Yeniden diriliş Hicretle başlar

Bugün Muharrem ayının 1. günü ve İslâm âlemi Hicri Takvime göre 1438 yılına girdi. Asırlar boyu bütün Müslümanlar tarafından kullanılan Hicri Takvim, Osmanlı…

Yeniden diriliş Hicretle başlar

02 Ekim 2016 Pazar 07:25

HARUN SEKMEN / İSTANBUL

   Resulü Ekrem Hz Muhammed Mustafa’nın (s.a.v) Mekke’den Medine’ye yaptığı hicreti, “Çağın nabzının attığı an” kabul eden Hicri Takvime göre bugün Muharrem ayının 1. Günü ve İslam âlemi 1438 yılına girdi. Dört büyük halifeden ikincisi olan ve adalete verdiği önem hasebiyle Ömer El Faruk diye anılan Hz. Ömer döneminde kullanılmaya başlayan Hicri Takvim, Osmanlı döneminde de kullanılmıştı. Osmanlı’nın tarih sahnesinden çekilişi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile birlikte 26 Aralık 1925’te çıkarılan bir yasa sonrası Hicri Takvim terkedilmiş ve Hıristiyanların kullandığı Miladi Takvime geçilmiştir.

Müslümanlar için dönüm noktası teşkil eden ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v) Mekke’li müşriklerin şerri karşısında, Medine’ye Hicret etmesini esas kabul eden Hicri Takvime göre, Muharrem ayının ilk gününü idrak ediyoruz ve 1438 yılına girdik. “Sizin şer bildiğinizde hayır, hayır bildiğinize şer vardır” ayet-i kerime’sini hatırlatırcasına, Hz Muhammed’in ve ilk Müslümanların mahzun bir şekilde topraklarını terk edişini temsil eden Hicret, Medine’de büyük bir İslam devletine dönüşmüş ve tarihin seyrini değiştirmiştir. Hz. Ömer’in halifeliği döneminde, İslam dini, kurumları ve fetih hareketleriyle devletleşmesini tamamlamaya başladıkça, bir zaman birimi kullanılma ihtiyacı hasıl olmuştur. Bunun akabinde hicretin 17. yılında alınan bir kararla, Hz. Muhammed’in (s.a.v) Medine’ye göç ettiği sene Hicri Takvimin 1. yılı ve o yılın Muharrem ayı da Hicri Takvimin yılbaşısı kabul edilmiştir.  

MİLADİ TAKVİMİN BAŞLANGICI BELİRSİZ!

Hicri Takvim bütün dünyadaki Müslümanların asırlar boyunca kullandığı bir takvimdir. Şuan kullanılan Miladi Takvim, Hz. İsa’nın  doğum gününü başlangıç noktası kabul eder. Miladi Takvimin en büyük handikapı Hz. İsa’nın doğum tarihinin tam olarak bilinmemesidir. Bu nedenle Miladi Takvim hem sene hem de başlangıç olarak şüphelidir. Oysa asırlar boyu kullanılan Hicri Takvimin  başlangıcı tam olarak bilinmektedir ve herhangi bir ihtilaf söz konusu değildir. 

KAYAN: HİCRET BİLİNCİNE İHTİYACIMIZ VAR!

Ümmet coğrafyası olarak yeni hicri yıla hüzünlü girdiğimizi belirten İlahiyatçı Yazar Ramazan Kayan, “Hicreti idrak edeceğimiz zaman dilimine hicran ile girdik. Muharrem ayında yaşanan Kerbela gözlerimizin önüne geliyor ama çağdaş kerbelaların çok daha şiddetli bir biçimde devam ettiğine şahitlik ettik. Yeni hicri yıla, Halep’te,  Kudüs’te, Arakan’da yaşanan modern kerbelaların acısıyla giriyoruz. Yeni bir hicret bilincine şiddetle ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. Yeni hicri yılın uyanışa vesile olmasını temenni ettiğini belirten Kayan, “Yeni bir hicret bilinciyle çağın zorbalarına karşı, emperyalizme, siyonizme, işgallere karşı ümmetin hicreti yeniden kuşanması lazım. Deruni bir hicret, içkin bir hicret ve aynı zamanda aşkın bir hicretin hesabını ciddi bir biçimde yapmamız lazım” ifadelerini kullandı.

“Müslümanlar olarak duruşumuzu yeniden gözden geçirmemiz lazım” diyen Kayan, “Duacı ve duyarlı olmamız gerekiyor. Saflarımızı netleştirmemiz gerekiyor. Yeni bir Türkiye, yeni bir Ortadoğu ve yeni bir İslam dünyası içinde bunu iyi bir vesile olarak görüp buna göre hareket etmeliyiz. Ümmet için tefrikalardan, asabiyetlerden, aşırılıklardan, ayrılılardan kurtulmanın yollarını zorlamamız gerekiyor” dedi. 1438 yılının vahdet yılı olması gerektiğine vurgu yapan Kayan, “Yeni yılımızı inşallah bizim vahdetimize vesile olsun, evrensel İslam kardeşliğimize katkı sağlasın. Ümmetin topyekun uyanışına vesile olsun. Allah ümmetin hicri yılını mübarek kılsın” şeklinde konuştu.

FAALİYETTE BİRLİK, ZAMANDA BİRLİĞİ SAĞLAMAKLA OLUR

Hicret’in İslam dünyasının sembolü olduğuna dikkat çeken İslam Dünyası STK’ları Birliği Genel Sekreteri Ali Kurt, “İslam coğrafyası olarak hicret bizim sembolümüzdür. Bir duruş, bir tavırdır. Dolayısıyla bizlerin hangi takvimi kullandığının ötesinde, kendi kültürümüzü temsil eden takvimi asırlar boyunca hem kullandık hem bununla gurur duyduk” dedi. Ortak bir zaman dilimi konusunda çalışmalar yapmayı düşündüklerini belirten Kurt, “Zaman her şeyden önce önemli bir referanstır. Fiilde ve faaliyette birlik zamanda birlikle mümkündür. Sembolik değer gibi görünse de temel değer yargılarımızdan biri olması hasebiyle zamanda birliğin ehemmiyetine dikkat çekmek istiyorum.  Hiç gecikmeden ilk fırsatta bizler kendi aramızda bu birliği tesis etmek zorundayız. Bu birlik para birliğiyle, güç birliğiyle olacaktır. Bu sağlanmalıdır. Ümmet olarak, Ramazan, kurban ve kandil eksenli kullandığımız Hicri takvimi, kendimiz açısından milat kabul etmeli ve bunu kullanmak için özel gayret sarfetmeliyiz” şeklinde konuştu. 

İslam coğrafyasının başsız olduğuna vurgu yapan Kurt, “Bizim coğrafyamızı bir tesbihe benzetiyorum. Tesbihin imamesi hilafetti. Hilafet dağıldı ümmet dağıldı. Biz bütün bu değerleri tekrar bir araya toplayıp hayata geçirmek zorundayız. Amerika, Avrupa, İngiltere hep birleşmiş. Lakin ümmet darmadağın. Her noktada böyle. Hıristiyan dünyası yamalı bohça yapısına rağmen, bir araya geliyor. Oysa biz birleşmeye onlardan daha müsaitiz. Bugün maalesef öyle bir noktaya geldik ki bayramlarımızda bile bu birliği tesis edemiyoruz” dedi.

MÜSLÜMAN HİCRET RUHUNU KUŞANMALI

Müslümanlar açısından önemli bir ayı idrak edeceğimize değinen İlahiyatçı Yazar Nedim Urhan, “Hicret Müslümanların bir nevi İslamı rahat yaşamalarına sebep oldu. İslam davasının güçlenip yayılmasına ortam sağladı” dedi.

Hicretin bir dönüm noktası olduğuna dikkat çeken Urhan, “Müslümanlar Muharrem ayını bir dönüm noktası kabul ettiğine göre hayatımıza hassasiyetle göstermeliyiz. ‘Müslüman her gecesini Kadir Gecesi bilecek’ diye bize tavsiyede bulunulmuştur. Müslümanlar, Allah’a olan kulluklarını ispat etmede hassasiyet gösterdikleri zaman başarıya ulaşmaları mukadderdir” ifadelerini kullandı. 

Muharrem ayında ibadetin önemine vurgu yapan Urhan, “Sünneti ve peygamberi ihyada hicretin en büyük etkisi olmalı Müslümanların üzerinde. Kur’an’ın alt yapısını oluşturmada hicret önemlidir. O hassasiyet devam ettirilmelidir. Bugün Hicret etkisini bizim üzerimize göstermeli” dedi. 

HİCRİ TAKVİM

Hicri takvimi ayın döngüsüne göre hesaplandığı için, güneş döngüsüne bağlı Miladi takvimden yaklaşık 10 gün kısadır. Hicri Takvim’de de Miladi Takvim gibi 12 ay bulunmaktadır. 

Bu aylar sırasıyla:

Muharrem, Safer, Rebiülevvel, Rebiülahir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelahir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade, Zilhicce’dir. 

 

 

 

 

KAYNAK : yeniakit

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ