5 bebekten biri yetersiz besleniyor

Bebeklik döneminde doğru beslenme hem bireyin hem de toplumun geleceği için oldukça önem taşıyor. Ülkemizde her 5 bebekten birinin kronik olarak kötü beslendiğini belirten Öğretim Görevlisi Dr. Seda Genç, “Yaşamlarının ilk iki yılı iyi beslenen çocuklar ileri ki yaşamlarında da sağlıklı olurlar ve ileri yaş kronik hastalıklarından korunurlar” dedi.

5 bebekten biri yetersiz besleniyor

Gelişmekte olan ülkelerde beş yaşından küçük 200 milyonu aşkın çocuk kötü besleniyor ve her yıl 1-2 milyon çocuk, kötü beslenme nedeniyle hayatını kaybediyor. Türkiye’de ise her beş bebekten birinde kronik kötü beslenme var. Sağlıklı bir nesil için, bebekler için doğru beslenme önerileri sunan Dr. Seda Genç, “Kötü beslenme, anne sütünün erken bırakılması, çocukların besin ve besin ögesi gereksinmelerinin yeterince karşılanamaması, yoksulluk ve hijyen eksikliğine bağlı oluşan sık enfeksiyonlar nedenleriyle ortaya çıkmaktadır. Çocuklarda zihinsel yetenek kaybına, sık enfeksiyonlara, kalıcı zihinsel ve bedensel özürlere neden olabilmektedir” bilgisini verdi.

Anne sütünün önemi büyük

0-2 yaş döneminde beyin gelişiminin yüzde 90’ının tamamlandığını ve bağırsak florasının erişkin hale geldiğini belirten Dr. Genç, şunları söyledi:

“Bu dönemde oluşabilecek büyüme geriliğinin ilerleyen dönemlerde telafisi zordur. Dolayısıyla bu dönemdeki beslenme hem bebek hem de erişkin dönem sağlığının belirleyicisi olmaktadır. Bebek beslenmesinde, ilk 6 ay anne sütü, su ihtiyacı dahil olmak üzere bebeğin sağlıklı büyümesi için gerekli olan tüm enerji ve besin ögesi gereksinmelerini karşılar. Ayrıca ishal ve diğer enfeksiyonlara karşı doğal koruyucu maddeler içerir. Ancak ilk 6 ay sonrası tek başına anne sütünün bebeğin besin ihtiyacını karşılaması mümkün değildir. Anne sütünün yetmediği bu dönemde bebeğin demir, çinko gibi mikro besin öğelerinde eksiklikler oluşmaması, çiğneme ve konuşma becerisinin gelişmesi, ağız ve dil koordinasyonunun artması ve farklı tatlara alışması için anne sütü ile birlikte ek gıdaların da verilmesi gerekir.”

Bebek beslenmesinde 10 altın kural

Bebeklerin ve çocukların gelişiminde yeterli ve dengeli beslenmenin önemi saymakla bitmiyor. Ancak birçok anne, bebeklerine hangi dönemde hangi gıdayı vermesi gerektiğini bilemeyebiliyor veya yanlış biliyor. Doç. Dr. Merih Çetinkaya, annelere rehber olacak bebek beslenmesinin 10 altın kuralını açıkladı. Türk bebeklerin beslenmesi özel olmalı Tüm dünyada çocuk ölümlerinin 2/3’ünün nedeni demir, çinko ve vitamin A gibi mikrobesin eksikliklerinden kaynaklanıyor. Türkiye’de de bebeklerde demir ve D vitamini eksikliğine sık olarak rastlanıyor. Doç. Dr. Merih Çetinkaya, Türkiye’de doğan, büyüyen bebeklerin daha özel beslenmesi gerektiğinin altını çizdi. Tamamlayıcı besinlere ne zaman başlanmalı Tamamlayıcı besinlere erken başlanırsa sindirim sistemi olumsuz etkilenir.Döküntü, ishal ve kusma ile birlikte alerjiler görülebilir. Böbrek solüt yükü artar. Anne sütünün verimi ve hastalıklara karşı koruyucu etkisinin azalması sonucu enfeksiyon hastalıklarının sıklığında artış olur. Bu nedenlerden dolayı ek besinlere 4.aydan önce başlanmamalıdır uyarısında bulunan Çetinkaya; “Tamamlayı besinlere 6. aydan sonra başlanırsa yetersiz beslenme nedeniyle büyüme ve gelişme geriliği başlar, yetersiz lif tüketimi nedeniyle kabızlık görülür. Demir eksikliği anemisi, motor fonksiyonlarda gecikme ve gıda reddine de yol açabilir. Çiğneme ve yutma ile ilgili problemler oluşur, bebek kaşıkla beslenmeye alışamaz. Ayrıca anemi ve malnütrisyon görülebilir. O nedenle beslenmeye doğur zamanda, doğru miktarda, doğru besinler ile başlanmalıdır” dedi. Bebekler büyüme ve gelişimin önemli bir kısmını ilk 3 yılda tamamlar diyen Çetinkaya, “Hem çeşitlilik hem de besinsel gereksinimleri karşılayacak şekilde tüketilen ürünler bebeklerde damak tadı gelişiminde, obezite kontrolünde, alerji ve diyabetin önlenmesinde ve sağlıklı büyüme ve gelişmede kilit role sahiptir. Bu besinler tahıllar, et, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri, sebze ve meyvelerdir” hatırlatması yaptı. Bebeğinizin ilk tanışacağı meyve elma olsun-Bebekler ilk 6 ay anne sütü ile beslenmelidir. 6 aydan sonrada ek gıdalar ile birlikte 2 yaşına kadar anne sütü verilmeye devam edilmeli.-Kolay sindirilebilme özelliği ve besinsel değerleri nedeni ile sebze püresi, yoğurt, pirinçli kaşık mama, ve meyve püresi erken dönemde tercih edilebilir. Burada en önemli konu tamamlayıcı beslenmeye tek çeşit ile başlanması, her gıdanın teker teker en az 2-3 günlük aralar ile denenmesi ve çölyak hastalığının önlenmesi için tahıllara 4-7 ay arasında anne sütü devam ederken başlanması gerektiği.-6. Aydan itibaren bebeklerin beslenmesine 8 tahıllı kaşık mamalar ile devam edilebilir. Bebeklerin besinleri seçilirken üzerinde “Bebek ve Küçük Çocuk Ek Gıdası” ifadesi aranmalıdır.-6. ayda ilk tanışacağı meyve elma, ilk tanışacağı tahıl pirinç olmalı.-Meyve suları taze meyveden hazırlanmalı, %100 meyve suyu olmalı, kıvamı zaman içinde hızla arttırılarak erkenden püreye geçiş hedeflenmelidir. Bebeklerin tükettiği meyve ve sebzeler tarım ilacı içermemelidir. Bebeklere özel üretilen püre mamalar tercih edilebilir.Zamanla bebeğin beslenmesine anne sütüne ilaveten yumurtanın sarısı, yoğurt, et eklenmeli.-6 ile 8. aylar arasında anne sütüne ek olarak zenginleştirilmiş sebze çorbası, mercimek çorbası, haşlanmış yumurta sarısı ve beyaz peynir verilebilir iken 8. aydan itibaren bunlara ilave olarak baklagiller, et, tavuk, balık, köfte ve sebze yemekleri ile beslenmeye devam edilebilir-Bebeklerin 8. aydan itibaren yardımsız beslenmeye başlayabileceği ve 12. ayda büyük çoğunluğunun erişkinler için hazırlanan sağlıklı gıdaları da yavaş yavaş tüketebileceği bilinmeli.-İlk yıl yumurtanın beyazı verilmemeli.-Demir eksikliği ve buna bağlı olarak gelişen kansızlık sonucu büyüme gelişme geriliği, iştahsızlık, halsizlik, uykusuzluk ve davranış bozukluğu gibi çok ciddi sorunlara yol açmakta.Bu nedenle öncelikle gıdalarla ve 4-6 aydan itibaren de ilaç takviyesi ile yeterli demir desteği sağlanmalıdır. Çinko eksikliği ishal, kilo kaybı, iştahsızlık, dermatit denilen cilt sorunları ve büyüme gelişme geriliğine yol açmaktadır. Bu nedenle bebekler için özel olarak üretilmiş, vitamin ve minerallerle zenginleştirilmiş, çeşitlilik içeren tamamlayıcı ek besinler tercih edilmeli.-Bebeklere kesinlikle ilk yılında inek sütü, keçi sütü ve diğer hayvanların sütü verilmemeli.

İlk 6 ay yalnızca anne sütü

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Tülay Bağcı Bos, “1-7 Ağustos Dünya Emzirme Haftası” dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, emzirmenin bebeklerin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için gerekli besinlerin sağlanmasının doğal yolu olduğunu söyledi.Doğru bilgilendirme, aile desteği, sağlık sisteminin katkılarıyla tüm annelerin bebeklerini emzirmesinin teşvik edilmesi amacıyla bu haftanın her yıl 170’den fazla ülkede kutlandığını ifade eden Bos, bebeklerin beslenmeye doğumdan sonraki bir saat içinde başlanmasının çok önemli olduğunu vurguladı.Bos, emzirme başladığında ilk gelen sarımsı, yapışkan anne sütünün “kolostrum” diye isimlendirildiğini belirterek, bunun protein ve bağışıklığı sağlayan maddeler yönünden çok zengin olduğuna ve Dünya Sağlık Örgütünün kolostrumu yeni doğanlar için mükemmel bir besin olarak değerlendirdiğine dikkati çekti. 6-24 ayda ise anne sütü ve ek gıdalarla devam edilmesi…Dünya Sağlık Örgütü, bebeklerin yaşamlarının ilk 6 ayında su dahi verilmeden sadece anne sütü ile beslenmesini, 6-24 ayda ise anne sütü ve ek gıdalarla devam edilmesini önerdiğine işaret eden Bos, şöyle devam etti:”Anne sütü ilk 6 ayda bebeğin büyümesi ve gelişimi için gerekli besinlerin tamamını karşılamaktadır. Ayrıca anne sütü solunum yolu hastalıkları, ishalli hastalıklar ve bebeğin hayatını tehdit eden diğer rahatsızlıklara karşı koruyucudur. Bebekleri obezite, astım ve diyabet gibi hastalıklardan da korur. Eğer doğan her bebek doğumdan sonraki ilk bir saat içinde emzirilir, ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenir ve 2 yaşına kadar anne sütü almaya devam ederse her yıl yaklaşık olarak 800 bin çocuğun hayatı kurtarılacaktır.”Bos, Bebek doğduğunda onunla tensel temas kurulmasını da istedi.Bos, şunları kaydetti: “Sağlık çalışanları bebeğinizin beslenmeye hazır olduğunun işaretlerini ve bebeğinizi besleme pozisyonunu size anlatacaktır. Bebeğe yakın uyumak ve bebek her istediğinde bebeği emzirmek süt üretimini artıracaktır.Sonuç olarak yeryüzünde hiçbir yiyecek ya da içecek anne sütünün yerini tutamaz. Her anne kendi bebeğinin büyüme gelişmesine yetecek kadar anne sütü üretmektedir. Anne sütü almak her bebeğin hakkıdır.”

Örnek bebek menüsü

“6’ıncı ay sonrası anne sütünün yanında ek gıdalara, çorba, yoğurt ve meyveyle başlanabilir” diyen Dr. Seda Genç örnek bebek menüsünü ise şöyle anlattı:

“6-12 ay arası bebeğe; sıvı yağ ile hazırlanan sebze çorbaları ve tahıl püresi, kıyma ya da yumurta sarısı ile hazırlanmış yemekler, yoğurtlu çorbalar, mercimek, pirinç, bulgur, havuç, patates, domates, kuru soğan ve sıvı yağ ile hazırlanan çorbalar ile ekmek, muhallebi ya da sütlaç (pirinç unu, pirinç, yumurta, süt, şeker, sıvı yağ ile hazırlanan), taze mevsim meyve suları ya da ezmeleri verilebilir. Çay, bitki çayları, bal, bakla gibi besinler 0-1 yaş arasındaki çocuğa verilmez.”

12 ay-2 yaş arası

Bebeklere 12’inci ayından sonra verilmesi gereken besinleri açıklayan Dr. Seda Genç, “Peynir, ekmek (lavaş) ve taze sebze (domates, biber gibi), sıvı yağ ile hazırlanmış kıymalı ya da tavuklu sebze yemeği (patates, kabak, ıspanak gibi) ve yoğurt, ekmek, sıvı yağ ile hazırlanan kuru baklagil yemeği (kuru fasulye, nohut gibi) ve ekmek (pirinç pilavı, bulgur pilavı), kıyma ya da yumurta sarısı, sebze eklenmiş, pirinç ya da bulgur ile hazırlanmış yemekler (kabak dolma, biber dolma, sulu köfte vb.), yoğurtlu çorbalar (tarhana, yayla) ve ekmek, ızgara köfte, pilav (makarna, patates vb.), yumurta, domates, biber, peynir, sıvı yağ ile hazırlanan menemen, yumurta, peynir (ya da domates, biber, patates, havuç gibi) ile hazırlanan omlet ve ekmek, mevsimine göre taze sebze, meyve verilebilir. Çocuğun su ihtiyacını karşılamak için ayran, kaynatılmış su veya taze sıkılmış meyve suyu verilebilir” ifadelerini kullandı.

Yemek yemeyen çocuklarda işe yarıyor

Anne ve babanın yeme davranışında etkin rol aldığını belirten Psikolojik Danışman Levent Erdem, “Çocuğunun peşinden, elinde tabak ile koşturan ve kaşığın ucundaki yemeği çocuğun ağzına tıkıştırmaya çalışan anneleri görmeyeniniz var mı? Bunu da anne için ye, bu lokmayı da baba için… Anne ve babalar bununla da yetinmiyor ‘Yemezsen üzülürüm, ağlarım’ gibi duygusal şantajlara başvuruyor” derken, bu duygusal baskılar çocuğun ilerideki yaşamında anne babayı üzmemek için istemediği, inanmadığı bir davranış yapısını sergilemesi gibi olumsuz izler bırakabilir. Bu çocuklar beklentilerini doğrudan söylemeyen, kendini ifade ederken ilgisiz ve dolaylı yolları kullanan, iletişim sorunları yaşayan yetişkinlere dönüşebilir” şeklinde konuştu.Yememe davranışının sebebi anne ve babaÇocuğun yemek yememe davranışının nedeni, eğer tıbbi bir rahatsızlık yoksa, çoğu zaman anne babadır diyen Levent Erdem “Bir başka deyişle anne babalar ‘yemeyen’ çocuk davranışına neden oluyor. Bunda bizim kültürünün aşırı sevecen ve korumacı olmasının etkisi de var elbette. Gittiğiniz tatil yerlerinde hangi anne ve babaların çocuğun peşinden koşarak ‘hadi çocuğum şunu da ye’ diye dört döndüklerine bakın. Çoğu zaman bizim insanımızdır. Yabancılarda bu durumu daha az görüyoruz. Dolayısıyla anne baba davranışı değişmedikçe çocuğun sorununda da değişiklik olmuyor” dediÇocuklara TV karşısında yemek yedirmeyin Bırakın aç kalsınPsikolog Levent Erdem, elinde tabakla saatlerce çocukların peşinde koşan anne ve babaların tabağın yarısındaki yemeği yedirince kendimi mutlu hissettiğini, çoğunlukla da bu davranışla kendi anneliğini onaylayarak başarılı hissettiğinin altını çizerek, “Zaman içinde yapılan bu hatalı anne baba tutumu, güçlenerek devam edecek. Ayrılan zaman, dökülen dil artacak. Tüm bu çabalara paralel, çocuktaki yememe davranışı daha da güçlenecek. Annelere tavsiyemiz, bırakın çocuklar aç kalsın. Elinizde tabakla etrafında dolaşmayın. Sofra düzeninizi kurun ve bu düzen içinde çocuğunuzun mama sandalyesinde bile olsa sofraya gelmesini sağlayın. Masada yemek için aileye bir süre tanıyın. Çocuk yarım saat içinde yemeğini bitirip kalkmıyorsa sofrayı kaldırın. Bir sonraki öğün ya da ara öğüne kadar bir şey vermeyin. Abur cubur yedirmeyin. Gün içinde sabırla bu rutini tekrar edin. Bir süre sonra o size uymak zorunda kalacak. Bedeni güçsüz kalmaz, acıkınca kendisi yemek yemek isteyecektir merak etmeyin” diye konuştu.Anne ve baba kendini düzeltmeliAnne ve baba tarafından, farkında olmadan ortaya çıkarılan çocuktaki yememe davranışı, yine anne baba tarafından, doğru yöntem ve davranışlar kullanılarak ortadan kaldırılabilir. Psikolog Erdem bunun için gerekirse anne babanın doğru davranış için eğitim almasının doğru olacağını, anne babanın tutarlı ve doğru davranışları ile çocuğun sorununun da azalacağını ifade etti. Erdem “Bu davranışların çocuk tarafından kullanılmaya başlaması yani ‘yemek yerim ama istediğimi yaparsanız’ şekline dönmesi çocuk açısından bir uzmana başvurulması zamanının geldiğini gösterir. Bu davranışın düzeltilmemesi yaşam kalitesini ve ilişkilerini zaman içinde bozacak çocuğu ben merkezci ve rüşvetçi bir davranış kalıbına sokacaktır” dedi.İntikam duygusu Ağzına verilen lokmayı yutmayan, saatlerce tutan çocukların ailelerinin dikkatini çekmeye çalıştığını, intikam almak için lokmaları yutmadığını söyleyen Psikolog Erdem, ailenin bir karşı strateji geliştirip sevgi bağını zedelemeden prensip oluşturması gerektiğini söyledi.Yemeyen çocuğun üstüne düşmeyin

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ