Rumlardan barış görüşmelerini baltalayacak hamle: Türkçe ne varsa siliyorlar

Kıbrıs Türkleri ile ortaklığa hazır olduklarını dile getiren Rumların, Türklerin eski mahallelerindeki sayılı Türkçe sokak isimlerini sildiği ortaya çıktı.

Rumlardan barış görüşmelerini baltalayacak hamle: Türkçe ne varsa siliyorlar

Kıbrıslı Rumlar, bir yandan Türkler ile ortaklığa hazır olduklarını dile getirirken, diğer yandan 1974 öncesinde silah zoruyla kovdukları Türklerin eski mahallelerindeki sayılı Türkçe sokak isimlerini siliyor. Piyale Paşa ve Talat Paşa Caddelerini değiştiren Rumlar, Larnaka Belediyesi’nden, Bozkurt Sokak tabelasının kaldırılmasını ve İstanbul Sokağı’nın ise, “Konstantinopolis” ile değiştirilmesini istedi.

Rumların 1963’te Kıbrıs Türklerini kovduğu Kıbrıs Cumhuriyeti’nin anayasasına göre, kamusal alan isimleri ve resmi belgelerde Yunanca’nın yanı sıra Türkçe de yazılması yasal zorunluluk. Türklerin 1974 öncesi yaşadığı köyleri yok eden, kent içlerindeki Türk mahallelerini kamulaştırma yoluyla yağmalayan Rum yönetimi, Türkçe sokak isimlerini adım adım yok ediyor.

‘PİYALE PAŞA’ DEĞİŞTİRİLDİ

Rumlar bugüne kadar Türkçe isimleri sessiz sedasız siliyordu. Rum lider Nikos Anastasiadis, 2015 yılında Larnaka kentinin sahil şeridine paralel Piyale Paşa Caddesi’nin adını büyük bir törenle, eski Savunma Bakanları’ndan Tasos Mitsopulos’un adıyla değiştirdi. O dönem BM müzakerelerin sürmesi nedeniyle tepkileri önlemek amacıyla caddenin küçük bir bölümünde, Piyale Paşa tabelasının kalmasına izin verdi.

1910’LU YILLARIN İSİMLERİ

Ardından Baf kentinde değişiklikler başladı. Ermeni ve Pontuslu Rumlar, geçen ay Baf kentindeki Talat Paşa Caddesi isminin değiştirilmesi talebinde bulundu. Baf Belediyesi, Talat Paşa’nın Ermeni tehcirinin mimarları arasında bulunduğu gerekçesiyle caddenin adını oy birliğiyle “Adalet Caddesi” diye değiştirdi. Larnaka kentindeki Türk mahallesinde kalan birkaç Türkçe isim, Rumların yeni hedefi oldu. Bozkurt Sokağı’nın Türk milliyetçilerini, İstanbul Sokağı’nın ise, Bizans’ın yıkılışını hatırlattığını savunan milliyetçi Rum partileri tabelaların kaldırılması talebinde bulundu. Larnaka Belediye Başkanı Andreas Vyras, Bozkurt adının 1910’lu yıllarda verildiğini ve o dönem Türk milliyetçilerine bu ismin verilmediğini, İstanbul isminin de Yunanca kökenden geldiğini ve kentin içi (Eis-tin-poli) anlamına geldiğini savundu. Rum EDEK ve Türk düşmanı ELAM partileri ise, “Bozkurt örgütünü Fransa ve Almanya bile yasaklıyor, adını nasıl bir sokakta koruruz” karşılığını verdi.

KKTC CUMHURBAŞKANI TATAR’DAN AÇIKLAMA

Konuyla ilgili KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, CNN Türk yayınında şu açıklamaları yaptı: 

Bu zaten yıllardan beri yapılan bir şey. Ömer Bilge iyi bir gazeteci. Gündem tabi Kıbrıs. Kıbrıs gündem olunca böyle bir haberi yakaladı.

Yıllardan beri Güney Kıbrıs’ta Türk malları, Türk arazileri kamulaştırılmış, içerilerinden yıl geçirtilmiş, veya mezarlığa dönüştürülmüş yani Rumların burada verdiği kavga başında beri Ada’yı bir Yunan adası olarak görüp Yunanistan’ın bir uzantısı olarak bir enosis ilan etmektir. Bütün kavga zaten o. Dolayısıyla bunu yapmalarında herhangi bir acayiplik yok. Bu sürekli olarak yapılan bir şey.

(BM’nin 5’li zirvesi öncesi Miçotakis’in Rum lider ile görüşmesi) Oyun aynı oyundur. Oyun Kıbrıs Türkleri esas cumhuriyet dedikleri bizden çaldıkları Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yamam etmek. Yani biz orada bir azınlık statüsünde onların egemenliğinde Türkiye’nin yavaş yavaş çekilmesiyle buranın zaman içerisinde Yunanistan’ın etkisi altına girmesi. Federasyon, eşitlik bunlar hep safsatadır. Bunları zaten biliyoruz. Bunlar neticede yıllardan beri konuşulan Kıbrıs Türk tarafı hep direndi. Sayın Denktaş çok direndi. Bütün bu tartışmalar neticesinde ben sürekli olarak o tutanakları okuyorum. Tarihin arşivinde orada görüyorum sayın Denktaş’ın verdiği mücadeleyi. Türkler hep iyi niyetli davrandılar.

Annan Planı’na ‘evet’ diyen bir Türk tarafı ki büyük bir fedakarlıktı. Biz ‘evet’ dedik onlar ‘hayır’ dedi ama onları Avrupa Birliği’ne aldılar. Dolayısıyla bize yapılan iki büyük haksızlık var. Bir tanesi 1960’ta cumhuriyetin kuruluşundan 3 yıl sonra bizleri devletin dışına atmak ve Rumları Kıbrıs’ın tek hükümdarı olarak tanımak. İkincisi de işte Avrupa Birliği’ne alınmaları noktasında Kıbrıs’ta bir anlaşma olmadan. Bunu kendileri de kabul ediyorlar, hukuksuzluk olduğunu söylüyorlar. Bu bir siyasettir deniliyor. Gücümüzü sonuna kadar biz kullanmak zorundayız. O da nedir şu anda güçlüyüz. KKTC diye bir devletimiz var. Türkiye bizi tanıyor. Türkiye ile çok güzel ilişkilerimiz var.

KAYNAK : HÜRRİYET

KAYNAK : Haber7

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ