Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı Sahraaltı Afrika’da Osmanlı ve İslam tarihini anlattı

Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı Sahraaltı Afrika’da Osmanlı ve İslam tarihini anlattı

Atatürk Üniversitesinde öğretim üyesi olarak görev yaptığı sırada Nijerya’nın Jos Üniversitesinden davet alan Kitapçı, 1977-1982 yıllarında bu üniversitede hem akademisyen olarak ders verdi hem de idari görevlerde yer aldı. Kitapçı, Nijerya’da kaldığı 5 sene boyunca yaşadığı deneyimleri ve gözlemlerini AA muhabirine anlattı. Pakistan’da doktora yaptığı sırada tanıştığı hocası Muhammed Hamidullah’ın Nijerya’ya gittiğini ve sonrasında kendisini davet etmesi üzerine bu ülkeye gitme kararı aldığını anlatan Kitapçı, “Hamidullah da benim Nijerya’ya gitmemi ve Türkiye’ye döndüğümde Nijerya ile ilgili söz sahibi olmamı istemişti.” dedi.

Üniversiteler o dönemde bağımsızdı ve şartlar çok iyiydi

Kitapçı, Jos Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dini Eğitimler Bölümünde “Osmanlı Türk Tarihi” ile “İslam Tarihi ve Medeniyeti” derslerini okuturken Dini Eğitimler Bölümü Başkanlığı ve dekan vekilliği gibi idari görevlerde de bulundu. Nijerya’daki eğitim şartlarına ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Kitapçı, “Üniversiteler o dönemde bağımsızdı ve maaşlarımız çok iyiydi. Bize üniversiteden eşyalı lojman verdiler ve hatta araba aldığımızda taksitini Nijerya hükümeti ödüyordu.” dedi. Kitapçı, Jos Üniversitesi diplomasının Londra adına verildiğini ve eğitim sisteminin İngiliz sistemine göre olduğunu belirterek “Sınavlar çok disiplinliydi ve her imtihan sorusu kontrol edilip Londra’ya gönderilirdi.” ifadesini kullandı.

Üniversiteye geldikten sonra bazı şeyler için çok mücadele ettiğini anlatan Kitapçı, “Dini Eğitimler Bölümünde sadece Hristiyanlık inancıyla ilgili eğitim veriliyordu ve bu nedenle Müslüman öğrenciler çok fazla tercih etmiyordu. Bu bölümde İslami ilimlerin öğretilmesi için mücadele ettim ve bizden sonra Müslüman öğrenciler de bu bölümü tercih etmeye ve İslami ilimler öğrenmeye başlandı. Bu hizmet de bana nasip oldu.” diye konuştu. Öğrenciler arasında Osmanlı ve İslam tarihine ilgi olduğunu belirten Kitapçı, “Osmanlı tarihi seçmeliydi, mecburi hale getirdik ve 8 saate çıkardık. İlgi de çok fazlaydı. Sadece seçmelide 30 öğrencim olurdu, onlar için ders notundan bir kitapçık hazırladım.” dedi.

ABD’nin Avrupa’nın şimdi yaptığı şeyleri Osmanlı 5 asır önce yapmış

Prof. Dr. Kitapçı, Osmanlı Devleti’nin 500 sene önce Nijerya’ya askeri destek verdiğini, buna karşın 1970’li yıllarda Türklerin Nijerya’da çok fazla tanımadığını ifade ederek “Türkiye’yi sorduklarında ‘Karadeniz ile Akdeniz arasındaki yer’ olarak tanıtırdım.” dedi. Dönemin hükümdarlığı Kanim-Borno’nun, 500 sene evvel Osmanlı’dan yardım istediğini ve Osmanlı’nın bu çağrıya sessiz kalmadığını belirten Kitapçı, “Osmanlılar, Sahra’dan Borno’ya top gönderiyor ve bu topları atmasını öğretecek askerler gönderiyor. Bu yardımlarla Bornolular bölgedeki diğer güçlere karşı siyasi üstünlük sağlıyorlar. Bu yardımlar sonucu Borno’da bayram ilan ediliyor ve kutlanıyor. Bunlar çok güzel tarihi gelişmeler. ABD’nin Avrupa’nın şimdi yaptığı şeyleri Osmanlı 5 asır önce yapmış.” ifadelerini kullandı. Nijerya’da Osmanlı Devleti’nin büyük bir devlet olarak tanındığını gözlemleyen Kitapçı, Osmanlı Devleti ile Bornolular arasındaki ilişkiyi anlatan bir makale kaleme aldı. Kitapçı, “Osmanlı, Afrika’da Afrika milliyetçiliğini yaymış ve desteklemişti. Osmanlıların, ‘Africa for Africans’ sloganını benimsediğini Nijeryalı öğrencilere anlattığımda çok ilgilerini çekmişti.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Afrika’ya bakış değişti

Kitapçı, o dönemde Türk Büyükelçiliğinin eski başkent Lagos’ta olduğunu anımsatarak “O zamanki Türkiye ile bugünkü Türkiye arasında fark var. Bugünkü gibi bir açılım yoktu. Büyükelçilik vardı ama ticari ve siyasi manada çok fazla bir şey yapılmamıştı. Türkiye kendisini tanıtmak için hiçbir faaliyette bulunmamıştı.” dedi. Ermeni çetelerinin Türk diplomatlara yönelik saldırılarının olduğunu ve bu nedenle Lagos’taki büyükelçiliğin çok aktif olamadığını anlatan Kitapçı, “Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Afrika’ya bakış değişti, artık çok önem veriliyor.” diye konuştu.

Ekonomik durum şimdiki gibi kötü değildi

Nijerya’da ekonomik şartların bugünkü gibi kötü olmadığını söyleyen Zekeriya Kitapçı, çarşı ve pazarlarda kadınların ağırlığının olduğunu belirtti. Kitapçı, “Nijerya parası değerliydi ancak ekonominin yüzde 90’ını oluşturan petrol, ülke kalkınmasına dönüştürülemiyordu.” dedi.

İngilizler misyonerler: “Gönül Melekleri”

İngiltere’nin Nijerya’yı çok önemsediğine dikkati çeken Kitapçı, “İngiltere’nin ‘Gönül Melekleri’ adıyla bir programı vardı ve İngiltere’de üniversiteden mezun olmuş çok güzel kızlar Nijerya’ya gönderiyordu. Nijerya’da aldıkları maaşın aynısı İngiltere’de hesaplarına yatırıyorlardı.” ifadesini kullandı. Bu kişilerin Nijerya’da misyonerlik faaliyetlerinde bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Kitapçı, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu kişiler suyu bulanık, elektriği olmayan yerlerde yaşıyorlardı. Hem Hıristiyanlığı yayıyor hem de onlara nasıl yaklaşacaklarını anlamaya çalışıyorlardı. Kimi zaman doktor, kimi zaman öğretmen oluyorlardı. Bu programla hem misyonerlik yapıyorlar hem de ülke halkını daha iyi tanıyorlardı.”

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ