‘Nanoteknoloji’ müfredat taslağına alındı

Milli Eğitim Bakanlığınca, geleceğin bilimi olarak adlandırılan ve maddenin milimetrenin milyonda biri kadar küçültme özelliklerinin araştırıldığı nanoteknoloji, liselerdeki kimya dersi müfredat taslağına alındı. Öğrenciler, müfredata eklenen “enerji kaynakları ve bilimsel gelişmeler” konulu ünitede, nanoteknolojinin yanı sıra biyokütle, bor ve sürdürülebilir yaşam ve kalkınma konularını da öğrenecek. Kimya bilimine katkı sağlayan Cabir bin Hayyan, Ebubekir el-Razi, İbn-i Sina, el-Biruni gibi İslam dünyasından bilim insanlarının çalışmaları da öğrencilere tanıtılacak. Kimya müfredatında Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Sancar’ın DNA onarımı çalışması, Prof. Dr. Sinanoğlu’nun tepkime mekanizmaları ve Prof. Dr. Veziroğlu’nun hidrojen üzerine araştırmaları da yer aldı​.

‘Nanoteknoloji’ müfredat taslağına alındı

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), “geleceğin bilimi” olarak adlandırılan ve maddenin milimetrenin milyonda biri kadar küçültme özelliklerinin araştırıldığı nanoteknoloji, liselerdeki kimya dersi müfredat taslağına alındı. Öğrenciler, müfredata eklenen “enerji kaynakları ve bilimsel gelişmeler” konulu ünitede, nanoteknolojinin yanı sıra biyokütle, bor ve sürdürülebilir yaşam ve kalkınma konularını da öğrenecek.

Kamuoyunun görüşüne açılan ortaöğretim kimya dersleri müfredat taslağından derlenen bilgilere göre, bu derste öğrencilerin kimya bilimi ile ilgili öğrendiklerini günlük hayatlarına aktarmaları, daha fazla uygulama yaparak bilgilerini zenginleştirmeleri ve derinleştirmeleri, deney, araştırma, gözlem yaparak ve bilişim teknolojilerini etkin şekilde kullanarak kendi öğrenme süreçlerinde aktif bir rol üstlenmeleri amaçlandı.

Öğrencilerin bilimsel bilginin tüm insanlığın ortak çabalarının bir ürünü olduğunu fark etmeleri, bilimsel düşünme ve okuryazarlık becerileri edinmeleri ve bunları günlük hayatlarına, diğer disiplin alanlarındaki çalışmalarına transfer edebilmeleri hedefler arasında yer aldı.

“Simyadan kimyaya”

MEB tarafından 9. sınıf kimya müfredat taslağında, “simyadan kimyaya” ünitesi ile kimyanın bilim olma süreci açıklanacak. Madde hakkındaki ilk deneyimlerin sınama yanılma yoluyla edinildiği vurgulanacak. Bilimin gelişim süreci ele alınırken Mezopotamya, Çin, Hint, Orta Asya ve İslam uygarlıklarının bilime yaptığı katkılar vurgulanacak. İnsanların tarihi süreç içinde maddeye bakış açılarının karşılaştırılması sağlanacak.

Kimya bilimine katkı sağlayan antik Yunan bilim insanları Empedokles, Democritos, Aristo; İslam dünyasından bilim insanları Cabir bin Hayyan, Ebubekir el-Razi, İbn-i Sina, el-Biruni; Batılı bilim insanları Robert Boyle, Antoine Lavoisier’in çalışmaları kısaca tanıtılacak.

Öğrencilere 9. sınıfta Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar’ın kısa öz geçmişi ve DNA’nın onarımı ile ilgili çalışmalarını tanıtan okuma parçası verilecek. Kararlılık, azim ve sabrın bilimsel çalışmalarda başarıya ulaşmadaki önemi vurgulanacak.

11. sınıf kimya derslerinde ise Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu’nun kısa biyografisi ve tepkime mekanizmaları üzerine yaptığı çalışmalar ile ilgili yazı okutulacak.

Prof. Dr. Turhan Nejat Veziroğlu’nun kısa biyografisi ve hidrojenin yakıt olarak kullanılması üzerine yaptığı çalışmalar, okuma parçası olarak 12. sınıftaki “alternatif enerji kaynakları” ünitesinde yer alacak.

Bor katkılı yanmaz boya geliştirildi

Dumlupınar Üniversitesinde (DPÜ), bor ve nano teknoloji kullanılarak “yanmaz boya” üretildi.DPÜ’de bor alanında bilimsel çalışmalar yürüten Biyokimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Şen yaptığı açıklamada, 15 kişilik ekiple yaklaşık üç yıldır nanoteknolojiyle bor katkılı yanmaz boya üzerinde çalıştıklarını söyledi.Dünya genelinde bugüne kadar üretilen boyalara en fazla yanmayı geciktirici özellik kazandırıldığını ancak bu malzemelerin ise insan hayatı için çeşitli riskler oluşturduğunu vurgulayan Şen, şöyle konuştu:”Özellikle ABD ve AB ülkelerinde geliştirilen yanmayı geciktirici malzemelerin uygulandığı maddenin içeriğini değiştiriyor ve uygulama zorlukları yaşanıyor. Ayrıca söz konusu malzemelerin yanmayı geciktirmesine rağmen, yanma sırasında hidroklorik, hidrobromür gibi zehirli gazlar salgılıyor. Bu malzemeler yanma sırasında ölüm ve zehirlenmelere neden olan karbonmonoksit gazı oluşumunu da engellemiyor.”Şen, bor katarak kendi ürettikleri boyanın ise tamamen yanmaz özelliğe sahip olduğunu belirterek, yapılan tüm testlerin başarıyla sonuçlandığını aktardı.Çevre dostu boyaÜretilen yanmaz boyanın çevre dostu olduğunu ve sağlığa zararının olmadığını vurgulayan Şen, şunları kaydetti:”Bilimsel çalışmalarımızda kullandığımız ham maddenin tamamı yerli kaynaklardan temin edildi. Bu projemize DPÜ yönetimi ve bölüm başkanımız Prof. Dr. Yunus Erdoğan’ın büyük katkıları oldu. Biz ekip olarak üniversitemizin nanoteknoloji laboratuvarlarında yaptığımız deneyler sonucu nanomalzeme temelli ve bor katkılı yeni bir ürün ortaya koyduk. Bu ürünün çevre dostu olmasının yanı sıra kesinlikle insan sağlığına da zarar vermiyor.”Bor katkılı yanmaz boyanın seri üretime geçilerek binalarda kullanıma sunulması gerektiğini dile getiren savunan Şen, “Ürünümüz şu anda seri üretime hazır durumda. Öncelikle toplu kullanım alanları olan okullar, yurtlar, hastaneler ve askeri binalarda yangınlara karşı bu tür yanmaz boyaların kullanılması gerekir. Bu uygulama tüm boya çeşitlerinde kullanılabilir. Ayrıca karayolu taşıtlarının boyanmasında da kullanılabilir. Toplumsal olaylarda atılan molotof sonucu güvenlik güçlerinin araçlarının yanması da engellenebilir.” dedi.Şen, yanmaz boyanın normal üretilen boyalara sadece birkaç lira ek maliyet getirdiğini sözlerine ekledi.Galeri: Yanmayan boya üretildi

Müfredata eklenen yeni kimya bilgileri12. sınıf kimya dersi müfredatına “enerji kaynakları ve bilimsel gelişmeler” başlıklı ünite eklendi. Bu ünitede, öğrencilere fosil yakıt, kömür, ham petrol, doğalgaz, biyokütle kavramlarına ilişkin bilgiler aktarılacak. Öğrenciler, bu ünitede, “geleceğin bilimi” olarak adlandırılan ve maddenin milimetrenin milyonda biri kadar küçültme özelliklerinin araştırıldığı nanoteknoloji konularını da öğrenecek. Öğrenciler, nanoteknoloji alanındaki gelişmeleri bilim, toplum, teknoloji, çevre ve ekonomiye katkıları açısından değerlendirecek. Nanoteknolojinin açıklanmasında bilişim teknolojilerinden yararlanılacak.Öğrenciler, fosil yakıtların çevreye zararlı etkilerini azaltmak için çözüm önerilerinde bulunacak. Alternatif enerji kaynakları olarak bilinen güneş, rüzgar, hidrojen, jeotermal ve biyokütle enerji kaynaklarına değinilecek olan programda, bor mineralinden hidrojen elde edilmesinin, ülkenin kalkınması için önemi vurgulanacak. Ayrıca öğrenciler, nükleer enerjiyi bilim, toplum, teknoloji, çevre ve ekonomiye katkıları açısından değerlendirecek. Nükleer enerjinin açıklanmasında bilişim teknolojilerinden yararlanılacak. Öte yandan, sürdürülebilir yaşam ve kalkınmanın toplum ve çevre için önemini kimya bilimi ile ilişkilendiren konular da müfredattaki yerini aldı. Enerji, polimer, kağıt ve metal sektörleri açısından sürdürülebilir yaşam üzerinde durulacak. Lisans konuları müfredattan çıkarıldı

11. sınıfın “kimyasal tepkimelerde enerji” ünitesinden entropi (kimyasal olaylarda istemlilik) konusu, lisans programlarına daha uygun olduğu düşüncesiyle müfredattan çıkarıldı.

Ayrıca, 10. sınıf kimya derslerinde 2. ünite olan “endüstride ve canlılarda enerji” isimli konuları içeren ünitenin güncel hayat için gerekli olan bazı bölümleri, farklı ünitelere aktarılıp geri kalan kısımlar lisans seviyesine uygun olduğundan müfredat dışı bırakıldı.

Nanoteknoloji Araştırma Merkezi için ilk adım atıldı

Hacettepe Teknokent, Nanoteknoloji Araştırma Merkezi kurulması için fizibilite çalışmalarına başladı.Hacettepe Teknokent Yönetim Kurulu Başkanı Candan Gökçeoğlu, projenin başlangıç toplantısında yaptığı konuşmada, nanoteknolojinin bütün sektörlerde geleceğinin olduğunu, bu teknolojideki gelişmeler doğrultusunda daha dayanıklı, hafif, kendi kendini temizleyen ürün ve eşyaların yakın zamanda gündelik hayatta kullanılmaya başlanacağını söyledi.Nanoteknolojinin pek çok ülke tarafından desteklendiğine değinen Gökçeoğlu, Türkiye’nin, bu alandaki yetişmiş insan gücünün yetersizliği, farkındalık eksikliği gibi nedenlerle henüz istenen seviyede olmadığını dile getirdi.Gökçeoğlu, tüm bu ihtiyaçları dikkate alarak özellikle sağlık, gıda ve enerjide nitelikli insan yetiştirip, yüksek katma değerli ürünler üretmeye yönelik olarak Nanoteknoloji Araştırma Merkezi kurma kararı aldıklarını belirtti.Candan Gökçeoğlu, Ankara Kalkınma Ajansı ile bu merkez için bir fizibilite çalışması başlatarak ilk adımı attıklarını kaydetti.Hacettepe Teknokent Genel Müdürü İlyas Yılmazyıldız da Hacettepe Üniversitesinin güçlü olduğu ve mevcut nanoteknoloji merkezlerinin faaliyet göstermediği alanlarda projeler geliştirmek ve sanayi ile buluşturmak amacıyla Hacettepe Teknokent Nanoteknoloji Araştırma Merkezi kurma kararı aldıklarını söyledi.Yılmazyıldız, merkezde, ürüne dönüşecek şekilde Ar-Ge çalışmaları yürütüleceğini ifade etti.Hacettepe Teknokentin yürüttüğü, Ankara Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen Hacettepe Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezinin Kurulması İçin Fizibilite Çalışmasının Yapılması Projesi kapsamında, doğru hedefe ulaşılması için bir dizi çalışma yapılacak.Bu süreçte, Hacettepe Üniversitesinin sağlık, gıda ve enerji alanlarındaki mevcut nanoteknoloji seviyesini daha da güçlendirecek, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarından ticari ürünler üretilebilmesine olanak sağlayacak merkezin insan kaynağı ve ekipman ihtiyaçları belirlenecek.Fizibilite çalışmaları kapsamında literatür taraması yapılacak, akademisyenlerle derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilecek, çalıştaylar düzenlenecek, diğer nanoteknoloji araştırma merkezleriyle temas kurularak aynı alanlarda çalışma yürütülmesinin önüne geçilecek, kamu kurum ve kuruluşlarının bu alandaki beklenti ve ihtiyaçları belirlenecek.

KAYNAK : Yenişafak

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ