Taşköprülüzâde Sempozyumu gerçekleştirildi

16’ıncı yüzyıl alimi Taşköprülüzâde’nin eserlerini ve fikirlerini konu alan uluslararası bir sempozyum düzenlendi. 5 yıllık bir çalışmanın sonucunda, 21 cildi bulacak Taşköprülüzâde külliyatından 4’ü yayınlandı. Bilim ve felsefe alanında önemli adımların öncüsü olacak çalışmaların hazırlık aşamasında bulunan, aynı zamanda sempozyumda da konuşmacı olan İhsan Fazlıoğlu, Cahid Şenel ve programı düzenleyen İLEM’in Başkanı Süleyman Güder ile konuştuk.

Taşköprülüzâde Sempozyumu gerçekleştirildi

Sempozyum 16’ncı yüzyılda yaşamış olan Ebu’l-Hayr Isâmuddîn Ahmed Taşköprülüzâde’nin eserleri üzerinden Osmanlı düşünce geleneğinin gün yüzüne çıkartılmasında önemli çalışmalar gerçekleştiren bilim insanlarına ev sahipliği yaptı.

İLEM’in organizasyonuyla gerçekleştirilen ve İstanbul Medeniyet Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleşen sempozyuma Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Felsefeci Teoman Duralı, Tarihçi Mehmet Genç, Türk Dil Kurumu Başkanı Mustafa S. Kaçalin, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektörü İhsan Karaman, İLEM Başkanı Süleyman Güder, İSTEV Başkanı Gül Zülfikar başta olmak üzere çok sayıda akademisyen katıldı.

Açılış oturumunda İhsan Fazlıoğlu, Mehmet Genç ve Ahmet Sururi, Osmanlı dönemi felsefesine ait önemli bilgiler paylaştı. Mehmet Genç 16’ıncı yüzyıl Osmanlı’sının sosyal ve fikir hayatını; Ahmet Sururi, Taşköprülüzâde’nin hayatı, eserleri ve dilini; İhsan Fazlıoğlu ise Osmanlı düşünce geleneğinde Taşköprülüzâde’nin yerini anlattı.

Sempozyum 12 oturumda gerçekleşti ve 42 sunum yapıldı. Konuşmacılar, 16’ıncı yüzyıl Osmanlı düşünce geleneği; kozmoloji, Tanrı-alem ilişkisi, bilgi, varlık, bilim felsefesi, metafizik, kelam, dil bilimi, dini ilimler, mantık, bilim tarihçiliği, ilim tasnifi, ahlak, siyaset ve müzik alanlarını 15 farklı açıdan değerlendirdi.

Taşköprülüzâde Projesi kapsamında gerçekleştirilen tahkik ve tercüme çalışmalarının ürünü olacak 21 ciltlik külliyatın ilk 4’ü de sempozyum öncesinde basılarak okuyucularla buluştu.

İLEM Başkanı Süleyman Güder ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın.

“Kendimizi tanımladığımız kavramlarla var oluruz”

Sempozyumunun değerlendirme oturumu, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın tarafından gerçekleştirildi.

İslam dünyasının Batı merkezli bir algı ile tanımlandığına dikkati çeken Kalın, bu algının Taşköprülüzâde Projesi gibi özgün çalışmalarla yıkılabileceğini belirtti.

“Derinlikli düşünce, tefekkür, sanat, kültür, medeniyet türü şeyleri tabii ki yapmalıyız ama önce acil siyasi, ekonomik konular var. Bunları önce bir çözelim, vakti zamanı geldiğinde bu tür ilim, fikir, düşünce türü şeylere daha fazla vakit ayırırız’ diye bir varsayımla hareket edildiğini görüyoruz” şeklinde konuşan Kalın, acil siyasi ve ekonomik konuların çözülebilmesi için de fikir dünyasının belli bir berraklığa ve derinliğe kavuşmasının önemli olduğunu söyledi.

Kalın, değerlendirmesinde ayrıca, sosyal hayat ve bilim hayatında insanların kendilerini tanıdığı kavramların çok önemli olduğuna vurgu yaparak, “Bizler kendimizi tanımladığımız kavramlarla var oluruz. Bir süre sonra bu kavramlar gerçekliğimiz haline gelir. Batı merkezli bilim üretmek de böyle bir sonuca götüren başlangıçtır. Bu açıdan Taşköprülüzâde Projesinde emeği geçen İlmi Etüdler Derneği, İlim Sanat Tarih ve Edebiyat Vakfı ve İstanbul Medeniyet üniversitesine şükranlarımı sunuyorum” dedi.

İhsan Fazlıoğlu sempozyumun açılış progamında konuştu.

“Geçmişle gelecekte karşılaşmak…”

Sempozyumun amacı hakkında Yeni Şafak’a açıklama yapan Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu, geçmişin önemine işaret etti. “Tarih, ancak geleceğe ilişkin projesi olan nesiller için anlamlıdır. Geleceğe ilişkin projeniz yoksa, geçmişe dair bir tarihiniz olmaz” diyen Fazlıoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Dolayısıyla bir geçmişi tarihe dönüştürmek istiyorsanız, onun sizin geleceğe yönelik projeksiyonunuz olması lazım. Aforizmam şudur benim: Geçmişle gelecekte karşılaşmak. O geçmişe tarih denir. Yoksa öbür türlü arkeolojik bir kazı yapmış olursunuz. Geçmiş hayvanda da var, evrende de var. Ama her varlıkta tarih yok. Tarih olması için, gelecek bilincinin olması lazım.”Araştırma yapmak isteyen birinin Türkçe ve İngilizce kaynaklardan beslendiğini hatırlatan Fazlıoğlu, “Bizim eklediğimiz şey yeni olarak şu: Acaba atalarımız bu konuda ne düşünmüş? Onların eserlerine yöneliyorsunuz, kritik yapıyorsunuz, okuyup anlamaya çalışıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

“Geçmiş olmayan bir gelecek olmaz”

Avrupa’nın İslam kültürüne olan eğiliminin zemininde “savaştığı ve yendiği kültürü tanımak istediğinin” yattığını belirten Fazlıoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Bu toplumları tanımak istedi. Dolayısıyla o kültürü öğrenmesi gerekiyordu. Ve bunu yaptılar. Ama bizde ‘Geleceğimizi ancak geçmişimizden kurtularak inşa ederiz’ denildi. Müslüman olan, dindar olan insanlar da benzer şekilde kendilerine tarihi yük olarak gördüler ve bundan kurtulmak istediler. Bugün geldiğimiz noktada ise şunu söylüyoruz: Elbette geçmişi olmayan bir gelecek olmaz. Geleceği olmayan bir geçmiş de olmaz. Geçmişi olmayan bir gelecek de mümkün değil. O zaman bunama ortaya çıkar. Nasıl bir insan bunarsa, bir kültür de bunayabilir. Şu anda biz bunağı oynuyoruz. Bu konuda 100 yıl önceki tecrübelerden haberdar değiliz. Vahim bir durum bu.” “Hafıza kaybı travmaya yol açtı”

Hafızanın önemine dikkati çeken ve kimliğin kaynağı olduğunu belirten İhsan Fazlıoğlu, insanlığın hafızasından bahsederek, “Geometri çalışmak istiyorsanız yapmanız gereken ilk iş, insanlığın hafızasında geometriye gitmek. Buna biz dış hafıza diyoruz. Dış hafıza mahfuzdur. Şimdi Türkiye’yi düşünün. Türkiye’de kültür üreteceksiniz fakat bu kültürün hafızası yok. Dolayısıyla bir şey üretmeniz mümkün değil. Başkasının adına düşünür, başkası adına iş yaparsınız. Şüphesiz düşünce insanlığın ortak malıdır ama bir referansınız olması lazım. Bu bizde yok. Bizde travmaya yol açtı. Bu konuda yazılan kitaplar çıkmaz etkisi oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ