Şaşırtan iddia: Depresyon Alzheimer nedeni

İtanyan bilim adamları, dejeneratif beyin hastalığı Alzheimer’ın beynin hafızayı yöneten bölgesindeki değil, ruh hali bozukluklarıyla ilgili bölgesindeki nöronların ölümüyle bağlantılı olduğunu iddia etti. Elde edilen bulgular, laboratuvar ortamında kobay hayvanlara dopamin seviyesini düzeltecek iki tip tedavi uygulanarak da doğrulandı.

Şaşırtan iddia: Depresyon Alzheimer nedeni

Roma’daki Ulusal Araştırma Konseyi (CNR) tarafından yürütülen çalışma, Alzheimer’ın varsayılandan farklı bir kökene dayandığını ve depresyonun Alzheimer’a yol açtığını ortaya koydu.
Şimdiye kadar hastalığın beynin hafıza ve yön bulmada önemli bir rol oynayan hipokampus bölgesindeki
hücrelerin dejenerasyonuna bağlı olduğu düşünülüyordu.
Dopamin nöronlarının ölmesiyle hafıza kaybı yaşanıyor

Beynin ruh hali bozukluklarıyla ilgili olan ve dopamin üretilen ventral tegmental bölgesine (VTA) yoğunlaşan İtalyan bilim adamları, dopamin üreten nöronların ölmesi sonucu kimyasalın hipokampüse ulaşamadığını ve hafıza kaybının meydana geldiğini belirledi.
Elde edilen bulgular, laboratuvar ortamında kobay hayvanlara dopamin seviyesini düzeltecek iki tip tedavi uygulanarak da doğrulandı.

Parkinson ve Alzheimer için umutlu adım

Harvard Üniversitesi Genç Akademi Üyesi Dr. Canan Dağdeviren tarafından geliştirilen proje ile parkinson ve alzaymır gibi hastalıklara neden olan beyindeki kırık noktalar bulunarak, iğne biçimindeki bir aletle bu bölgelere ilaç aktarılabiliyor. “Giyilebilir kalp pili”nin mucidi de olan Dağdeviren, bir program kapsamında geldiği Bursa’da, yaptığı açıklamada, insan beyninin elektronik devreye benzediğini söyledi.Elektronik devrelerde bazen kırık noktalar bulunabildiğini belirten Dr. Dağdeviren, “Beyinde de kırık olmasından dolayı bazı kişiler parkinson, alzaymır veya ruh değişiklikleri hastalıklarına yakalanabiliyor. Hasta olan kişiler, ilaçları ağız veya damar yoluyla almak zorunda. Bu ilaçlar beyne gidiyor ama vücudun diğer bölgelerine de zarar veriyor. İyileşme süreci ise uzun sürüyor.” diye konuştu.Akademisyenler başaramamıştıDr. Dağdeviren, Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde (MIT) görev yapan bazı akademisyenlerin kendisine gelerek, “8 yıldır bir proje üzerinde çalışıyoruz fakat bunu bir türlü gerçekleştiremiyoruz. Beynin içine inebilen, kırık noktaları bulabilen, aynı zamanda bu noktalara ilaçları aktarabilen bir cihaz yapmak istiyoruz ama yapamıyoruz” dediğini aktardı.Söz konusu akademisyenlerle gerçekleştirdiği toplantılarda projesini oluşturmaya başladığını anlatan Dr. Dağdeviren, onların neler yaptığını ve niye başarısız olduğunu öğrendiğini dile getirdi.Alzheimer ve Parkinson için yeni buluş Maymunlar üzerinde denendiProjesine başlarken bu uzmanların karşılaştığı sorunlara çözümler üretmeye çalıştığını ifade eden Dr. Dağdeviren, şöyle konuştu:”Bir projeyle karşılarına çıktım ve ‘Siz bunları yapıyormuşsunuz ama malzemeyi yanlış seçmişsiniz, tasarımı yanlış yapmışsınız ve yanlış bir ekiple çalışmışsınız’ dedim. Onlara bir proje sundum. Hocalardan biri bana, ‘Bu çalışmaz’ dedi. ‘Çalışmasın. Sizin istediğiniz projeyi yapayım, paralel olarak da kendi istediğim projeyi yapayım’ dedim. Üç ay içinde bir iğne tasarladım. Bu iğne çalışıyor. Maymunlar üzerinde denedik ve sonuçları aldık. Çok zorlu bir deneydi”Deney canlı hayvanlar üzerinde yapıldıDr. Dağdeviren, çalışmalarında geldiği noktada, beyindeki kırık noktaları bulabildiğini belirtti. Kırık noktalara iğne şeklindeki bir aletle iki ilacı aktarabildiğini kaydeden Dr. Dağdeviren, “Yaptığım şey, dizaynı değiştirmekti. Aletin yaklaşık 10 santimetre uzunluğunda ve çok ince olması gerekiyor çünkü canlı hayvanlar üzerinde deniyoruz. Onların acı çekmemesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.Sistemi geliştirirken dünyadaki en yüksek binayı örnek aldığı bilgisini veren Dr. Dağdeviren, bir mimarın desteğiyle çalışmalarını sürdürdüğüne değindi. Dr. Canan Dağdeviren, iğne tarzındaki aletle beynin kırık noktalarına inip ilaçla müdahale edebildiğine işaret etti. Alzheimer’dan korunmak mümkün Bir sonraki çalışma meme kanseri içinVar olan hastalıkları iyileştirmeye yarayan aletler tasarlamaya çalıştığını dile getiren Dağdeviren, bir sonraki çalışmasına MIT’de devam edeceğini ve bunu yaklaşık 5 ay önce meme kanserinden hayatını kaybeden teyzesinin hastalığından esinlenerek oluşturacağını anlattı. Meme kanserinin erken teşhisi için buna benzer aletleri vücutta ve özellikle meme bölgesinde denemeyi amaçladığını vurgulayan Dr. Dağdeviren, şunları kaydetti:”Çalışmalarım bir boyutta başladı. Hacettepe Üniversitesinde iken ilk fiberler üzerinde çalıştım. Sonra Sabancı Üniversitesinde bu bir boyutlu malzemelerle aletler yaptım. Bunlar yeterli olmadı. Hocamı buldum ve ABD’ye gittim. Vücuda yapıştırılabilen iki boyutlu aletler yaptım. Şimdi iğne şeklinde vücuda inebilen üç boyutlu aletler yapıyorum. Bundan sonra 4 boyutlu aletler üzerine çalışacağız ve MIT’de de bunları duyacaksınız. Artık bir ilacı içtiğinizde onun içinde küçük devreler olacak. İçilen ilacı izleyebileceğiz. Yani nereye gittiğini, neler yaptığını görebileceğiz. Günümüz tıbbının pijama tarzı olduğunu düşünüyorum. Annenizin, babanızın veya kardeşinizin pijamasını giyebilirsiniz ama size uymayabilir. Çalışmalarım tamamen süit tarz denilen ceket gibi üzerinize oturabilecek ve kişiselleştirilebilecek tıp olacak. İleride ne kadar zengin olduğunuz, vücudunuza giydiğiniz elektronik aletlerin sayısıyla doğru orantılı olacak. Vücudunuzda var olan değişiklikleri çok rahat anlayabileceksiniz”

36 yaşında Alzheimer oldu

İngiltere’de 36 yaşındaki kadın Alzheimer’a yakalandı. Carla Brammall isimli 2 çocuk annesi kadın, ülkesindeki en genç Alzheimer hastalarından bir tanesi oldu. Yaşlı hastalığı olarak bilinen hastalığın semptomları ilk olarak 30 yaşındayken başladı. Hastalıktan sonra tekerlekli sandalyeye mahkum olan kadının beynindeki hasar konuşmasını da etkiledi.Bunamanın nadir görülen, kalıtsal bir formu olan Alzheimer Carla’nın babası, amcası ve dedesinin hayatını kaybetmesine neden olmuştu. Onlar da Carla gibi erken yaşlarda hastalığa yakalandıktan sonra 40’lı yaşlarında hayatını kaybetmişti. Genç kadının 40 yaş altındaki bir kuzeni de Carla ile birlikte Alzheimer’dan dolayı bakım evinde kalıyor ve yatağa bağımlı yaşıyor.Daily Mail’de yayınlanana habere göre; bilim insanları, Kanada’da 6 milyondan fazla yetişkini 11 yıl boyunca takip ederek Alzheimer ve bunamanın diğer formlarıyla alakalı çok ilginç sonuçlara var. Araştırmaya göre, şehir merkezine yakın yaşayan kişilerde risk %12’ye kadar artıyor. Trafiğin yoğun olduğu bölgelere yakın kişiler büyük risk altında.Alzheimer nedir? Alzheimer, beynin tüm bilişsel fonksiyonlarını kaybetmesi hastalığıdır. Yaşın ilerlemesiyle birlikte görülen bu hastalıkta ileri derecede hafıza kaybı görülür. Alzheimer hastalığı halk arasında bunama olarak da bilinmektedir. Geri dönüşü olmayan, nörolojik bir hastalıktır. Hastalığın belirtilerinin ortaya çıkmasından 4-15 yıl sonra ölümle sonuçlanmaktadır. 65 yaş ve üzerindeki her 15 kişiden 1 inde alzheimer hastalığı görülmektedir. 65 yaşından önce görülme olasılığı da vardır. Ülkemizde 300 bin alzheimer hastası mevcuttur. Kahve ve kakao Alzheimer düşmanı

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ