Yerli motora ithal kumpas

Gümüş Motor, 1950’li yıllarda yerli mühendislerin büyük çabalarıyla ortaya çıktı. Bu motorun çarklarına çomak sokacağını hissedenlerse onu bitirmek için türlü yollara başvurdu.

Yerli motora ithal kumpas

60 yıl öncesine dayanan bir hikâye bu… Sanayi devlerinin diğer dünya ülkelerini pazarı haline getirdiği, ürünleriyle kuşattığı, iktisadi üstünlüğü ele geçirerek dilediği gibi hâkimiyet kurduğu bir dönem. İslami hassasiyete sahip bir avuç insanın inandıkları değerler uğruna yola çıkmaları…

Aslında sanayileşmenin çok ötesinde ihlâs, idealizm, ümit, mücadele ve kardeşlik ruhu…

1950’li yılların başı. Yıllar sonra “Görünmeyen Üniversite” olarak tanımlanacak olan eğitim fakültesinin temelinin atıldığı Çivizade Ümmügülsüm Mescidi’nin müştemilatı…

Abdülaziz Bekkine Efendi’nin yanında bir grup genç akademisyenin ve bazı üniversite öğrencilerinin yerli otomobilin önemine ve nasıl yapılacağına ilişkin yaptıkları konuşmalar… Gecelere kadar uzayan ve çayla beraber demlenen bu konuşmalar Gümüş Motor’un habercisidir. 

Yıl 1956…

Sultanhamam’da manifaturacılık yapan Mustafa Efendi’nin evi. Yirmiye yakın misafir yanında Mehmed Zahid Efendi’dedir söz. Konuşur. Sanayileşme ve kalkınmayı teşvik için yaptığı vaazlara benzer şeyler söyler ve harekete geçer. Cebinden 1.000 lirayı çıkartarak şirketin ilk hissesini alır. Hazirunu da şirket için ortak olmaya davet eder bu davranışıyla. Bu banknot, senelerce şirket kasasında muhafaza edilir. Kotku ve onun gibi diğer hocaların gayretiyle şirketin ortakları 300’e yaklaşır.

Yıl 1956…

Necmettin Erbakan 30 yaşında idealist bir doçenttir. İTÜ’den mezun olduktan sonra Almanya’da akademik çalışmalarına devam etmiş ve Almanların II. Dünya Savaşı sonrasında sanayileşmelerine tanıklık etmiş bir mühendistir. Gümüşhanevi Dergâhı’nın müdavimlerinden ve gözdelerindendir. Ailesinden aldığı terbiyeyi, manevi önder kabul ettiği kişilerle devam ettirmektedir. Diz çöker, sohbetlere katılır, manevi ziyafetlerden istifade eder, sorulduğunda cevap verir. Bilgi ve tecrübesini Gümüş Motor A.Ş.’ye öncülük ederek gösterir. 

Yıl 1957…

Memleketin döviz sıkıntısı nedeniyle bunaldığı zamanlar. Piyasada döviz bulmak mümkün değildir. Fabrikanın kurulması için gereken paranın yabancılara döviz olarak ödenmesi gerekir. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes Gümüş Motor’a 1 milyon 300 bin liranın dövize çevrilmesi konusunda yardımcı olur.  

Yıl 1958…

Rami’de duvarları yükselen, içerisine Çekoslovakya’dan getirilen makinelerin konulduğu bir fabrika çıkar karşımıza. “Skoda” lisansıyla komple bir motor fabrikası olarak kurulur. Ham madde girişini yaptıktan sonra motor elde edilecek şekildedir. Aynı yılın Ağustos ayında büyük bir devalüasyon olur. Türk parası ciddi oranda değer kaybeder. 6-7 milyona çıkması beklenen fabrikanın maliyeti bir anda 20-25 milyonu bulur. İlk ciddi darbesini alır Gümüş Motor.

1960 yılının Mart ayı…

Maliye Bakanı Hasan Polatkan bir motor pistonu içerisinde kendisine sunulan makasla Gümüş Motor’un açılışını yapar. Şirketin Umum Müdürü genç mühendis Necmettin Erbakan kendisine 30.000 m2’lik bir alana kurulu olan fabrikayı gezdirir, izahatta bulunur. 12.000 m2’lik kapalı saha içerisinde yer alan büyük makine hali, dökümhane, çelik işleri atölyesi, piston dökümhanesi, modelhane ve tecrübe stantlarından oluşan bölümler ziyaret edilir. 250 çalışanıyla, 9 ve 15 PS’lik dizel motorların seri halde imal edildiği, 30 PS’lik iki silindirli motorların da imalatına başlandığı yerli bir motor fabrikası vardır artık.

Fabrika en kısa zamanda halk tipi otomobillerle memleket sanayinde bir çığır açacaktır. Ülkenin büyük oranda geçimini tarımla sağladığı yıllardır. Barajlara bağlı sulamanın henüz başlamadığı, ihtiyacın derin kuyu pompaları ile karşılanmaya çalışıldığı bu dönemde, Gümüş Motor, Türk çiftçisinin yanında olur ve derin kuyu pompaları üreterek büyük bir ihtiyacı gidererek Devlet Su İşleri’nin verdiği siparişleri karşılar.

‘GÜMÜŞ MOTOR ÖLMELİ’

Yıl 1961…

Yeni İstanbul gazetesinde on beş gün boyunca devam eden mülakatlar serisi çıkar karşımıza. “Türkiye’de Bir Otomobil Sanayii Kurulabilir mi?” sorusunun cevabı aranır. Bir tarafta piyasada müşterilerin taleplerini alıp kotalara göre yurtdışından ithalat yaparak büyük karlar elde eden kolaycı mümessiller; diğer tarafta sayıları az da olsa zora talip olmuş, üretimi ve ülkenin kalkınmasını gaye edinmiş insanlar vardır. Mümessiller ülkenin ziraat memleketi olarak kalmasından ve ithalatın devam etmesinden yanadırlar. Çünkü onlar için asıl olan kolayca para kazandıkları bu tezgâhın sürmesidir. Bunun için Gümüş Motor öldürülmelidir.

1962 yılının Mayıs ayı…

Türkiye’de bulunan Prof. Dr. Muhammed Hamidullah Hoca Gümüş Motor fabrikasını gezer. Erbakan Hoca’ya özel bir mektup kaleme alır. Fabrikadan iyi intibalarla ayrıldığını söyleyerek, fabrikanın iki açıdan önemine dikkat çeker. Birincisi fabrikanın faizsiz sermaye ile kurulmuş olması, diğeri ise ortak ve çalışanlarına faizsiz borç verecek bir yardım fonunun oluşturulmuş olmasıdır. Böylece Gümüş Motor’la birlikte faizsiz bankacılığın ve havuz sisteminin de temeli atılmış olur.

ZARAR ETME PAHASINA KUMPAS

Yıl 1963…

Gümüşhanevi Dergâhı’nın Şeyhi Mehmed Zahid Kotku, Sabahaddin Zaim Hoca ile beraber Almanya’da Hatz Motor fabrikasını ziyaret eder. Çalışmalar çok beğenilir. Öyle ki hatıra defterine şunları yazacaktır: ”Dünyaları çok güzel, Allah iman nasip etsin.”

İthalatçılar baskılarını arttırır. Gümüş Motor’un batırılması için ithal motorlar birkaç yıl büyük zararlar göze alınarak piyasaya yok pahasına sürülür. Amaç Gümüş Motor’u zor durumda bırakarak batmasını sağlamaktır.

Yıl 1964…

Malum çevreler bir tarafta Gümüş Motor’un kapanacağı şeklinde şayiaları yayarken, diğer tarafta Gümüş Motor’un hisselerini değerinin altında toplarlar. Hisselerin yaklaşık %61’e ulaşmasıyla Gümüş Motor artık Pancar Ekici Kooperatiflerinin söz sahibi olduğu bir firma olur ve bundan sonra da adı “Pancar Motor” olarak değiştirilir. 

Yıl 1965…

Alman Hatz firması ile lisans antlaşması yapılır. Benzinli ve hava soğutma sistemli motor üretimine geçilir. 

Yıl 1966…

Necmettin Erbakan, milli sanayinin kurulması sürecinde önüne çıkan engelleri aşmaya çalışır. Öncelikle Türkiye Ticaret Odaları, Sanayi Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Sanayi Dairesi başkanlığına, aynı yılın sonunda bu teşkilatın umumi kâtipliğine, 1968 yılı Mayıs ayında da Türkiye Odalar Birliği İdare Heyeti üyeliğine seçilir.

‘SENİNLE HESAPLAŞACAĞIZ’

Yıl 1969…  

Necmettin Erbakan Türkiye Odalar Birliği başkanıdır. O, Türkiye’nin iktisat ve sanayileşme politikasının yönetildiği üst makama ulaşarak, kotalarla engellenen milli sanayinin önündeki engelleri kaldırma yolundadır. Bu sefer dönemin başbakanı Süleyman Demirel çıkar karşısına ve onu bu görevinden almak ister. “Seninle siyaset meydanında hesaplaşacağız” diyerek siyasi mücadeleyi başlatır. Birlik ve beraberlik ruhuyla ortaya çıkan Gümüş Motor yeni bir harekete dönüşür 1969’da. Türkiye ve dünya tarihinin gündeminden düşmeyecek bir liderin ve hareketinin hikâyesi yazılır bundan sonra…

Tohum Dergisi / Sedat Özgür

KAYNAK : Haber7

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ