Okuduktan sonra ağaca dönüşen kitap

‘Bir Kitap da Sen Dik’ projesi kapsamında basımına yeni başlanan ‘Balıkçıl ile Yengeç’ adlı çocuk kitabı, okunduktan sonra ekilebiliyor ve bir süre sonra ağaca dönüşüyor. Proje ile öğrencilere kağıdın geri dönüştürülebilir bir materyal olduğu bilinci aşılanıyor.

Okuduktan sonra ağaca dönüşen kitap

Uluslararası 118-K Yönetim Çevresi 1. Bölge Kulüpleri tarafından geliştirilen ve Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi son sınıf öğrencileri tarafından desteklenen ‘Bir Kitap da Sen Dik’ sosyal sorumluluk projesinde üretilen kitaplar, okunduktan sonra sayfalarda bulunan tohumların ekilmesiyle ağaca dönüşüyor.
Sürdürülebilir doğal yöntemlerin yaygınlaştırılması, öğretilmesi ve bilinçsiz kağıt tüketimini azaltmaya yönelik farkındalık oluşturmak isteyen Uluslararası Lions Kulübü, Anadolu Üniversitesi öğrencileri, Tepebaşı Belediyesi, Yalova Belediyesi ve Mozart Sanat Atölyesi’nin katkılarıyla ilk etapta 50 kitap oluşturacak. Milli unsurları sanat ile buluşturan ve ‘Kelile ile Dimne’den uyarlanan ‘Balıkçıl ile Yengeç’ isimli kitap Mozart Sanat Atölyesi’nin katkılarıyla hazırlanıyor.

Önce okuyacaklar sonra ekecekler

Anadolu Üniversitesi öğrencileri tarafından yapılan açıklamada projenin atık değerlendirme ve çevre koruma alışkanlığı gibi değerleri barındırdığı bildirildi. Açıklamada, “Çevre konusunda var olan duyarlılığı ve farkındalığı arttırmayı hedefleyen ekilebilir kitap projesinde biz bilinçsiz kağıt tüketimine karşı 8-12 yaş arası öğrencilere kağıdın dönüştürülebilir bir materyal olduğu bilincini kazandırmayı amaçlıyoruz. İnsanları çevre duyarlılığı konusunda cesaretlendiren, var olan duyarlılığı ve farkındalığı ise pekiştiren projemizde süreç geri dönüştürülmüş el yapımı kağıt üretimi ile başlayarak; çocuk kitabının hazırlanıp, kağıtlara basılması ve sonrasında da projede yer alan okullara dağıtılıp kitabın çocuklarla birlikte ekilmesiyle tamamlanacaktır” ifadelerine yer verildi.

Kültürel mirasımız geleceğe taşınıyor

Arkeoloji, restorasyon ve müzecilik gibi çok önemli alanları bir çatı altında ilk kez ve tek buluşturan fuar Heritage İstanbul’un bu yıl ikincisi düzenleniyor. İlki 2015 yılında düzenlenen fuar, bu yıl ‘Geçmişe gelecek sağlamak’ sloganıyla yola çıkıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü desteği ile gerçekleşecek fuar 27-29 Nisan tarihlerinde bu üç alanın uzmanlarını, markalarını, firmalarını, akademisyenleri ve meraklılarını Hilton İstanbul Convention ve Exhibition Center’da buluşturacak.ANA KONU KÜLTÜREL MİRASIN KORUNMASIFuar hakkında Arkeoloji ve Sanat Yayınları Başkanı, arkeolog Nezih Başgelen, arkeolog Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, İstanbul Üniversitesi Müzecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fethiye Erbay, TG Expo Yönetim Kurulu Başkanı Gönül Akyıldız ve Heritage İstanbul’un yöneticisi Osman Murat Akan’dan bilgi aldık. Fuarın ana başlıklarını kültürel miras eğitimi yönetimi, envanterde yeni yöntemler, sergileme ve teşhirde yeni araçlar, arkeoloji, restorasyon ve müzecilik teknolojileri oluşturuyor. Fuara yurt içiden ve dışından çok fazla önemli isim katılıyor. Karkamış Kazıları Başkanı Nicolo Marchetti, arkeolog ve Mısır Hükümeti Eski Kültür Bakanı Dr. Zahi Hawass, arkeolog müzeci ve yazar Prof. Dr. Nevzat Çevik, mimar ve sanat tarihi profesörü Francesca Brancaccio bu isimlerden yalnızca birkaçı.MÜZECİLERİN İLGİSİ YOĞUNÜcretsiz olarak gerçekleşecek Heritage İstanbul’a 70’e yakın konuşma katılacağını söyleyen Murat Akan, “90’ın üzerinde firma ve STK katılıyor. Geçtiğimiz yıla göre uluslararası firma sayısı yüzde 300 arttı. İlk sene 3 yabancı firma varken bu sene 12 yabancı firma var. Bakanlık ve vakıflar bu işin başında ama özel sektörün de yoğun bir ilgisi var. Müzeler ve müzelere alt yapı sağlayan firmalar fuarın yüzde 50’sini oluşturuyor. Yüzde 30’unu da restorasyon oluşturuyor. İlk sene 2 restorasyon firması vardı bu yıl sayı çok yükseldi. Arkeoloji biraz daha geriden geliyor” diyor. Akan, hedeflerinin daha fazla uluslararası firmayı katmak olduğunu söylüyor.Müzeler tasarım atölyesine dönüşecekMüzeciliğin son yıllarda hızlı bir gelişim gösterdiğini söyleyen İstanbul Üniversitesi Müzecilik Bölüm Başkanı Fethiye Erbay, “Müzeleri kurumsallaştırma çabası içindeyiz. Müze açmak yeterli değil. Farklı ve halkı içinde daha fazla tutabilecek aktivitelerin dahil edildiği müzecilik sistemi gelişiyor. Önümüzdeki yıllarda farklı tekniklerle müzecilik ve eğitim kurumları birlikte çalışmaya başlayacak ve müzeler yaratıcı tasarım atölyelerine dönüşecek” diyor.

Türkçe’ye adanmış bir ömür

Yazar, şair ve edebiyat tarihçisi Nihad Sami Banarlı adına, “110. Doğum Yıldönümü ve Anma Paneli” adlı özel bir etkinlik düzenlendi. Türk Kültürüne Hizmet Vakfı ile Kültür Bakanlığı ortaklığında Marmara Üniversitesi’nde gerçekleşen panelde Birol Emil, Beşir Ayvazoğlu, Sait Başer, Prof. Dr. Mehdi Ergüzel, Prof. Dr. Şeyma Güngör konuşmacı olarak yer aldı. Panelde Banarlı’nın çalışmalarıve kişiliği tüm yönleriyle ele alındı. Ergüzel Türkçe aşığı Banarlı’na minnettar kaldığımızı belirterek “Çocuklarımıza milli edebiyat zevki kazandırmıştır. Türkçe yolunda derviş sabrıyla yürümüştür” dedi.iSTANBUL AŞIĞIYDIEdebiyat zevkini Banarlı’dan aldığını belirten Ayvazoğlu, şöyle konuştu: “İstanbul aşığıydı. Her evin ayrı bir şahsiyeti olduğuna inanır ve bir yanda cami, kasır, çeşmeleri bir yanda türbe, mescid, çiçek bahçeleriyle ayrı bir İstnbul’a dikkat çeker ve milli peyzajın önemini vurgulardı.”Birleştirici gücü vardıProf. Dr. Birol Emil, Banarlı’nın Yahya Kemal’in eserlerinin yayınlanmasında öncülük etmiş olduğunu hatırlatarak bir vefa timsali olduğunu söyledi. Banarlı’nın istisna bir isim olduğunu belirten Emil, “Döneminde ve sonrasında hakkında olumsuz bir tartışmaya girilmemiş biridir. Her kesimden insanın sevgi ve saygısını kazanan Banarlı’nın birleştirici gücü de vardı” dedi.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ