Şap hastalığı nedir nasıl bulaşır Şap hastalığı belirtileri nedir tedavisi mümkün mü

Şap Hastalığı nedir belirtileri nelerdir Şap Hastalığı tedavisi mümkün mü? Sorularının yanıtları merak ediliyor. Şap hastalığı direk bulaşma ile yayılan bir hastalık türüdür. Peki Şap hastalığı ölümcül müdür? Şap hastalığı bilindiği gibi direk temas, enfekte ve duyarlı hayvanlar arasında en yaygın bulaşma formudur. Şap hastalığı mihraklarının yaklaşık %95′ inde bulaşma direk temasla olur. Birbirlerine çok yakın mesafede bulunan hayvanlar arasında oluşan aerosol bulaşma direk temasın en önemli yoludur. Şap virusu hayvanların soludukları havada enfeksiyondan beş gün sonrasına kadar bulunabilmektedir. Solunan havada domuzların, sığır ve koyunlara oranla daha fazla virus çıkardıkları tespit edilmiştir. Sığırlar geniş solunum hacimleri ile hava yolu ile enfeksiyona en duyarlı olan hayvanlardır. Şap hastalığının en önemli epidemiyolojik özelliklerinden birisi de virusun hava yolu ile çok uzak mesafelere taşınması nedeniyle hastalığın yayılmasıdır. İşte merak edilen ve sık sık araştırılan Şap Hastalığı nedir belirtileri nelerdir Şap Hastalığı tedavisi mümkün mü? Sorularının yanıtları haberimizin detaylarında yerini alıyor.

Şap hastalığı nedir nasıl bulaşır Şap hastalığı belirtileri nedir tedavisi mümkün mü

Şap Hastalığı nedir belirtileri nelerdir Şap Hastalığı tedavisi mümkün mü? Vatandaşlar bu soruların yanıtlarını sorgulamaya başladı. Peki Şap hastalığı kimlerde görülür? Şap hastalığı tehlikesi nedir? Şap hastalığı, Türkiye’de tedavisi üzerine özel olarak çalışılan ve canlı hayvan, hayvansal ürün ticaretini olumsuz etkileyen bulaşıcı etkinliğe sahiptir. Genellikle hayvan pazarlarında bulaşıcı bir hal aldığı düşünülen Şap Hastalığı, yaygın olarak direk bulaşma ile yayılmaktadır. Peki, çoğunlukla kontrol altına alınsa da zaman zaman ülkemizde gündeme gelen Şap Hastalığı nedir ve nasıl bulaşır? Şap hastalığı, ülkeler arası canlı hayvan ve hayvansal ürün ticaretini olumsuz yönde etkileyen, büyük ekonomik kayıplara neden olan, çift tırnaklı hayvanların akut ve çok bulaşıcı viral bir hastalığıdır. İşte merak edilen ve araştırılan Şap Hastalığı nedir belirtileri nelerdir Şap Hastalığı tedavisi mümkün mü? Sorularının detaylı yanıtları star.com.tr’de!

 

ŞAP HASTALIĞI NEDİR?

Şap hastalığı virüs adı verilen gözle görülemeyen küçük canlılar tarafından meydana getirilen çift tırnaklı hayvanlara özgü, çok bulaşıcı ve hızla yayılan bir hastalıktır. Bu hastalık sığır, manda, koyun, keçi ve domuzlar yanında yabani çift tırnaklı hayvanlarda da görülür.

 

ŞAP HASTALIĞI  BELİRTİLERİ NELERDİR? TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜ?

Şap hastalığı, ülkeler arası canlı hayvan ve hayvansal ürün ticaretini olumsuz yönde etkileyen, büyük ekonomik kayıplara neden olan, çift tırnaklı hayvanların akut ve çok bulaşıcı viral bir hastalığıdır.

Direk temas, enfekte ve duyarlı hayvanlar arasında en yaygın bulaşma formudur. Şap hastalığı mihraklarının yaklaşık %95′ inde bulaşma direk temasla olur. Birbirlerine çok yakın mesafede bulunan hayvanlar arasında oluşan aerosol bulaşma direk temasın en önemli yoludur. Şap virusu hayvanların soludukları havada enfeksiyondan beş gün sonrasına kadar bulunabilmektedir. Solunan havada domuzların, sığır ve koyunlara oranla daha fazla virus çıkardıkları tespit edilmiştir. Sığırlar geniş solunum hacimleri ile hava yolu ile enfeksiyona en duyarlı olan hayvanlardır.

Şap hastalığının en önemli epidemiyolojik özelliklerinden birisi de virusun hava yolu ile çok uzak mesafelere taşınması nedeniyle hastalığın yayılmasıdır. İnsan ve hastalığın konakçısı olmayan hayvanlar (kuşlar, fareler, vs.), kontamine materyaller (yem, ot, su, vs.), nakil araçları, et, et ürünleri, süt, süt ürünleri, suni tohumlama ve embriyo transferi enfeksiyon kaynağı olabilir.

 

 

Hasar görmüş boynuzlaşmış epitel dokusuna direk virus girişi dışında, farengeal bölge enfeksiyonun primer bölgesidir. Viremiden veya klinik belirtilerin görülmesinden 1-3 gün önce bu bölgede virus tespit edilebilir. Virus farenksteki primer replikasyonu takiben lenfatik sisteme geçerek, kan yoluyla doku ve organları enfekte eder. Viremi dönemi yaklaşık 4-5 gün sürer. Klinik belirtilerin görülmesinden önce virus sekret ve ekskretlerde vardır. Hedef dokulara (ağız, deri ve dilin boynuzsu epiteli) taşınan virus burada depolanır ve ikinci replikasyona başlar.

Enfeksiyonun ağır seyrettiği durumlarda, veziküller genişler ve yara şeklini alır. Veziküllerin içi açık renkte seröz sıvı ile doludur. Veziküller genellikle kabuklaşır ve bu kabuklar yaklaşık 24 saat sonra düşer. Kabukların ayrılmasından sonra kırmızı renkte ülserler açığa çıkar. Birkaç gün sonra lezyonlar üzerinde nekrotik epitel parçaları meydana gelir. Özellikle ağız bölgesinde ve dil üzerinde hastalığa özgü granülasyon dokusu oluşur.

Bazı şap virusu suşları, genç hayvanlarda kalbe büyük zarar vererek akut miyokarditise yol açar ve beyaz-gri nokta veya şeritler kalbe kaplan postu görünümü verir. Hiperakut vakalarda kalpte makroskobik lezyonlar görülmeyebilir ve sıklıkla epitel dokusunda veziküler lezyonlara rastlanmaz. Bununla birlikte genellikle kalpten ve kandan virus izole edilebilir.

Hastalığın ilk devresinde viremiden dolayı hayvanlarda ateş görülür. Bu dönemde ateş 40- 410C ye çıkar. Ancak bu devre kısa sürer ve ateşsiz dönem başlar. Daha sonra ağızda veziküllerden dolayı iştahsızlık ve depresyon görülür. Şap virusunun en çok yayıldığı dokular özellikle ağız, ayak ve meme epitelidir. Genç hayvanlarda ilk belirti yüksek ateştir. Bunu ağız mukozasında, ayaklarda tırnak arası ve korona bölgesinde, memelerde veziküllerin oluşumu takip eder. Sığırlarda ağız lezyonları koyun, keçi ve domuzlardan daha şiddetlidir. Veziküllerden dolayı ağızdan bol miktarda ip gibi uzayan salya akmaya başlar. Ağızda bol salya mevcut olup, mukoza kırmızı ve sıcaktır. Dil ve dudakların iç yüzeyinde, yanak, dişetleri ve damakta veziküllerin oluştuğu görülür. Koyunlarda klinik belirtiler hafif seyreder Virus miktarına bağlı olarak hastalığın inkubasyon süresi 2-14 gün arasında değişmektedir. Koyunlarda belirtiler sığırlardakine benzermektedir; fakat daha hafif seyreder ve bazen varlığı bile anlaşılamaz. Ağızdaki lezyonlar küçük ve çabuk kaybolan niteliktedir. Çoğu zaman ayaklar daha duyarlıdır, topallık klinik belirtilerin başında gelir

KAYNAK : STAR GAZETESİ

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ