Sıcak havada beyin kanamasına dikkat

Vatandaşların özellikle öğlen sıcağında gölgelik alanlarda ve şapkasız dolaşılmaması gerektiğinin altını çizen Yardımcı Doç. Dr. Aydemir Kale, olası beyin kanamalarına karşı önemli uyarılarda bulundu.

Sıcak havada beyin kanamasına dikkat

Beyin ve Sinir Hastalıkları Doktoru Yardımcı Doç. Dr. Aydemir Kale sıcak havalarda beyin kanamalarına karşı uyarılarda bulundu.
Tüm Türkiye’de mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcak hava nedeniyle Yardımcı Doç. Dr. Aydemir Kale, olası beyin kanamalarına karşı önemli uyarılarda bulundu. Vatandaşların özellikle öğlen sıcağında gölgelik alanların ve şapkasız dolaşılmaması gerektiğinin altını çizen Kale, “Beyin Kanaması her yaş gurubundaki insanlarda görülebilmektedir. Çocuklarda daha çok beyin damar anomalileri, yetişkinlerde ise yüksek tansiyonun önemli risk oluşturduğu bilinmektedir. Bunların dışında kronik hastalardan, ilaç kullanımına pek çok faktör ve beyin kanamasına yol açabilmektedir. Özellikle son günlerde içinde bulunduğumuz sıcak havalarda beyin kanamalarına daha sık rastlanılmaktadır. Yüksek hava sıcaklıkları ve nem insanların metabolizmaları üzerinde olumsuz ani şiddetli etkiler oluşturarak ani kan basıncı değişiklikleri ile yaşamı tehdit eden sorunlara neden olmaktadır. Düzenli doktor kontrolünde olmayan kronik hastalıkarı bulunan insanlar ciddi risk altında” dedi.
“Öğlen saatlerinde güneşe dikkat”

Özellikle öğle saatlerinde güneş çarpmalarına karşı vatandaşları uyaran Yardımcı Doç. Dr. Aydemir Kale, Beyin kanaması sonrası en sık görülen şikayetleri sırasıyla sıralayan ani ve şiddetli baş ağrısı, bilinç bozukluğu, felç, kusma, epilepsi krizi, gibi şikayeti olan vatandaşları tam teşekküllü bir hastaneye başvurmasını istedi. Bu tür durumlarda dakikaların büyük önem arz ettiğini ifade edem Kale, bu hastaların görüntüleme yöntemleri ile tomografi, manyetik rezonans anjografi gibi tanıların acilen konulup medikal ya da cerrahi tedavisinin hızlıca planlanması gerekmektedir. Yoğun bakım ve ameliyathane şartlarının her an hazırda bulunması çok önemlidir. Bazen dakikalar içinde yapılacak bir müdahale ile hastanın hayatı kurtulabilmekte veya sakatlıklar önlenebilmektedir. Bir takım önlemler ile beyin kanaması riskimizi azaltabiliriz. Yaz aylarında, mümkün olduğunca uzun süre güneşe maruziyetten kaçınılması önemlidir. Öğlen saatlerinde gölgelik alanlar tercih edilmeli güneşe şapkasız dolaşılmamalı, aşırı egzersizden kaçınılmalıdır. Beslenmede özellikle dikkat edilmesi gereken husus vücudu sıvı ve minarellerden eksik bırakmamaktır. Ayrıca kronik hastalığı bulunan insanlar ilaçlarını düzenli olarak kullanıp kontrollerini ihmal etmemelidir” şeklinde konuştu.

Yaz aylarında böbreklerinize dikkat

Uzmanlar, böbrek taşı vakalarında yaz aylarında artış gözlendiğini belirterek, uyarılarda bulundu.Üroloji Uzmanı Op. Dr. Mehmet Reşat Demir, böbrek taşının, böbreğin süzdüğü idrarın toplandığı ve vücut dışına doğru atıldığı kanalların içinde oluşan mineral içerikli partiküllerin farklı nedenlerle birleşmesi ve büyümesi sonrasında oluşan sert bileşikler olduğunu hatırlatarak, beslenme ve genetik yatkınlığın yanı sıra coğrafi faktörlerin de taş oluşumunda etkili olduğunu söyledi. Yaz aylarında böbrek taşı hastalığına sık rastlandığını söyleyen Demir, “Hava sıcaklığı ve taş oluşumu doğru orantılı. Bu nedenle yaz aylarında hastalığa daha sıklıkla rastlanıyor” dedi.Taş oluşumunda rol oynayan pek çok faktörün olmasına karşın kesin nedenin tam olarak bilinmediğine değinen Op. Dr. Mehmet Reşat Demir, “Genetik yatkınlık, taş oluşumundaki en önemli risk faktörüdür. Böbrek taşı hastalığı olan hastaların birinci derece yakınlarında yüzde 10-40 arasında değişen oranlarda taş hastalığı öyküsü vardır. Coğrafi faktörler de taş oluşumunda etkilidir. Taş hastalığı sıcak bölgelerde daha sık görülüyor. Erkek cinsiyette üriner sistem taş hastalığı daha fazla görülür. Erkeklerde kadınlardan üç kat fazla görülmesine karşın çocuk yaşlarda hastalık her iki cinste de aynı oranda görülüyor” şeklinde konuştu.Taş hastalığı ve hava sıcaklığı arasındaki ilişkinin eskiden beri bilindiğini anlatan Reşat Demir, “Sürekli sıcağa maruz kalan makinistlerde, taş hastalığı görülme sıklığı normal popülasyona göre 3-4 kat daha fazla. Hava sıcaklığı ve taş hastalığı görülme sıklığı arasındaki doğru orantı, terleme sonucu sıvı kaybına bağlı daha konsantre idrardaki, kristalizasyon süreci ile ilişkilendiriliyor. Bu nedenle özellikle aile büyüklerinde üriner sistem taş hastalığı olanlar mümkün olduğunca sıcaktan uzak durmalı ve kalacaksa daha fazla su tüketilmeli” ifadelerini kullandı.Böbrek taşında laser ve urs teknolojisiDemir, böbrek taşı tedavisiyle ilgili merak edilenler ve başarıyla kullanılan “Holmium Laser ve Flexible URS” teknolojisi hakkında da bilgi verdi. Demir, “Her yıl milyonlarca insan taş hastalığı nedeniyle üroloji uzmanı veya acil servis hekimlerine başvuruyor. Böbrek taşları ve idrar yolları, ürolojik hastalıklar içinde yüzyıllardır en ağrılı hastalıktır. Geçmişte taş tedavisi sadece açık cerrahi işlem ile yapılırken, daha sonraki yıllarda teknolojik gelişmeler ESWL ve üreterorenoskopi (URS) gibi seçenekler üroloji pratiğine girmiştir. Endoskopik yöntemlerde çok çeşitli taş kırma cihazları kullanılabilmektedir. Başta böbrek, üreter ve mesane taşları tedavisi olmak üzere, üst idrar yolu (üreter) darlıkları, alt idrar yolu (üretra) darlıkları, idrar yolu tümörleri, dış genital lezyonların tedavisi Holmium Lazer ve Flexible URS Teknolojisinin kullanım alanları arasında yer almaktadır. Bilinen en güçlü ve en güvenli taş kırma cihazımızla yapılan işlemler kanamasızdır, hastaya hiçbir zarar vermez ve işlem sonu ağrı yok denecek kadar azdır” dedi.Böbrek sağlığında dikkat edilmesi gerekenlerOp. Dr. Demir, böbrek sağlığını korumak için dikkat edilmesi gerekenler konusunda ise, “Kan şekeri belirli aralıklarla kontrol edilmeli, kan basıncınızı takip edin. Sağlıklı beslenin ve tuz alımını sınırlayın. Yeterli su tüketerek böbreklerinizi koruyun. Sigarayı bırakın ve içilen ortamlardan uzak durun. Gereksiz yere ağrı kesici ve antibiyotik kullanmayın. Taş ve idrar yolu enfeksiyonlarının nedenini öğrenin. Düzenli egzersiz yapın” ifadelerine yer verdi.

Çok soğuk duş kalp rahatsızlığını tetikleyebilir

Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Ahmet Taner Çetintaş, çok soğuk suyla alınan duşun kalp rahatsızlıklarını tetikleyebileceğini söyledi.Yaz sıcakları, genel vücut sağlığı için olumsuz etkilerinin yanı sıra kalp sağlığı için de çeşitli tehlikeleri beraberinde getirebiliyor. Beslenme ve uyku düzeni, kıyafet seçimi, vücudun soğuk-sıcak dengesinin korunması ve güneşten korunma, kalp hastalarının yazın dikkat etmesi gereken önemli noktalar arasında yer alıyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Ahmet Taner Çetintaş, duş alınan suyun soğuk olması ya da klima havasına doğrudan maruz kalınması gibi durumların kalp sorunlarını tetikleyebileceğini dile getirdi.“Sıcak havada gelişen göğüs ağrısına dikkat”Yaz sıcaklarının her insan için çeşitli sağlık problemlerine neden olabileceğini ifade eden Op. Dr. Ahmet Taner Çetintaş, “Özellikle 50 yaş üzeri, aşırı kilolu ve kalp rahatsızlığı bulunan kişiler için tehlikeli olan sıcak havalarda vücut normal sıcaklığını korumak için daha fazla çaba sarf eder. Terleme ve derinin sıcaklığı vücuda eşit dağıtma çabası, temel olarak bunu sağlar. Bu uğraş kalp hızını artırır ve kan basıncının düşmesine neden olarak kalp damar sistemine ek bir yük bindirir. Bu yük, bilinen kalp hastalığı olan kişilerde belirtilerin kötüleşmesine neden olabilir. Kalp damar hastalığı olan bir insanda göğüs ağrısı başlayabilir ya da kalp yetersizliği olan birinde nefes darlığı gelişebilir veya artabilir” dedi.“Soğuk değil, serin ortamda dinlenin”Hava sıcaklığının çok yüksek olduğu yazlık bölgelerde 40-50 derece sıcaktan, klimanın çalıştığı 18-20 derecelik bir ortama girmenin, özellikle kalp hastaları için hayati risk oluşturabildiğini söyleyen Çetintaş, “Klimalı ortamlar akciğer hastalıklarına da neden olabilmektedir. Hastanın akciğerlerdeki oksijen kapasitesine ait bir bozukluk, kalp krizine ve kalp yetmezliğine yol açabilmektedir. Bu nedenle klimalı ortamda bulunulacaksa, ideal klimalı ortam ısısının 22 derecenin altında olmaması çok önemlidir. Klima kullanımında önemli olan, soğuk değil serin ortamlar oluşturulmasıdır” diye konuştu.“Sıcak havalar ilaçların etkisini değiştirebilir”Yaz mevsiminde kalp krizi geçirme riskinin yüksek olduğunu belirten Taner Çetintaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:“Bu mevsimde hava sıcaklığındaki değişimler ve çok sıcak ile soğuk hava dalgalanmaları damarlar üzerinde olumsuz etkiye sahiptir. Kalp hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçların etkileri sıcak havalarda değişebilir. Bu nedenle havaların ısınmasıyla birlikte kalp hastalığı olan kişilerin ilaç tedavisini doktoruna danışarak düzenlemesi gerekir. Doktora danışmadan herhangi bir kalp ilacı kesilmemeli ya da dozu değiştirilmemelidir.”“Kalp hastalarının dikkat etmesi gerekenler”Kalp hastalarını gün içerisinde dikkat etmesi gerekenleri de dile getiren Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Ahmet Taner Çetintaş,”Gün içerisinde özellikle öğle ve öğleden sonra saat 16.00’a kadar olan sürede açık havada bulunmayın. Güneşin altında 15 dakikadan fazla kalmayın. Eğer güneşli bir havada açık havada vakit geçirecekseniz, mutlaka yeterli miktarda su içmeye dikkat edin. Yorucu fizik aktivitelerden kaçının, yaz aylarında düzenli bir egzersiz programına başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışın. Sıvı kaybını artırmayacak pamuklu, açık renkli giysiler giymeye, şapka ve gözlük takmaya özen gösterin. Yürüyüş öncesi ve sonrası mutlaka yeterli miktarda sıvı alın. Yürüyüş aralarında gölge ve serin yerlerde dinlenerek ve nefes alarak kalp sağlığınızı koruyun. Tatil beldelerinde deniz ve havuz kenarında alkollü ve kafeinli içecekler içmekten kaçının. Klima derecesini ortalama 22-23 derecede tutun. Çok soğuk deniz, havuz veya soğuk duşa girmek kalp sağlığı açısından risklidir. Bu yüzden ılık su tercih edin. Sauna ve hamam gibi aşırı sıcak ortamlardan uzak durun. Düzenli ve dengeli beslenin. Özellikle Akdeniz tipi beslenme programı uygulamaya özen gösterin” dedi.

Vücudunuzdaki benlerin rengine dikkat

Uzmanlar, özellikle 3 veya daha fazla tona sahip benlere dikkat çekerek, bu benlerin vücutta hızla yayılarak dünyada görülme sıklığı hızla artan ben kanseri malign melanom’a dönüşebileceği konusunda uyarıyor. Malign melanom ise erken teşhis edildiğinde tedavi edilebiliyor. Estetik – Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahisi Uzmanı Dr. E. Çiğdem Karadağ, bu nedenle benlerin ayda bir düzenli olarak kontrol edilmesinin ve en ufak bir şüphede hekime başvurulmasının yaşamsal öneme sahip olduğuna dikkat çekiyor.Deriye rengini veren melanosit adlı hücrelerden kaynaklanan bir cilt tümörü olan malign melanom, bir başka deyişle ben kanseri, görülme sıklığı en hızlı artan kanser türlerinden biri ve cilt kanserlerine bağlı ölümlerin en önde gelen nedeni. Son yapılan çalışmalar bu kanserin son yıllarda 2 kat arttığını ortaya koyuyor. Bu artışta güneş ışınlarına daha fazla maruz kalma, çocukluk çağında oluşan güneş yanıkları ile ozon tabakasında meydana gelen hasar başlıca sebepleri oluşturuyor. Malign melanom cilt kanserleri arasında sadece yüzde 5 oranında görülse de, bu kanser türlerine bağlı ölümlerin yüzde 75 gibi oldukça yüksek bir rakamından sorumlu tutuluyor. Bunun nedeni ise agresif seyrederek hızla büyüme ve vücutta yayılma eğilimi göstermesi. Dolayısıyla tanısı geç dönemde konulduğunda uzak organlara yayılma riski diğer cilt kanserlerine oranla daha yüksek oluyor ve tedavi şansı oldukça düşüyor. Estetik – Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. E. Çiğdem Karadağ, bunun aksine erken evrede yakalandığında tedavi şansının yüzde 85-99 gibi yüksek bir oranda seyrettiğini belirterek, “Malign melanomun ilk belirtisi bende gelişen bir değişiklik veya yeni çıkan bir ben olabiliyor. Dolayısıyla benlerde oluşan değişikliklerin göz ardı edilmemesi çok önemli” dedi. Güneş yanıkları en önemli risk faktörüVücudumuzdaki bir benin kansere dönüşmesi için travmaya maruz kalması gerekiyor. Günümüzde bu travmaların oluşmasında başrolü ise güneş ışınları oynuyor. Bu yüzden yaz aylarında benlerin kansere dönüşme riski artıyor. Özellikle çocukluk döneminde oluşan güneş yanıkları malign melanoma açısından önemli bir risk faktörünü oluşturuyor. Bir başka önemli etken de güneş ışınlarına aniden ve yüksek dozda maruz kalmak Dr. E. Çiğdem Karadağ bu nedenle özellikle yaz mevsiminde güneşin çok dik geldiği 10.00 – 16.00 saatleri arasında güneş temasından kaçınmanızın son derece önemli olduğu uyarısında bulunuyor. Bu belirtiler melanoma habercisi olabilirYeni oluşan bir ben ya da ciltte renk değişiklikleri (siyah ya da kahverengi) varsa ya da mevcut bende aşağıda yer alan değişiklerden biri bile oluştuysa zaman kaybetmeden hekime görünmeyi ihmal etmeyin. Vücudunuzdaki benlerde şu değişimlere dikkat: · Gittikçe büyüyorsa,· Şekli değişiyorsa, (düzensiz sınırlarının olması)· Rengi değişiyorsa, (siyah ya da kahverengi)· Kaşıntılı ya da kanamalı ise,· Üzeri kabuk bağlıyorsa ya da iltihap görüntüsü varsa,· Özellikle 3 ya da daha fazla tona sahip ise melanoma belirtisi olabiliyor. Başlıca tedavisi cerrahi yöntemMelanoma, erkeklerde omuz ve kalçalarda veya baş ve boyunda gelişirken, kadınlarda kol ve bacaklarda daha sık ortaya çıkıyor. Bu kanser türünün başlıca tedavisini ise cerrahi yöntem oluşturuyor. Estetik – Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Dr. E. Çiğdem Karadağ operasyonla tümör ve çevresindeki normal dokunun tıbbi kriterlerce belirlenen sınırlara uygun olarak çıkarıldığını belirterek şunları söyledi: “ Yine aynı seansta, lenf bezi yayılımının tespiti için modern bir yöntem olan ‘Sentinel lenf bezi örneklemesi’ nükleer tıp yardımıyla birlikte yapılıyor. Sentinel (bekçi,nöbetçi) lenf nodu, deri bölgesindeki olaydan etkilenen ilk lenf nodudur. Sentinal lenf nodunda tümör tespit edilirse o bölgede yer alan lenf bezlerinin tümü temizleniyor. Ameliyattan sonra bu hastalara kemoterapi tedavisi yapılıyor.”

Güneş çarpması ölüme neden olabilir

Uzmanlar, aşırı sıcak havaların sadece kalp hastaları ve yaşlıları değil, tüm yaş grubundaki kişileri etkilediğini belirtiyor. Güneş çarpması olarak bilinen bu durumun kalp krizi, beyin kanaması ve nörolojik sonuçlar doğurabildiği ifade ediliyor.İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ziya Ömer, sıcak havaların aşırı terlemeye bağlı olarak, vücuttan su ve tuz kaybına yol açarak birçok sağlık problemi oluşturabileceğini söyledi. Ziya Ömer, “Güneş veya sıcak çarpması aşırı sıcağa maruz kalma sonucu beden ısısını ayarlayan terleme mekanizmasının bozulmasına neden oluyor. Vücut ısısı dakikalar içerisinde 40-41 derecenin üstüne çıkabilir. Güneş veya sıcak çarpması acil olarak tedavi edilmezse kalıcı hasara veya ölüme neden olabilir. Bilinç kaybından önce tedaviye başlanması durumunda iyileşme şansı oldukça yüksektir” dedi.”Fiziksel aktiviteleri azaltın”“Yaşlılar, çocuklar, kronik hastalıkları olanlar, kalp damar hastalığı olanlar ve aşırı kilolu kişiler, sıcağa karşı daha savunmasızdır” diyen Uzman Dr. Ziya Ömer, “Bu kişiler fiziksel aktivitelerini kısıtlamalı ve güneş koruyucu kremler kullanmalıdır. Güneşin en riskli olduğu öğlen ve öğleden sonraki saatlerde dış mekanlara çıkılmamalıdır. Herhangi bir olumsuz olay yaşanması ihtimali nedeniyle mevcut hastalıklarınızın sağlık ekiplerince öğrenebilmesi için üzerinizde bir kart bulundurun” diye konuştu.”Soda ve ayran için”Ömer, sıcak havalarda su ve tuz kaybının arttığını belirterek, şu önerilerde bulundu:“Aşırı su ve tuz kaybına bağlı olarak halsizlik, bulantı, kusma ve baş ağrısı gibi şikayetler görülebilir. Bu durumda serin yerde istirahat edilmeli ve tuz içeren sıvılar tüketilmelidir. Soda ve ayran iyi bir çözümdür. Özellikle sık aralıklarla su içilmelidir. Koyu idrar, yetersiz sıvı alımının belirtisidir. Böyle bir durumda susama olmasa bile su tüketilmelidir. Şikayetleri düzelmeyen, aşırı halsizliği olan özellikle yaşlı kişiler sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Sıcaklığa bağlı tüm bayılmalar hastaneye götürülmeli ve diğer nedenler için araştırılmalıdır.”Vücudunuzdaki benlerin rengine dikkatSıcaklarda ferahlatan su deposu 8 besinCilt kanseri gençleri de tehdit ediyor

Cilt kanseri gençleri de tehdit ediyor

Ölümcül bir cilt kanseri türü olan Malign melanom ile melanom dışı cilt kanserlerinin görülme sıklığı son 30 yıldır Dünya’da ve ülkemizde hızla artıyor. Bunun en önemli nedeni ise güneşin zararlı ışınlarından yeterince korunmamak. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Usul Afşar, üstelik daha önce çok ileri yaşlarda ortaya çıkan cilt kanserinin artık gençlerde bile görülmeye başlandığı uyarısında bulunarak, “Güneş ışınlarının yeryüzüne en dik geldiği 10.00-16.00 saatleri arasında şezlongda güneşlenmeleri, yine en riskli saatlerde suda veya kumsalda spor yapmaları ve solaryum kullanmaları nedeniyle cilt kanseri artık gençleri de tehdit ediyor” dedi. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Usul Afşar, cilt kanserinden korunmanın yolarını anlatarak önemli önerilerde bulundu. İşte güneşin zararlı ışınlarına karşı 8 önemli kural 1. Bu saatler arasında dışarıya çıkmayın Zararlı UV ışınları 10:00-16:00 saatleri arasında en yüksek seviyede oluyor. Dolayısıyla bu saatlerde dışarıya çıkmayın, eğer çıkmanız gerekiyorsa güneşten koruyucu şapka ile gözlük kullanmayı ve açık renk kıyafetler kullanmayı ihmal etmeyin. Özellikle bahar ve yaz aylarında UV ışınları daha şiddetli oluyor, bulutlu bir günde bile zararlı güneş ışınlarına maruz kalınabiliyor. Bu nedenle bulutlu günlerde de aynı şekilde korunmaya özen gösterin. 2. Hem UVA hem UVB ışınlarından korusun Son yıllarda yapılan çalışmalarda; UVB ışınlarının derinin yüzeyine yakın hücrelerde hasar yaptığı, UVA ışınlarının da derinin daha alt katmanlarına ulaşarak, cilt kanseri gelişiminde rolü olduğu gösterilmiş. Bu nedenle güneşten koruyucu kreminizi seçerken hem UVA hem UVB ışınlarını filtre eden ürünleri tercih edin. 3. Koruma faktörü en az yüzde 30 olmalı Koruyucu ürünün güneşten koruma faktörünün (SPF) en az yüzde 30 ve üzeri olmasına dikkat edin. Açık tenli, renkli gözlü, sarışın veya kızıl-çilli deri yapısına sahipseniz daha yüksek koruma faktörlü koruyucular kullanmanızda fayda var. 4. Güneş kremini en az 30 dakika önce sürünGüneşten korunmak isterken en sık yaptığımız hatalardan biri, güneş kremini sokağa çıkmadan hemen önce sürmek oluyor. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Çiğdem Usul Afşar zararlı UV ışınlarından koruyan güneş koruyucu kreminizi güneş ışığına maruz kalmadan en az 30 dakika önce sürmeniz gerektiğine dikkat çekerek, “Bunun nedeni ise kremin ciltten emilip koruyucu özelliğinin başlamasına kadar ortalama olarak bu kadar süreye ihtiyaç duyması” diyor. 5. En az bir avuç dolusu olsun Güneşten koruyucu kremin etkili olabilmesinde dikkat etmeniz bir başka önemli nokta da; kremi cildinize yeterli miktarda sürmek. Açıkta kalan bölgelerinize en az bir avuç dolusu güneş kremi yedirmeye özen gösterin. 6. Her 2 saatte bir tekrarlayın Güneş koruyucu ürünlerin etkisi ortalama 2 saat sürüyor. Dolayısıyla dışarıda kaldığınız süre boyunca kremi vücudunuza her 2 saatte bir sürmeyi ihmal etmeyin. Güneş kreminin suya dayanıklı olması, su geçirmez anlamına gelmiyor. Havuz veya denizden çıkıp kurulanınca veya aşırı terleyince güneşten koruyucu kreminizi tekrar uygulayın.7. Gölgeye güvenmeyin Havuz ve deniz kenarında saatlerce güneş ışığına direkt maruz kalmamaya dikkat edin. “Gölgede durmak da yeterli değildir” uyarısında bulunan Doç. Dr. Çiğdem Usul Afşar sözlerine şöyle devam ediyor: “ Plajda gölge altında otursanız bile zararlı güneş ışınları kumlardan, deniz veya havuzda sudan yansıyarak cilde zarar verebiliyor. Hatta kapalı havalarda bile zararlı ultraviyole ışınları ciltte hasar oluşturabiliyor. Dolayısıyla açıkta kalan bölgelerinize bu durumlarda da güneşten koruyucu ürününüzü önerildiği şekilde kullanmayı ihmal etmeyin.” 8. Evde de korunmaya devam edin Ultaviyole ışınları perde, pencere ve araba camından da girme özelliğine sahipler. Araba kullanırken de, evde de güneş ışınlarının bir kısmını cam tutabiliyor. Cam UVA ışınlarını geçiriyor, UVB ışınlarını ise süzüyor. Yani daha az olmakla birlikte evde ve araba kullanırken de risk devam ediyor. Bu nedenle evde ve arabada da korunmaya özen gösterin. 40 yaş üstü gebeliklerde büyük riskKaratay bize umut verecekŞişmanlık vesigara içmetakip edilecek

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ