğneler hem kulağa hem de vücuda konarak yapılır”

Antidepresan kadar kuvvetli : Zerdeçal

Yemeklere renk ve koku veren zerdeçal, ipek kumaşlar ve ince derilerin boyanmasında ve kına yakmada da renklendirici olarak kullanılmaktadır. Diğer isimleri zerdeçöp ,safran kökü,sarıboya, zerdeçav, hint safranı olan zerdeçal bunların yanında alternatif tıpta şifa veren baharatlardan birisidir.Sarı renkli bir Hint baharatı olan zerdeçalın ruh haline iyi geldiğini ifade eden Uzman Diyetisyen Şebnem Kandıralı, şöyle konuştu:”Genellikle körinin ana maddesi. Demir ve manganez için önemli bir kaynak .B6 vitamini ,diyet lifi ve potasyum içerir . İçerdiği curcumin (hintsafranı) ile yapılan klinik çalışmalarda depresyonun hafifletilmesinde antidepresan ilaçları kadar etkili olduğu gösterilmiştir. Son derece sağlıklı olan bu baharat hemen hemen her yemeğe eklenebilir.” Zerdeçalın tek şifasının depresyonda olmadığını söyleyen Kandıralı, zerdeçalın diğer faydalarını sıralayarak şunları söyledi: “Anti inflamatuar (iltihap karşıtı) etki göstermesi, inflamatuar bağırsak hastalıklarında etkili bir tedavi sunabilmesi , romatoid artiritlerde rahatlacı bir etkisi olduğu , kistik fibrozla mücadelede yardımcı olduğu , antioksidan özelliğinden ötürü kanser hücre büyümesi ve metastazların engellenmesinde etki gösterdiği , çocuklarda lösemi riskinde azalma sağladığı , karaciğer fonksiyonlarında iyileşme gösterdiği , kardiyovasküler fonksiyonlarda koruyucu etkisi olduğu , kolesterol düşürücü etki gösterdiği ve alzheimer hastalığına karşı koruma sağladığı bilinmektedir” dedi.

Hafif ve orta şiddetteki depresyonda antidepresan kadar etkili

Psikiyatrik akupunkturun antidepresan kullanımını azaltan güçlü bir tedavi şekli olduğunu belirten ve depresyonun akupunktur tedavisinin en yaygın kullanıldığı psikiyatrik hastalıklardan biri olduğunu kaydeden Baran, “Depresyonlu kişinin beyninde mutluluk hormonu olarak da bilinen serotonin, noradrenalin, dopamin gibi kimyasal iletici hormonların miktarı çok düşüktür. Yapılan bilimsel çalışmalarda akupunktur tedavisiyle, bu hormonların salınımının arttığı gösterilmiştir. Hafif ve orta şiddetteki depresyonda tek başına akupunktur antidepresanlar kadar etkili. Ağır ve psikotik özellikli depresyonda EKT ile birlikte kullanımında depresyonun daha hızlı iyileştiği görülmüştür” ifadelerini kullandı.

Bağımlılık tedavisinde de kullanılıyor

Akupunkturun sigara, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığından kurtulmada ve bu maddelerin kesilmesinden sonra ortaya çıkan yoksunluk sendromunun ortadan kaldırılmasında etkili olduğunu vurgulayan Baran, bağımlılığın beyindeki temel bir “ödül- ceza” sisteminin yan ürünü olduğunu, normalde keyif veren aktivitelerin ödül merkezini uyararak dopamin salgıladığını kaydetti.

Baran, “İnsanlar yoğun stres altında iken, organizma tehlike durumunda olduğu gibi savaş ya da kaç tepkisi verir. Böylece kendini korumaya alır. Bu tepkiyi sağlayan beynimizdeki limbik sistem adlı bölge tarafından kontrol edilen otonom sinir sistemidir. Bununla birlikte sürekli stres altında olan insanlarda veya ani karşılaşılan yüksek stres durumlarında (işsiz kalma, depremde kalma, tehlikeli trafik kazası, sevilen birinin ölümü, boşanma, vb.) limbik sistem stresin üstesinden gelme fonksiyonunu yerine getiremez hale gelebilir. Sonuçta da panik atak, fobiler, yaygın anksiyete bozukluğu gibi kaygı ile ilgili hastalıklar ortaya çıkar. Akupunktur limbik sistemin bozulan fonksiyonlarını düzenler” ifadelerini kullandı.

Çocuklar antidepresan bağımlısı oluyor

Türkiye Psikiyatri Derneğine göre ülkemizin 15-55 yaş arasındaki nüfusunda da en yaygın hastalıklar içinde depresyon ve anksiyete bozuklukları ilk beşte yer alıyor. Uluslararası Pazarlama Servisi (IMS) verilerine göre Türkiye’de antidepresan tüketimi 2003 yılında 14 bin 238 milyon kutu iken, 2008 yılında 31 bin 302 milyon kutu ile yüzde 120 oranında arttı. 2014 yılında antidepresan kullanan kişi sayısı 8 bin 179 milyona ulaştı. Ruh sağlığı ile ilgili kullanılan bu ilaçlarda Türkiye’nin önemli ölçüde yurtdışına bağımlı olduğu da dikkat çekici bir diğer nokta.Psikiyatrist Dr. Tanju Sürmeli depresyonun bir akıl hastalığı değil, beyin hastalığı olduğunu, kadınlarda erkeklerden iki kat fazla görülen depresyon tedavisi için giderek daha fazla ilaç kullanıldığını söyledi. Dr. Sürmeli antidepresan kullanan hastaların ancak yüzde 15’inde tekrarı olmadan iyileşme görüldüğünü, yüzde 85’inde ilaç kullanılmasına rağmen hastalığın kronikleşerek tekrarladığını ifade etti.Hayat kalitesin bozmada 1 numaraDr. Tanju Sürmeli, “Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre depresyon 2020’de hayat kalitesini bozan ve yeti yitimi oluşturan hastalıklar arasında 1’inci sırayı alacak. Yaşanan savaş, şiddet, yoksulluk, işsizlik, kayıplar, işyerlerinde sorunlar teşhisi arttıran önemli faktörler olarak görünüyor. Türkiye’de SGK ilaç geri ödemelerini teşhis olmadan yapmadığı için hekimler, belirti düzeyinde olanlar için bile tanı yazmak durumunda. Nörolaglar ve aile hekimleri uyum bozukluğu, takıntılı hastalıklarda, romatizmal hastalıklarda, baş ağrılarında antidepresanları tercih edebiliyor. Bu ilaçların son derece yaygın kullanım alanı var ve bu açıdan da fazladan yazılıyor. Getirdiği ekonomik yük bir yana bu ilaçların ciddi yan etkileri de var” şeklinde konuştu.Depresyon ilaçları uzun vadeli iyileşme sağlıyor mu?“Uzun vadeli çalışmaların gösterdiği, antidepresanla tedavi edilen ağır depresyonu olan insanların sadece yüzde 15’i tekrarlamadan iyileşme yaşıyor ve uzun zaman iyi kalıyor. Geri kalan yüzde 85’inde tekrarlamalar başlıyor ve depresyonları kronikleşiyor.” diyen Dr. Tanju Sürmeli “Psikiyatride kanıtlanmış ilaç tedavilerinin meta analiz çalışmalarının hafif ve orta derece depresyonda istatistiksel olarak plasebodan farklı olmadığı ortaya çıkmıştır. Buna rağmen çok yaygın olarak kullanılmakta ve sigortalar ödemektedir. Amerikan Hükümetinin yaptığı antidepresanların etkinliğini ölçen STAR*D çalışmasının sonuçlarına göre kliniklerde görülen hastalarda kullanılan antidepresanların minimum derecede etkili olduğu ortaya çıktı. Psychiatric Times da çıkan yayında New Directions in Psychiatry (Psikiyatri de Yeni Yöntemler)” psikiyatrik ilaçların etkili olmadığı tekrar ele alınmıştır” diye konuştu.”Antidepresan kullanımı çocuklarda da artıyor”0-6 yaş grubunda 2012’de 10 bin 406, 2013’te 10 bin 636 çocuğun antidepresan kullandığınına dikkat çeken Dr. Tanju Sürmeli, “Amerikan Hükümetinin yaptığı PATS (okul öncesi Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu) tedavisi çalışmasında 0-6 yaş grubunda 6 yıl sonraki takipte kullanılan ilaçların şikayetleri azaltmadığını tespit ettiler ve yayınladılar. En çok kullanılan ilaçlar amfetamin türü ve antidepresan ilaçlardı .” şeklinde konuştu. Sadece depresyon değil, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tedavisinde de ilaç kullanımının 6 yaş üstünde arttığının altını çizen Dr. Tanju Sürmeli Amerikan National Economic Bureau (Ulusal Ekonomik Büro) Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tedavisinde orta ve uzun vadede amfetamin türü ilaçların etkisinin olmadığından ve ciddi yan etkilerinden bahsedildiğini de sözlerine ekledi. Dr. Sürmeli çocuklardaki yan etkileri ise söyle sıraladı: Çocuklarda nadir de olsa ani ölüm, kalp büyümesi, uykusuzluk, boy atmada gerilik, iştah azalması, kilo kaybı, agresyon, psikoz gibi yan etkiler olabiliyor. Depresyon ilaçlarının yan etkisine bakarsak mide bulantısı, kilo alma, uyku hali, uykusuzluk, isal ve cinsel problemler. Ayrıca bu ilaçlar 24 yaş ve gençlerde intihar riskini arttırabiliyor.”Depresyonda ilaç yerine uygun hastalarda kullanılabilecek yöntemler var”Hafif derece depresyonda haftada üç gün spor, koşma ve hızlı yürüme gibi egzersiz yapmanın genel durumunu iyi hissetme, uykunun düzelmesi ile depresyonda ilaç kadar etkili bulunmuş. Depresyon tedavisinde Kognitif terapi ilaçlar kadar etkili.9 İlaçsız tedavi yöntemlerinden Neurofeedback de depresyon da etkili.Depresyonda olduğunuzu nasıl anlarsınız? Depresyon mideye kaygı cilde vuruyor

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ