Yunanistan’da yeni antik kent bulundu
Thessalia bölgesinde tesadüfen bulunan antik kentin en az 2 bin 500 yıllık olduğu düşünülüyor. Thessalia bölgesindeki Kardiça şehri yakınlarında tesadüfen bulunduğu belirtilen antik kent, bölgede başka bir proje ile ilgili çalışma yapan Gothenburg ve Bournemouth üniversitesi araştırmacıları tarafından tespit edildi.
Yunanistan’da arkeologlar, en az 2 bin 500 yıl geçmişe sahip yeni bir antik kent buldu.
Yunan medyasında yayımlanan havadan çekilen fotograflarda antik kentin dış duvar kalıntıları ve sokakları açık bir şekilde görülürken, bölgede yapılan iki haftalık yüzeysel çalışmalarda MÖ 5. yüzyıla ait olduğu belirlenen madeni para ve seramik parçaları bulunduğu bildirildi.
Arkeolog grubun başkanı Robin Ronnlund yaptığı açıklamada, geçen sene bir meslektaşı ile birlikte başka bir konu için bölgeyi ziyaret ettiği sırada Vlohos köyü yakınlarında tarihi eserler bulunduğuna ilişkin işaretler tespit edilmesi üzerine kapsamlı araştırma başlatıldığını söyledi.
Yeni arkeolojik bulguların bölge ile ilgili büyük bir bilgi eksikliğini giderdiğini ifade eden Ronnlund, bölgede tarihi kalıntılar bulunduğunun bilindiğini ancak önemsiz sayıldığı için resmi kayıt altına alınmadığını kaydetti.
Antik kentin MÖ 4. ve 3. yüzyıl arasında Romalıların bölgeye yaptığı akınlar sırasında terk edildiği sanılıyor.
Selçuklu çinilerini keşif zamanı
Çini sanatçıları Esen Mermer ve Kemal Güler’in, eserlerinden oluşan “Selçuklu’dan Osmanlı’ya İz Düşümler” sergisi sanatseverlerle buluştu. Sergi Büyük Selçuklu’dan başlayarak Anadolu Selçuklu ve Osmanlı’daki çinilerin serüvenini gözler önüne seriyor. Toplamda 113 eseri aslına uygun olarak yeniden üreten sanatçılar, geleneksel sanatlarımızın gelecek nesillere aktarılmasını amaçlıyor. İstanbul Ticaret Odası tarafından düzenlenen sergi 23 Aralık’a dek Hünkar Kasrı’nda ziyaret edilebilecek. TANITMAK İSTİYORUZSergide 43 eseriyle yer alan Esen Mermer, birçok parçası kırık ve dağınık halde olan Büyük Selçuklu dönemine ait çinilere ulaştı. İngiltere’deki Victoria ve Albert Müzesi’nin deposunda Büyük Selçuklu’ya ait parçaların bulunduğunu belirten sanatçı, “Danimarka’da Fransa’da çok sayıda eser var. Hepsi birbirinden güzel ve hepsinini bir anlamı var. Amacım bunların ortaya çıkması ve tanınmasını sağlamak” diyor. Cumhurbaşkanlığı tarafından hazırlanan Selçuklu Mirası kitabını kaynak olarak kullandığını belirten Mermer, eserlerde tasvir edilen soylu ve hakanları aslına uygun olarak yaptığını söylüyor. Geleneği bozmayalımKemal Güler ağırlıklı olarak Andolu Selçuklu dönemini işliyor. Eserleri aslına uygun olarak yaptıklarını kaydeden Güler, “Gelenksel sanatlar milletlerin kültür kodlarını oluşturduğu için bu geleneği korumalıyız. Geleneksel desenlerle oynamanın çok doğru olmayacağını düşünüyorum. Tasarım desenlerimde de geleneğin dışına çıkmıyorum. Gelecek nesiller bizi bu kodlardan tanıyacak” diyor.
Dünyanın ilk ve tek canlı tarih müzesi
Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi, 30 yılın detaylarla yoğrulan emeği, onbinlerce kilometre katedilerek toplanan binlerce eser, tek tek araştırılarak oluşan yüzlerce hikaye içinde, Türkiye’nin en önemli sanayicilerinden ve aynı zamanda diorama sanatçısı Nejat Çuhadaroğlu ile ekibi tarafından özenle çalışılarak oluşturulan dioramalar ve dünyanın başka hiç bir yerinde eşi benzeri olmayan eserlerden oluşan bir sergiyi ziyaretçileriyle buluşturuyor.Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Kurtuluş Savaşı’ndan 1. ve 2. dünya savaşlarına kadar tarihin en büyük savaşları, fetihleri ve kaderleri değiştiren anlar, askeri ekipmanlar, orijinal ve orijinaline sadık kalınarak hazırlanan kıyafetler, bayraklar, alem ve sancaklar, kılıçlar, silahlar, madalya ve nişanlar, tablolar, orijinal fotoğraflar, gravürler, gazete kupürleri ve daha binlerce eserin sergilendiği Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi, Roma İmparatorluğu döneminden 1990-1991 Körfez Savaşı’na kadar olan geniş kapsamlı bir süreci destansı bir anlatımla sergiye taşıyor. NTV’de yer alan habere göre; Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi’nden gelecek eşsiz parçalarla yapılacak bu farklı sergide, tarihsel kesitler yeniden canlandırılarak ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunulacak. Tarihin sırları, unutulmaz anlar ve farklı hikayeler ile tarih tüm çarpıcılığı ile canlandırılacak.Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi Sergisi, Ocak – Mayıs 2017 tarihleri arasında, Anadolu Yakası’nda ilk defa AKS – Akasya Kültür Sanat’ta yer alacak.Bin yıllık tarih küllerinden doğuyor
500 yıl önce Mescid-i Aksa’da bir Osmanlı padişahı
Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim bundan tam 500 yıl önce yine bir Aralık ayında Mescid-i Aksa’ya girmişti. Osmanlı’nın bu kutsal topraklara girişinin yıldönümünde Ali Emiri Kültür Merkezi’nde bugün başlayan ve iki gün sürecek (10-11 Aralık) uluslararası bir sempozyum düzenleniyor. “Osmanlılar ve Beytülmakdis” başlığı altında gerçekleşecek sempozyum İkra Vakfı, Beytülmakdis Çalışma Akademisi, İnsan Hak ve Hürriyetleri Vakfı (İHH), İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi ve Fatih Belediyesi tarafından organize ediliyor. Beytülmakdis Çalışmaları Vakfı’nın kurucusu Prof. Dr. Abdulfettah El-Awaisi, 20 yıldır dünyanın farklı ülkelerinde düzenlendikleri Uluslararası Beytülmakdis Akademik Sempozyumu’nun 16.sını bu yıl İstanbul’da gerçekleştireceklerini söyleyerek şu bilgileri verdi: “2016, Sultan Selim’in Mescid-i Aksa’ya girişinin 500. yılıdır. Osmanlı İmparatorluğu bu tarihten itibaren 400 yıl boyunca bu topraklara hakim oldu. Çok önemli ve tarihi bir olay sözkonusu. Bu yüzden düzenlediğimiz “Osmanlılar ve Beytülmakdis” başlıklı sempozyumla bu tarihi sürecin siyasi, iktisadi, toplumsal ve akademik yönünü ele alacağız.”Uluslararası konuklar varDerin Tarih Dergisi Yayın Yönetmeni Mustafa Armağan’ın “Yavuz Sultan Selim’in Hilafeti Devralması ve Mescid-I Aksa Ziyareti” konuşmasıyla başlayacak sempozyumun diğer konuşmacıları şöyle: Prof. Dr. Abdulfettah El-Awaisi, Dr. Heithem F.Al-Rathout, Dr. Khalid El Awasi, Dr. Mustafa Öksüz, Dr. Ziya Polat, Muhammed İlhani, Hafida Ben Dahman, M. Ali Bisoud, Abdülhamid Rolami, Hichame Toufike, Musa Akkari, M.Majid Selah Al-Hizmavi, Prof.Dr. Mustafa Göker.
KAYNAK : Yenişafak