Türkiye Uzay Ajansı için geri sayım başladı

Türkiye Uzay Ajansı Kurulması ve Uzaya Yönelik Faaliyetlerin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı, TBMM Başkanlığına sunuldu.

Türkiye Uzay Ajansı için geri sayım başladı

Türkiye Uzay Ajansı Kurulması ve Uzaya Yönelik Faaliyetlerin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı, TBMM Başkanlığına sunuldu.   Tasarıya göre, Türkiye’nin uzay ve havacılık teknolojileri alanında temel politika ve stratejilerinin belirlenmesi, uygulanması, dışa bağımlı olmayan rekabetçi sanayinin geliştirilmesi, toplumun refahı ve milli menfaatler doğrultusunda uzay teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılması, uzay ve havacılık teknolojileri alanında bilimsel ve teknolojik altyapıların ve insan kaynaklarının geliştirilmesi, kapasite ve yeteneklerin artırılması, kanunun amaçlarını oluşturuyor.   TSK, kapsam dışında olacak Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile kamu kurum ve kuruluşları tarafından özel kanunlar uyarınca yürütülen faaliyetler, bu düzenleme kapsamı dışında olacak.   Ajansın taşınır ve taşınmazları ile para, evrak, dosya ve varlıkları devlet malı hükmünde olacak, haciz ve rehin edilemeyecek. Bunlar aleyhine işlenen suçlar, devlet malı aleyhine işlenen suçlar gibi kovuşturulacak ve cezalandırılacak.     Uzay Ajansı’nın görev ve yetkileri Tasarıda, ajansın görev ve yetkileri şu şekilde yer alıyor:   Ajans, okyanuslar ve kutuplarla ilgili araştırma yapabilecek, buralarda geçici veya daimi araştırma merkezleri, istasyonlar kurabilecek.   Deneysel amaçlı uydular, uzay ve hava araçları geliştirmek amacıyla yerli veya yabancı tüzel kişilerle anlaşmalar yapabilecek.   Uzay ve havacılık alanlarında bilim insanları ile uzman ve araştırmacılar yetiştirilmesi amacıyla burs ve ödül verebilecek.   Uzay Kurulu ve Başkanın görev süresi 5 yıl olacak Ajans, Uzay Kurulu, Başkanlık, Bilim ve Teknoloji Yönlendirme Komitesi, Uzay Uygulamaları Geliştirme ve Koordinasyon Komitesi organlarından oluşacak.     Ajans bünyesinde araştırma merkezleri, enstitüler, laboratuvarlar, yer gözlem, yönetim ve kontrol merkezleri, uzay parkı, uzay bilim merkezleri, mükemmeliyet merkezi ve benzeri birimler Başbakan’ın onayıyla, uydu fırlatma merkezleri ise Bakanlar Kurulu kararıyla kurulacak.   Kurumlar, gerçek ve tüzel kişiler de uzaya yönelik faaliyetlerde bulunabilecek Tasarıya göre, kurum, kuruluşlar, gerçek ve tüzel kişiler, uzay ve havacılık araçları ve sistemleri geliştirebilecek, kurabilecek, uzaya yönelik faaliyetlerde bulunabilecek.   Olağanüstü haller ile ülkenin güvenliğini ilgilendiren durumlarda, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş halinde tüm uzay sistemleri, milli güvenlik ve milli savunma amaçları doğrultusunda kullanılacak.   TSK, ihtiyaç duyduğu uydu ve uzay kabiliyetlerini kazanmaya yönelik olarak Ar-Ge, projelendirme, üretim, entegrasyon ve tedarik faaliyetlerini yürütebilecek, uzay sistemlerine sahip olabilecek.   Destek programları uygulanabilecek Ajans uzay ve havacılık teknolojileri alanında yenilik ve tasarım faaliyetleri dahil olmak üzere araştırma ve geliştirme ile ürün geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla destek programları uygulayabilecek.   Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı nezdinde oluşturulan kaynağın yüzde 20’si, havacılık ve uzay teknolojileri alanında kullanılmak üzere Ajans hesaplarına aktarılacak.   Uydu, uzay ve havacılık teknolojisi ile sistemlerinin geliştirilmesi ve üretilmesi amacıyla ihtisas bölgeleri kurulabilecek.   107 kadro ihdas edilecek Uydular ve alt yapısının işletilmesi ile ilgili hak, yetki ve yükümlülüklerin belirlenmesi amacıyla Ajans ile Türksat A.Ş. arasında görev sözleşmesi imzalanacak.   Tasarıya göre, ilk atanan başkanın görev süresi 6 yıl olacak. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı uhdesinde toplam 107 kadro ihdas edilecek.   ‘GEÇ KALINMIŞ AMA OLUMLU BİR ADIM’ Türkiye Uzay Ajansı kurulması çalışmalarını Sputnik’e değerlendiren astronom Prof. Dr. Ethem Derman, kendisinin de içinde bulunduğu bir ekibin 1995 yılında uzay ajansı kurulması için yasa tasarısı hazırladığını ancak o dönemde tasarının yasalaşmadığını kaydetti. Geç kalınmış olsa da ajans kurulması için adım atılmasının olumlu olduğunu vurgulayan Derman, “İnşallah bu iş iyi bir organizasyonla yapılır. İşi bilenler işin başına getirilirse Türk Uzay Ajansı’na Türkiye’nin çok ihtiyacı var. Bu Roketsan filan daha önce kurulmuştu. Son zamanlarda çok büyük bir laboratuar kurdu devletimiz. Orada 1000 mühendis çalışacaktı, yeni uydu yapımı, yapılan uyduların testinin yapılacağı bir tesis kuruldu, epey bir para harcandı oraya. Bunlar hepsi Türk Uzay Ajansı adı altında birleşecek, güzel çalışmalar yapılacak inşallah diyelim” diye konuştu.   ‘YURT DIŞINDA BU ALANDA ÇALIŞAN TÜRK BİLİM İNSANLARINI GETİRMEK ÖNEMLİ’ Yurt dışında uzay alanında çalışan çok sayıda Türk bilim insanının bulunduğunu vurgulayan Derman, “Bu uzmanları aslında toparlayıp Türkiye’de bir organizasyon içinde çalışmalarını sağlayabilirsek bunlar mümkün olur. Ama mevcut bürokrasi buna izin vermiyor. Örneğin vereceğiniz maaş, Başbakanlık Müsteşarı’nın maaşından fazla olamıyor. Biz oradaki uzmanları Türkiye’ye toplamak istesek bu tür aksilikler çıkabilir. Ama bu konuda uzmanlaşmış Türkleri bir araya getirmek önemlidir. Türk Uzay Ajansı içinde bu konuda en iyi olanları başa getirip bir yönetim kadrosu geliştirilebilirse çok iyi olur. Fakat Türkiye’de bunun yapılacağına inancım pek yok şu anda. Bu konuda çalışan Türkleri toparlayıp ‘bunlar zaten bu işi biliyor, bunlarla daha hızlı adım atarız’ diyecek gücümüz var mı yok mu onu bilemiyorum” dedi.   Uzay çalışmalarında ilerleme kaydetmek için zamana ihtiyaç olduğunu vurgulayan Derman, “Önemli olan yasayı çıkartıp bu adımı atmaktır ama bu işin kazanımı olması için 15-20 yıl geçmesi gerekir. Ama uzmanlaşmış kişileri toparlayabilirsek bu işler daha hızlı ilerler. Fakat sadece bir profesörü onun başına atamakla bu iş çözülmez. Bu işten anlayan, bu işte deneyimi olan, yurt dışında, NASA’da, ESA’da uzun süredir çalışan, roket yapımında deneyimleri olan uzmanlarımız var. Önemli olan onları toparlayabilmektir bana göre. Bu yapılabilirse çok iyi olur. Fakat baştan başlayalım denirse o da ayrı bir yöntem, inşallah becerilir” diye konuştu.   ‘İLK ADIMLARI BU ALANDA GELİŞMİŞ BİR ÜLKEYLE ATMAKTA BÜYÜK YARAR VAR’ Derman, Türkiye’nin Rusya’yla uzay alanında da işbirliği yapabileceğine işaret ederek “İlk adımları bu alanda gelişmiş bir ülkeyle atmakta büyük bir yarar var. Rusya ile yapılacak bir işbirliği, veyahut da Çin’le, Hindistan’la yapılacak bir işbirliği bu konuda daha hızlı ilerlememizi sağlar” dedi.   ‘DÜNYADA İLERİ GELEN BİR ÜLKE OLMAK İSTİYORSANIZ UZAYDA SÖZ SAHİBİ OLMANIZ GEREKİYOR’ Sputnik’e konuşan İTÜ Uzay Mühendisliği bölüm başkanı Prof. Dr. Alim Rüstem Aslan da uzay ajansı kurulmasının geç kalınmış bir adım olduğu görüşünü paylaşıyor. “Çok daha önceden bu ajansın hayata geçmesi ve çalışmaların bu kurum tarafından koordine edilmesi gerekiyordu. Ama çeşitli nedenlerle hayata geçemedi, bir an önce hayata geçmesinde fayda var” diyen Aslan, şöyle konuştu: Dünyada ileri gelen bir ülke olmak istiyorsanız uzayda söz sahibi olmanız gerekiyor. Uzay teknolojisini üretiyor, ihraç ediyor olmanız gerekiyor. Bugün neredeyse bütün haberleşme uzay üzerinden gerçekleşiyor. Onun dışında ülkenin güvenliğini sürekli uzaydan sağlayabiliyorsunuz, en ekonomik yolu bu. Dolayısıyla bunun günlük hayata yansıması da doğrudan oluyor. Bunları uygun bir şekilde sağlayamıyorsanız bu konuda da yurt dışına bağımlı hale geliyorsunuz. Hatta yurt dışına bağımlı olmanızın ötesinde bazı durumlarda parasını verseniz de alamıyorsunuz. Dolayısıyla böyle bir uzay ajansının kurulması önemli. Tüm bunları dikkate aldığımızda ülkenin gelişmesi üzerinde çok büyük etkisi olacaktır diye düşünüyorum.   ‘UZAY AJANSI, YURT DIŞINDAKİ BİLİM İNSANLARINI ÇEKEBİLİR’ Aslan, bu alanda çalışma yürüten yurt dışındaki Türk bilim insanlarının ajansa önemli katkılarda bulunabileceğine işaret ederek “Bir ara 6-7 yıl önce yurt dışından dönüşler hızlanmıştı. İnsanlar geri dönüp Türkiye’de çalışmaya başlıyor, hatta yabancılar Türkiye’de iş arıyordu. Fakat şu an durum öyle değil, şu an geri gelenler de geri dönmeye başladı. Dolayısıyla bunu tekrar eski haline çevirmek için bu kurumun büyük faydası olacağını düşünüyorum. Yapacağı projelerle, vereceği işlerle insanların katkısını tekrar çekebilir. Ama tabii ülkenin uluslararası görünümü önemli. Çok boyutlu bir konu, basit bir konu değil. Ama biz kendi içimizde güçlü olduğumuz sürece, bir şeyler ürettiğimiz sürece her şeyin daha pozitif olacağını düşünüyorum” diye konuştu.   ‘TÜRKİYE HALİHAZIRDA RUSYA İLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDE UZAY ARAŞTIRMALARINA KATILIYOR’ Rusya Bilimler Akademisi’nin Uzay Araştırmaları Enstitüsü’nden kıdemli uzman Natan Eysmont da Türkiye’nin Uzay Ajansı kurma kararını Sputnik’e değerlendirdi.   “Herkes bu kulübe, uzaya araç göndermeye, ölçüm yapmaya yeterli teknolojilere sahip olanların kulübüne üye olmayı, genel olarak ta bu alandaki ilerlemelere katkı sağlama imkânına sahip olmayı arzuluyor” diyen Eysmont, “Aslında en küçük ülke de bunu yapmak isterdi. Ancak Türkiye o kadar küçük bir ülke değil, aslında onlar uzay araştırmalarına katılıyor, bu arada bunu Rusya ile işbirliği halinde de yapıyor. Rusya’nın Türkiye topraklarında teleskobu var ve bu teleskopla başarılı bir şekilde çalışıyor. Ancak uzay aracını bir yerlere, herhangi bir gezegene ya da en azından dünya atmosferinin dışına göndermek bambaşka bir şey, bu bir ilerleme” diye konuştu.   ‘BU FAALİYETLERİN ULUSLARARASI OLMA ÖZELLİĞİ VAR’ Rusya’nın, Türkiye ile birlikte uzay teknolojilerini geliştirme konusuna ilgi duyabileceğine işaret eden Eysmont, “Aslında tüm bu faaliyetlerin baştan beri uluslararası olma özelliği var. Burada herhangi bir ülkenin en ileri gelen vasıflarını ve teknolojilerini kullanmak önemli. Bu konuda Türkiye’nin de uzmanları olduğunu düşünüyorum. Muhakkak uzay araçlarındaki aygıtların kurulumu için gerekli alanlarda istihdam edilen bilimciler vardır. Ve böyle bir şey her hâlükârda hem Türkiye, hem de Rusya için faydalı olacak” dedi.   ‘RUSYA DA MÜTEVAZI BİR İSTASYONLA BAŞLAMIŞTI’ Rusya Bilimler Akademisi’nin Uzay Araştırmaları Enstitüsü’nden Profesör Oleg Vaysberg de Sputnik’e yaptığı açıklamada “Prensip olarak yeterince gelişmiş olan her ülkenin uzay araştırmalarıyla ilgilenmesi neredeyse kaçınılmaz ve bu işletmenin değeri kademeli olarak azalıyor. Bu nedenle her şey, onun bu iş için hangi kaynaklara sahip olacağına bağlı. Türkiye’nin yeterince gelişmiş bir ülke olduğu denebilir, bu nedenle hangi sürelerde ve hangi ebatlarda bir istasyon yapmak istemesine bağlı olarak bu görev yıllar içinde çözülebilir. Biz de, bugünkülere kıyasla mütevazı bir istasyonla başlamıştık. Dolayısıyla bunu yapamayacaklarını söylemekten çekinirdim” dedi.   ‘TÜRKİYE, RUSYA’NIN DENEYİMİNDEN FAYDALANABİLİR’ Türkiye’nin uzay alanında Rusya’nın deneyiminden faydalanabileceğini ifade eden Vaysberg, “Türkiye ile ilişkilerde sorun vardı, şimdi ise Türkiye ile işbirliği yapıyoruz. Bu nedenle bizim deneyimimiz faydalı olabilir. Hatta bazı belli deneyimlerimiz Amerikalılar için de faydalı olmuştu ve şimdi de faydalı. Dolayısıyla ülkemiz bu konuda işbirliği yapabilir. Çinliler de Rusya’nın çözümlerini kopyalayarak başladıklarını söyleyebiliriz. Bu nedenle, eğer ülkede böyle bir karar alınacak olursa, yardım edebilirler ve bu deneyim faydalı olacaktır” diye konuştu.

KAYNAK : STAR GAZETESİ

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ