Skolyoz ergenliğe kadar daha sık görülüyor

Uzmanlar, Skolyoz hastalığının her yaşta da ortaya çıkabildiğini ancak, ergenliğe kadar olan kısımda daha sık görüldüğünü belirtti.

Skolyoz ergenliğe kadar daha sık görülüyor

Uzmanlar halk arasında omurga eğriliği olarak bilinen skolyozun ortaya çıktığı yaşa göre belirtilerinin de farklılık gösterdiğini belirterek, “Skolyoz her yaşta da ortaya çıkabiliyor. Ergenliğe kadar olan kısımda daha sık görüyoruz ama bu eğrilikler erişkin yaşlarda da devam edebiliyor.” dedi.   Uzman yaptığı açıklamada, omurganın, gövdenin veya belin eğriliği olarak tanımlanabilen skolyozun oluşumundaki sebeplerden yüzde 80’inin, nedeni bilinmeyen faktörlerden kaynaklandığını ifade etti.   Görüntü itibarıyla bir eğrilik oluştururken kişiyi fiziksel olarak da zorlayan skolyoza neden olan etkenleri dört başlıkta toplayan uzman, bunları “neden oluştuğu bilinmeyen”, “konjenital” (doğumsal), “kas-sinir bozukluklarına bağlı” ve “sendromlara eşlik eden skolyozlar” olarak sıraladı.   Uzman, “Hastalığın ortaya çıktığı yaşa göre belirtileri de farklılık gösterir. Skolyoz her yaşta da ortaya çıkabiliyor. Ergenliğe kadar olan kısımda daha sık görüyoruz ama bu eğrilikler erişkin yaşlarda da devam edebiliyor.” diye konuştu.   Bebeklik çağındaki skolyozların yüzde 90’ının kendi kendine düzeldiğini ifade eden uzman, şöyle devam etti:   “4-10 yaş arasında ortaya çıkan çocukluk çağı skolyozunun eğriliği 30 derece civarını bulmuşsa, sonrasında onun ilerleme ihtimali yüksek. Çünkü 10 yaşından önce çocuğun büyüme potansiyeli daha fazla olduğu için bu eğriliğin artık kötüleşme ihtimali artıyor. O yüzden yakından gözlemlemek gerekir. Skolyoz karşımıza, dışarıdan bakıldığında belde veya sırtta geniş ‘s’ şeklinde çift eğrilik veya geniş ‘c’ şeklindeki eğrilikle çıkabiliyor. Buna, göğüs şekil bozuklukları, kaburgada kamburluk, omuz dengesizliği, kalçanın dışarıya çıkması, kısalık da eşlik edebiliyor.”   “Cerrahiyi en son aşamada değerlendiriyoruz” Uzman, 10 derecenin üzerindeki eğrilikleri skolyoz olarak tanımladıklarını ve çocuğun yaşına göre de tedaviye ve ne yapacaklarına karar verdiklerini dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:   “Skolyozun kendisi bir hastalık değil, bir şekil bozukluğu. Ona sebep olan hastalıklar, doğumsal hastalıklar olabilir. Omurga ve sırtta görülebilecek bozukluklar doğuştan gelen yapısal bozukluklar olabiliyor. Bunlara ek olarak bazen kalp hastalıkları, böbrek problemleri, nöromuskuler hastalıklar veya meningomyelosel dediğimiz omurilik hastalıkları da skolyoza eşlik edebiliyor. Onların çözümünde, cerrahi tedavisi daha da ön plana geçebiliyor. Yine de cerrahiyi en son aşamada değerlendiriyoruz. Cerrahi her yaşta yapılabilecek bir çözümdür. Onun öncesinde hastalarımızı yakından gözlüyoruz ve belli aralıklarla grafilerle takip ediyoruz. Belli bir açıya ulaşmamış, vücudun dengesini bozmamış skolyozlarda takip yapıyoruz. 25-30 dereceden sonraki aşamada skolyozlu çocuğun yaşına göre korse tedavisini de ikinci basamak olarak yapıyoruz. Korse tedavisindeki amaç, eğriliğin ilerlemesini yavaşlatmak, kısmen düzeltmek ve ameliyata kadar geçecek sürede çocuğun büyümesine fırsat vermektir. Gözlem ve korse tedavisinden sonraki aşamada eğer eğrilik vücudun dengesini bozduysa ve bu tedavilerle kontrol altına alınamıyorsa son çare olarak ameliyat aşamasına geliyoruz.”   “Aileler paniklemeden tecrübeli doktor araştırmalı” Uzman, skolyozda ameliyatın kesin çözüm olduğunu ancak öncesinde mümkün olduğunca çocuğun büyümesine fırsat verilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bunun için gövde yüksekliğinde mümkün olduğunca 10 yaşından önce füzyon ameliyatları dediğimiz dondurma ameliyatlarını yapmıyoruz.10 yaşından sonra çocukların akciğerlerinin kapasitesi yaklaşık yüzde 80’e ulaşmış oluyor. Dolayısıyla yapılacak bir ameliyatın zararı en aza indirilmiş oluyor.” diye konuştu.   Cerrahi tedavide küçük çocuklarda füzyonsuz ameliyatların son dönemde revaçta olduğunu aktaran Sağlam, “Geçici olarak ameliyat bölgesinin uzağından, kaburgalar arasından rotlarla uzatma, denge kurma ameliyatları var. Çocuğa ameliyatı yapıyoruz. 6 ay sonra tekrar uzatma şeklinde bir müdahalede bulunuyoruz ya da dışarıdan uzatılabilen sistemler kullanarak çocuğun omurgasının büyümesine fırsat verip kısmen dengede tutacak ara ameliyatları gerçekleştiriyoruz. Sonunda çocuğun büyümesini belirli bir seviyeye getirdikten sonra bunu füzyon ameliyatlarıyla sonlandırıyoruz. Öte yandan yapılabilecek tedavilerin sonuçlarının daha iyi olabilmesi için skolyozun erken tespiti de çok önemli. Bu anlamda ailelere de önemli görevler düşüyor. Benim ailelere tavsiyem; paniklemeden bu alanda tecrübeli doktorları araştırsınlar, hatta bir doktorla da yetinmeyerek birkaç uzmandan görüş alsınlar. Çünkü yapılacak iş, özellikle ameliyat son aşama ve bunun iyi yapılması lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

KAYNAK : STAR GAZETESİ

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ