Toprakla yeşeren 40 yıl

Bedir Acar

İstediği turkuaz rengi elde edebilmek için dört sene uğraş verdi. Binlerce deneyden sonra ‘işte bu’ dedi. Böylece, kendine özel ‘turkuaz sırra’ erişen seramik sanatçısı Ahmet Nejat Birdevrim’in eserlerini görmek için güzel bir fırsat var elimizde. 

Birdevrim’in ‘Toprakla Yeşeren 40 Yıl’ sergisi, İstanbul Eminönü’ndeki Yeni Cami Hünkar Kasrı sanatseverlerle buluştu. Hat, resim ve heykel sanatının birbiriyle kucaklaştığı sergide, Osmanlı-Selçuklu döneminden esinlenen eserler yer alıyor. Sergiyi gezerken bir detay dikkatimizi çekiyor; çoğu hat çalışması özel bir zemin üzerine tasarlanmış ve bu kumlu zeminin kimi yerlerine ‘Allah’ lafzı gizlenmiş. ‘Yüce Allah baktığımız her yerde’ diyen sanatçı, bunun özel bir tasarım olduğunu belirtiyor ve tekniğin patentinin kendine ait olduğunu dile getiriyor. 

1982’de Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nu okul ikincisi olarak bitiren Birdevrim, Seramik çalışmalarına 1985’te kendi atölyesini açarak başladı. 1993’ten bu yana İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Cam Seramik ve Çini Programı’nda eğitmenlik yapıyor. 

62 yaşındaki sanatçı daha 21 yaşındayken tanışmış seramikle. ‘En büyük hocam, halamdı’ diyor. ‘Halam’ dediği isimse, iki yıl evvel (14 Kasım 2018) Hakkın rahmetine kavuşan büyük tezhip ve minyatür ustası Cahide Keskiner…

ANNE ELİ DEĞMİŞ GİBİ

Ahmet Nejat Birdevrim ‘’Ben resim, hat ve heykel sanatçısıyım’’ diyor. Bir seramik sanatçısı neden kendini böyle tamımlar” ‘’Seramik, su, ateş, hava ve toprak gibi dört hayati elementin bir araya geldiği bir sanat. Seramiği (toprağı) sanata çevirebilmek için pişirme, çamuru şekillendirme tekniklerine hakim olmalısınız. Teknikleri bir arada ve doğru biçimde kullandıktan sonra da duygularınızı katarak şekil vermeniz lazım. Onun için seramik, sanat dalları içinde en meşakkatli olanlardan biridir.’’

Peki, Birdevrim’in hepsi biricik olan sanat eserleri, sürekli tüketmeye alışmış bugünün görsel çağı için ne anlam ifade ediyor” Öyle ya, dijital çağda bir tabloya, bir renge bakıp geçiyoruz. Ancak sanatçı, istediği bir tonu yakalayabilmek için yıllarını veriyor. 

Cevabı naif ve mütevazı Birdevrim’in ‘’Anne eli değmiş bir sarmanın tadıyla makinede hazırlanmış bir sarmanın tadı aynı olur mu hiç”’’

KAYNAK : AKŞAM GAZETESİ