Uykusuzluk mikrop üretiyor

Uyku Derneği Nöroloji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Zerrin Pelin “Uykusuz kalan kişilerde, normalde bulunmaması gereken kötü bakterilerin bağırsak içerisinde yerleşim göstererek, bağırsak florasında bozulmaya yol açtığı saptanmıştır” dedi. Prof. Dr. Pelin, uykusuzluğun ayrıca şeker dengesini ve yeme alışkanlıklarını da tahrip ettiğini ifade etti.

Uykusuzluk mikrop üretiyor

Uyku Derneği (UYKUDER) Nöroloji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Zerrin Pelin, yaptığı açıklamada, son yıllarda yapılan araştırmalarda, bağırsakların mikrobik yapısının insan sağlığı üzerinde önemli etkileri olduğununun belirlendiğini, uykunun sık bölünmesine yol açan hastalıkların seyri sırasında vücutta birtakım metabolik değişiklikler yaşandığını ifade etti.

Prof. Dr. Pelin, “Son yıllarda yapılan çalışmalar, kronik uyku bölünmesinin yarattığı yağ kitlesi artışının bağırsaklardaki mikrobik yapıda değişikliklere yol açtığını göstermektedir. Florasında ortaya çıkan bu değişiklikler bağırsakların geçirgenliğini artırmakta, vücutta özellikle yağ dokusunda iltihap reaksiyonu yaratarak insülin direncinin ortaya çıkmasını sağlamaktadır” diye konuştu.

Yapılan bir başka çalışmada ise uyku apnesinin yarattığı bağırsak florası değişikliklerinin hipertansiyon gelişimini tetiklediğinin saptandığını anlatan Pelin, kişilerin 63 saat uykusuz bırakılarak, bağırsak floralarındaki değişikliklerin incelendiğini vurguladı.

Geçmeyen uykusuzluğa dikkat

Genel halsizlik, çabuk yorulma ve konsantrasyon güçlüğü olarak ifade edilen yorgunluk, toplumda sıklıkla karşılaşılan bir şikayet. Dinlenmenize rağmen yine de yorgun hissediyorsanız ‘Kronik Yorgunluk Sendromu’ yaşıyor olabilirsiniz. Birçok hastalıkla benzer özellikler gösterdiği için fark edilemeyen Kronik Yorgunluk Sendromu, tek başına bir hastalık olarak kabul edilmese de önemli hastalıkların belirtisi olabilir. Yaşam kalitesini düşüren ve günlük hayatı olumsuz etkileyen bu durum tedavi edilmediği takdirde daha büyük sorunlara yol açabiliyor.Kişilerin dinlenerek rahatlayamaması ve bu halin 6 aydan fazla sürmesinin kronik yorgunluk olarak kabul edildiğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ziya Ömer, “Bu kişilerde uykuya meyilli olma, evden çıkmak istememe, eklem, kas ve kemik ağrıları, hareketsizlik gibi etkiler görülür. Uykusuzluk ve yorgunluk hali kişinin iş, yaşam, sosyal, eğitim aktivitelerini engelleyici tarzda olabilir. Hafızada bozulma, konsantrasyon güçlüğü, ciddi baş ağrıları ve sabahları uykulu halin devam etmesi gibi etkenler kronik yorgunluğun belirtileri arasındadır” dedi.Kalitesiz uyku sizi depresyona itebilir! Çalışan kişilerde etkiliHalsizliğin üzerinde durulmayan bir durum olduğunu kaydeden Ziya Ömer, “Bu rahatsızlık genellikle gözden kaçan bir sorun olarak dikkat çekmektedir. Daha fazla eğitimli, çalışan ve gelir seviyesi yüksek olan toplum kesiminde etkili olmaktadır. Dinlenmeyle geçmeyen halsizlik durumunda, kronik yorgunluğun varlığı araştırılmalıdır. Düzensiz beslenme, aşırı hareketli yaşam tarzı, aşırı kilo, hormonal hastalıklar, alkol bağımlılığı, sistemik hastalıklar, kanser gibi etkiler nedeniyle halsizlik ve yorgunluk meydana gelebilir” diye konuştu.Günde 2.5 litre su, her gün kahvaltı…Uzman Dr. Ziya Ömer, yorgunluk belirtilerinin ortadan kalkması için şunları önerdi:”Her gün düzenli olarak kahvaltı yapın ve günde en az 2,5 litre su için. Dik oturun ve cep telefonunu mümkün olduğunca az kullanın. Haftada 2 gün balık tüketin, düzenli beslenin ve egzersiz yapın. Kafein, sigara ve alkolden uzak durun. Stres yaşamın bir parçası olsa da, stresin kontrol etmeyi öğrenin.Gün içinde acıkma atakları, tatlı çekme, yemek sonrası uyku gelmesi, halsizlik ve yorgunluk insülin direncinin göstergesi olabilir. Tiroit hormonundaki düzensizlikler de uyku ve vücut dengesini bozabilir. Bu nedenle bir hekime başvurmak en doğru davranış olacaktır” Uyumak üzereyken aşağı mı düşüyorsunuz?

Uykusuzluğa strese son

Bitkiler ve antioksidanlarla ilgili uluslararası ve ulusal bilimsel çalışmaları bulunan Histoloji ve Embriyoloji uzmanı Dr. Ömer Coşkun, Akdeniz mutfağında önemli bir yeri olan ve Yunancada “kraliyet” anlamına gelen fesleğen bitkisinin; anti-enflamatuar, antibakteriyel ve antistres özellikleri olduğunu söyledi. Dr. Coşkun, K vitamini, kalsiyum, magnezyum ve beta-karoten açısından zengin olan fesleğenin, en başta kalp sağlığı için çok önemli olduğunu kaydetti.Kalp sağlığına faydalıFesleğenin kalp sağlığı üzerinde de olumlu etkisi olduğunu vurgulayan Dr. Coşkun, “Yapılan araştırmalarda, yüksek antioksidan içeriği nedeniyle fesleğenin, kalp sağlığı üzerinde olumlu etkisi olduğu, yüksek kolesterolü düşürdüğü gözlenmiştir. Yine yapılan araştırmalar, bu bitkinin açlık ve tokluk kan şekerini düşürebildiğini, patojen bakterilerin çoğalmasını engellediğini, ödeme karşı da etkili olduğunu göstermektedir Fesleğende bulunan flavonoidler, serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı hücresel düzeyde koruma sağlamakta, DNA hasarına karşı hücreleri korumaktadır” dedi.Mutluluğa yasemin kızgınlığa lavanta Uykusuzluğun devasıKendine özgü hoş ve rahatlatıcı bir kokusu olan bu bitkinin, stres ve anksiyeteye bağlı sorunlarla mücadelede de önemli destek sağladığının altını çizen Dr. Ömer Coşkun, toplumda oldukça sık karşılaşılan, uyku düzensizliği, yorgunluk, stres ve unutkanlık sorunlarına karşı da bu bitkiden yararlanılabileceğini ifade etti.Sıcak suya atıp demleyinFesleğenin nasıl kullanılacağını anlatan Coşkun, “1 su bardağı sıcak suya atılacak olan yaş veya kuru bir tutam kadar fesleğen yaprağı, 5-10 dakika ağzı kapalı olarak bekletildikten sonra çay olarak içilebilir. Salatalara, yemeklere eklenerek tüketilebileceği gibi, yağı, ekstresi de kullanılabilir” şeklinde konuştu. ‘Avrupa’dan beklenen neydi?’


Şeker dengenizi ve yeme alışkanlıklarınızı bozar

Prof. Dr. Pelin, “Uykusuz kalan kişilerde, normalde bulunmaması gereken kötü bakterilerin bağırsak içerisinde yerleşim göstererek, florada bozulmaya yol açtığı saptanmıştır” ifadesini kullandı. Prof. Dr. Pelin, şunları söyledi:

“Bağırsak florasındaki bu bozulmanın kişilerin uyku yapısında bozulmalara neden olduğu da gözlenmiştir. Uykunuz yetersizse ya da uykunuzun yapısını bozacak bir hastalığınız varsa bağırsaklarınızda ortaya çıkan değişiklikler metabolizmanızı, şeker dengenizi ve yeme alışkanlıklarınızı bozabilir. Sağlıklı ve yeterli uyumak temel hedef olmak üzere bu konudaki çalışmalar arttıkça beslenme değişiklikleri oluşturarak uyku problemlerinin neden olduğu olumsuz etkilerden korunmayı sağlamak mümkün olabilecektir.”

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ