“Parlamenter sistem kurumlar arası çatışmaya yol açıyor”

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “Parlamenter sistem ne yazık ki ülkemizde bir yandan kurumlararası rekabete hatta çatışmaya yol açıyor” dedi.

TBMM Genel Kurulunda anayasa değişikliği teklifinin 1. turunda 16. maddenin görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Yılmaz, şunları söyledi:

“Parlamenter sistem ne yazık ki ülkemizde bir yandan kurumlararası rekabete hatta çatışmaya yol açıyor. Yapısındaki boşluklar nedeniyle hükümet darbelerinin ve vesayet dönemlerinin önünü açmaktadır. En azından bu bizim ülkemiz için geçerlidir.”

Kurumlararası rekabet derken, öncelikle cumhurbaşkanlığı ile başbakan arasındaki sorunları hatırlamak gerektiğine işaret eden Yılmaz, her cumhurbaşkanı ile başbakan arasında bunların yaşandığını, iki silah arkadaşı cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’nün de buna dahil olduğunu söyledi.

Atatürk ve İsmet İnönü arasında yaşananlara ilişkin önemli olayları anlatan Yılmaz, “Yani iki tane silah arkadaşı, kardeş olan kimseleri dahi, birisini başbakan birisini cumhurbaşkanı yaptığınızda anlaşmazlık çıkıyor. Birisi uluslararası sözleşmeleri imzalıyor, diğeri ‘Hayır imzalamam’ diyor. Birisi ‘Fabrika kurulsun’ diyor, diğeri ‘Fabrika kurulmasın’ diyor. Dolayısıyla bunlar enerji kaybına neden oluyor. Menderes-Bayar döneminde de oldu. Bu ikili yapı vardır. Biz ikili yapıyı kaldırıyor, siyaseti güçlendiriyoruz.” diye konuştu.

CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, kendisinin de bahsedilen anıları okuduğunu söyledi. Geniş bir tarih tartışması yapacak zamanlarının olmadığına vurgu yapan Tezcan, “Mustafa Kemal Atatürk, en güçlü döneminde kendisi ile tartışan İsmet Paşa’ya saygı duymasını bilmiştir.” ifadesini kullandı.

Madde üzerinde HDP Grubu adına söz alan Iğdır Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman, anayasaların toplumsal konsensüs ile hazırlanması gereken metinler olduğunu belirtti.

Partisinin Eş Genel Başkanları ile bazı milletvekillerinin tutuklu olduğunu, yasama faaliyetine katılamadığını belirten Adıyaman, bunun Meclisin iradesini sakatladığını, milli egemenliğin tam yansımasını engellediğini dile getirdi.

Adıyaman, ülkenin kronikleşen sorunlarının çoğunlukçu bir yaklaşımla çözülebileceğini belirterek, “Sorunlarımızı, çağdaş bir anayasa ile yetkilerin halkla paylaşıldığı bir anayasa ile çözebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

“60 maddeyi tek bir maddenin içerisinde değiştiremezsiniz”

CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel de teklifin 16. maddesinin okunmasının dokuz dakika sürdüğünü, kendisinin ise 10 dakikada eleştirilerini sunacağını, bunda bir mantık olmadığını dile getirdi.

Temizel, şöyle dedi:

“Bu anayasanın değiştirilmesi bile teklif edilemeyecek maddeleri var. Her birisinin içi doludur. Burada değiştirilmeyecek olan maddelerin başka maddelerde içini boşaltırsanız burada anayasanın değiştirilemeyecek maddelerine dokunmuş olursunuz. Anayasanın değiştirilemez maddeleriyle ilgili olarak herhangi bir düzenleme yapılması halinde yok hükmündedir. Yok hükmünde bir kanun tasarısı buraya geldiği zaman bunun ilk çarpacağı yer Meclis Başkanlığıdır. O duvarı geçti, komisyona gelir. Komisyonda yapılan görüşmelerde bunların dikkate alınmaması söz konusu olamaz. 60 maddeyi tek bir maddenin içerisinde değiştiremezsiniz.”

Şahsı adına söz alan AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Pulcu, anayasa görüşmelerinin 20 aralıkta başladığını, komisyon görüşmelerine de sıkça katıldıklarını anımsattı.

Pulcu’nun anayasa görüşmeleri sırasında Genel Kurulda yaşanan tartışmaları, kürsünün yerinden sökülmesini ve “ısırma olayını” anımsatması üzerine CHP milletvekilleri tepki gösterdi.

“Fotoğraftaki yaranın üzerinde kabuk var”

CHP Konya Milletvekili Mustafa Hüsnü Bozkurt ise bir hekim olduğunu belirterek, “Ayağının ısırıldığını iddia eden arkadaşımızın fotoğrafını inceledim. Isırıkta, sıyrık da olsa epitelizasyon başlamış bir yaranın 48 saat önceden olması şarttır. O fotoğraftaki bacak hangi vatandaşınsa o olay en az buradaki olaydan 48 saat önce olmuş. Fotoğraftaki yaranın üzerinde kabuk var. Kabuk dediğiniz epitelizasyondur.” sözlerine yer verdi.

“Meclisin faaliyetlerine devam etmesi gerekir”

Teklifin 16. maddesi üzerinde şahsı adına söz alan MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı’nın eşi Hülya Sancaklı’ya acil şifa diledi. Konuyu yakından takip ettiklerini belirten Akçay, ameliyatın tamamlandığını, Sancaklı’nın eşinin yoğun bakımda takibinin devam ettiğini söyledi.

Akçay, Meclisin 15 Temmuz’da bombalar inerken dahi açık kaldığını ve çalıştığını anımsatarak, “Görüşmelere ara vermeyi Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak doğru bulmuyoruz. Meclisin faaliyetlerine devam etmesi gerekir.” diye konuştu.

Anayasa değişikliği teklifinin 16. maddesi kabul edildi

Anayasa değişikliği teklifinin 1. turunda, teklifin 16. maddesine 341 kabul, 134 ret oyu verildi.TBMM Genel Kurulunda, teklifin 16. maddesinin gizli oylamasına 482 milletvekili katıldı. Oylamada 341 kabul, 134 ret oyu kullanıldı, 3 oy boş, 3 oy geçersiz, 1 oy çekimser çıktı.Teklifin 16. maddesiyle, önerilen hükümet sistemine uyum için anayasanın farklı maddelerinde bulunan bazı ibareler değiştiriliyor ya da metinden çıkarılıyor.Maddenin oylamasının tamamlanmasının ardından TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın birleşime ara verdi. Ara sonrasında hükümet ve komisyonun yerine oturmaması üzerine Aydın, birleşimi saat 16.00’da toplanmak üzere kapattı.Adım adım referanduma

Bozdağ: Millet sizden de bizden de akıllı

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, TBMM Genel Kurulunda, anayasa değişikliği teklifinin 1. turunda 13. maddenin görüşmelerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.Teklifin yasama ve yürütmeyi birbirinden tam anlamıyla ayırdığına işaret eden Bozdağ, şöyle devam etti:”Bu teklifle yürütme, bundan sonra doğrudan doğruya halkın iradesiyle sandığa attığı oydan çıkacak, sandıktan çıkacak ve halkın güvenine dayalı olarak görevini yapacaktır. Bu, milli egemenliğin Meclis’ten alınıp saraya verilmesi değil. Esasında milli egemenliğin doğrudan halka daha geniş kapsamlı olarak yansıtılmasıdır. Sadece yasamayı değil, yürütmeyi de seçen bir halkımız olacaktır.”Muhtarların suç işlendiği ya da işlenebileceği gerekçesiyle güvenlik güçlerine ihbarda bulunmalarına ilişkin eleştirilere de yanıt veren Bozdağ, suçu engelleme çabasının bir vatandaşlık görevi olduğunun altını çizdi. Bozdağ, şunları söyledi:”Muhtarların suç işlediği iddiasıyla bazı kişileri ihbar etmeleri ayıp değil, günah değil, suç da değil. Teröristler bir köye geldiği zaman muhtarların, ‘Burada terörist var’ diye kolluk güçlerine ihbarda bulunması vatandaşlık görevidir. Bir yere teröristler geldi, canlı bomba var veya başka suçlar işleyecekler, muhtarlar bunları gördüğü zaman kolluğa bildirmek ahlaksızlık mı, suç mu, muhbirlik mi? Suçluları kolluğa bildirmeyi ahlaksızlık olarak kabul ve takdim edersek o zaman teröristlere ulaşmada, canlı bombaları bulmada kaynakları yeterince kullanamayız.”Teklifte mevcut anayasanın ilk dört maddesine ilişkin herhangi bir düzenleme olmadığını vurgulayan Bozdağ, “Siz bunun aksini istediğiniz kadar iddia edin, bu millet sizden de akıllı, bizden de akıllı. Dolayısıyla ‘Biz burada bir maden bulduk, buraya biraz daha fazla çalışalım’ dediğinizde milleti kandıracağınızı düşünüyorsanız sadece kendinizi yorarsınız. Yormayın kendinizi. Millet sizden de bizden de akıllı” dedi.Teklifte OHAL ilanına ilişkin düzenlemeyle ilgili eleştirilere de yanıt veren Bozdağ, cumhurbaşkanının OHAL ilan etme yetkisinin 34 yıldır olduğunu, yeni bir şey yapılmadığını söyledi. Bozdağ, “Esasında burada cumhurbaşkanının başkanlığında olağanüstü hal ilanına, yasama denetimi getiriliyor” ifadelerini kullandı.

KAYNAK : Yenişafak