İki hastalığı karıştırmayın

Denizli’deki Servergazi Devlet Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülay Gün Or, çocukların kış aylarında gribe daha fazla yakalandığını, erişkinlere göre hastalığı daha uzun sürede atlattıklarını belirterek, gribin soğuk algınlığı ile karıştırılmaması gerektiğini söyledi.

İki hastalığı karıştırmayın

Grip hastalığının daha çok soğuk algınlığı ile karıştırılan mevsimsel ve yaygın görülen solunum yolu hastalığı olduğunu söyleyen Servergazi Devlet Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülay Gün Or, hastalığın bulaşıcı olduğunu öksürme, hapşırma ve el teması yoluyla başkalarına bulaştığını belirtti. Dr. Or, şöyle dedi:

“Gripte virüs vücuda girdikten yaklaşık iki gün sonra belirtileri ortaya çıkar. Ateş ya da titreme hissi, öksürük, boğaz ağrısı, vücut ağrıları, baş ağrısı, ciddi halsizlik, çocuklarda yetişkinlerden daha sık olmak üzere bazen kusma ve ishal ile kendisini gösterir. Soğuk algınlığı ise bu belirtilerden daha çok burun akıntısı ve burun tıkanıklığı ile görülür ve genel olarak gripte olduğu gibi ciddi sağlık sorunları oluşturmaz, daha hafif seyreder. Gripte genellikle çocuklar, erişkinlerden daha uzun süre hasta kalır. Virüs her yıl genetik yapısını değiştirdiğinden hastalığın ağırlığı her sene farklılık gösterir. Bazı seneler daha ağır seyreder. Grip havaların soğumaya başlamasıyla birlikte genellikle ekim ile kasım ayları gibi başlar ve nisan ayına kadar devam eder.”

Antibiyotik milyonlarca insanı öldürebilir

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Önder Ergönül, yaptığı açıklamada, antibiyotiklerin enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılan önemli ilaçlar olduğunu ifade etti. Penisilin ve ardından bulunan başka antibiyotiklerin, enfeksiyon hastalıklarını ölümcül olmaktan çıkardığını aktaran Prof. Dr.Ergönül, bu şekilde milyonlarca insanın hayatının kurtarıldığını, gebelik humması, menenjit, zatürre gibi enfeksiyonların ölümcül hastalıklar olmaktan çıktığını dile getirdi.Prof. Dr. Ergönül, “Öyle ki ‘antibiyotikler sayesinde enfeksiyon hastalıkları tamamen sorun olmaktan çıktı’ gibi bir izlenim bile oluştu. Hatta bu iyimserlik, yeni antibiyotik bulunması için yapılan yatırımları olumsuz etkiledi. Günümüzde gelinen sonuç, antibiyotiklere karşı direnç oluşturan mikroorganizmalar ve basit enfeksiyonlardan ölen binlerce insan bulunuyor.” değerlendirmesinde bulundu. Antibiyotik ilacını başkasına önermeyinEn fazla solunum enfeksiyonunda kullanılıyorProf. Dr. Ergönül, antibiyotiklerin gereksiz alımında ciddi zararları olduğuna ve en çok gereksiz şekilde solunum yolu enfeksiyonlarında kullanıldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:”Virüslere karşı hiçbir etkisinin olmamasına rağmen yine de antibiyotik yazma eğilimi mevcut. Bu hem hekimlerin yanlış bilgisiyle olabildiği gibi, hastalar tarafından da istenmek suretiyle körüklenen bir süreç. Türkiye’nin antibiyotiklerin en çok kullanıldığı Avrupa ülkesi olduğu vurgulanıyor. Türkiye antibiyotiklerin en çok tüketildiği Avrupa ülkesi. Örneğin Hollanda’da her beş reçeteden birinde antibiyotik varken, Türkiye’nin özellikle bazı illerinde iki reçeteden birinde antibiyotik yazılması söz konusu.”Prof. Dr. Ergönül, Sağlık Bakanlığı’nın reçetesiz antibiyotik satışının önemli bir karar olduğunu vurgulayarak, “Bu kararın eğitimle desteklenmesi ve ayrıca denetlenmesi gerekiyor.” dedi. Antibiyotik tüketiminde dünya birincisiyizTüm dünya kaygılıProf. Dr. Ergönül, direnç sorununun tüm dünyayı kaygılandıran bir durum olduğunu anlatarak, “Antibiyotik direncinden 2050 yılında 10 milyon insan ölebilir. Basit enfeksiyonları bile antibiyotikle tedavi edemez durumdayız. Hiç beklemediğimiz, ummadığımız, antibiyotik öncesi çağa dönüş gibi bir durumla karşılaşabiliriz. Eldeki tüm antibiyotiklere direnç gelişirse hiçbir işe yaramayacakları için adeta antibiyotikler yokmuş gibi, öncesi çağa dönmek gündeme gelebilir” ifadelerini kullandı.Yapılacak en önemli şeyin zaruri durumlar dışında antibiyotik kullanımına son vermek olduğuna işaret eden Prof. Dr. Ergönül, “Her enfeksiyon için antibiyotik kullanmak gerekmeyebilir. Doktorların gereksiz antibiyotik yazma alışkanlığından vazgeçmesi lazım. Genellikle üst solunum yolu hastalıklarına virüsler neden olur ve bu durumda antibiyotik kullanılmaz. Çünkü antibiyotik sadece bakterileri öldürür. Tarım ve hayvancılık alanında da antibiyotik kullanımına son verilmesi ya da en azından azaltılması önemli bir çözüm olacaktır. Dünya Sağlık Örgütü bu anlamda, özellikle aşı ve hijyen gibi alternatiflerin geliştirilmesi tavsiyesinde bulunuyor” ifadelerini kullandı. Antibiyotiğin altın çağı bitti

Antibiyotik ilacını başkasına önermeyin

Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal, yaptığı açıklamada, Türkiye’de antibiyotik kullanımının gereğinden fazla ve kontrolsüz kullanılmasının yanlış olduğunu belirterek, sadece bakterilere karşı etkili ilacın, hastalıkla mücadeleyi ortadan kaldırdığını ifade etti. Türkiye’de birçok evde gelişigüzel farklı antibiyotiklerin bulunduğunu ve bunları duruma göre herkesin kullandığını aktaran Ünal, doktor tarafından hastaya verilen ilaçların bitinceye kadar tüketilmesi gerektiğini belirtti.Türkiye’de antibiyotik her evde varAntibiyotiklerin ağrı kesicilerle karşılaştırılmamasını isteyen Prof. Dr. Serhat Ünal, şu uyarılarda bulundu:”Maalesef ülkemizde yapılan çalışmalarda her evde bir, iki çeşit antibiyotik olduğu tespit edildi. Ağrı kesici, ateş düşürücü evde olabilir ama doktor izniyle verilen antibiyotik böyle bir şey değildir. Her antibiyotik bir enfeksiyon hastalığı atağında kişiye gerekli testler yapılarak ona özel olarak verilir. O nedenle evlerde antibiyotik olmamalı.”Antibiyotik tüketiminde dünya birincisiyiz

Antibiyotiğin soğuk algınlığına etkisi yok

Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği Başkanı (EKMUD) Başkanı Prof. Dr. Bodur, Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de giderek artan ve yaygınlaşan antibiyotik direncinin, tedavisinin zor hatta imkansız enfeksiyonlara neden olduğunu ve halk sağlığını tehdit eden boyutlara ulaştığını söyledi.Yapılan çeşitli çalışmalara göre, dünya genelinde antibiyotiklerin yüzde 30-40’ının yanlış veya gereksiz kullanıldığını dile getiren Bodur, şöyle konuştu:”Dünya genelinde antibiyotiklerin yüzde 75’i akut solunum yolu enfeksiyonları için kullanılmaktadır. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının çoğu yüzde 70’i viral etkenlere bağlı olmasına rağmen bu hastaların yarısından fazlasında gereksiz antibiyotik kullanıldığı görülmektedir. Soğuk algınlığı, nezle, grip gibi viral üst ve alt solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotiklerin etkisi yoktur.” Antibiyotik ilacını başkasına önermeyin Antibiyotik milyonlarca insanı öldürebilir

İstirahat en güzel ilaç

Gribi atlatmanın en önemli yolunun dinlenmek olduğunu belirten Dr. Gülay Gün Or, uyarılarını şöyle sürdürdü:

“Üç günden fazla yüksek ateş devam ediyorsa, burun akıntısı 7 günden fazla sürmüşse, solunum sıkıntısı varsa, çocuğun bilincinde değişiklik gözlemlenmişse, belirtiler düzeltildikten sonra ateş ve öksürük başlamışsa, çocuk yeterince sıvı alamıyorsa ve sıvı kaybı oluşmuşsa mutlaka doktora başvurulması gerekir. Gripte, hastalık virüs kaynaklı olduğu için kesinlikle antibiyotik tedavisi verilmez ancak başka bir hastalık da varsa o zaman verilebilir. İlaç tedavisinin yanında mutlaka evde istirahat edilmelidir. Başka kişilerle temastan kaçınılmalı oda gün içinde mutlaka birkaç kez havalandırılmalıdır. Sabun ve su ile eller sık sık yıkanmalıdır. Bulaşma yollarından olan ağız, burun ve gözlere kirli ellerle temas etmekten kaçınmalıdır. Mevsim özelliklerine uygun giyinmeli bol sulu gıdalar, taze sebze ve meyve tüketilmelidir.”

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ