Sığla gölgelerinden turkuvaz denize…

Önü arkası çok hesaplanmayan, planlara ve prensiplere takılı kalmayan tatilleri seviyorum. İnsanın sonuçta tatilden anladığı şey, ruhen bir …

Sığla gölgelerinden turkuvaz denize…

Önü arkası çok hesaplanmayan, planlara ve prensiplere takılı kalmayan tatilleri seviyorum. İnsanın sonuçta tatilden anladığı şey, ruhen bir şömine başı arayışı. Reçete belli aslında, kumun üstünde basitçe salınabilmek…

Ayrıca yıl boyu tekdüze mesailerden, sonu gelmez ofis toplantılarından ya da ‘atomu parçalayan’ iş ilişkilerinden bir anda serin sulara geçilmesiyse cabası. Sadece yola çıkmak, “Çek biraz güneye” demek bile yorgun nöronlara yetiyor. Buradan hareketle yeni rotamızı bu kez Ege’nin güney ucuna kaydırdık. Amacımız biraz tanımsız bir yere ulaşmaktı. Haritalarda Fethiye’nin önlü arkalı koylarını tıklarken bir anda Günlüklü’yü keşfettik. Sorular var tabii aklımızda: İyi midir, göründüğü gibi midir? Ya hizmet, deniz, insanlar nasıldır?

GECE YAYLA GİBİ SERİN

Muğla’nın Fethiye ilçesine bağlı koya doğru, karavanla yola çıktık. Korkuteli-Söğüt karayolu (D-330) üzerinden Günlüklü’deki Küçük Kargı Tabiat Parkı’na ulaştık. Sosyal medyadan bagajımıza yüklediğimiz önyargılar henüz kamp girişinde silindi.

Öncelikle iki popüler tatil merkezinin ara noktasına konumlanmış; Fethiye’ye 16, Göcek’e 27 kilometre mesafede. Girişte bir güvenlik kulübesi var. Kamp ormanına öyle elini kolunu sallayıp girmek mümkün değil. Bu bile içimizi ferahlatıyor. Günübirlik ziyarette araç için 30 lira otopark ücreti ödenirken kamp ya da otel tatilcisiyseniz ödeme yapmadan kalacağınız noktaya geçiyorsunuz.

Koya girer girmez sol kolda Günlüklü Kampı karşılıyor sizi. İşletmecileri fazlasıyla samimi. Keyif rotamızda bizi rahat bırakıyorlar. Biz de kampın patikasına sapıp sığla ağaçlarının altına karavanı yerleştiriyoruz.

Sığla demişken, enteresan bir ağaç… Daha önce görmediğim bir familyadan. Yerden kavak gibi yükseliyor; uzun gövdesi yükseldikçe yılan gibi kıvrımlaşıp sağa sola sapıyor. Tabii ağaçların bu şekliyle temmuz güneşini perdelemesi, tüm koya gece boyunca yarı serin bir yayla havası katıyor.

ORMAN SOSYALLEŞMESİ

Kampın rengârenk çadırlarına gelirsek… Özellikle geceleri çok güzel. Her yaştan, her kesimden tatilci kampın salaş ruhuna kolaylıkla uyum sağlamış. Çadır aralarında yemekler birlikte yeniyor, karşılıklı yol hikâyeleri anlatılıyor, yaşlılar çevrelerindeki genç enerjiye takılı kalmış; ortalıkta çadırlar arasına asılı ampullere odaklanmış şaşkın çocuklar var. Kamp gençliğine gelince… Denizli’den bir organizasyon şirketi, 18-39 yaş grubunu baz alarak gençleri topladığı gibi Günlüklü’ye getirmiş. Çadırlar, pansiyonlar tıklım tıklım enerji dolu. Akşam havuz başında canlı müziğe geçiliyor, şanslıyız. Egeli müzik grubu Masala Ritim sahneye çıkıyor. ‘Belki Alışman Lazım’ şarkısını söylüyor grup. ‘Ben Buraya Çıplak Geldim’i söylerken kamp semalarında Boho rüzgârı hissediliyor. ‘Now take me home’la coşan gençlik, geceyi havuzda tamamlıyor. Orman içinden karavana dönerken gece yolcuları çıkıyor şimdi de karşımıza: Sığla sincapları… Her yerde, her ağaçta, içine özellikle ekmek konmuş her sepetin üstündeler. İnsanların arasına sızmayı bilen en güzel şey onlar olmalı.

O KAMPA GİDENLER…

Sosyal mesafeli manzarayı ertesi sabah ormanda bırakıp denize ulaşmayı hedefliyoruz. Yürüdüğümüz tabiat parkı, 80’li yılların ünlü korku filmi ‘13. Cuma’dan fırlamış gibi… Kristal Gölü’nün gençlere takık sakini Jason, yine o evrim geçiren hokey maskesiyle her an karşımıza dikilebilir. Zaten kampın ‘Girilmez’ levhaları, filmde tatile çıkan gençlerin canını sıkan ihtiyarları da hatırlatıyor: “O kampa gidenler bir daha geri dönmedi!” Biz de dönmedik, çünkü deniz çok güzel…

Günlüklü’de geniş bir plaj var. U şeklindeki koyun beyaz kumlu kıyı alanı, batıdaki Katrancık Adası’na bakıyor. Turkuvaz sığ sular Ege tadında. Antalya’nın çakıl taşları burada yerini kuma bırakmış.

Kıyıda hizmeti soruyorsanız, o da iyi düşünülmüş. Tuvalet, duş, soyunma kabini gibi alanlar kıyı boyunca sıralı. Ortamın ruhunu ve orman güvenliğini alaşağı eden mangal, kamp hariç ormanın her noktasında yasak. Plaj, akşam 8’den sonra tüm ziyaretçilere kapatılıyor.

Yazıyı konaklama ücretleriyle noktalarsak: Koya bakan otelde gecelik oda ücreti 1.250 liradan, koy girişindeki Günlüklü kampının gecelik çadır/karavan ücreti 100 liradan başlıyor.

Plajda iki kişilik şezlong ve şemsiye fiyatı 100 lira. “Bu fiyat bize uymaz” diyenler zaten kendi şemsiyeleriyle kumların üzerinde yerini alıyor.

NASIL GİDİLİR?

İstanbul’dan yola çıkanlar beldeye İzmir yolu üzerinden 8 saatte ulaşabilir. Kütahya-Burdur yönünü tercih edenlerse 9.5 saati göze almalı. Ankaralıların Günlüklü yolculuğu 7.5 saat sürerken, Antalya’dan düz bir çizgiyle koya 3.5 saatte ulaşılabiliyor.  

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ