Osmanlı Tarihi Latin Amerika’da anlatıldı

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi koordinasyonunda Brezilya, Arjantin ve Şili’de gerçekleştirilen “Osmanlı Tarihi ve Medeniyeti ile Osmanlı Mimarisi” konularındaki konferanslar ilgi gördü.

Osmanlı Tarihi Latin Amerika’da anlatıldı

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi koordinasyonunda Brezilya, Arjantin ve Şili’de gerçekleştirilen “Osmanlı Tarihi ve Medeniyeti ile Osmanlı Mimarisi” konularındaki konferanslar ilgi gördü.

Brezilya’nın Sao Paulo kentinde Fundaçao Santo Andre Üniversitesindeki konferansın ilk bölümünde Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Onur Şimşek tarafından Orta Asya’dan Osmanlı dönemine özellikle Mimar Sinan’ın eserlerine kadar Türk mimarisi hakkında bilgi verildi.

“Osmanlı, imparatorluk değil”

Konferansın ikinci bölümünde ise Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi emekli dekanı Prof. Dr. Mehmet Maksudoğlu, Osmanlı döneminden günümüze yansıyan bazı terimlerin yanlış kullanıldığını söyledi.

Osmanlı Devleti’nin “imparatorluk” ifadesini ne arşiv belgelerinde ne de kitaplarında kullandığını vurgulayan Maksudoğlu, devletin adının “Pek Yüce Osmanlı Devleti” anlamına gelen “Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye” olduğunu bildirdi. Maksudoğlu, Türkçe olarak kısaca “Osmanlı Devleti” denilmesi gerektiğine değindi.

Hayat mücadelesi bizi erdemli kılıyor

İlk kez 36. İstanbul film Festivali’nde gösterilen “Yeni Başlayanlar İçin Hayatta Kalma Sanatı”, 12 Mayıs’ta seyirciyle buluşuyor. Senarist ve yönetmen Burak Serbest’in ilk projesi olan film genç yaşında annesini, babasını ve kız kardeşini trafik kazasında kaybeden ve intiharı düşünürken yaşadığı deneyimlerle hayatın içine çekilen bir genci konu alıyor. Türkiye, Romanya ve Portekiz ortak yapımı olan filmin oyuncu kadrosunda ise Edip Tepeli, Doğa Nalbantoğlu, Açelya Devrim Yılhan, Kıvanç Deniz Yavuz, Suna Selen, Mehmet Esen ve Sema Şimşek yer alıyor.ACILARIMIZ MÜCADELEMİZLE ORANTILI16 yaşında okuduğu bir romandan etkilenerek yazdığı hikayeyi yıllar geçtikçe tekrar kurgulayan yönetmenle filmin hikayesini konuştuk. Büyüme sürecinin her zaman ilgisini çektiğini belirten Serbest, film hakkında şunları söylüyor: “Eğer şanslıysak bir aile içinde yaşıyoruz. Fakat her farklı evrede bir insan ailesinden kopuyor ve büyüme sürecine giriyor. Hayatı göğüslemeye başlamak benim için çok değerli bir şey. Hikaye de bunun üzerine kuruldu.” Serbest filmin mesajını ise şu sözlerle özetliyor: “Hayatta kalma mücadelesi insanı daha erdemli kılıyor. Dünyada bu kadar kötülük, sefalet, açlık varken insan olarak hala hayata kalmaya çalışıyoruz. Acılarımız ne kadar büyük olursa hayatta kalma dürtümüz hayatı yeniden organize etmemizi sağlıyor. Bizi ayakta tutan şey de bu. Çok kıymetli. Bir amaç için yola çıktığınızda he rşey daha anlamlı ve güzel.”Güven alanından çıkıyoruz20 yaşında bir trafik kazasında tüm ailesini kaybeden Kayra’nın hayata tutunma sürecini işleyen Serbest, “Başınıza bir şey geldiği zaman hayatı göğüslemenin ne kadar değerli bir şey olduğunu kavrıyorsunuz” diyor. Bu fikrin filme olan yansımasını ise şu sözlerle anlatıyor: “Her şeyini kaybetmiş ama yine de yaşama mücadelesi veren bir çocuğun hikayesini anlatmak istedim. Bütün güven alanın elinden alalım ve o çocuğu ortaya bıraklım, kendi hayatını yeniden kurmaya çalışsın. Büyümek güven alanından çıkmaktır. Amacım filmde bir ajitasyon yapmak değildi.”

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ