Yıllarca Anadolu toprağını yoğurdum

Seramik sanatının usta ismi Serap Aksoy’un mini retrospektif niteliğindeki sergisi “Toprak, Su ve Ateş” sanatseverlerle buluştu. Anadolu medeniyetlerinden ilham aldığını belirten sanatçı “Veysel gibi ‘Benim sadık yârim kara
topraktır’ dedim, durmadan toprağı yoğurdum” diyor.

Yıllarca Anadolu toprağını yoğurdum

Resim ve seramik sanatçısı Serap Aksoy sıradışı bir sanatçı. 1970’li yıllardan beri seramikle uğraşan Aksoy, 1976 yılında katıldığı 13. Antalya Film ve Sanat Festivali ‘Fotoğraf yarışmasında’ Altın Portakal ödülü almış bir isim. 1978’de ‘Serap Seramik’ atölyesini kuran sanatçının özgün eserleri cami mihrapları, binavilla cepheleri, çeşitli otellerin lobi ve duvarlarını süslüyor.

Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği de icra eden sanatçı müzikten aldığı ilham ve Anadolu motifleriyle yoğurduğu eserleriyle özgün bir tarz ortaya koyuyor. Serap Aksoy ile seramik sanatını ve toprakla ilişkisini konuştuk.

Toprak, Su ve Ateş serginizde hangi eserleriniz yer alıyor?

Bu sergi benim sanat hayatımın da bir özeti gibi. Sergide duvar panoları, seramik heykeller var. Denizaltı dünyasını çalıştım, hayal dünyamdan denizkızları var. Denizkızları bereketi, doğurganlığı, özgürlüğü simgeliyor. Ben de kendimi özdeşleştiriyorum denizkızlarıyla.

Bize biraz toprakla bağınızdan söz eder misiniz?

Ünlü ozanımız Aşık Veysel gibi benim sadık yarim kara toprak
diyenlerdenim. Toprakları yoğurdum yıllarca. Yıllar evvel de Aşık Veysel türkülerini seslendirmiştim plaklara. Sonrasında da seramiklerimi seslendirmek istiyorum demiştim. Böylelikle de onları seslendirmiş oldum. Babam merhum Mustafa Aksoy da şairdi. Onun ‘Sana bir şiir yazdım’ kitabındaki “Güneşli bir günün ikindi vakti” isimli şiirini Bayram Durmaztuna besteledi.
O şiirlerin bana hissettirdikleriyle de tablolar yaptım. Önümüzdeki yıl babamın bestelenen şiirlerinden bir albüm yapacağım.


Toprağa şekil verirken nelerden ilham alıyorsunuz?

Anadolu toprakları eski çağlardan beri bir sürü medeniyete ev sahipliği yapmış. Bütün bunları araştırırken derinlere indim. Eserlerimin çoğunda o medeniyetlerden izler de vardır. Anadolu medeniyetleri ile ilgili yoğun çalışmalar yaptım. Onlardan esinlenerek kendi hayal dünyamla da birleştirip bu çağa uygun bir takım yeni buluşlar yaptım.

DUYGULARIM BENİ HAREKETE GEÇİRİYOR

Sizi en çok heyecanlandıran ne oluyor bir eser vermek için…

Yoğun duygulanımlar yaşadığım zaman hemen çamurları, toprağı yoğurmaya başlıyorum. Eskiz falan da kullanmıyorum genelde. Bina cepheleri çalışırken onlarda küçük eskizler yapıyorum ama genelde sergi çalışmalarımda veya heykellerde içimden geldiği gibi, spontan bir şekilde duygularımı aktarıyorum. Bir dönem duygularını pişiren sanatçı diye basında yer almıştım. Babacığımdan kaynaklanan bir yeteneğim var. Keyif alıyorum üretirken.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ