Savaşın izlerini birlikte sileceğiz
Suriyeli ve Türk sanatçıların birlikte çalışmalarını sağlayan “Together-Birlikte” açık stüdyo çalıştayı başladı. Savaşın izlerini fırça darbeleriyle yok etmeyi amaçlayan sanatçılardan Deniz Sağdıç, “Birlikte yürürsek daha da güçleneceğiz” diyor.
Suriyeli ve Türk sanatçıları buluşturan “Together-Birlikte” başlıklı açık stüdyo çalıştayı UNIQ Hall’de başladı. 5 Suriyeli ve 5 Türk sanatçıyı buluşturan çalıştay boyunca katılımcılar aynı mekanı kullanarak iki kültürün etkileşimi içerisinde üretim yapacak. Adnan Jetto, Ahmet Rüstem Ekici, Deniz Sağdıç, Ercan Vural, Falak Al Ghazzi, Hiba Aizoug, Houssam Alloum, Imad Habbab, Mehmet Öğüt ve Melike Kılıç’ın yer aldığı ekip, çalıştay kapsamında hazırladıkları eserleri Ocak ayı itibariyle Turkmall Sanat’ta sergileyecek.
Deniz Sağdıç
EGOYU BIRAKIP YAN YANA OLALIM
Sergide yer alan Türk sanatçı Deniz Sağdıç tüm dünyaya vicdan kavramını sorgulatan Ümran ve Aylan bebeğin dramından yola çıkarak gözleri ziyaretçilere bakan Suriyeli bir çocuğu resmediyor. Suriyeli meslektaşlarıyla buluşmayı, “Eski bir tanıdığını yeniden görmek gibi” sözleriyle özetleyen Sağdıç, “Uzun süren ve bitmeyen bir savaş var ortada. Yapabildiğimiz tek şey empati kurmak. Biz de 15 Temmuz’un ertesi günü bir Suriyeli olarak uyanabilirdik” şeklinde konuşuyor. Türk sanatçılara Suriyelilerle birlikte çalışma çağrısı yapan Sağdıç, “İçlerinde büyük acı var. Bunu sanatla örtmeye çalışıyorlar. Bunu gözlerinden, fırçaya vuruşlarından, dokunuşlarından anlayabiliyorsunuz. Türkiye’deki sanatçılar olarak egolarımız biraz susturup onlara yanımızda yer açmamız gerek. Birlikte yürürsek hem hissiyet olarak hem de üretimsel olarak daha fazla büyüyeceğiz” diyor.
İmad Habbab
Acının yüzü aynı
Şam Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü’nden mezun olan ve savaşın ardından Beyrut’a yerleşen İmad Habbab’ın son durağı İstanbul oldu. İstanbul’da yaşayan sanatçı çalışmalarında şehir katmanlarına insan yüzleri yerleştiriyor. Yeni eserinde İstanbul’u konu edinen ve Topkapı Sarayı, Galata Kulesi gibi yapılara yer veren Habbab “Mahalleler arasında gezindiğimde bu şehirde olmanın ne kadar güzel bir şey olduğun hissediyorum. Beyrut’ta insanların savaşla mücadele ettiğini fakat yaşamayı hiç bırakmadığını gördüm. Türkiye’de de öyle. Artık buradayım” diyor.
KAYNAK : Yenişafak