‘TV’de onu üzen bir şey görürse müdahale eder’

ABD Başkanı Donald Trump’ın Esed rejimine ait Şayrat askeri üssünü vurmasından sonra, Esed rejimi gitmeli tartışmaları başlarken, Trump yönetimi yeniden sessizliğe büründü. Trump’ın politikasını eleştiren Amerikalı uzmanlara göre herhangi bir stratejisi olmayan Trump, Suriye operasyonu ile “TV’de kendisini üzen bir şey görürse güç kullanma hakkını saklı tutma”nın işaretini verdi.

‘TV’de onu üzen bir şey görürse müdahale eder’

ABD’nin Suriye rejimini vurmasının ardından uluslararası toplumdan yükselen ‘Esad gitmeli’ sesleri kısa sürede duruldu. Uzmanlara göre bunun sebebi, ABD’nin saldırısının kapsamlı bir stratejiye dayanmaması. Foreign Policy’den Max Boot, ‘Trump Doktrini’ni şöyle tanımlıyor: “ABD Başkanı televizyonda kendini üzen bir şey görürse güç kullanma hakkını saklı tutar.”
Karar’ın haberine göre, ABD’nin geçen hafta Suriye’de Esad rejimine yaptığı füze saldırısı, ülkede en çok konuşulan konulardan biri olmaya devam ediyor. Tartışmalar, saldırının arkasında kapsamlı bir strateji bulunmadığı eleştirileri üzerinde yoğunlaşıyor. Saldırının ardından uluslararası toplumda yükselen “Esad gitmeli” seslerinin kısa ömürlü olması da bu stratejisizliğe bağlanıyor. Dış politika dergisi Foreign Policy’de Max Boot imzasıyla yayımlanan makale de söz konusu saldırıyı bu bağlamda inceliyor. ABD’nin Esad rejimine ait bir askeri üssü 59 Tomahawk füzesiyle vurduğu operasyonun belirleyici değil, tek seferlik bir harekat olduğuna dikkat çeken Boot, eski ABD Başkanı George Bush’un, 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından yaptığı “Ben harekete geçtiğim zaman, bunu iki milyon dolarlık bir füzeyi 10 dolarlık boş bir çadıra fırlatıp bir deveyi kıçından vurarak yapmayacağım. Sonuca ulaştıran bir şey yapacağım” şeklindeki açıklamayı hatırlatıyor. Boot, “Öyle görünüyor ki tekrardan develeri öldürmeye döndük. 59 füzeyle vurulan Şayrat hava üssü, 24 saat geçmeden tekrar kullanılmaya başladı” diyor.

Uzmanlardan Trump’a eleştiri

Boot’un dikkat çektiği bir başka nokta ise Trump yönetiminin saldırı için sağlam bir gerekçe göstermemesi: “Hükümetin önerdiği tek açıklama, Trump’ın gaza maruz kalan çocukların korkunç resimleri görmesi ve bu konuda bir şeyler yapmaya niyetlenmesi. Trump doktrini şöyle görünüyor: Birleşik Devletler Başkanı televizyonda kendini üzen bir şey görürse güç kullanma hakkını saklı tutar.”

Kimyasal silah kullanımı karşısında askeri müdahaleye başvurmanın iyi bir şey olduğunu dile getiren Boot, “Ancak Trump sonuç alıcı bir eylem yapmak istiyorsa, bundan çok daha ileri gitmeli” diyor. World Politics Review dergisinde konuyu inceleyen bir makale yazan Steven Metz de benzer görüşte. Metz, Trump yönetiminin saldırının ardından verdiği ‘karmaşık’ mesajların, operasyonun etkisini azalttığını savunuyor.

Trump yönetimi verilen mesajları değerizleştiriyor

Saldırının Putin’e “Esad’ı desteklemenin düşündüğünden daha pahalıya malolacağı”, Kuzey Kore ve Çin’e de “Amerika’nın gerektiğinde saldırıya geçmekten çekinmeyeceği” gibi ‘değerli’ mesajlar verdiğini, ancak Trump yönetimi mensuplarının uyumsuz açıklamalarının bu değeri azalttığını ifade ediyor. Örneğin Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın “Dünyanın her yerinde masum sivilleri savunacağız” şeklindeki açıklamasının, Trump’ın savunduğunun tam tersine ABD’yi ‘dünyanın polisi’ olarak konumlandırdığını dile getiriyor. ABD’nin BM Temsilcisi Nikki Haley’in de Trump’ın eleştirdiği rejim değişikliği politikalarına dönüş anlamına gelen “Esad’ın gitmesi gerektiği” şeklindeki açıklamasının da benzer bir etkiye sebep olduğunu belirtiyor. Metz ve Boot, Trump yönetiminin kapsamlı bir diplomasi planı hazırlaması gerektiğini, askeri müdahalelerin ancak bu şekilde anlamlı olabileceğini ifade ediyor.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ