ABD-Çin ticaret anlaşması ne anlama geliyor”

ABD ile Çin arasında imzalanan birinci faz ticaret anlaşmasının ne anlama geldiğini Prof. Dr. Halit Keskin aksam.com.tr için değerlendirdi.

ABD-Çin ticaret anlaşması ne anlama geliyor”

ABD ve Çin arasında karşılıklı sert siyasi söylemler, sanayi casusluğu ithamları ve çelik, alüminyum gibi sektörlerdeki tarife artışlarıyla başlayan ticaret savaşları, iki ülke arasında imzalanan birinci faz ticaret anlaşmasıyla seyir değiştirdi. Dünya piyasalarını olumlu yönde etkilemesi beklenen gelişmenin ne anlama geldiğini Prof. Dr. Halit Keskin aksam.com.tr için yazdı.

ABD tarafından uygulamaya konulan “ticaret savaşları ve stratejileri” sonuç alıcı bir etki oluşturmuş görünmektedir. 

Bu strateji, geleneksel savaş tipindeki askeri veya siyasi müdahalelerin öncesinde yoğun ve yıldırıcı şekilde ticari ambargolar uygulanmaktadır. Ticaret savaşı stratejsiyle ülkelerin ekonomisi çökertilmeye çalışılmakta ve bir nevi ekonomi güçlü bir silah olarak kullanılmaktadır. 

ABD uyguladığı ticaret savaşı stratejileri yoluyla hedef ülkelere içsel yapılarını bozacağını sopasını göstermiştir. Buna müdahaleye maruz kalan ülkelerde meydana gelme riski yüksek olan ekonomik, ticari kaoslar ve gelişecek sosyal problemler bu ülkeleri ABD’ye boyun eğmek durumunda bırakmıştır. 

ABD ticaret savaşları yönteminin ucuz ve aynı zamanda insan kaynakları maliyeti olmayan etkili bir araç olduğunu deneyimlemiş oldu. ABD uyguladığı gümrük vergisi artışlarıyla ekonomilerin dengesini bozacak güce sahip olduğunu gördü ve gösterdi. 

Çin ekonomisinin oldukça büyümüş olduğunu ve artık ABD gibi gelişmiş ülkelerle boy ölçüşecek seviyeye geldiği tehdidi görülmüştür.  Ticaret savaşı stratejisiyle ABD tehdit olarak görmekte olduğu bir Çin hegemonyasının önünü kesme yönünde bir kazanım elde etmiştir. 

Çin ABD’ ye belirli ölçüde boyun eğmek durumunda kalmıştır. Çünkü Çin ekonomisinin büyüme mekanizması büyük ölçüde dış ticarete yani ihracata dayalıdır. ABD’nin en büyük avantajı Çin’in önemli bir dış ticaret partneri olmasıdır.

Çin’in yıllık %6’nın üzerinde büyüyememesi Çin halkına refah kaybı olarak yansımaktadır. Devlet-özel sektör ortaklığı ile planlanan bu ekonomi aynı zamanda oldukça kırılgan bir yapıya sahiptir. Trump bu durumu kendi lehine kullanarak Çin dış ticaretine gümrük vergisi artışlarıyla darbe vurmuştur. 

Çinli yöneticiler bu tehlikeyi görmektedirler. Öncelikle ekonomisi büyüyemeyen Çin’de iç karışıklıklar ve sosyal patlamalar olması kaçınılmazdır. Ayrıca, Çin devleti büyüyemeyen bir ekonomide devlet icraatlarını sürdürmek için gerekli vergi gelirini toplayamayacak, mali harcamalarla ekonomiyi istediği ölçüde ve biçimde şekillendiremeyecektir. Devletin ekonomide büyük yer kapladığı durumlarda bu büyük bir sorun oluşturacaktır. Özellikle iş olanaklarının ve üretimin daralması kaçınılmaz olacaktır. 

Çin’i zorlayan bu sorunlar ABD tarafından iyi bilindiği için müzakere de ABD’ nin elini güçlendirmiştir. Bu zayıf nokta da bilinmekte ve ABD küresel stratejisi bağlamında kullanılmaktadır. 

ABD artık ticaret savaşları silahını etkin olarak kullanılabildiğini de görmüştür.

Şubat 2019 tarihli konuyla ilgili yazımızda da belirttiğimiz gibi makul olan baz senaryo devreye girmiştir ve anlaşma yoluna gidilmiştir. İki ülkede inatçı olsalar bile kötü senaryolu durumun yıkıcılığının farkındadırlar. 

ABD ve Çin taraflarının belli konular üzerinde anlaştılar. Tamamen anlaşmak içinde gerekli adımları attılar. Anlaşma ABD’nin Çin karşısındaki dış ticaret açığını oldukça düşük bir seviyeye çekmesine katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda, iç siyasette Cumhuriyetçilerin elini güçlendirecek ve Trump’a bir dönem daha başkanlık yapabilmenin yolunu açacaktır. Bilindiği gibi Trump azil süreci dolayısıyla ülkesinde büyük bir siyasi baskı altındadır. Seçmenlerini konsolide etmek için İranlı general Kasım Süleymani saldırısı emrini vermiş, Çinle de şartları olabildiğine zorlamıştır. Özellikle kendi seçmeni olan ABD çiftçilerinin Çin’e yüksek miktarda soya fasülyesi ve mısır gibi ürünleri satabilmesinin önünü açmaya çalışmıştır. Dış siyaseti iç siyasetten ayrı düşünmek bizleri yanıltabilir. Bu yüzden iç konjektürü de bilmek gerekmektedir.

Bu olumlu gelişmelerle birlikte şimdiki durumda küresel bir resesyon tehlikesi ötelenmiş olmaktadır. 

Sonuç olarak; soğuk savaştan sonra ticaret artık bir savaş aracı olma yoluna girmiştir. Soğuk savaş yerini ticaret savaşlarına bırakmaktadır. Artık orduların bir biriyle çatışmasından çok bu tip dolaylı çatışmaların dünya üzerinde görülmesi kaçınılmazdır. Klasik savaşlar hem çok maliyetli hem de can kaybına yol açtığı için uluslararası toplum tarafından kötü görülen bir hal almıştır.

KAYNAK : AKŞAM GAZETESİ

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ