Sentetik vitamin tam bir kandırmaca

02 Şubat 2018 Cuma 11:28

Kimi savunma sistemini güçlendirir, kanserden korur dedikodusu ile onlarca farklı vitamine para basıyor. 

Birçok doktor da “aman kendisini iyi doktor sansın, bir ilaç bile yazmadı homurtusu olmasın” diye hastasına avuç dolusu vitamin reçeteleri yazıyor. Bazı doktor kılıklı ülkeyi içerden çökertmeye çalışan kripto tipler de ülkeyi maddeten sıkıntıya sokmak için aynı işi yapıyor sinsice.
Zaten internet çeşitli vitamin satan web siteleriyle dolu..

Aslı var mı yok mu, ne kadar faydalı, ne kadar zararlı diye sıradan insanın araştıracak hali yok, sağlık umuduyla bu sele kapılıp gidiyor.

100 YILLIK HİKÂYE

İlk defa 1905 yılında, bazı besinlerin kabuğunda vücudumuz için yararlı maddeler olduğu keşfedildi.

1911’de “vitamin” kelimesi kullanıldı. O dönemde bilim adamları, sağlık için sadece azotun önemli olduğunu düşünüyorlardı. Daha sonra birçok değişik vitaminler keşfedilmeye başlanınca vitaminler alfabetik olarak adlandırıldı (A, B, C, D…). Benzer vitaminlerin farklı alt grupları da numaralandırıldı (B1, B2, B3, B6, B12) falan gibi..

C vitamini, 1935 yılında sentetik olarak sentezlenen (yapay) ilk vitamindir. Ondan sonra da bu laboratuvarda sentezleyip insanlara avuç avuç yutturma ilaç sanayicilerinin en çok para kazandıkları alan haline geldi..

İKİ TÜR VİTAMİN VAR

Doğal olarak besinlerden aldığımız vitaminler vücutta düzenleyici ve koordinatör olarak çalışırlar. Ciltten kemik sağlığına, metabolizmanın işleyişi ve bağışıklık sistemini düzenlemeye kadar çok farklı hayati işlevlere sahiptir. 

Genel olarak “suda çözünen” ve “yağda çözünen”ler olmak üzere iki grupta incelenir.

SUDA ÇÖZÜNENLER

Suda çözünen vitaminler C, B1, B2, B6, B12’dir. C vitamini, proteinlerin ve kolajenin yapımına destek olur, savunma sistemini güçlendirir. B1 ve B2 vitaminleri karbonhidratlardan enerji yapımını sağlar, B6 protein yapımına yardımcı olur, bağışıklık sistemini güçlendirir. B12, kırmızı kan hücre yapımında rol oynar, eksik olursa kansızlık olur, B3 adı verilen vitamin ise sinir dokusunu güçlendirir.

YAĞDA ÇÖZÜNEN

Bu vitaminler ise A, D, E ve K vitaminleridir. A vitamini hücre büyümesi, görmenin güçlenmesi ve bağışıklık sistemi için çok önemlidir. D vitamini kemik yapımında rol oynar, E vücudun savunma sistemini güçlendirir, antioksidan etkilidir. K vitamini ise kan pıhtılaşma mekanizmalarında rol oynar, protein yapımını güçlendirir.

YARARLI MI ZARARLI MI?

Hani bizler Batı’yı taklide pek meraklıyızdır ya; misali onların ünlü bir dergisinden verelim: 2010’lu yıllarda Time Dergisi’nde ilginç bir deneyimin hikayesi çıkmıştır. Derginin yazarı olan John Cloud, 5 ay boyunca her gün 22 vitamin hapı almış, 1200 dolar harcamış. Sonunda olup biteni dergide yazarak herkesi gülümsetmiş. John Cloud yaptığı bu çalışmanın sonucunda bu kadar vitaminin sağlığa bir yarar oluşturmadığını açıklamış.

Yani sıfır fayda!

ÖLDÜRÜR DE..

C ve B grubu vitaminlerin vücutta kalma süreleri kısadır. Besinlerden fazla miktarlarda alındığında ihtiyacın dışında kalan kısım idrarla dışarı atılır. Onun için C vitamini ya da B grubu vitaminleri almaya hiç lüzum yoktur.

Yağda eriyen vitaminlerin vücuttaki kalma süreleri daha uzundur. Bu grup vitaminler vücudun ihtiyacı kadarı kullanıldıktan sonra geri kalan kısmı depolanır. Vücutta birikir.

Birikince ne olur? Toksik etki yapar, zarar verir. Özellikle A vitamininin karaciğerde fazla miktarda birikmesi ölümcül olabilir.

KANSER DE YAPAR!

Size dahasını hatırlatalım: yapılan bir araştırmada 50 yaş üstü 39 bin erkeğin bir bölümüne E vitamini verilmiş. Diğer bölümüne plasebo tabir edilen ama alanın ilaç sandığı, vitamin sandığı etkisiz vitamin görüntülü hap verilmiş. Her iki grup da yıllarca izlenmiş. Sonuçta ne olmuş dersiniz?

O sentetik E vitamininin yararı olmadığı gibi prostat kanserini de artırdığı ortaya çıkmış.

Eh biz size daha ne diyelim!

KAYNAK : yeniakit